Şu avrupalılar ne kadar medeni!
Ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni!
Medeni olmak eğer açmaksa bedeni!
Hayvanlar avrupalılardan daha medeni!
NECİP FAZIL KISAKÜREK....
O linki izlemeye gerek yok, o medeni Avrupalılar, rüşvet yemeyin diye para yardımı yapıyor, sizin medeni dindarlar da o yardımı alıyor. Avrupa medeniyetinden ahlaksızlıkları aldık diyen siz ve sizler gibi düşünenlerin hafsalasıyla, şimdi adam olun diye o Avrupalılar ahlaksızlıkla mücadeleye para veriyorlar...
Ne yaman çelişki... Dinde yalan en büyük günahlardandır. Dün başka bugün başka diyen Başbakan ve Cumhurbaşkanı nedir sizce? .....
Hukuki NET Güncel Haber
Konu Harun Gür tarafından (23-02-2008 Saat 01:11:25 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: ekleme
Olmamasına rağmen tak diyenler kimlerdir, eşeği kaybettirip buldurmak, ama bu arada kır eşeği boz eşekle değiştirmek cinliği kimden çıkıyorsa, ben size söyleyeyim, bunun adına demokrasi denmez...
Bence çok önyargılısınız Sayın Harun GÜR. biraz sakinleşmeniz ve hoşgörülü olmanız gerekiyor.
Yalan en büyük günah değildir büyük günahlardan bir tanesidir. İnsanların fikirleri değişebilir eskiden savunduğu bir fikri bugun savunmaması yada aksi bir fikri savunması onun yalancı olduğu kanaatine gelirse hepimiz biraz yalancıyızdır.
türbana gelirsek türban kadın özgürlüğünün önünde bir engeldir diyorsunuz... sizce kadının özgürleşmesi soyunması mıdır ki türban yada örtünme bir engel olsun...?
Önyargılı değilim ancak çarpıtmalara da hoşgörülü değilim.
Yalan en büyük günah değildir, büyük günahlardan bir tanesidir diyorsunuz, doğrudur, bir hadiste, büyük günahlar, "el-Mubîkât: helâk edici" kelimesiyle ifadelendirilerek şöyle buyurulmuştur: "Yedi helâk edici Şeyden kaçının." Bunlar nedir yâ Rasûlallah diye sorulunca: "Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır" buyurdular. Diğer bir hadiste ise: "Büyük günahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; müslüman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir. " Diğer hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap içmek de ilâve edilmiştir. (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141-146; Ebû Davûd, Vasâya 10)
Ben hiçbir Dini kaynakta türban takmamanın günah olduğunu görmedim. Kadını evine kapatan , sosyal hayatını sınırlandıran, ona ikinci sınıf insan muamelesi yapan erkek egemen anlayış özgürlük?!!! olacak, sonra da türban takıp, sınırlı bir sosyal alana çıkabilmesini sağlamak gerçek özgürlük olarak addedilecek.
Sevsinler böyle özgürlüğü...
İnsanlar değişebilir ancak değiştim deyip değişmemek yalandır, riyadır, takiyedir.
Ben hiçbir Dini kaynakta türban takmamanın günah olduğunu görmedim. Kadını evine kapatan , sosyal hayatını sınırlandıran, ona ikinci sınıf insan muamelesi yapan erkek egemen anlayış özgürlük?!!! olacak, sonra da türban takıp, sınırlı bir sosyal alana çıkabilmesini sağlamak gerçek özgürlük olarak addedilecek.
Sevsinler böyle özgürlüğü...
İnsanlar değişebilir ancak değiştim deyip değişmemek yalandır, riyadır, takiyedir.
Selamlar,
A.S. Sayın Gür
Bazı insanlar "Türban" a takılıp kalmış durumdadır. Aslolan örtünmedir bunun adı türban olur yaşmak olur yemeni olur olur da olur.
Nûr(*) Sûresi
31 - Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!
bakınız Nur suresi 31. ayette bir kadının nasıl örtüneceğini açıkça ifade edilmiş siz Türban kelimesine takılıp kalırsanız elbette ki göremezsiniz.
Ayrıca kadın erkek eşitliği günümüz toplumlarında Hukuki hak ve özgürlükler bağlamındadır. Yoksa herkes kabul eder ki kadın ve erkek eşit değildir...
Ayrıca "kadını evine kapatan, sosyal hayatını sınırlandıran ve 2. sınıf kadın muamelesi yapan..." şekilde tabir ediyorsunuz burda bir çelişki yok mu sizce? Bizler Örtülü kadınlarında diğer kadınlar gibi yüksek öğrenim hakkına sahip olmalarını onların da evlerinin dışına çıkarak eğitim öğrenip hakkalarını kullanmalarını istiyoruz.. Bizler mi onları evlerine kapatıyoruz, 2. sınıf muamele yapıyoruz sizce?
Türban konusuna yeniden dönüyoruz görüyorum ki... Bu forumlarda kısa bir arama ile ilgili ayetin farklı yorumlarına ulaşmanız mümkün...
Şimdi ben de ayetlerden örnekler vererek, kadının şahitliğini, miras hukuku açısından durumunu, toplumsal hayattaki yerini sorgulasam ne yapacaksınız? Ben yapacağınızı söyleyeyim:
O ayetlerde yazılanların o günkü toplumsal hayata dair olduğuna, hadislerle de desteklenen örnekler vereceksiniz. Evet ayetlerde öyle yazıyor ama bugüne has yorumlandığında gerçek anlamlar öyle değil diyeceksiniz.
Ama konu türban olduğunda bu tür yorumlar yapmaktan imtina edeceksiniz.
Sayın Gür;
Son görüşmemizden bu yana dini konularda hayli ilerleme katettiğiniz anlaşılıyor. Bakıyorum da ayetten hadisten bahsederek fetva vermeye kadar işi ilerletmiş görünüyorsun. Hidayete mi erdin, noldu sana? Bu gidişle yakında uçarsın. Titre ve kendine gel!..
Şu avrupalılar ne kadar medeni!
Ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni!
Medeni olmak eğer açmaksa bedeni!
Hayvanlar avrupalılardan daha medeni!
NECİP FAZIL KISAKÜREK....
Sayin Turkmenbasi Avrupalilari savunmak bana dusmez ama bir sey sormadan gecemiyecem. Eger bu Avrupalilar ve Amerkalilar bu kadar medeniyetsiz ve ahlaksiz ise, bu sizin aga babalar neden Arabistan veya İ ran yerine Amerika ve Avrupada yasamaya gidiyorlar. Hani bu sizin en kocaman Fehtullah neden Amerikada orda ne ogreniyor, yoksa ciplaklari mi seyrediyor???
Ilginize.
Bilirsin , "bilmediği beş vakit namaz, onu da şeytan komaz" diye bir söz vardır. Bazı gerçekleri görmek için hidayete ermeye gerek yok, gönül ve akıl gözün açık olsun yeter.
Fetva bizim işimiz değil ama şu fetva verenlere bakınca, neden olmasın dememek de mümkün değil...
'Ey, benim dev memesinde cüceler emziren acayip memleketim!'
Dün gece yarısı TBMM Genel Kurulu'ndaki 'türban müzakereleri'ni seyrederken sık sık Bedri Rahmi'nin bu mısraını mırıldandım.
Süpergüç olmaya aday, binlerce yıllık tarih ve medeniyetin sahibi koskoca Türkiye'nin parlamentosunda, sabahlara kadar bir kısım genç kızımızın başörtülü olarak üniversiteye gitmesinin tartışması yapılıyordu.
Kendisini lâik, solcu, sosyal demokrat, ilerici, çağdaş olarak tanımlayan 'başsız başsız adamlar', bir temel hak ve hürriyetin verilmemesi için kavga çıkararak her türlü engellemeyi yaptılar. CHP sözcülerini dikkatle dinledim. Söylediklerinin arasında, akla, bilime, hukuka, mantığa ve vicdana uygun tek cümle bulamadım. AK Parti yöneticilerinin yıllarca önce söyledikleri iddia edilen ve yalanlanan birtakım sözler, mesnetsiz ithamlar, dedikodular, hep lafügüzaf...
Engizisyon yargıçlarından Azınlık Raporu'na (Minority Report) uzanan karanlık yüzyılların 'zihin polisleri', vesveseden takallüs etmiş çehreleriyle bir paranoid sendrom sergiler gibiydiler...
Korku, şantaj ve tehditle demokratik hür irade üzerinde baskı kurarak, zinde güçlere, yargıya ve medyaya hulûs çakıp bol bol tahrikte bulundular. Bürokratik güçleri kullanarak çoktan tükenmiş politikalarını ayakta tutmaya, artık yıkılmaya yüz tutmuş oligarşik egemenliklerini devam ettirebilmek için huzur emici vantuzlarını yapıştıracak yer aradılar...
Dün gece seyrettiğim manzara çok esef verici ve tiksindirici idi.
* * *
Başörtülü öğrencilerin üniversiteye gitmesi konusunda bin türlü kurgu yapanlar, 'siyasî simge' arayanlar, 'Lâiklik elden gidiyor!' diyerek yırtınırcasına bağıranlar, bir an için dahi bu çocukların başlarını inançlarından dolayı örttüklerini ve sadece okumak istediklerini düşünmezler mi?!... Onların yüzünden yükseköğrenim hakkından mahrum kalmaları, mağduriyetleri, gözyaşları, bu jakoben tâifeyi hiç rahatsız etmez mi? Siz ne biçim vicdan sahiplerisiniz ki, bir genç kızın bu derece aşağılanmasını, üniversite kapılarından hakaretler edilerek kovulmasını normal kabul edersiniz?...
Bu ülkede yüzyıldır 'irticanın hortlayışından' yetmiş yıldır da 'lâikliğin elden gidişinden' bahsedilir. Ne irtica hortlamıştır, ne de lâiklik elden gitmiştir. Lâkin, en eski parlamenter rejimlerden birine sahip Türkiye'de, bu oligarşik seçkinlerin tahrikiyle, demokrasi sık sık kesintiye uğramış ve yerine oturtulamamıştır. Millet iradesi, bu dogmatik zihniyetli sözde elitin tahakkümüyle hep yerlerde sürünmüştür.
Sen istediğin kadar parti kur, milletin oyunu al, meclisler dolusu milletvekiline sahip ol, hükûmet et, ne çıkar... Sana hiç bu memleketin yönetimini bırakırlar mı? Çıkarlar ortaya, 'irtica geliyor!' diye nârâ atarlar. İlimlerini ideolojilerine kurban eden kara cübbelileri yürütürler, öğrencileri sokağa dökerler, çeteler kurup ortalığı karıştırırlar, askere muhtıra verdirmeye, darbe yaptırmaya çalışırlar, yargı üzerinde baskı kurarlar. Sen istediğin kadar çok oy al, kimin umurunda?!... Bakarsın, Yargıtay C. Başsavcısı 'türban' gerekçesiyle dâvâ açar, Anayasa Mahkemesi de partini kapatıverir...
* * *
Bu oyunu artık bozmak lâzımdır. Tehditlere ve tahriklere aldırmadan demokratik rejimi yerine oturtmanın zamanı gelmiştir. Aksi halde, jakoben oligarşinin dayatmaları Demokles'in kılıcı gibi başımızın üstünde durmaya devam ederse, insanımızın hür ve demokratik bir ortamda yaşaması imkânsız hâle gelir ve Türkiye'nin gelişmesi engellenir.
İşte Yeni Anayasa, bunun için elzemdir. Devleti meydana getiren güçlerin ve bu güçler arasındaki dengenin, millî egemenlik ve millet iradesi çerçevesinde yeniden tespiti gerekir.
Egemenlik kayıtsız şartsız millete ait olduğu zaman, bu mesele hâlledilebilecektir.
Hasan Celal ile Hasan Cemal aynı kişi midir diye düşünmeden edemedim.:o Aynı ortak paydada buluşmuşlar.
Şu yazıyı saftorik birisi okusa "vay be H.C. Güzel ne güzel yazmış" der. Şimdi şu yazının neresinden tutalım, neresini tashih edelim?
"bir temel hak ve hürriyetin verilmemesi için kavga çıkararak her türlü engellemeyi yaptılar."
Ne memleketin yargısı ne de AİHM öyle demiyor. Aksine temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı ve tehdit edicidir diyor.
"AK Parti yöneticilerinin yıllarca önce söyledikleri iddia edilen ve yalanlanan birtakım sözler, mesnetsiz ithamlar, dedikodular, hep lafügüzaf... "
Allahtan youtube orada, kitaplar ortada, ses kayıtları ortada, toplantılarda edilen ve toplantı tutanaklarına geçirilen konuşmalar ortada.
"Siz ne biçim vicdan sahiplerisiniz ki, bir genç kızın bu derece aşağılanmasını, üniversite kapılarından hakaretler edilerek kovulmasını normal kabul edersiniz?..." Bu düşünce sahipleri kadını yemek yedikleri masaya bile oturtmayanlar değil miydi?
"Sen istediğin kadar parti kur, milletin oyunu al, meclisler dolusu milletvekiline sahip ol, hükûmet et, ne çıkar... Sana hiç bu memleketin yönetimini bırakırlar mı? "
Aslında bu memlekette Anayasa Mahkemesi'ne, Danıştay'a, Sayıştay'a da gerek yok, yeter ki en çok oyu alarak iktidar ol. İstediğin gibi at oynatabilirsin, bunun adı da halk iradesi olur.
"Aksi halde, jakoben oligarşinin dayatmaları Demokles'in kılıcı gibi başımızın üstünde durmaya devam ederse, insanımızın hür ve demokratik bir ortamda yaşaması imkânsız hâle gelir ve Türkiye'nin gelişmesi engellenir."
Bizim ülkedeki jakoben oligarşi kimlere tekabül eder bilemem ama, tek parti dönemi sonrası Türkiye'nin 60 yılında iktidarda olanlara bakılırsa Hasan Celal Güzel'in fikri yapısına yakınların ağırlığı ilk bakışta hissedilir. Bu durumda Jakoben oligarşi; "odunu da koysam seçtiririm", "siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz", bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz", "yollar yürümekle aşınmaz", "dün dündür, bugün bugündür", "benim memurum işini bilir", "devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir", "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer", "bu millet isterse laiklik tabi elden gidecek", "sayın Öcalan aldığı kellelerin hesabını veriyor ben ise düşüncelerimin" diyenlerden ibaret olmasın?
H.C. Güzel vallahi güzel yazmış, aynı "Bir Recep Tayyip Erdoğan Portresi" başlıklı makalesi gibi...
Yapabileceğiniz / yapılması gereken, dediğim gibi kız kardeşinizin gelen ödeme emrine bu adreste ilgili kişi yaşamamaktadır , adres hatalıdır, borçla...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Yanlış veraset ilamı
11-09-2025, 02:20:06 in Miras Hukuku