+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 18 ileti bulundu.

Konu: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

"Sosyal Dokumuzda Tahribat Var" Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Adalet Bakanı Çiçek, "Dava ve ihtilaf sayılarının artması, sosyal dokumuzda tahribatın olduğunu gösteriyor" dedi.

    Mantar biter gibi dava artıyor

    Niğde Valisi Gündüz Beder'i ziyaretinde, soruları yanıtlayan Çiçek, sürekli yeni adliye binaları yaptıklarını, ancak önemli olanın dava sayısının azaltılması olduğunu belirtti.

    Dava sayısının artması nedeniyle sürekli yeni binalar yapılmasına rağmen adliye binalarının ihtiyaca cevap veremez hale geldiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:

    "İnsanlarımız mümkün olduğu kadar az suç işlemeli. Yeni adliye binaları yapıyoruz ama bir bina tamamlanmadan yenisine ihtiyaç duyuluyor. Ülkede, dava sayısının ve ihtilafların artması çok hayra alamet değil. Biz, geçmişimizde, kültürümüzde birbirimizin hukukuna saygı gösteren insanlarız. Böyle bir medeniyetten geliyoruz."

    Dava sayısının artmasının toplumda bir takım sıkıntıları beraberinde getirdiğini belirten Çiçek, "Hedeflememiz gereken, dava sayısının azaltılmasıdır. Halbuki bizde mantar biter gibi dava sayısı artıyor" dedi.

    Ankara Adliyesi yapıldığında insanların (Böyle hangar gibi binaya ne ihtiyaç var, bu bina dolar mı?) diye eleştiri yaptıklarını, şimdi ise adliye binasının ihtiyaca cevap veremez hale geldiğini anlatan Çiçek, Sincan'da yeni bir adliye binası yapıldığını ve yeni bir binaya daha ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

    www.internethaber.com



    Hukuki NET Güncel Haber

    "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var" konulu yargıtay kararı ara
    "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var" konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Sosyal dokumuzda gerçekten bir tahribat var. Bunun da en önemli nedenlerinden biri işsizlik... İşi olmayan, evine ekmek götüremeyen , çoluğu çocuğu aç insan ne yapacak? İcra, haciz, hırsızlık, kapkaç, cinnet, cinayet, boşanma... Bu kadar davaya Adliye mi dayanır?

    Gerçi medyamız bize hep güzel haberler veriyor, ümitliyiz. Nasıl mı? E okuyun aşağıdaki yazıyı nasıl oluyor da oluyor görün. Şimdi insan düşünmeden edemiyor. İşsizlik böyle geriliyor ise, güzide medyamızın seçim kamuoyu yoklamaları sonuçları da böyle mi gelişip , güzelleşiyor acaba diye:o
    ?

    Aralık 2000, Hürriyet.
    İşsizlik geriledi, yüzde 5.6'ya düştü.
    Ekim 2001, NTV.
    İşsizlik geriledi, yüzde 8.5'e düştü.
    Aralık 2002, Takvim.
    İşsizlik geriledi, yüzde 9'a düştü.
    Eylül 2004, Milliyet.
    İşsizlik geriledi, yüzde 9.3'e düştü.
    Mayıs 2005, Vatan.
    İşsizlik geriledi, yüzde 9.5'e düştü.
    Temmuz 2005, Radikal.
    İşsizlik geriledi, yüzde 10'a düştü.
    Aralık 2005, Zaman.
    İşsizlik geriledi, yüzde 10.3'e düştü.
    Aralık 2006, Sabah.
    İşsizlik geriledi, yüzde 10.4'e düştü.
    Mart 2007, Referans.
    İşsizlik geriledi, yüzde 10.5'e düştü.
    Nisan 2007, Yeni Şafak.
    İşsizlik geriledi, yüzde 11'e düştü.
    Ve...
    Mayıs 2007, CNNTÜRK.
    İşsizlik geriledi, yüzde 11.4'e düştü.

    Yılmaz ÖZDİL / Sabah

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Oct 2003
    Nerede
    Hatay, Türkiye.
    İletiler
    3.380
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    :o ben de gülmekten düştüm, sandalyeden:o güzide basınımızı alınlarından öpüyorum.

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    İletiler
    613
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Sosyal dokuda tahribat olduğu saptamasına katılmakla beraber dava sayısının artmasının tek başına bunun göstergesi olarak alınamayacağını düşünüyorum. Elbette suç oranın artması sosyal dokunun bozulmasına işarettir.
    Ancak artan dava sayısı aynı zamanda olumlu bir işarettir. Gelişme ve olumlu yönde değişime işaret eder. İnsanların sorunlarını hukuk dışı yollarla çözmediklerinin ispatıdır. Artan boşanma oranı sadece aile yapısının bozulmasına değil aynı zamanda şiddet ihanet vb. durumlarda sessiz kalma yada kendi yöntemiyle çözme yerine hukuk sistemine güvenmeye işaret etmez mi? Hakaret eden komşuyu yumrukla susturmak yerine, dava etmek tahribat belirtisi olarak alınabilir mi?
    "Mahkemeye işi düşmek" aşağılayıcı korkunç bir durum değildir herzaman. Saygın, hak ve sorumluluklarının farkında olmanında belirtisi olabilir. Adalet bakanının sözleri göreviyle çelişmiyor mu bu anlamda?

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    Bursa, Türkiye.
    İletiler
    2.735
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Sosyal dokumuzda tahribat yok.
    Bana göre, SOSYAL DOKUMUZDA TAHRİFAT var

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Orta Anadolu
    İletiler
    16
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    İster TAHRİBAT, ister TAHRİFAT.
    Kim yaptı peki bunu , ben mi?:eek:

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    "Sosyal dokumuzda tahribat var"

    Evet var, hem de 'sen' yaptın 'ben' yaptım , o yapıyor!!!
    Gün geçtikçe de çoğalıyor, çoğaldıkça da adliyelere, dolaysıyla ülkeye yansıyor; artan dava sayısının hukuk sistemine olan güvene bağlı geliştiğini ve bu yönde bir değişimin olduğuna işaret ettiğini hiç sanmıyorum.

    Sosyal dokumuzdaki bu bozulmaların temeline inebiliyormuyuz, aileden başlayıp kendimizi sorgulayabiliyor muyuz? Nedir bizleri böylesine kargaşaya sürükleyen? Bu sadece ekonomik nedenlerden, işsizlikten mi kaynaklanıyor?! Bence bu işin temelinde bencillik var; teknolojinin de gelişmesiyle birlikte bir tembellik, bir miskinlik, bir hazıra konma isteği, kolay yolla bir çok şeyi kazanma derdinde olan, üstelik azla yetinmeyi bilemeyen bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Belki buradan şu konuyu örnek olarak vermemi hoş karşılamayabilirsiniz ama malesef bizler böyle olduk!

    Kısacası SEN- BEN olduk, biz olmayı unutunca da davalık durumlar da alır başını gider; hal böyle olunca da ne yargı organları bu duruma yetişebilir, ne de adalet yerini bulur. Belki bulur bulmasına da unutmayalım ki, geç işleyen adalet de adalet değildir. Peki, kim zararlı? 'sen' ve 'ben' yani "BİZ"-ler...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Aug 2006
    İletiler
    613
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Sayın Deniz
    Bozulan dokunun nedenini bencillik olarak tanımlamışsınız. Eskisinden daha bencilmiyiz gerçekten? Kastınız duyarsızlık olabilir mi? Yada teknoloji miskinleştirir tembelleştirir mi? Bence tam tersine teknoloji hızlandırır. Mektupla ileşim kurarsanız gelecek cevabı okumak ve yanıt yazmak için 15 gününüz var demektir. E Maille 15 dakika.
    Örneğiniz ise gerçekten kötü. Bu arkadaş SSKdan maaş almak için müstakbel kayınpederini öldürmeyi planlamıyor. Sadece olası maddi koşullarını araştırıyor. Müstakbel eşinin haklarını öğrenmeyi istemenin neresi yanlış? Düğün dernek masraflarını ona göre planlayacak...

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Dec 2006
    Nerede
    Turkiye.
    İletiler
    2.302
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Eskiyi bilemiyorum ama öyle diyor büyüklerimiz!!! Buna dayanarak ben de evet, eskisinden daha bencil hem de duyarsız olduk diyebiliyorum; tabi bazı gerçekleri görerek ve şahit olarak ne yazık ki durumumuz böyle diyebiliyorum. Bu gün geleceğimizi büyüklerimizin kazançları ve nafakası üzerine hazırlamayı düşünebiliyorsak eğer, bu bencillik değil de nedir? Bir emeklinin maaşı nedir, nafakası değil midir? Sanırım burada nafakası üzerine gelecek planlanan o insanla empati kurmaya çalışmak, biraz da olsa durumu anlayabilmemizi sağlar. Böylesi geleceklerin sonrasını da biliyoruz; yani ölmüş anne veya babasının yerine geçip maaş kuyruklarında bekleyeneleri en az benim kadar sizlerde biliyorsunuzdur.

    Teknolojiye gelince; unutmamamız gereken ve esas olan bize kazandırdığı zamandan faydanlanmaktır, yoksa teknolijinin ne yararını ne de zararlarını tartışmıyoruz burada.

    Örnekleme konusu için "hoş karşılamaybilirsiniz" dedim zaten... Ancak bana göre hiç de kötü değil, tam tersine burada anlatmaya çalıştığım olgunun çok da iyi bir örneği sayılır, diyebilirim. Sonuçta sitemizde paylaşılmış bir konu ve burada örnek olarak göstermenin bir sakıncası olabileceğini de sanmıyorum. ( sakıncalı görülecek olsa yönetim gerekeni yapacaktır, kuşkusuz!) Buradaki niyetim kişi olarak kimseyi yermek değil, toplumsal bir olgu olarak gördüğüm böylesi olayların yaşanması/yaşatılmasıyla, yani aileden gelen ve asıl "sosyal dokumuzda tahribat" yaratan nedenlerden biri olabileceğini anlatmaya çalışmaktır.

    Saygılarımla.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    içanadolu
    İletiler
    366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var"

    Sosyal dokumuzda telafisi münkün olmayacak ciddi tahribat ve tahrifat vardır.

    Açılan davaları konularına göre tasnifleyin bakalım kaç tane hak ve sorumluluk adına açılmış dava göreceksiniz, sosyal dokumuzda tahribat olduğu gerçeğini kabul edelim. Bunu sadece dava sayısıyla gözlemlemiyoruz. Adalet bakanı bu açıklamayı yaparken kamunun yanlış uygulamalarının da dava sayısını arttırdığını, kamu kuruluşlarının görevlerinin mahkemelere taşındığının farkında mıdır?
    Adalet bakanı ne suç, ne değil ayırım yapabilecek durum ve konumda mıdır?
    Bu yapının güveniyorum dediği kolluk ve yargı sizin için güvenilir olabilir mi?
    Aşağıdaki yazıların tamamı farklı kaynaklardan alıntıdır.

    İşte size sosyal dokuyu bozan başlıca nedenler;

    Tarikatçı AKP Hükümeti

    Bakanların tarikatları

    AKP hükümeti, tarikatlar koalisyonu. Hangi bakanın hangi tarikata mensup olduğunu Kemalistler.net araştırdı. 25 bakanın 19'unun tarikat bağlantısını belirledik. Kalan 6 bakan hakkındaki araştırmamız ise sürüyor. Kabinenin yüzde 52'si, Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı'na mensup. Tayyip Erdoğan da aynı dergâha bağlı. Yüzde 16'sı Nurcu.

    Abdullah Gül'ün başbakanlığında kurulan 58. AKP Hükümeti, Cumhuriyet tarihinde tarikat etkisinin en ağırlıkta olduğu hükümet özelliği taşıyor. Kabinede yer alan bakanların portresini çıkardık.

    ABDULLAH GÜL--ESKİ BAŞBAKAN--DIŞ İŞLERİ BAKANI

    Abdullah Gül, Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu ekolünden geliyor.
    Necip Fazıl, Nakşibendi şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin dergâhının etkisiyle tarikat-cemaat ilişkilerine katıldı. Kısakürek, gerek Millî Görüş hareketinde, gerekse MHP'de pek çok önde gelen şahsiyetin yetişmesinde önemli rol oynadı. Abdullah Gül de bu isimlerden biri. Gül'ün, Şeyh Abdülhakim Arvasi'nin 1998'de yaşamını yitiren oğlu Ahmet Arvasi'yle dönem dönem görüştüğüne dikkat çekiliyor. Gül'ün 1980 sonrasında sıklıkla Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı şeyhi Esad Coşan'la gizlice görüştüğü de bir diğer önemli bilgi.

    İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun. Burslu olarak 2 yıl Londra ve Exter'de kaldı. 1983-91 yılları arasında merkezi Cidde'de olan İslam Kalkınma Bankası'nda (IDB) İktisat uzmanlığı yaptı. IDB'ye Korkut Özal'ın kartvizitiyle yerleştirildi. İslam Kalkınma Bankası'nın Cidde'deki merkez yönetiminde Korkut Özal, Ali Coşkun ve Nevzat Yalçıntaş'ın bulunduğu belirtiliyor.

    1991 seçimlerinde Kayseri'den Refah Partisi milletvekili oldu. Refah Partisi'nin Yeni Dünya Düzeni'ni benimseyip "anti Batı" söylemi bıraktığı 10 Ekim 1993 tarihli Büyük Kongresi'nden sonra Abdulah Gül'ün de yıldızı parlamaya başladı. Kapatılan RP'nin Dışilişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yaptı. Partisinin İsrail ve Batı'ya mesafeli politikaları terk etmesinde etkili oldu. Refahyol hükümetinde de Devlet Bakanlığı yaptı. Fakat hep gölge Dışişleri Bakanı olarak anıldı. RP'nin ardından FP içinde yer aldı. Gül, 2000 yılında, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı seçimlerine kilitlendiği günlerde, Millî Görüş hareketi içinde bir ilki gerçekleştirdi. Kayseri Milletvekili Gül, ABD, İsrail, Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan destekli olarak kongrede FP Genel Başkan adayı olduğunu açıkladı. Adaylıklarını ilan eden Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener, sonradan Gül'ün lehine adaylıktan çekildiler.

    FP de RP'nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatılınca, Recep Tayyip Erdoğan'ın "değiştik" diyerek kurduğu AKP'nin kurucuları arasında yer aldı. Gül, "İsrail'le ilişkileri geliştirmek kaçınılmazdır. Yahudilerin en rahat olduğu ülke Türkiye" diyor.

    ABD'nin en sevdiği türden "Ilımlı İslamcı"! Gül'ü yakından tanıyan isimler şöyle konuşuyorlar: "Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa dergâhının lideri Esat Coşan'a bağlı kaldı. Coşan ölmeden önce sık sık Gül'le gizlice görüşüyordu... Zaid Kotku, manevi postu Coşan'a, siyasi postu Erbakan'a bırakmıştı. Coşan, 80 sonrasında siyasi postu da almak isteyince, savaş çıktı. 1984-85 yıllarında RP'nin Genel Başkanı Ahmet Tekdal iken, yasaklı olan Necmettin Erbakan ile Esat Coşan arasında "parti içi iktidar kapışması" oldu. Coşan, o günden sonra Erbakan'a hep düşman oldu. Gül, Kutan'a karşı aday olduğunda Coşan, Erbakan'ı bitirmek için bütün gücüyle arkasında yer aldı. ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in Samanyolu TV'si ve Zaman gazetesi de Gül'ün her çıkışında arkasındaydı. İskendarpaşa Dergâhı, Nakşilerin en Amerikancı ve Batıcı kolu.

    ABDÜLKADİR AKSU--İÇİŞLERİ BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhı'na bağlı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun. Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde, 1976'da atandığı Malatya Emniyet Müdürlüğü göreviyle birlikte yükselmeye başladı. Valilik, Emniyet Genel Müdürlüğü görevlerinin ardından 1987'de Diyarbakır'dan ANAP Milletvekili oldu. 1989-91 yılları arasında İçişleri Bakanlığı, 1995'te Devlet Bakanlığı yaptı. 1996'da ANAP'tan ayrılarak Refah Partisi'ne geçti. Son durağı AKP ve yine İçişleri Bakanlığı. İçişleri'ndeki İslamcı örgütlenmenin başladığı 20 yıl öncesi, Aksu'nun da tırmanışa geçtiği dönem. RP ve FP'nin Genel Başkan Yardımcısı olan Abdülkadir Aksu, 80 öncesinde CHP-MSP koalisyonu döneminde, MSP'li Korkut Özal ve Oğuzhan Asiltürk'ün himayesinde Emniyet teşkilatına alındı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olur olmaz, 3 bin MSP'li ve MHP'li polisi, altı aylık kurstan sonra komiser ve komiser yardımcısı yaptı. Emniyet içindeki tarikatçı kadronun temelleri de böyle atıldı. 1990 yılı sonunda, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir defada tam 107 İçişleri kontrolörü kadrosu aldı. Belediyeleri denetleyen esas birim olan Kontrolörler Kurulu da bu operasyondan sonra Batı güdümlü şeriatçıların eline geçti. Çoğu Açıköğretim Fakültesi mezunu olan bu kontrolörlerin yüzde 80'i tarikatçılar arasından özenle seçilmişti. Aksu'nun İçişleri Bakanlığı'nda, bakanlığı iki şeyhin yönettiği iddia ediliyordu. Polis atamalarının, Adıyamanlı Şeyh Raşit Erol (Menzil şeyhi) ile Cizreli Şeyh Abdullah'ın isteğine göre yapıldığı iddiaları sürekli dile getirildi. Bu iddialar, 90'lı yıllarda Meclis'te gensoru konusu bile oldu. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Müsteşar Vecdi Gönül, Türkiye'de dinci bir devlet düzeninin hâkim olmasını sağlayacak eylemler içinde olmakla suçlandı.

    MEHMET ALİ ŞAHİN--BAŞBAKAN YARDIMCISI

    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun. Uzun süre avukatlık yaptıktan sonra, 1995'te milletvekili oldu. Erbakan'a yakındı ama daha sonra Erdoğan'la ilişkileri gelişti ve "bağlılık" derecesinde ilerledi. Şahin de Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına yakın.

    BEŞİR ATALAY--DEVLET BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına mensup. Kırıkkale Üniversitesi'nde rektör olduğu dönemde, YÖK, Atalay'ı "irticai" kadrolaşmadan dolayı görevden aldı. Atalay'ın Gül'e yakınlığı biliniyor. 1970'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Avukatlık stajından sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde sosyoloji asistanı oldu. Doktorasının ardından, iki yıl ziyaretçi öğretim üyesi olarak Michigan Üniversitesi'nde çalıştı. 1979'da döndü, tekrar aynı üniversitede çalıştı. 1983'te sosyoloji doçenti oldu. 1985'te, Özal döneminde DPT'ye geçti. 1992'de tekrar üniversiteye döndü ve aynı yıl yeni kurulan Kırıkkale Üniversitesi'ne kurucu rektör olarak atandı. Şu anda ANAR'ın koordinatörlüğünü yapıyor. Abdullah Gül, ANAR'ın Ankara bürosunu AKP kurulmadan önce çalışma ofisi olarak kullanıyordu.

    ALİ BABACAN--DEVLET BAKANI

    1967 doğumlu. ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. 1990'da, ABD'nin ünlü Fullbright bursunu kazanarak bu ülkeye gitti. Northwestern Üniversitesi Kellogg School'da yükseklisans öğrenimi yaptı. Bursu, Korkut Özal'ın sağladığı belirtiliyor. Özal'ın "öğrencim" dediği isimlerden. Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına mensup. AKP yöneticileri, Babacan'ı, "AKP'nin Kemal Derviş'i" olarak nitelendiriyorlar. Halası Hatice Babacan, 1968'de Ankara İlahiyet Fakültesi'ne türban takarak girmiş ve türban olaylarının kıvılcımını çakmıştı. Millî Hareket'in 22. sayısında o günkü olaylar şöyle yazıldı: "Prof. Neşet Çağatay, başı eşarp ile örtülü olarak dersi takip eden birinci sınıf öğrencisi Hatice Babacan'ın başını açmasını istemiş ve sınıftan dışarı atmıştır."

    VECDİ GÖNÜL--MİLLÎ SAVUNMA BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına yakın olduğu ileri sürülüyor. 1978'de dönemin İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk tarafından, İçişleri Bakanlığı'na Müsteşar olarak alındı. 21 Ocak 1987'deki "Gizli Kırıkkale Toplantısı"nın örgütleyicilerinden. Gönü'ün, Asiltürk tarafından keşfedildikten sonra Nakşibendi tarikatıyla tanıştığı belirtiliyor.

    ALİ COŞKUN--SANAYİ VE TİCARET BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhından. Amerika'nın eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz'e yakınlığıyla biliniyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Fakültesi mezunu. İstanbul Üniversitesi'nde işletme ekonomisi mastırı yaptı. Hamburg Wirtschaff Akademisi Şeref Diploması bulunuyor. İhlas Finans Kurumu Yönetim Kurulu Başkanlığı, TOBB Başkanlığı, Türk Suudi Yatırım Holding Başkanlığı, Fatih Üniversitesi Mütevelli Heyet Kurucu Başkan Vekili, Aydınlar Ocağı Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. 80 sonrasında tarikatlar arası eşgüdümü sağlamak için oluşturulan Birlik Vakfı'nın kurucusu.

    KEMAL UNAKITAN--MALİYE BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhından. Geçen yıl Nakşibendi şeyhi Mehmet Zait Kotku'nun ölüm yıldönümünde, Fatih Camii'nde hatıralarını anlatmıştı. Erdoğan'ın para işlerini yönettiği iddia ediliyor. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, Koordinasyon Kurulu'nda ona vekalet ettiğini kendisi açıkladı. Hakkında 9 ayrı suçlama var.

    RECEP AKDAĞ--SAĞLIK BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına mensup. Abdülkadir Aksu'ya yakınlığıyla biliniyor.

    BİNALİ YILDIRIM--ULAŞTIRMA BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhından. Eski İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) Yönetim Kurulu Başkanı. 1997'de Ali Müfit Gürtuna döneminde yolsuzluk suçlamalarından dolayı görevden alındı.

    SAMİ GÜÇLÜ--TARIM BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhına mensup. Gül'ün yakın arkadaşı. Sakarya Üniversitesi'nde öğretim üyesi.

    HİLMİ GÜLER--ENERJİ BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhından. Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı iken, İGDAŞ murahhas üyesiydi. İGDAŞ yolsuzluklarının perde arkasındaki isim olarak değerlendiriliyor. O da Binali Yıldırım gibi Erdoğan'ın belediyedeki "A Takımı"ndan.

    ZEKİ ERGEZEN--BAYINDIRLIK BAKANI

    Nakşibendi tarikatının İskenderpaşa Dergâhından. Ergezen'in ağabeyi müteahhit ve iflas etmişti. Ergezen'in, bu bakanlığa atanmasına dikkat çekiliyor. Ergezen, Abdülkadir Aksu'ya yakınlığıyla biliniyor.

    MURAT BAŞESGİOĞLU--ÇALIŞMA BAKANI

    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığındaki 55. hükümette ANAP'tan İçişleri Bakanlığı yaptı. Gençlik yıllarında MHP'liydi. Kastamonu'da ülkücü gençliğin örgütlenmesini sağladı. Kastamonulu Mehmet Feyzi Efendi'den ders aldı. Said-i Nursi'nin talebelerinden.

    HÜSEYİN ÇELİK--MİLLİ EĞİTİM BAKANI

    DYP kökenli olan Çelik, Nur tarikatının Yeni Asya koluna bağlı. Yine bu grubun vakfı, Med Zehra'nın Başkanı.

    MEHMET AYDIN--DEVLET BAKANI

    Nur tarikatının Fethullah Gülen koluna yakın. Gülen'in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği Abant Toplantıları'nın bir numaralı yöneticisi. Yine Gülen ve ekibinin örgütlediği "Dinlerarası Diyalog" toplantılarının da örgütleyicilerinden. Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı döneminde Kültür Yayın Dairesi'yle birlikte birçok toplantı düzenledi. Erdoğan'ın, "Hocam siz yapıyorsanız, doğrudur" diyecek kadar güvendiği bir isim.

    ERKAN MUMCU-- ESKİ KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI (Yeni ANAP Lideri)

    ANAP'ın genç ve modern lideri olarak nitelendirilen Mumcu 1980'lerde "Humeyni"ci. Daha sonra ülkücü olan Mumcu ANAP döneminde Fethullah Gülen'e yakınlaştı.

    ABDÜLLATİF ŞENER--BAŞBAKAN YARDIMCISI

    Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Arapça ve Fransızca biliyor. Gençliğinde "Humeyni"ci olduğu ileri sürülüyor. Asıl uzmanlık alanı maliye olan Şener, Refahyol hükümetinin Maliye Bakanlığı'nı da yapmıştı. Abdullah Gül'le aynı yıl, yani 1991 seçimlerinde Sivas milletvekili oldu. Gül'e yakınlığıyla biliniyor. Millî Görüş çevresine yakın isimler Şener'in, MİT içindeki bir klikle yakın ilişki içinde olduğunu iddia ediyorlar.

    CEMİL ÇİÇEK--ADALET BAKANI

    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Yozgat Belediye Başkanlığı'yla siyasete başladı ve ANAP Kurucu Üyesi oldu. 1980 öncesinde Yeniden Millî Mücadeleciler olarak bilinen dış destekli şeriatçı örgütün üyesiydi. Özal'ın bakanları arasında dinci siyaset açısından ilk akla gelen örnek de Çiçek.

    BÜLENT ARINÇ-- MECLİS BAŞKANI

    Nur Cemaatine Bağlı..



    Mustafa Kemal Diyor Ki:

    Birtakım şeyhlerin, dedelerin, seyidlerin, çelebilerin, babaların, dervişlerin arkasında sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, nüshacılara, talih ve hayatlarını emniyet eden insanlardan oluşan bir kitleye, uygar bir millet gözüyle bakılabilir mi? Milletimizin hakiki niteliğini yanlış anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi unsurlar ve kurumlar, yeni Türkiye devletinde, Türkiye Cumhuriyeti'nde devam ettirilmeli miydi? (Nutuk II, 15-20 Ekim 1927)

    ONURSAL Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, bir makalesinde hakaret ettiği iddiasıyla Nur cemaatinin önde gelen ismi Fethullah Gülen'in avukatlarının suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifade verdi. Savaş, "Bu tip soruşturmalar benim için şereftir" dedi

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

197142 esas

https:www.hukuki.netshowthread.php20030-quot-Sosyal-Dokumuzda-Tahribat-Varquotpage2

https:www.hukuki.netshowthread.php20030-quot-Sosyal-Dokumuzda-Tahribat-Varquotpage4

Forum

Benzer Konular :

  1. "Abart Egzoz" ya da "Performans Egzozu" kullanan ruh hastalarının gürültüsü bıktırdı.
    Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
    Yazan: Hakkarili Arzuhalci Forum: Çevre Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 13-04-2017, 19:12:25
  2. Daire tapusundaki Niteliğin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir?
    Daire tapusundaki Ana Gayrimenkulün Niteliğinin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir? Bağımsız Bölümde ise dairenin niteliği mesken,...
    Yazan: Songull Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-11-2016, 21:31:42
  3. [Ceza davaları] Sosyal Medya Üzerinden Hakaret "Gereği Düşünüldü"
    Merhaba. facebook üzerinden ağır hakarete uğramam sonucu 1 yıl önce Asliye Ceza mahkemesinde dava yürütülmekte idi. Dava, 10 gün önce sonuçlandı ve...
    Yazan: efeler Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 10-11-2015, 16:54:08
  4. Dilekçede "makam" a "arz" yerine "rica" etmek
    Bir makama gerçek kişi tarafından verilen dilekçenin sonu "arz ederim" yerine makama saygı ve güven duyulmadığından dolayı kasıtlı olarak "rica...
    Yazan: k_karakas34 Forum: Mevzuata İlişkin Soru ve Talepler
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-01-2014, 00:46:21
  5. "YD savunma ara kararı" ile "YD savunmadan sonra" ibareleri arasındaki fark nedir
    Danıştay'da yürütmenin durdurulması istemiyle mülakakat iptali davası açtım..Dava dosyasını sorguladığımda YD istem sonucu için "YD Savunma Ara...
    Yazan: siduri Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 11-12-2010, 00:43:53

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.