-
12-05-2007, 10:39:08 #11Kıdemli Üye
- Kayıt Tarihi
- Jan 2007
- Nerede
- ankara
- İletiler
- 414
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Bütün bunları yazan arkadaşım, sana önemli bişey sormak isterim..Anlatmaya çalıştıklarından bu ülkenin dışarıdan yönetilen bir ülke olduğunu ve dış güçlerin herşeye müdahale ettiğini ima etmeye çalışmışsın..Bana kalırsa bu konuda biraz yanılıyorsun..Sana bununla ilgili bir kaç örnek vereyim ve sende onları bana açıklamaya çalış..
1-Madem bizi Akp görünümü altında ABD yönetiyor "tezkere meclisten niye geçmedi"
2- Ve madem dış güçler bu kadar güçlü niye bu ülkede Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasını sağlayamadılar..Kaldı ki bizim ülkemizde parayla dönmeyen iş yok..O çok sevimli ABD, AKP isteseydi toplamda 8 tanecik milletvekili alıverirdi hemen kadroya bu çok mu zor..
Hani bir söz vardır " Kraliçe bile olsa herkesin bir fiyatı vardır " diye..Hadi fiyatı da geçtim, bu işi minicik bir gözdağıyla bile halledebilirdi AKP..
Şimdi seçim zamanı ya, artık herkes birbirinin arkasından atar tutar..Yahu bu ülkede ne zaman temiz siyaset yapıldı ki ..En kirli dolaplar da AKP zamanında değil 2000-2001 krizinde bankaların siyasilerin yakınları tarafından boşaltılmasıyla ve milletin paralarının yurt dışına transferiyle yaşanmadı mı?? Koskoca bankayı batıran pek değerli eski Cumhurbaşkanının yeğeni o dönem birkaç ay cezaevinde göstermelik yatıp çıkmadı mı ?? Bunların suçlusu da mı AKP yani ne alaka.. Genç partiye bu meclisin kapıları o dönem MHP tarafından açılmadı mı?? Bunları bilmek için çok gerilere gitmeye gerek yok ki..
Yolsuzluk ve kirli siyaset cahil toplumların kaderidir..Türk milleti yıllardır kendi ülkesinde oynanan çirkin oyunları görmekten acizdir..Kim ne tarafa çekerse o tarafa gider..Sağ-sol olayına kardeşinin gözünü oyar, Türk-Kürt ayrımcılığı yapar doğudaki Kürtlere 3. sınıf insan muamelesi yapılır onların sorunları çözülmez, yok sayılır, terörü bitirmesi gereken ordu işini gücünü bırakır muhtıra çıkarır..Kimsenin anayasanın özünden haberi yoktur "Dini inançların kimseye zarar vermeden yaşanabileceğini kimse kabul etmez" Laik-Dinci tartışması yapılır..Yapılırda yapılır ve Türk insanı hiçbir zaman bunların arkasında ne var diye kendi kendine asla sormaz..Sormayı akıl edemez..Kim ne tarafa çekse o tarafa meyleder ama gerçek ortaya çıktığında iş işten çoktan geçmiş milyonlarca insanın geleceğine ve hatta hayatına mal olmuştur artık..Bu ülkede siyasiler ( ve son günlerde öğretim görevlileri )Cumhurbaşkanını halk seçemez der, halkı aptal, cahil yerine koyar kimse "gıkını" çıkarmaz..Sevgili Aziz Nesin bu milletin %60'ı aptaldır dediğinde herkes ateş püskürmüştü..Ama bunu sindirip kendimize gelemedik, o da sindiremeyeceğimizi anlayıp "Ben yanılmışım bu halkın %100'ü aptaldır" dedi..Bence haklı çünkü 80 küsür yıldır bu ülke hala aynı sorunları tartışıyor hala aynı yerinde sayıyor..
AKP hakkında yazdıkların doğru olabilir onu bilemem ama bende sana şunu sorarım "O ZAMAN BANA ADAM GİBİ SİYASET YAPAN BİRİNİ GÖSTER !!!!"
Hukuki NET Güncel Haber
-
12-05-2007 10:39:08 # Nedir?Tavsiye Soru Cevap
- Kayıt Tarihi
- Bugün
- Nerede
- Avukat Dünyası
- İletiler
- Ne kadar?
-
12-05-2007, 12:37:33 #12
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
1- Tezkerenin görüşüldüğü kapalı oturuma katılan 533 milletvekilinden 264'ü Başbakanlık Tezkeresi'ne kabul oyu verdi. 250 üyenin red oyu kullandığı oylamada 19 üyenin oyları da çekimser oldu. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ne bağlı milletvekilleriyle 100'e yakın AKP milletvekilinin hükümet tezkeresine red oyu verdiği sanılıyor. Böylece tezkere, çoğunluk oyunu almasına rağmen toplantı salt çoğunluğu tarafından kabul edilmediği için reddedilmiş oldu. Anayasa'nın, TBMM Toplantı ve Karar Yeter Sayısı başlıklı 96'ncı maddesi, "Anayasa'da başkaca bir hüküm yoksa, TBMM üye tamsayısının en az üçte biriyle toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir" hükmünü içeriyor. Ancak Meclis Başkanı Bülent Arınç, sonucun bir "red" oyu olmadığını söyledi.
AKP içerisinde , ANAP, MHP, DYP kökenli milletvekilleriinin bulunduğu düşünülürse, AKP'nin fire vermesinin nereden kaynaklandığı açıklanmış olur. Yani neymiş şeriatçılar, milli görüşçüler ABD'den yana tavır koymuşlar.
2- Ordu muhtırası olmasaydı , seçerlerdi Gül'ü. Demek ki Gül'ün seçilmesini isteyenlerin para teklifleri veya küçük gözdağları, ordunun verdiği muhtıranın yanında hafif kalmış, malum .... korkusu!!! Yalnız iyi yazmışsınız, demek ki bizim ülkede demokrasi paranın ve gözdağlarının ucundaymış. Siz bunu bir hukukçu, avukat olarak itiraf ettikten sonra ben artık orduya muhtırası nedeniyle eskisi kadar kızamıyorum.
3-
Avrupa'da Tarikatlar...
Avrupa'yı tarikat şeyhleri ve "Milli Görüş" kuşatmış durumda...
Bir ara "yeşil sermaye" nin kumbarası olan camiler, şimdilerde tarikatların eline geçmiş...
Tarikatların arkasındaki siyasi güçlerden birisi de iktidardaki sol ve sağ partiler...
Fethullahçılar Almanya 'da SDP 'yi arkalarına almışlar...
Hollanda'ya gelince...
"Mandaren" adlı şirket "Milli Görüş" ün...
Şirketin müdürü ise Üzeyir Kabaktepe ...
Amsterdam'da "Westermoskee" camisini "Mandaren" şirketi yapacak...
Üzeyir Kabaktepe, zimmetine 113 milyon Avro geçirmiş sahte belgelerle...
Üstelik 6 milyon Avro da kayıp...
"Tarikatlar" ve "Milli Görüş" arasında para toplama yarışı hızla sürüyor Avrupa'da...
Dernekler kuruluyor, yoksul ailelerin çocukları için para toplanıyor camilerde...
Paraların bir dilimi Türkiye'deki bazı derneklere, oradan da "dinci partilere" aktarılıyor...
Bunların hepsi iddia!..
Hollanda, Belçika polisi bu konuda nasıl bir araştırma yapıyor bilmiyorum ama Almanya'daki Kanal 7 Int ve Deniz Feneri Derneği'nin tam iki yıl izlendiğini biliyorum...
Brüksel'den İstanbul'a dönüyorum...
13 Mayıs Pazar günü İzmir 'de Gündoğdu Alanı'nda olacağım...
İstanbul'a ilkyaz çoktan gelmiş. Trafik yine bildiğiniz gibi...
Mavi bir gökyüzü altında yürüyorum bir süre. Beyoğlu'na çıkıp kahve içiyorum bir kafede.
Gazeteleri okuyorum...
Şu "sıkmabaş" a inadına "türban" diyenleri anlamıyorum? Kime hizmet ediyorlar "türban" diyerek merak ediyorum?
" Sıkmabaş" ı "türban" diye adlandıran kesim Fethullahçılardır, bu böyle biline!..
Bazı Atatürkçüler, Fethullahçılar ve ikinci Cumhuriyetçiler gibi televizyon ekranlarında, gazetelerde rahibe örtüsü benzeri , siyasal İslamın simgesi olan "sıkmabaş" a "türban" diyerek olayı hafife almaya çalışıyorlar.
****
Yeşil sermaye, Milli Görüş ve tarikatlar...
Biliyorsunuz İsviçre dünyanın para kasası...
Aykut Küçükkaya 'nın Cumhuriyet Yayınları'ndan çıkan "Şef" adlı kitabı YİMPAŞ 'la kurulan para diktatörlüğünü anlatır...
Dün sabah gazeteye geldiğimde Aykut, konuk katında sakallı, yaşlı biriyle konuşuyordu...
Gelen kişi YİMPAŞ 'a 1 milyon mark kaptırmıştı 1996 yılında...
Daha sonra Aykut, sohbet ederken YİMPAŞ 'ın İsviçre'de yaptıklarını şöyle özetledi:
"Yozgat'ta halka açılan üç temel şirketin, Yimpaş İhtiyaç Malzemeleri, Yimpaş Holding AŞ ve Yimpaş Gıda Sanayi hisse senetlerini Türkiye 'de ve Almanya'da satarak para toplayan Yimpaşçılar, İsviçre'de halka açık olmayan Yimpaş Group AG 'yi kurdular. Toplanan paralar özel kuryeler aracılığıyla, vergisiz biçimde İsviçre 'deki YİMPAŞ şirketine aktarıldı.
Credit Lyonnais Bankası, UBS AG ve Basellandschaftlichen Kantonal Bank 'ta Yimpaş Group AG Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar , şirketin asbaşkanı Dieter Kraus , şirket kurucusu İsmail Can ve eşi Belma Can ,YİMPAŞ yöneticisi Erol Özbek , öncü şirket Conway Treuhand AG ve Yimpaş Group AG adına onlarca hesap açıldı...
Örneğin şef Dursun Uyar adına UBS AG'de açılan hesabın numarası 233-631'875.40X'ti ..."
YİMPAŞ 'ın Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar için Almanya tutuklama kararı çıkardı. Uyar ise hâlâ Türkiye'de. Şu sıralarda AKP Genel Merkezi'nden çıkmıyor.
Yeşil sermaye, Milli Görüş ve tarikatlar sırtlarını CDU-SDP koalisyon hükümetine dayamışlar...
Türk kökenli sosyal demokrat milletvekilleri Türkiye'de CHP 'nin, DSP 'nin ve SHP 'nin gizli gizli altını oymayı sürdürüp AKP'nin yeniden tek başına iktidar olması için Tanrı'ya dua ediyorlar...
Onlara göre AKP yenilikçi, özgürlükçü, liberal bir parti...
Sıkışınca "sosyalist olduklarını" söylüyorlar, Tayyip Bey 'i, Abdullah Bey 'i, "kurtarıcı" olarak görüyorlar...
Tıpkı bizim Türkiye'deki dönekler gibi!..
SDP 'nin en iyi ilişki kurduğu gazete Fethullahçı Zaman Almanya'da.
Pek çok paneli ortaklaşa düzenliyorlar...
****
Bir haftadır yurtdışındaydım...
Altı ay önce bir karamsarlık vardı gurbetçilerde. Tandoğan mitingi onları da uyandırmış, Çağlayan mitingi ise coşturmuş...
Şimdi sırada İzmir mitingi var...
Manisa mitingini televizyondan izledim Frankfurt'ta...
Sol birleşir mi?
En çok sorulan soru buydu...
Cumhuriyet Frankfurt Bürosu'ndan Ömer Aktaş 'ın düzenlediği panelde bu coşkuya yakından tanık oldum...
Konuştuğum kişilerin çoğunluğu şöyle diyordu:
"AKP'nin iktidar olmaması için her yol geçerlidir. CHP-DSP-SHP birlikteliğine Genç Parti de katılsın."
Ne diyorsunuz?
Hikmet ÇETİNKAYA - Cumhuriyet
4- Bunlara halk dur demezse, bunların demokrasi, saf dini duygu ve inançlar , masum insan hakları kisvesi altında önümüze sürdüğü ve sizin gibi eğitimli bir insanın bile inandığı takiye kabul görürse ; birkaç yıl sonra bu sitede avatar olarak ben kalpaklı Mustafa Kemal'i kullanamam. Çok üzücü!!! Ancak sizin avatarınızın ne hale geleceğini düşününce Türk kadınları için daha fazla üzülüyorum emin olun!!!
-
12-05-2007, 13:08:40 #13
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Sn. turkuaz1923,
Birkaç kez iletilerinizde kullandığınız üslup nedeniyle iletilerinizi düzeltmek zorunda kalmış, yönetim adına sizi uyarmış, bu tip iletilerinizin tekrarı halinde siteden gönderileceğinizi belirtmiştim. Görüyorum ki uyarılarımı dikkate almışsınız, teşekkür ederim. İletinizin üzerine arkadaşıma yanıt vermem gereksiz hale gelmiş.
Sadece son soru açıkta kalmış:
AKP hakkında yazdıkların doğru olabilir onu bilemem ama bende sana şunu sorarım "O ZAMAN BANA ADAM GİBİ SİYASET YAPAN BİRİNİ GÖSTER !!!!"
Selamlar,
-
12-05-2007, 13:57:04 #14Yetkili
- Kayıt Tarihi
- Mar 2004
- Nerede
- İstanbul, Türkiye.
- İletiler
- 3.492
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Sevgili Ebru
RTE klasiği bugün gazetelere düştü. Onu ekliyorum.
Lütfen birde bunu değerlendir.
Milli Eğitim Bakanı Çelik: Diyanetten Milli Eğitim'e 836 atama yaptık
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 28 Kasım 2002’den, bu yılın Nisan ayına kadar Diyanet İşleri Başkanlığından bakanlığa toplam 836 kişinin atamasının yapıldığını bildirdi.
Başka da bişey demiyorum.
Tabi necip milletimize kazandırdıkları bir ebenim müsteşarlık hikayesini telafuz bile etmiyorum o haber eskidi güya...Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
-
12-05-2007, 14:07:15 #15Yetkili
- Kayıt Tarihi
- Mar 2004
- Nerede
- İstanbul, Türkiye.
- İletiler
- 3.492
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Unutmuşum eklmeyı atananların hiç biri yönetici değilmiş.
833 tanesi öğretmenmiş.Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
-
12-05-2007, 15:20:36 #16
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Sayın Av.Hanife Ebru Öztürk ;
Görülen o ki avukatsınız. Bu yüzden bahsettiğiniz konulardan en azından hukuki olanlara daha aydınlatıcı yaklaşmanızı dilerdim.
İki forumunuzdaki bu konuda yazdıklarınızı okudum da hukuki bir gerekçe aradım ama bulamadım. Diğer hukuki sorulara bakıldığında gayet açık ve anlaşılır yanıtlar vermenize karşın siyasi görüşünüz ne olursa olsun bu konuda da aynı özeni beklerdim. 367 ye niçin karşı olduğunuzun hukuki gerekçesini göremediğim gibi Cumhurbaşkanlığının halk tarafınan seçilmesine yönelik bu parlementonun almış olduğu bu kararı destekleme nedeninizinde hukuki yönünü merak ettim.
Bu konulardaki görüşünüzü almadan sizin yazınız hakkında bir yorum yapmayı doğru bulmuyorum kişisel olarak. Sadece katılmadığımı belirteyim.
-
12-05-2007, 22:19:48 #17
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Bu konuda harun beye tamamiyle katılıyorum. Okadar desteklenmesine rağmen kendi tabanına dahi inandırıcı gelemediği içindir.
2- Ve madem dış güçler bu kadar güçlü niye bu ülkede Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasını sağlayamadılar..Kaldı ki bizim ülkemizde parayla dönmeyen iş yok..O çok sevimli ABD, AKP isteseydi toplamda 8 tanecik milletvekili alıverirdi hemen kadroya bu çok mu zor..
Hani bir söz vardır " Kraliçe bile olsa herkesin bir fiyatı vardır " diye..Hadi fiyatı da geçtim, bu işi minicik bir gözdağıyla bile halledebilirdi AKP..
Şimdi seçim zamanı ya, artık herkes birbirinin arkasından atar tutar..Yahu bu ülkede ne zaman temiz siyaset yapıldı ki ..En kirli dolaplar da AKP zamanında değil 2000-2001 krizinde bankaların siyasilerin yakınları tarafından boşaltılmasıyla ve milletin paralarının yurt dışına transferiyle yaşanmadı mı?? Koskoca bankayı batıran pek değerli eski Cumhurbaşkanının yeğeni o dönem birkaç ay cezaevinde göstermelik yatıp çıkmadı mı ?? Bunların suçlusu da mı AKP yani ne alaka.. Genç partiye bu meclisin kapıları o dönem MHP tarafından açılmadı mı?? Bunları bilmek için çok gerilere gitmeye gerek yok ki..
Ebru hanım o bankacıların helikopterleri ile yine o bankacılarla kapalı odalarda toplantı yapanları unutmamak lazım.
Yolsuzluk ve kirli siyaset cahil toplumların kaderidir..Türk milleti yıllardır kendi ülkesinde oynanan çirkin oyunları görmekten acizdir..Kim ne tarafa çekerse o tarafa gider..Sağ-sol olayına kardeşinin gözünü oyar, Türk-Kürt ayrımcılığı yapar doğudaki Kürtlere 3. sınıf insan muamelesi yapılır onların sorunları çözülmez, yok sayılır, terörü bitirmesi gereken ordu işini gücünü bırakır muhtıra çıkarır..Kimsenin anayasanın özünden haberi yoktur "Dini inançların kimseye zarar vermeden yaşanabileceğini kimse kabul etmez" Laik-Dinci tartışması yapılır..Yapılırda yapılır ve Türk insanı hiçbir zaman bunların arkasında ne var diye kendi kendine asla sormaz..Sormayı akıl edemez..Kim ne tarafa çekse o tarafa meyleder ama gerçek ortaya çıktığında iş işten çoktan geçmiş milyonlarca insanın geleceğine ve hatta hayatına mal olmuştur artık..Bu ülkede siyasiler ( ve son günlerde öğretim görevlileri )Cumhurbaşkanını halk seçemez der, halkı aptal, cahil yerine koyar kimse "gıkını" çıkarmaz..Sevgili Aziz Nesin bu milletin %60'ı aptaldır dediğinde herkes ateş püskürmüştü..Ama bunu sindirip kendimize gelemedik, o da sindiremeyeceğimizi anlayıp "Ben yanılmışım bu halkın %100'ü aptaldır" dedi..Bence haklı çünkü 80 küsür yıldır bu ülke hala aynı sorunları tartışıyor hala aynı yerinde sayıyor..
AKP hakkında yazdıkların doğru olabilir onu bilemem ama bende sana şunu sorarım "O ZAMAN BANA ADAM GİBİ SİYASET YAPAN BİRİNİ GÖSTER !!!!"
Temel anayasa hukuku veya başka bir değişle siyaset bilimi toplumsal sözleşmeyi inceler. Toplumsal sözleşme metinleri o ülkede yaşayan insanların nasıl yönetilmek istendiğini nelere dokunulmayacağını ve benzeri temel kuralları oluştururlar. Bu metinler o ülkenin o insanlarının nasıl yaşamak istediklerini de belirler. Bu kurallar ülkenin kurucu iktidarları tarafından kaleme alınır ve inşa edilmek istenen binanın planı gibidir.
Böyle bakıldığında bizim ülkemizin planında Atatürk vardır. planında çimentosunda demirinde kumunda herşeyinde . Bir yazarın deyimi ile söylemek gerekirse bu ülkenin adı ATATÜRKİYE de olabilirdi.
Milli görüş gömleğini girmiş oluşumlar bu gün yukarıda izah ettiğim oyunu oynayarak aslında yıldırım orduları tarafından ve/veya menemende , şeyh sait isyanlarında yendiği ama yok edemediği gericiliğin bir çok siyasi oluşum içinde zaman zaman yer altında zamanla yer üstünde olgunlaştığı serpildiği oluşumlar haline gelmiştir. Amaç bellidir. Şeriat ile yönetilmek. Bu düşüncenin en yüksek yerlere taşınması planlanmaktadır. Bu gün yaşanan çatışma esasen bu ülkenin topraklarında yüzyıllardır süre gelen bir mücadeledir.
Baktığınızda son kale gibi görünen yerin dahi yeterli olamadıklarını anlayan bu kişiler şimdi başka bir oyunu oynamaya başlamışlardır.
Aslında vatan için iyi şeyler yapmak istedikleri ama nedense haksız bir şekilde engellendikleri oyununu oynayarak her zaman mağdurun yanında olan bu ülke insanlarına oynamaktadırlar. Bu oyunu görmemek mümkün değildir. Bu oyuna gelmeyelim
-
13-05-2007, 13:02:06 #18Kıdemli Üye
- Kayıt Tarihi
- Jan 2007
- Nerede
- ankara
- İletiler
- 414
- Dilekçeler Sözleşmeler
- 0
- Dosya Yükleme
- 0
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Sayın turkuaz1923,
Üslübunuzdan "Benden değilsen yaşamaya hakkın yok" tarzında bir yaklaşımınız olduğunu çıkardım. Burada, yazdıklarımdan AKP yanlısı olduğumu düşünüp cevap yazan herkese tek bir şey söylemek isterim. Ben illaki birilerinden ve özellikle de sizden yana olmak zorunda mıyım? Demokrasi tek tip düşünce sistemini mi gerektirir? Görüntü olarak bile sizden çok çok farklıyken düşünce olarak birebir sizinle örtüşmek zorunda mıyım?
Demokrasiden bahseden sol kesim ile sağ kesimin birbirlerine karşı hiç mi hiç tahammülü olmadığını, her iki tarafında kendilerini hep en akıllı, bu ülkeyi en çok seven, en çok düşünen kesim gibi lanse etmelerine de hala bir anlam verebilmiş değilim. Madem bu kadar seviyorlar, niye bu ülkeyi layık olduğu yere getirebilmiş değiller. Niye toplumun büyük bir kesiminden uzaklar ve sol kesim hala toplumun bir kısmına “başları kapalı” diye “insan bile değil bunlar” muamelesi yapıp anayasal haklarını görmezden geliyor.
Atatürk dönemi dışında bu ülkeye sol kesim ne verebilmiştir. Ben söyleyeyim. Hiçbirşey!!! Yalnızca Atatürk üzerinden bolca laf, bolca siyaset. Laf çokluğuna karşın icraatın yokluğu da kendi içinde garip bir tezatlık taşır. Atatürk’ün “Türk, öğün, ÇALIŞ, güven” sözünün çalışmak kısmı hep es geçilmiştir. CHP potansiyel rejim düşmanı AKP ile 4.5 yıl kardeş kardeş siyaset yapmış, AKP karşısında hiçbir varlık gösterememiş son zamanda yaptığı tuhaf çıkışlarla kendi taraftarının bile nefretini kazanmayı becerebilmiştir. Şimdi muhalefetteyken bile ne söylediğine dikkat etmeyen, garip sözler veren ama iş bu sözleri tutmaya gelince yaptığı gafletin farkına varıp çark eden bir partiye kim inanır ( tabi ki Kadir İnanır):o
Tabi bu mevcut hazin tablo karşısında muhalefette olan bu sol partinin artık tek başına bu ülkeye bir şey veremeyeceği anlaşıldığından küllerinden yeniden doğma çabasında olan diğer partilerle birleşmesi tavsiye edilmektedir. DSP’nin geçmişi bellidir.(Her iktidara geldiğinde halk hep tuhaf bir şekilde fakirleşivermiştir. Ama bu onların değil kaderin suçudur.) Diğerlerinin geçmişi de az çok ortadadır. Eğer aralarına yeni yetme Özal zengini Uzanların Genç Partisi’ni de alırlarsa işte o zaman tam Atatürkçü ve tadından yenmez bir iktidar partisi olacaklardır. (Tabi Genç Parti liderinin eski alışkanlıklarından vazgeçemeyip bu birleşik partinin içini de hortumlama riski her zaman vardır. Belki de işe ilk olarak İş Bankasından başlar zira banka görünce dayanamaz.)
Şimdi soruyorum size, bu mudur Atatürk’ü sevmek ve temsil etmek. Bulunduğun yerde kılını bile kıpırdatmadan yıllarca durmak ve son dakika golü atmaya çabalayarak halka sempatik görünmeye çalışmak. Hatta bunu tek başına bile yapamamak ve diğer partilerden destek beklemek.
Diğer yandan solculara göre Atatürk’ü bir tek kendileri gerçekten sever ve anlarlar ama başı örtülü biri sevmez, sevemez, sevmeye de hakkı yoktur. Atatürk sadece onların Atatürk’üdür ve paylaşılmazdır. Sevmek için önce ve ille de solcu olmalıdır. Başınız kapalıysa Atatürk’ü onlardan çok sevdiğinizi asla ispatlayamazsınız. Niye çünkü onlara göre tipiniz müsait değildir. O türban, solculara göre inançtan değil de siyasi nedenle örtülmüştür. Bu nedenle bu insanların hiçbir anayasal hakkı da olamaz. Hatta kamusal alan olan sokakta bile başörtüsü yasaklanmalı, yasağı ihlal edenler Taksim meydanında ibreti alem için sallandırılmalıdır. ızgın: Bizim kültürümüzde kadınlar zaten hiçbir zaman örtünmemiştir, tarih böyle bir şeyi yazmamıştır da. Kurtuluş savaşında sırtında top mermisi taşıyan kadınlarımızın aslında başörtüsü falan yoktur. Onların saçları röfleli ve tırnakları da manikürlüdür. Böyle başı kapalı köylü kadınları resmeden de densizin ta kendisidir (!) Ancak nedense Refah Partisinden sonra inançlı ve başörtülü diye kesim türeyip hepside birer adet saatli bombaya dönüşüvermiştir. O nedenle bu insanlar bir an önce yok edilmelidir. Bunun içinde toplamda 4 parti aralarına Genç Parti’yi de almalı ve bir AKP kadar büyük olabilmenin yollarını aramalıdır. Ancak ne yazık ki bu biraz zor görünmektedir zira tüm sol kesimin hepsi kendi partilerini biricik parti olarak görüp diğerine katılmak istemez. Halk için bile olsa buna asla razı olamazlar. (İzmir’e bile birlikte gidemeyeceklermiş) Onlar için halk yoktur kendi partileri ve yandaşları vardır.
Hatta solcuların bir kısmı, hortumlamanın, yolsuzluğun banka batırmanın ülkenin ekonomik çöküntü yüzünden iç savaşın eşiğine kadar gelmesinin AKP kadar tehlikeli bir durum olmadığını savunur. Tabi canım öyledir de. Ekonomik kriz yüzünden Türkiye Cumhuriyeti’nin yok olması aslında hiç önemli değildir. Hatta bu konunun tartışılması bile abestir. ( Cık cık cık..çok ayıp Ebru niye açıyosun bu konuları ) Bu ülkede 80 küsür yıldır tüm yolsuzluklar ve “ tatlı tesadüfler” hep AKP zamanında olmuştur diğer partiler hep masum hep düzgün hep cici siyaset yapmıştır. Ama halk ve asker onları bir türlü anlayamamış ya her seçimde sandığa gömmüş yada ihtilalle yönetimden almıştır (!) :eek: Hatta ve hatta Mesut Yılmaz’ın başkalarına peşkeş çekmek için o dönem Amerika’dan kurtarıcı gibi gelen ve koalisyonun bağrına bastığı Kemal Derviş’le birlikte Yapı Kredi’ye haksız olarak el koyması da son derece makul ve yerinde bir davranıştır. (!) Ülke çalkalanırken Ecevitlerin konutlarına çekilmeleri, Ecevit’in adeta Başbakanlık koltuğuna ölmeye yemin etmesi ama evine doktor sokmaması ve borsanın bu nedenle her gün biraz daha batması da aslında son derece meşrudur.(!) Tüm bunların hatta ve hatta Tansu Çiller krizinin, 2000 krizinin Ecevit zamanında halkın karneye bağlanmasının baş mimarı bile AKP’dir. Yimpaş nedir ki Süleyman Demirel’in yakın silah arkadaşı Cavit Çağlar ile yeğeninin bankasını ve İmar Bankası’nın içini de AKP boşaltmıştır ve tüm bankaları boşaltmaya devam edecektir. Senelerdir IMF’ye faiz ödeyen Türkiye’nin tarihinde ilk kez anapara ödemesine geçmesinin AKP zamanında olması hiç önemli değildir ama olsundur. Türkiye’yi İMF’ye muhtaç eden her dönem borç alıp borcu katlayan da bizzat AKP’nin kendisi değil midir? Hak etmiştir. Müstehaktır (!!!!!) Hatta siz evinize giderken ayağınızı taşa çarpsanız bunun sorumlusu da AKP’dir. O taşı oraya bizzat siz ona çarpın diye koymuştur.
Benim amacım sadece bu forum başlığını açan arkadaşıma birkaç soru sorup yanıtını alabilmekti ki yanıtı da bizzat siz verdiğinize göre bu arkadaşın tezini de siz çürütmüş oldunuz. Yani AKP büyük tehlikeyse bu ülkede o tehlikeye dur diyebilecek bir güç var. Söylediklerinizden bunun ilk olarak halkın seçtiği bakanlar olduğu, o da olmazsa en büyük gücün ordu olduğu sonucu çıkmaktadır. Ee o zaman niye hala bazı kesimler AKP’den öcü gibi korkmaktadır.
Ha bu arada konusu açılmışken yazmadan geçemeyeceğim. Yimpaş hakkında herkesin yanlış bildiği bir şey var. O da şu; yurtdışındaki insanların hiçbiri dini duyguları sömürülerek Yimpaş’a ortak olmamıştır. Gurbetçilerimiz sadece “kısa yoldan paralarını çoğaltmanın” bir yolu olduğu konusunda kandırılmışlardır. Bununda dinle değil insani hırsla alakası vardır. Amaçları sadece dağıtılan büyük kar paylarından “hisselerine düşeni alabilmektir”. Çünkü Yimpaş mağdurlarının belli bir kısmı aynı zamanda İmarzededir. Bu açıdan sadece Yimpaş’ı yuhalayıp İmar Bankası’nı es geçmek haksızlık olur. Zira her iki tarafında zihniyeti aynıdır. Gariban ama paralı insanları büyük para vaadiyle farklı şekillerde sömürmek. Bu durumda Yimpaş gibi şirketlerin kurulmasına ön ayak olan ve aldatılma halinde mağdurları koruma adına tedbir için herhangi bir kanuni düzenleme yapmayan o dönem politikacıları bu sistemin ve mağduriyetin asıl sorumlularıdır. Ama bunun hesabı onlardan değil AKP’den sorulmalıdır.
Bu ülkede bu zamana kadar hiçbir parti kadrolaşmamıştır. Ama İdare Mahkemesinde senelerdir sayıları binleri bulan “tayin davalarının” haklı bir nedeni mutlaka vardır. Hepsinin sorumlusu da AKP’dir zira “meşru yollarla tayinini çıkaran” bu insanlara bu zulmü bir tek AKP yapmıştır. Diğer parti yandaşlarının “meşru şekilde” otur(tul)dukları koltuklardan alınmamalıdır. Çok ayıptır.
Diğer yandan sağ partilerin hiçbirine de sempati duymamaktayım. Ben sadece bu kadar parti arasında “biricik oyuma layık olan” bir tane bile parti çıkmamasından yakınan, Atatürk üzerinden siyaset yapıp da Atatürk’le bağdaşır bir yanı bulunmayan partileri eleştiren sade bir vatandaşım. Ama görünen o ki bundan yakınmak bile bazıları için şeriatçi olmak anlamına geliyor. İlla ki çamurdan da olsa bir sol partiyi desteklemek meğer namus borcummuş ta benim haberim yokmuş (!)
Ayrıca avatarım sadece beni ilgilendirir. Sizi hiçbir şekilde ilgilendirmez. AKP 4.5 yıl boyunca bu ülkeyi yönetirken benim avatarımda değişen tek şey saçımın rengidir.
Bu arada Sayın commodore1tr,
367 konusunda aksi görüş bildiren bir tek ben değilim. Bu konuda basında Sayın Sami Selçuk’un ve diğer muhalif hukukçuların da yorumlarını okumalısınız. Ayrıca Fransa’da bile Cumhurbaşkanı’nı halk seçerken bizim siyasilerimizin bizi buna layık görmemesi sizce sindirilebilecek bir şey midir? Cumhurbaşkanını halkın seçmesini destekliyorum çünkü bizim siyasilerimiz ne yazık ki bu konuyu hep kötü niyetli olarak kullanıyor. Madem milletvekili seçebilecek zekaya sahibiz niye Cumhurbaşkanı seçmeyelim. Kaldı ki bu çok mantıklı bir yaklaşımdır. AKP’nin değil ANAP’ın fikridir. Ama şimdi diğer partiler AKP destekliyor diye “aman bizde onun gibi düşünmeyelim yoksa millet bize ne der” tarzında yaklaşımlar sergilemektedir. Hem niye bu soruyu bana soruyorsunuz. Kendinize sorun. Siz Cumhurbaşkanının istediğiniz, desteklediğiniz ve oy verdiğiniz kişi olmasını istemez misiniz?Konu Aslı Güngör tarafından (13-05-2007 Saat 13:06:29 ) de değiştirilmiştir.
-
13-05-2007, 18:09:11 #19
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Sayın Av. Hanife Ebru Öztürk,
Yazdıklarınızda haklı olduğunuz yönler olduğunu düşünmekle birlikte, gittikçe gerilim ve nefret dolu hale gelen ifadelerinizi kınadığımı belirtmeliyim.
Satır aralarından yakaladığımı düşündüğüm, aydın Türk Kadını imajınız, sola ve CHP ye saldırırken adeta AKP propogandasına dönüşen ifadelerinizle hiç örtüşmüyor.
Bu güne kadar, Atatürk'ün kurduğu CHP de dahil tüm sol partilerin, ülkemiz için aslında olumlu hiçbir şey yapmadığı, hatta ülke için yapılan olumlu işlerde tek eylemci olan sağ partilerin ve de son zamanların parlayan muhteşem partisi AKP nin önünde bir hain gibi engel teşkil ettiği şeklindeki iddialarınızı da amacını aşmış, rahatsız edici bir yaklaşım olarak görüyorum.
Hala hiçbir aydının türbanın kendisiyle değil, temsil etmeye zorlandığı siyasi amaçla uğraştığını anlayamayıp, güzel cümlelerden oluşan içi fikren boş, ama gerilimle dolu yazılarınızı bir kez daha okumanızı öneriyorum.
Yazılarınız, fanatik AKP'lilere bile dudak uçuklatacak nitelikte bir propogandaya dönüşmüş.
Kim bilir belki de amacınız budur ve seçimler öncesi sizin değerli varlığınız parti ileri gelenleri tarafından fark edilir......
Saygılarımla
-
13-05-2007, 18:45:48 #20
Re: Erdoğan Gerçeği ve Tatlı Tesadüfler
Dogrusu Ebru hanımı tanıdığım kadarı ile şeriat özlemi içinde olmayan oldukça da çağdaş bir meslektaşımız olduğunu biliyorum. Bu nedenle ebru hanıma çok basit çok sade bir soru sormak istiyorum harun beyin eklediği linkdeki görüntüleri izlediniz mi ?
http://www.youtube.com/watch?v=eg3hkWCnA8c
lütfen bir daha izleyin ve bize bu görüntülerde geçen düşüncelerin arkasında durup durmadığınızı söyleyin .
Bu sayfada bulunan kavramlar:
erdoğan gerçeği ve tatlı tesadüfler
,tayyip erdoğan gerçeği forum
,turk tarihi tesadüfler
Benzer Konular :
-
Minik Yavru Kedilerin Çok Tatlı Halleri !!!
Yavru kedilerin birbirine sarılıp uyumalarını mutlaka görmelisiniz.Öylesine tatlılar ki https://www.youtube.com/watch?v=Se_4ZIXllxwYazan: crazy_82 Forum: Mizah - EğlenceYanıt: 1Son İleti: 23-11-2017, 19:01:51 -
Devre tatlı iptali ihtarname ile
Merhaba Bi eşşeklik yapıp yalova termal denen yerden devre tatil aldım sözleşme yaptık iki gün sonra iptal için ihtarname gönderdim ve karadereli...Yazan: Fatihurs Forum: Tüketici HaklarıYanıt: 1Son İleti: 04-09-2017, 22:22:00 -
Tatlı Yavru Köpeklerin Güzel Oyunu !!!
Gündem bir hayli yoğun ve iç karartıcı denilebilir.Biraz stres atmak için gündemden uzaklaşmak isteyenlere gelsin ...Yazan: crazy_82 Forum: Mizah - EğlenceYanıt: 0Son İleti: 21-11-2015, 21:50:51 -
Çok tatlı çok
Kıza bir partide raslamıştı. Harika birşeydi. O gün peşinde okadar delikanlı vardıki partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.Kız parti boyu...Yazan: commodore1tr Forum: Yaşam - Sohbet - Forum OyunlarıYanıt: 0Son İleti: 10-08-2004, 16:46:53 -
Tatlı cadı - Tüm kadınlar
Kral Arthur, bir soruya doğru cevap verebilirse hayatı kurtulacak, aksi takdirde ölecektir. Soruya cevap verebilmesi için 1 sene süresi vardır....Yazan: commodore1tr Forum: Mizah - EğlenceYanıt: 3Son İleti: 24-07-2004, 17:05:57
tck226 şüphesi
14-06-2024, 02:39:38 in Bilişim Hukuku