ADALET BAKANLIĞI “YARDIM ve YATAKLIK” SUÇUNU İŞLERSE
D eğerli hukukçular:
Tarafıma karşı açılan bir istihkak davasında mahkeme “dosya üzerinden” verdiği kararında demiştirki;
“ Dava değeri olarak gösterilen miktarın %25’i teminat yatırıldığında İ.İ.K ‘nun 97. maddesi gereğince istihkak iddia edilen hacizli mallar hakkındaki icra takibinin (satışının) ertelenmesine”
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.26.2.1999
Bu karar yasaldır kabul edilir. Ancak olayıon bundan sonrası biraz yasalara aykırıdır. Hukukun üstünlüğüne gölge düşürecek kokuların yayıldığı, birilerinin hakimlerce korunup kollandığının göstergesi olan olayların başlangıcıdır.
BANA KİMSE “ADALET MEKANİZMASI İÇİNDE DOLAPLARIN DÖNMEDİĞİNİ SÖY6LEYEMEZ ve buna ikna edemez.
Biliriz ki; Yukarda bahsedilen karar verildikten sonra ilgili icra dairesine bir yazı yazılır ve bu yazıya müzekkere denir. Mahkemede bunu yapmıştır. Garip olan bu müzekkere ile dosya üzerinden verilen kararın birbiri ile uyuşmamasıdır. (Lütfen karar ve müzekere tarihini unutmayınız)Bu müzekkerenin içeriği:
“Davacı tarafça ..... T.L’nin %25’ teminat yatırıldığında TAKİBİN GEÇİÇİ OLARAK DURDURULMASINA karar verilmiş olup, tedbir şerhinin kayıtlara işlenerek yapılan işlemin hakimliğimize bilgi verilmesi rica olunur.26.2.1999”
Bu müzekkere ile borçlunun mal kaçırmasının yolu yasal olarak açılmıştır.Davaya konu hacizli malalr alacak miktarını karşılamadığı gibi, borçlunun başka malalrının haczi mahkemece önlenmiştir. Mahkeme hakimi müzekekredeki çelişkiyi dile getirdiğimde “Mahkemenin yanlış yapmadığını söyleyerek tarafımı kovmuştur. 66 gün (hafta sonlarını düşünce 52 gün) adliye kapısında hakime ben müzekernin yanlışlığını, Oda hiçbir evraka bakmadan yanlışın olmadığını anlattı. 3.5.1999 günü ilgili mahkeme bu yanlışlığı kabul ederek yeni bir müzekekre yazdı.
Olay bundan sonra daha garip hal aldı. Yazılan ilk müzekerenin altına
“ Not: Sadece hacizli malalr hakında işlemlerin tedbiren durdurulması26.2.1999” Şeklinde bir not ilavesi çıktı. ( Bir hakim ifadesi olamayacak kadar basit olan Bu notun neden yazılmış olduğunu ve tarihinin 26.2.1999 olamayacağı ortadadır) Şimdi Adalet bakanlığına sorduğum ve kapsama alanı dışında kaldıkları için cevap veremedikleri soruları sizlerede soruyorum
Eğer ilk müzekkerenin altında ki abuk subuk notun tarihi 26.2.1999 olsaydı:
1- İcra dairesi Komple takibimi durdurur muydu?
2- Tarafım her hangi bir yanlışlıktan bahsetmek için 66 gün adliyeyi git gel yol edr miydi?
3- AYNI MAHKEME bubyanlışlığı kabul ederek 3.5.1999 tarihinde yeni bir müzekkere yazarak ilk müzekkerenin yanlış olduğunu kabullenir miydi?
4- Bu sorularıma yanıt veremeyen Ceza İşleri genel müdür yardımcısı M..... K........L bey konunun kendilerini aştığını söyleye bilirmiydi?
Adalet bakanının sayın danışmanı M...........r........K....n beyde ceza işleri ile aynı fikirde olduğundan “ Hukuk” Adalet Bakanlığının kapsama alanı dışında kalıyor.Yada Adalet bakanlığı yardım ve yataklık ediyor
Lazım olduğunda “kovalamaca (kapsama) alanı dışında olduğu için” ulaşamadığımız adalet bakanlığının Görevi yakınmakmı? Yoksa icraat yapmakmı?Sosyal Hukuk devletinde hukukun üstünlüğüne inanılır ve bu böyledir.Eğer adalet birilerinin çıkarına çalışıyorsa; sosyal patlamaler kaçınılmazdır.Saygılarımla
http://www.Milliyet.com.tr/2003/04/0...set/siy05.html adresine göz atarak Yorumlarınızı bildirmenizi rica ederim
[img]images/disk.gif[/img][img]images/disk.gif[/img]

çarıklı