Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
Sayın Gür , Sayın Yüksel
Ben Sn Garnitüre bu konuda hak vermek istiyorum. Malesef birbirimizi ağırlamaktan öteye bir gelişim gösterebildiğimizi düşünemiyorum. Kısır çekişmelerle geçen yıllarımız heba olmuş durumda... Aslında hepimiz Türkiye adı verilen kutsal topraklarda yaşıyor ve Türklüğümüzle övünç duyuyoruz. İçeride de "sencilik, bencilik" le bir birimize kin besliyoruz. Hatta yabancı ülkeyi ziyaret ettiğimizde Türkiye ve Türk insanını kötülemek amaçlı bir resim, bir tablo, bir afiş, .... vb bir haber gördüğümüzde hemen konu edilen kısım "tuu, k..." olarak gruplar arasında paylaşıma açılıyor. Daha bir kaç gün önce Fransa'yı turlayan bir vatandaşımızın, orada gördüğü bir resim ve altındaki yazıyı internet ortamında paylaşıma açmış olduğu ve fotoğrafa konu olan kişileri durumlarından dolayı eleştirdiği gibi... Bazen düşünmüyor da değilim! Hırsızın hiç mi suçu yok?
Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
Mehveş Evin/Akşam
Önemli bir jargon değişikliği bu.
Türban üzerinden laiklik, kapatma davası üzerinden demokrasi,
Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerinden hukuk devleti tartışmalarının göbeğinde, yandaş medya tartışması yer alıyor çünkü.
Peki hangi ara İslamcı basın, yandaş medyaya dönüştü?
Bu geçiş, nasıl ve neden oldu?
1. ‘İslamcı basın’ deyince ilk akla gelen, şeriat düzeni arzulayan, Cumhuriyet düşmanı, koyu dindar bir medya... Ancak bu klasmandaki tek örnek, promosyon olarak okurlarını umreye götüren Vakit!
2. AKP iktidarının edindiği ekonomik güç, medyada çok hızlı bir güç değişimine yol açtı. Haliyle AKP yanlısı medya kurumlarına ‘İslamcı basın’ demek, hem yanlış hem de aralarındaki maddi-manevi göbek bağını anlatamadığı için, yetersiz kaldı.
3. Laik kesim ‘İslamcı basın’ diyerek, aslında Batılı mizanpajından yazar yelpazesine, modern olduklarını kanıtlamak için en az AKP kadar didinen muhafazakâr medyayı şu mantıkla aşağılıyordu: ‘Ne kadar uğraşırsan uğraş, İslamcısın, İslamcı kalacaksın!’
4. Zaman, Yeni Şafak, Star gibi gazeteler, sırf muhafazakâr Müslüman kimliğinin altını çizselerdi, belki hâlâ İslamcı basın olarak anılırdı. Ancak yayın politikaları, sadece ve sadece iktidara alkış tutmaktan ibaret oldu. Bu anlamda ‘yandaş medya’ tanımı, bir gazeteci için ‘İslamcı basın’ olarak anılmaktan çok daha ağır: ‘Kartel medyası’ ve ‘merkez medya’ diye yıllarca suçladıkları, iktidar çevreleriyle yakın ilişkiler içinde olan gruplardan ne farkları kaldı?
5. Bu noktada yandaş medyanın kadın gazeteci figürlerine bakmakta fayda var: Hem sayıları çok az hem de yüzde 90’ı başörtülü.... Merkez medyada, türbanlı olmadığı halde başörtüsü serbestisini dibine kadar savunan kadın ve erkek yazarlar mevcut. Ancak yandaş medyada aksini söyleyen kimseye yer verilmiyor. En yakın örneği, Alev Alatlı’nın Zaman gazetesinde yayınlanmayan türban yazısı.
Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Şu "milli irade" ne menem bir şeymiş ona da gelelim. Bugün bir milletvekili aklıma getirdi. Diyor ki özetle: "411 vekilin iradesini 9 kişi gaspetti "
Bu ülkede 550 milletvekilinin tamamı "artık bu ülke şeriat ile yönetilecek" derse ne olur sizce?
Sabah olur Sayın Gür Her şeyin bir rüya olduğunu anladıklarında eminim ki üzülebilirler ama , sabah olur, güneş doğar, herkes tıpış tıpış işlerine koşuşur. Yeni bir gün başlar...
Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Yanlış yanıt...
..........................
Ülkenin ve vatandaşların içinde bulunduğu durum dikkate alınırsa, "milli irade" hata mı yapmış, "milli irade"de bir yamukluk mu var nedir?
7 Eylül 1946 Cumhuriyet tarihinin ilk büyük devalüasyonu yapıldı. Bir Amerikan Doları'nın değeri 131.5 kuruştan 280 kuruşa yükseltildi. (7 Eylül kararları)
19 Şubat 1947 Türkiye, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) kabul edildi.
-Haziran 1947'de Harvard Üniversitesinde bir konuşma yapan ABD Dışişleri Bakanı George Marshall, Avrupa ekonomilerini tekrar kalkındırmak için çok geniş kapsamlı bir program önerdi.
Marshall Planı; buna katılmak isteyen her Avrupa ülkesine Amerikan mali yardımı, malzeme ve makinasını içeriyordu. Türkiye dahil, 16 Avrupa ülkesinin üyeleri 22 Eylül'de Amerika'ya sunulmak üzere bir Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı hazırladılar. Bu program üzerine Amerika 3 Nisan 1948'de Dış Yardım Kanunu'nu çıkardı. Amerika bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16'lara (İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. Bu yardım ileriki yıllarda 12 milyar dolara ulaştı. Marshsall planı, Sovyetler ve onun uydularına da açık olmakla birlikte, Doğu Bloku üyeleri buna katılmak istemediler. Marshall yardımları sonucunda ve üç yıllık bir süre içinde Avrupa'daki sanayi üretimi savaş öncesine oranla % 25, tarımsal üretim ise % 14'lük bir artış gösterdi. Dış Yardım Kanununun çıkması üzerine 16 Avrupa ülkesi, 16 Nisan 1948'de Avrupa Ekonomik işbirliği Teşkilatı'nı kurdular." http://tr.wikipedia.org/wiki/Marshall_Plan%C4%B1
Atatürkümüz' ün zamanında ekonomik göstergeler nasıldı ?
Yıllar 1923-1938 1938-1950
Büyüme 7.8 1.2
Enflasyon -2 13.5
"Tablo incelendiginde Atatürk döneminin mucizevi basarisi görülecektir.
Devlet Istatistik Enstitüsünün verilerine dayanarak hazirlanan 9 Nisan 2001 tarihli Sabah Gazetesi'nde verilen haberde aynen sunlar söylenmekteydi:
"Türkiye eger Atatürk dönemindeki %7.8 lik yillik büyüme hizini devam ettirseydi 2000 yilinda kisi basina düsen milli gelir 19.968 dolar olacakti. Bu rakam da Türkiye'ye Ingiltere, Italya sevilerinde bir yasam seviyesi sunacakti. Bir diger ifadeyle Türkiye, Atatürk'ün hedef gösterdigi çagdas medeniyet seviyesine ulasacakti. Gayri safi Milli Hasilasi da 201.2 milyar dolar yerine 1 trilyon 327.2 milyon dolar ve ABD, Japonya, Almanya ve Fransa ardindan dünyanin besinci büyük ekonomisi olacakti."
Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
emesen rumuzlu üyeden alıntı
7 Eylül 1946 Cumhuriyet tarihinin ilk büyük devalüasyonu yapıldı. Bir Amerikan Doları'nın değeri 131.5 kuruştan 280 kuruşa yükseltildi. (7 Eylül kararları)
19 Şubat 1947 Türkiye, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) kabul edildi.
-Haziran 1947'de Harvard Üniversitesinde bir konuşma yapan ABD Dışişleri Bakanı George Marshall, Avrupa ekonomilerini tekrar kalkındırmak için çok geniş kapsamlı bir program önerdi.
Marshall Planı; buna katılmak isteyen her Avrupa ülkesine Amerikan mali yardımı, malzeme ve makinasını içeriyordu. Türkiye dahil, 16 Avrupa ülkesinin üyeleri 22 Eylül'de Amerika'ya sunulmak üzere bir Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı hazırladılar. Bu program üzerine Amerika 3 Nisan 1948'de Dış Yardım Kanunu'nu çıkardı. Amerika bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16'lara (İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. Bu yardım ileriki yıllarda 12 milyar dolara ulaştı. Marshsall planı, Sovyetler ve onun uydularına da açık olmakla birlikte, Doğu Bloku üyeleri buna katılmak istemediler. Marshall yardımları sonucunda ve üç yıllık bir süre içinde Avrupa'daki sanayi üretimi savaş öncesine oranla % 25, tarımsal üretim ise % 14'lük bir artış gösterdi. Dış Yardım Kanununun çıkması üzerine 16 Avrupa ülkesi, 16 Nisan 1948'de Avrupa Ekonomik işbirliği Teşkilatı'nı kurdular." http://tr.wikipedia.org/wiki/Marshall_Plan%C4%B1
Atatürkümüz' ün zamanında ekonomik göstergeler nasıldı ?
Yıllar 1923-1938 1938-1950
Büyüme 7.8 1.2
Enflasyon -2 13.5
"Tablo incelendiginde Atatürk döneminin mucizevi basarisi görülecektir.
Devlet Istatistik Enstitüsünün verilerine dayanarak hazirlanan 9 Nisan 2001 tarihli Sabah Gazetesi'nde verilen haberde aynen sunlar söylenmekteydi:
"Türkiye eger Atatürk dönemindeki %7.8 lik yillik büyüme hizini devam ettirseydi 2000 yilinda kisi basina düsen milli gelir 19.968 dolar olacakti. Bu rakam da Türkiye'ye Ingiltere, Italya sevilerinde bir yasam seviyesi sunacakti. Bir diger ifadeyle Türkiye, Atatürk'ün hedef gösterdigi çagdas medeniyet seviyesine ulasacakti. Gayri safi Milli Hasilasi da 201.2 milyar dolar yerine 1 trilyon 327.2 milyon dolar ve ABD, Japonya, Almanya ve Fransa ardindan dünyanin besinci büyük ekonomisi olacakti."
Saygılar
Sn. emesen,
Wikipedia'dan aldığınıza göre konu hakkında fazla bilgi sahibi olmadığınızı iyiniyetle düşünüyorum. Yoksa yazdıklarınız ajitasyon olarak nitelendirilebilir.
1923-1938 arasındaki göstergelerle, 1938-1950 arası göstergeleri karşılaştırmanızı da tebessümle izlememek elde değil... 1939-1945 arası koca 2. Dünya Savaşı hiç olmamış demek ki bu dünyada ve ekonomiler hiç ama hiç etkilenmemişler bu dünyanın bu güne kadar gördüğü en büyük savaştan...1945 ile başlayan soğuk savaş da bizi hiç etkilememiş olsa gerek size göre...
Marshall Yardımı iş olsun diye veya basiretsizlikten alınan bir yardım değildir. Biraz da Sovyet korkusundan bile bile lades denilerek alınan bir yardımdır?!!! 1950'ye kadar alınan yardım Hazinece karşılığı olan (altın olarak karşılığı vardır) ve uygun yerlerde kullanılan finansmanı içerir. Ancak 1950'den sonra bu yardım?!!! yerli yerinde kullanılmamış, toprak ağalarını daha da zengin edecek finansal kaynak olarak çarçur edilmiştir. Savaş boyunca T.C. altın stokunun nereden nereye geldiğini ve 1950 sonrasında nasıl yerlerde süründüğünü bir incelerseniz daha doyurucu olur.
Kaldı ki, Atatürk sonrası 1950'ye kadarki dönemde o söylediğiniz ekonomik rakamlara ulaşılması da kolay olmuş değildir. Bunun için " Milli Korunma Kanunu", amacı doğru ancak uygulaması çok kötü "Varlık Vergisi", nihayet bulamayan ve olması gerektiği şekilde uygulanamayan (1950 sonrası siyasetçi denilen toprak ağalarının o zamanki baskısı ve partiyi terketmeleri sonucunu doğurmuştur.) "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" olmasaydı o 1938-1950 rakamlarını 2 ile çarpmanız gerekirdi. Hele ki İnönü güçlü bir irade gösteremeyip, partideki Alman yandaşlarına kapılıp Almanya'ya müttefik olsaydı varın siz düşünün sonumuzu... Savaşa girmedik ama seferberlik ilanı sonucu girmiş kadar olduk. Bizim o dönem üretimimiz ve ihracatımız tarım ürünleri üzerineydi. Köylü silah altındaydı, kim ekecek, kim biçecek? Nasıl bir ekonomik büyüme bekliyordunuz siz o ekonomiden? Savaşa giren ülkelerin 1938-1950 arası ekonomik göstergeleri nasıldı acaba? Ha bu arada Marshall Yardımı alan diğer ülkeler İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç nasıl oldu da bellerini doğrulttular?
Neyse ben bazı ipuçları vereyim siz biraz daha araştırıp inceleyin, konjonktür nerelerden nerelere gelmiş diye...
Re: Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi
[quote=Harun Gür;189373]Şu "milli irade" ne menem bir şeymiş ona da gelelim. Bugün bir milletvekili aklıma getirdi. Diyor ki özetle: "411 vekilin iradesini 9 kişi gaspetti "
Bu ülkede 550 milletvekilinin tamamı "
NELER mi? O kadar çok ki!..Örneğin, 2008’de çıkan bir yasaya göre; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bağlı oda ve borsalarda "genel sekreter" olabilmek için "Zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis cezasına mahkum olmak" koşulu aranıyor!.. (Bkz. 8.2.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5728 sayılı Yasa).
Yanlış okumadınız "Mahkum olmamak" değil "mahkum olmak" gerekiyor.
FIKRA GİBİ
"Bu nasıl olur?" diye soranlar için açıklayalım.
Yasa tasarısı hazırlanırken "olmamak" sözcüğü yanlışlıkla "olmak" diye yazılıyor.
Adalet Bakanlığı Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nden çıkan bu tasarı;
Adalet Bakanı, Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü, Bakanlar Kurulu, TBMM Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğü, TBMM Adalet Komisyonu, TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Kanunlar ve Kararlar Dairesi, Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanı onayı dahil, 10 aşamadan geçip yasalaşıyor.
Olayı aylar sonra Av. Remzi Özmen fark ediyor.
Şimdi, yeni bir yasa çıkartıp "olmak" sözcüğünün, "olmamak" şeklinde değiştirilmesi gerekiyor.
HANGİ BİRİSİ
- Şubat 2008’de kabul edilen 5728 sayılı Yasadan bir bölüm;
"Bilamüsaade mecraların tarefeyn süddelerinde fetha ve mehaz küşat edenler ile süddeler üzerinde tarik ihdas eyleyenler..." (Ne anladınız?)
- Daha önce yazdık. Adalet Bakanlığı’nın hakimlik sınavı ile ilgili ilanında "damga pulu yapıştırılmış dilekçe" ile başvuru isteniyordu. Oysa, dilekçeye damga pulu yapıştırma olayı 1985’de kaldırılmıştı. Aradan 20 yılı aşan süre geçmişti ama Adalet Bakanlığı farkında değildi!..
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da "doktor ve eczacı" alımı ile ilgili ilanında; Anayasa, İdare Hukuku, Muhasebe Uygulamaları ve Vergi konularından sınav yapılacağını açıklıyordu. Oysa tıp ve eczacılık fakültelerinde, bu dersler okutulmuyordu!..
Ne dersiniz, "Bunlar Patagonya’da mı hazırlanıyor?" diye sormakta haksızmıyız?
Şükrü Kızılot 15/Haziran/2008 Hürriyet
M.E.Sezen. Padisah'tan gelen evrakları incelemeden okumadan 10 aşamadan geçip yasallaşmasında yatıyor buna hayır diyenler kötüleniyor bütün sorun burda yatıyor bu bile odaklaşmanın belirtileridir.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
yer gösterme belgesi
13-05-2024, 17:11:44 in Gayrimenkul Hukuku