YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2008/4-332 K: 2008/436 T: 16.04.2008
Miras Hukuku • Mirasın Hükmen Reddi • Yasal Karine • Dava Veya Defi Yoluyla Hükmen Reddin Tespiti
(TMK m. 599, 605, 610)
Özet: “Ölüm tarihinde
miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit
edilmİş ise
mirasın reddedilmİş sayılacağı” yasadan doğan bir karinedir. Mirası hükmen redetmİş sayılan kİşi tereke alacaklılarına karşı dava açarak bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yoluyla da ileri sürebilir.
Davanın reddine dair verilen 25.05.2005 gün ve 2004/92 E.,
2005/185 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay Dördüncü
Hukuk Dairesi'nin 17.11.2006 gün ve
2005/13100 E., 2006/12449 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, haksız eylem nedeniyle rücuan tazminat istemine ilİşkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmİş, hüküm davacı tarafından
temyiz olunmuştur.
Davalıların mirasbırakanı polis memurunu öldürdükten sonra cezaevinde
intihar etmİştir. Mirasçı davalıların yasada öngörülen süre içerisinde
mirası reddederek buna ilİşkin karar örneğini dosyaya sunmadıkları
anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalılarca
mirasın reddedildiği ve terekenin
borca batık olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmıştır. Mirası
n reddine ilİşkin yasal hükümlerin burada uygulanamayacağı gözetilerek
İşin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm
kurulması doğru görülmemİş, kararın, açıklanan bu nedenle bozulması gerekmİştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden
yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmıştır.
Temyiz Eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
Dava rücuan tazminat isteğine ilİşkindir.
Davacı vekili, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memurunun
davalıların oğlu Yaşar tarafından silahlı saldırıya uğradığını ve
sonrasında vefat ettiğini, davalıların oğlu Yaşar'ın ise intihar ettiğini, ölen
polis memurunun hastane giderlerinin 4.355.040.000 TL olduğunu ve
müteveffa polis memurunun
mirasçılarına 32.585.000.000 TL tazminat
ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek 32.585.000.000 TL'nin
31.12.2003 tarihinden itibaren, 4.355.040.000 TL'nin ise 22.11.2002 tarihinden
itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava
etmıştır.
Davalılar vekili, davalılara oğullarından intikal eden malvarlığı bulunmadığı
nı, aczi tüm çevre tarafından bilinirken öldüğünü, MK'nın
605/2. maddesinde açıkça belirtildiği gibi ölümü tarihinde mirasbırakanı
n ödemeden aczi açıkça belli ise
mirasın reddedilmİş sayılacağını,
mirasçı
ların ayrıca bir irade açıklamasına gerek bulunmadığını, davalıların
mirası hükmen red etmİş olmaları nedeniyle mirasbırakanın borcunun
tazminine yönelik davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmıştır.
Yerel mahkemece; "Davalıların mirasbırakanının, ölüm tarihinde ödemeden
aciz içinde olduğu ve
mirasın hükmen red edildiği ve
mirası red
eden
mirasçı davalıların mirasbırakanın borcundan dolayı sorumlu olmadı
klarının kabulü gerekir." gerekçesi ile davanın reddine dair verdiği karar,
Özel Daire'ce yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, yerel mahkemece
önceki kararda direnilmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık,
mirasın reddine
ilİşkin yasal hükümlerin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı
noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesi "B. Ret; I. Ret beyanı;
1. Ret hakkı" başlığı ile düzenlenmİştir.
Birinci fıkrası "Yasal ve atanmış
mirasçılar
mirası reddedebilirler."
hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada
uygulama dışındadır.
İkinci fıkrası "Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça
belli veya resmen tespit edilmİş ise,
miras reddedilmİş sayılır." hükmünü
amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Konumuzu veyadan önceki cümle ilgilendirmektedir.
Türk Kanunu Medenisi'nin 545. maddesinin sadeleştirilmİş
şekli aynen kaleme alınmıştır.
Birçok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak
isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, "hakiki redde" süre ile kayıtlı
ve
mirasçıların tek taraşı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu
"hükmi reddin" sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması
ya da dava yolu öngörmemıştır. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu
kabul edilip,
mirasın açılması ile kendiliğinden
mirasçılara intikal edece-
ği (TMK m. 599) yönündeki kurala bir istisna getirilmıştır. Eğer
mirasçı
olabilecek kİşi sarih irade beyanıyla ya da Türk Medeni Kanunu'nun 610.
maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla
mirası kabul etmİş
ise, zaten yapılabilecek bir İşlem kalmamıştır.
Mirası hükmen red etmİş sayılan kİşi, tereke alacaklıları aleyhine husumet
yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu defi yolu
ile de ileri sürebilir.
Somut olayda,
mirasçılar defi yolunu tercih etmİşlerdir. Açılan bu davada
mirasbırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmİşlerdir.
İşte bu halde,
mirasın reddedilmİş olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumun teyidi yönünden, mahkeme duruşma safahatında; Tapu
Sicil Müdürlügü'ne, SSK İhtiyarlık Sigorta Müdürlügü'ne, Vergi Dairesi
Müdürlügü'ne, Emekli Sandığı'na müzekkereler yazmış, aldığı cevaplarla
mirasbırakanın hiçbir taşınmazının bulunmadığı, vergi mükelleŞ olmadığı,
SSK ve Emekli Sandığı'ndan maaş almadığı belirlenmıştır. Ayrı-
ca; Emniyet Müdürlüğümden alınan cevabi yazıda da, mirasbırakanın ölmeden
önce boşta gezdiği, İşinin olmadığı, üzerine kayıtlı malvarlığının
bulunmadığı tespit edilmıştır. Dinlenen şahit de bu durumu teyit etmıştır.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi, mirasbırakanın taşınır, taşınmaz
hiçbir malı olmadığı gibi, maaşının da bulunmadığı, herhangi bir İşte de
çalışmadığı belirlenmİştir. Yani mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça
bellidir. Karinenin doğruluğu somut olayda saptanmış olup, aksi davacı
tarafından ispat edilememıştır.
Bu görüşümüzü; Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu'nun 14.03.1984 gün ve
1982/2-66 E., 1984/239 sayılı kararı ile, 14.03.2001 tarih ve 2001/2-220 E.,
240 sayılı kararları da doğrulamaktadır.
Yukarıda açıklanan ve tüm dosya muhteviyatına uygun olan gerekçeler
karşısında usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması
gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), 16.04.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.