Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
is Hukuku ucret ucretin Arastirilmasi
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 24-09-2009 | Kategori: İçtihat | Okunma : 1849 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
E: 2007/18954 K: 2008/12201 T: 12.05.2008
iş Hukuku  ucret  ucretin Arastirilmasi
(4857 SK m. 8, m. 32; 818 SK m. 323)
Özet: Davacı işçi, ihbar, kıdem tazminatı,manevi tazminat ile işçilik alacaklarının
ödetilmesine karar verilmesini istemıştir.Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin
miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Çalışma yaşamında daha az vergi
ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordroları
mda gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek
ücretin tespiti önem kazanır, işçinin kıdemi, meslek unvanı, Şilen yaptığı iş, işyerinin
özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda
yer alan ücretin gerçeği yansıtmadı- ğı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık
beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek
unvanı ve Şilen yaptı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından
emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca
gidilmelidir.
Davacı, ihbar, kıdem, manevi tazminat ile işçilik alacaklarının ödetilmesine
karar verilmesini istemıştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi
içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için
Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda
uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda
ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafı
ndan sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştrr.
2654 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul
ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit
aralıklı zaman dilimlerine; dönemlere uyularak ödenmelidir. 4857 sayılı
İş Kanununun 32. maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmıştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla
sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştı-
rabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmiş olması
taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle
bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323. maddesinin 2. fıkrasına
göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde
ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki
kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin
özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen
ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında
yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma
koşullarını temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamamnı belirten
bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37. maddesinde,
işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması
hallerinde ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin
zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmış olan
bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil
niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin
muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez.
Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa
olgusunun mahkemece resen araştırılması gerekmekle, mahkemenin
belgeye değer vermeden önce muvazaa şüphesini ortadan kaldırması ve
kendiliğinden gerekli araştırmaya gitmesi gerekir.
Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptı-
rıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur.
Asıl sorun, yasal yükümlülüğe ve cezai yaptırıma rağmen 8. ve 37.
madde hükümlerine aykırı şekilde belgelerin hiç verilmemesi noktasında
ortaya çıkar. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat
yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8 ve 37.
maddelerinin işverene bu konuda bazı yükümlülükler de gözardı edilmemelidir.
Bahsi geçen kurallar, İş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne
yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dişiliği
önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması
ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek
işçiye verilmemış oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları
ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadı
r. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye veril-
Yargıtay Kararları 2655
mış olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret,
ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli
kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar
delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken
bu tür belgelerin düzenlenmış olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacı
yla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin
gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin
tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, Şilen yaptığı iş, işyerinin
özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate
alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi
ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin
meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve Şilen
yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından
emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte de-
ğerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda davalı işyerinde oto cam tamiri ustası olarak çalışan
davacı aylık net 800 YTL ücret aldığını iddia etmiş dinlenen davacı tanıkları
da bu yönde ifade vermışlerdir. Davalı ise aylık brüt 495 YTL olduğunu
savunmuş ve imzalı bordrolara dayanmıştır. Mahkemece davacı idddiası
na itibar edilerek hüküm kurulmuşsa da bu şekilde sonuca gidilmesi
hatalıdır. Davacının alabileceği ücret yukarıda belirtildiği şekilde araştı
rılmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
12.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
2656 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008

Forum