Yetkili Mahkeme • Resen Yetkisizlik Karari Verilemeyeceği
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 27-12-2006 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 7861 | Not:
Av.tayfun Eyilik
Hakkımdaki bilgilere
http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz
Profil >
YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ
E: 2005/13291 K: 2006/3430 T: 03.04.2006
Yetkili Mahkeme • Resen Yetkisizlik Karari Verilemeyeceği
(5521 SK m. 5; 1086 SK m. 1872, 23, 478; YHGK 12.12.1962, 4/155 esas, 108 sayılı karar)
Özet: Davacılar iş kazası sonucu ölen murislerinden dolayı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, mahkemece davanın Kartal İş Mahkemesi’nin yetkisi dahilinde bulunduğu cihetle yetkisizlik kararı verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece 5521 sayılı yasanını 5. maddesi, HUMK 187/2, 23, 478. maddeleri gözönüne alınmaksızın yetkisizlik kararı verilmesi özellikle davalı tarafça süresinde ve yöntemince yetki itirazı bulunmadığı halde, davanın esasının incelenmesi yerine doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Osman Bülbül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
Davacılar iş kazası sonucu ölen murislerinden dolayı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, mahkemece davanın Kartal İş Mahkemesinin yetkisi dâhilinde bulundu cihetle yetkisizlik karan verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Somut olayda uyuşmazlık; mahkemenin kendiliğinden yetkisizlik kararı verip vermeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanun'un 5. maddesidir. Anılan madde hükmüne göre, iş mahkemesinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanun gereğince ikametgâhı mahkemesi sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı yer mahkemesinde de bakılabilir. Öte yandan HUMK.'nun 187/2. maddesinde yetki itirazının ilk itirazlarından olduğu, 23. maddesinde de davalıya tanınmış bir hak olduğu açıkça vurgulanmıştır. Ayrıca, kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı söz konusu olduğu hallerde kendiliğinden (re'sen), kamu düzenine ilişkin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde ise, ilk itiraz olarak ileri sürüldüğü takdirde yetkisizlik kararı verilebilir. Sözlü yargılama usulü uygulanan iş mahkemesinde, ilk itirazlarda bulunan yetki itirazının HUMK'nun 478. maddesi uyarınca en geç tayin olunan ilk oturumda esas davaya girişilmesinden önce bildirilmesi zorunludur. İtiraz edilmemesi halinde mahkemenin yetkisi kabul edilmiş sayılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.1962 gün ve 4/155 Esas, 108 Karar sayılı kararı bu yöndedir. Bu yönüyle dava konusu olan olayda Kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olmadığına ve usulüne uygun yetki itirazı da bulunmadığına göre, mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın ve özellikle davalı tarafça süresinde ve yöntemince yetki itirazında bulunmadığı halde, davanın esasının incelenmesi yerine doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASESA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 03.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.