Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Belediye Gelirleri • Yasal Zorunluluk*
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 22-11-2009 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2896 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2008/4-321 K: 2008/303 T: 09.04.2008
Belediye Gelirleri • Yasal Zorunluluk*
(BGK m. 97)
Özet: Belediyelerin gelir kaynaklarının büyük bir bölümü kamu hukukuna dayandı-
ğından, belediye gelirlerinin kanunla belirlenmesi Anayasadan doğan bir zorunluluktur.
Diğer bir ifadeyle; belediyeler, kanunla düzenlenmemİş olan bir gelir kaynağı oluşturamazlar.
(*) Gönderen: Av. Murat TOPCUOĞLU

Taraflar arasındaki “MenŞ Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara Asliye Onbeşinci Hukuk Mahkemesi)'nce davanınkabulüne dair verilen 20.07.2006 gün ve 2005/401-2006/272 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay DördüncüHukuk Dairesi'nin 05.07.2007 gün ve 2006/10432-2007/9161 sayılı ilamı
ile,("...Dava, menŞ tespit istemine ilİşkindir. Mahkemece talep kabul edilmİş,
karar davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, davalı idarenin kendileri aleyhine kaçak kuyu suyu kullandı
klarına dair düzenlenen tutanak gereğince kaçak su bedeli talebinde bulunduğ
unu, ancak kendilerinin kullandığı kuyunun İşlettikleri oteldeki pis
suların ve yağmur sularının biriktirildiği bir kuyu olup kazan dairesini suları
n basmaması için motor aracılığıyla çekilip kanalizasyona boşaltıldığı-
nı belirterek borçlu olmadıklarının tespitini istemİşlerdir.
Davalı cevabında görevlilerce yapılan denetimde davacıların kuyudan
temin ettikleri suyu kullandıklarının tespit edildiğini ileri sürerek davanın
reddini istemİşlerdir.
Mahkemece söz konusu kuyunun drenaj amacıyla yapıldığı, suyunun
içme veya kullanma suyu olarak kullanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle
istem kabul edilmıştır.
Dosyada bulunan kaçak su zaptı tutanağı düzenleyen tanıkların beyanları
ve davalı idare elemanlarının denetim sırasında çektiği fotoğraflar dikkate alındığında, kuyudan çıkarılan suyun sac depoya borularla bağlandığı ve oradan da yine borularla otele dağıtım yapılarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan keşif sırasında her ne kadar kuyunundrenaj amaçlı olduğu yönünde kanaat uyanmamışsa da kaçak kullanım tutanağı sonrasında keşif tarihine kadar söz konusu yerde değİşiklikler yapılmış olduğu bilirkİşi raporundan ve tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacıların kaçak kuyu suyu kullandıkları sabit olup zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Anılan yön gözetilmeden istemin tümden kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmıştır...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geriçevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmıştır.
Temyiz Eden: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının suresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
Dava, kaçak kuyu suyu kullanıldığı iddiasıyla davalı tarafından davacılar hakkında tahakkuk ettirilen tutarla ilgili menŞ tespit istemine ilİşkindir. Davacılar Hüsamettin ve Vahdi vekili, davacıların çalıştırdığı İşyerinde pis suların ve yağmur sularının biriktirildiği bir kuyu bulunduğunu, kazan dairesini su basmaması için yaptırılan bu kuyuda biriken pis suları
n motorla çekilip, hortumla kanalizasyona boşaltılmakta olduğunu; davalı elemanlarının yeterli inceleme yapmadan, bu kuyu ile ilgili olarak kaçak su tutanağı düzenlediklerini, davalıya bağlı Kaçak Su Müdürlüğü'nün de bu tutanağı esas alarak, kaçak olarak su kullanıldığı gerekçesiyle
davacılar hakkında 14.322 YTL tutarında kaçak su kullanım bedeli tahakkuk ettirip, bunu davacılardan istediğini; davacıların hiçbir şekilde kaçak su kullanmış olmadıklarını, söz konusu kuyunun bir su kuyusu değil, pis suların biriktirildiği bir kuyu olduğunu, bu hususun yapılacak
keşİşe de belirleneceğini, esasen, biriken suların içme suyu olarak veya herhangi bir İşte kullanılmasının mümkün de bulunmadığını ileri sürerek , tahakkuk ettirilen 14.322 YTL tutarında kaçak su bedelinden dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmİştir.
Davalı ASKİ Genel Müdürlüğü vekili, davacıların çalıştırdığı İşyerinde
davalı kurumun bilgisi ve aboneliği dışında kuyu suyu kullanıldığını, kaçak
su ekiplerinin bu durumu tespit ederek 28.09.2005 tarihli tutanağı
düzenlediklerini, inceleme sırasında davacıların başkaca bir abonelikleri
bulunmadığını ve İşyerinde kuyudan temin ettikleri suya boru takmak
suretiyle su ihtiyaçlarını kaçak yoldan sağladıklarının belirlendiğini, bu
tutanağa dayanılarak, Yönetmelik gereğince dava konusu tahakkukun
yapıldığını, tahakkukun kullanım bedelinden ve ceza bedelinden oluştu-
ğunu, 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkında Kanun'da, yer altı sularının
kullanımı için gerekli ön şartlar, kayıtlarının yapılması, tescili bunlar
yapmadığı takdirde verilecek cezalar ve benzeri konularda açık hükümler
bulunduğunu cevaben bildirmıştır.
Yerel mahkeme; mahallinde yapılan keşif sırasındaki gözlemlere ve
bilirkİşi raporundaki açıklamalara göre, söz konusu kuyunun içme veya
kullanma suyu sağlamak amacına değil; otel olarak kullanılan İşyerinin
bodrum katında oluşan sızıntı suların bina temellerine zarar vermemesi
için biraraya toplanması ve takılan borularla pompalar vasıtasıyla binadan
uzaklaştırılması amacına yönelik olduğu; drenaj amacıyla yapılan
kuyudaki pis suyun, içme suyu olarak veya başka bir amaçla kullanılması
nın mümkün bulunmadığı, drenaj kuyusundaki su nedeniyle davacıya
kaçak kullanımdan dolayı ücret tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun
olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı idarece talep edilen
14.322,00 YTL kaçak su bedelinden davacıların borçlu olmadığının tespitine
karar vermİş; Özel Daire bu kararı metni yukarıda bulunan ilamla
bozmuş; yerel mahkeme, önceki gerekçesini tekrarlayarak ve ayrıca, davacı
ların kuyu suyu kullandıklarının kabulü halinde dahi, davalının herhangi
bir alacak talep edemeyeceğini; zira, 2464 Sayılı Kanun'un 2339
Sayılı Kanun ile değİşik 97/1. maddesinde yer alan ve belediye gelirleri
arasında, belediye ve mücavir alan içerisinde yer altı sularında kamu ve
özel kİşiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi sularından alınacak
ücretleri de sayan hükmün Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini,
yürürlükteki mevzuatta ise davalının böylesi bir alacak talebinde bulunması
na olanak tanıyan herhangi bir hüküm bulunmadığını gerekçe göstererek
önceki kararında direnmıştır.
Davalı ASKİ Genel Müdürlüğü elemanlarınca yapılan denetim sırası
nda, davacıların İşlettiği otelin bodrum katında su kuyusu bulunduğu
ve bu şekilde davalı kurumun bilgisi dışında kuyu suyu kullanıldığı iddiası
yla tutanak düzenlenmİş; bu tutanaktaki veriler esas alınarak, davadaki
menŞ tespit isteminin konusunu oluşturan kaçak su Şşini düzenlenmİş
ve davacılara tebliğ edilmİştir.
Direnme kararındaki genİşletilmİş gerekçe karşısında; öncelikle, konuya
ilİşkin yasal düzenlemeler itibariyle, davacıların kuyu suyu kullandı
klarının kabulü halinde dahi, davalı ASKİ'nin buna dayalı olarak alacak
talep etmesinin hukuken mümkün bulunup bulunmadığı hususunun
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Belediyelerin yerine getirmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerinin
gerektirdiği harcamaların karşılığını oluşturan ve büyük bir bölümü
kamu hukukuna dayalı olan gelir kaynakları, 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanunu'nda sayılmıştır. Ağırlıklı olarak bu gelir kaynakları, İlan
ve Reklam Vergisi (m. 12), Eğlence Vergisi (m. 17), Haberleşme Vergisi (m.
29) Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisi (m. 34) gibi çeşitli vergilerden;
İkinci Kısımda düzenlenen Belediye Harçlarından ve Üçüncü Kısımda düzenlenen
Harcamalara Katılma Paylarından oluşmaktadır. "Ücrete tabi İşler"
başlıklı 97. maddede ve ayrıca "Müze girİş ücretleri ile madenlerden
belediyelere pay" başlıklı mükerrer 97. maddede, belediyelerin gelir elde
edecekleri diğer kaynaklar düzenlenmİştir.
Söz konusu 97. maddenin 04.12.1985 gün ve 3239 Sayılı Kanun'un
125. maddesi ile yapılan değİşiklikten önceki metni, belediyelere sadece
ilgililerin isteğine bağlı olarak yapacakları, harç ve katılma payı konusuna
girmeyen her türlü hizmet için, belediye meclislerince düzenlenecek
tarifelere göre ücret alma yetkisi vermekte idi.
Anılan değİşiklik sonucunda, "Ücrete tabi İşler" başlıklı 97. maddenin
birinci fıkrası "Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapı
lmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet
ve belediye mücavir alan sınırları içerisinde yer altı sularından kamu ve
özel kİşiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi suları için belediye
meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediye'ye
tekel olarak verilmİş İşler kendi özel hükümlerine tabidir." şeklini almı
ştır. Ancak, madde metnindeki "...ve belediye mücavir alan sınırları içerisinde
yer altı sularından kamu ve özel kİşiler tarafından elde edilen kullanma
ve sanayi suları..." ibaresi ve ayrıca, "Yer altı sularından kamu ve
özel kİşiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi sularına ait ücretler
İstanbul'da İSKİ, 3030 Sayılı Kanun'un uygulandığı yerlerde BüyükŞehir
Belediyeleri tarafından tahsil edilir." hükmünü taşıyan ikinci fıkrası,
Anayasa Mahkemesi'nin 31.03.1987 gün ve Esas: 1986/20, Karar: 1987/9 sayı
lı kararı ile iptal edilmıştır.
Belediyelerin gelir kaynaklarının büyük bir bölümü kamu hukukuna
dayandığından ve üstlenilen kamu hizmetlerinin gerektirdiği harcamaları
n karşılığını oluşturduğundan, belediyelerin alacakları vergi, resim,
harç ve benzerlerinin Anayasa'nın 73. maddesinde öngörülen esaslar dairesinde
kanunla konulması zorunludur. Başka bir ifadeyle; belediyeler,
kanunla düzenlenmemİş olan herhangi bir gelir kaynağını oluşturamazlar
ve kullanamazlar. Aksi takdirde, o gelir kaynağı hukuksal dayanaktan
yoksun olur.
Yukarıda açıklandığı ve direnme kararında da değinildiği üzere; belediyelere,
mücavir alan sınırları içerisinde yer altı sularından elde edilen
kullanma ve sanayi sularından ücret alma yetkisini veren kanun hükmü
iptal edilmİş ve onun yerine, aynı yetkiyi içeren herhangi bir kanun hükmü
konulmamış bulunduğuna; mevzuatımızda bu yönde başkaca bir kanuni
düzenleme de mevcut olmadığına göre; somut olayda davalı idarenin,
kendisine ait Tarifeler Yönetmeliği'ndeki düzenleme çerçevesinde,
davadaki menŞ tespit isteminin konusunu oluşturan bedeli tahakkuk ettirmesinin,
hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, yukarıda değinilen 97. madde anlamında ilgilinin isteğine bağlı olarak ifa edilmİş bir hizmetin varlığından söz edilemeyeceği deaçıktır.
Bu kabul karşısında, somut olayda kaçak su tutanağına konu kuyunun yeraltı suyu elde etme amacıyla mı yoksa drenaj amaçlı olarak mı tesis edilmİş bulunduğunun da herhangi bir önemi ve varılan sonuca bir etkisi yoktur. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin aynı gerekçeye dayalı, davanın kabulüne dair direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararı nın yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA), 09.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Forum