Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
ALACAKLILARA ZARAR VERMEK KASDI İLE YAPILAN (HİLELİ) TASARRUFLARDAN DOLAYI” İPTÂL Talih UYAR
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 4-11-2009 | Kategori: Makale | Okunma : 4578 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
“ALACAKLILARA ZARAR VERMEK KASDI İLE YAPILAN (HİLELİ) TASARRUFLARDAN DOLAYI”
İPTÂL*
(İİK m. 280**)
Talih UYAR
İİK m. 280’de malvarlığı, borçlarını ödemeye yetmeyen borçlunun, alacakları
na zarar vermek kastıyla yaptığı tüm (hileli) tasarrufların iptale tâbi
olduğu belirtilmıştır.
I- Maddenin kenar başlığında “zarar verme kasdından dolayı iptal”
denilmİş ve maddenin metninde “hileli tasarruflar” deyimine yer verilmemİş
ise de, maddenin içeriğinden, borçlunun genİş anlamda hileli tasarrufları
nın iptalinin amaçlandığı anlaflılmaktadır.1
___________________________________________________
(*) Dergimizin 2008/5. sayısında yayınlanan bu makale, teknik hatadan kaynaklı nedenlerle dipnotsuz
olarak çıkmıştır. Düzeltir, yazarından ve okurlarımızdan özür dileriz.
(**) Zarar verme kasdından dolayı iptal
Madde: 280 – "Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı
tüm İşlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, İşlemin diğer tarafı
nca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar
ki, İşlemin gerçeklefltiği tarihten itibaren befl yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya İşâs yoluyla takipte
bulunulmufl olmalıdır.
Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye
kadar sıhri hısımları (bu dereceler dahil) evlât edineni veya evlâtlığı ise borçlunun 1'nci fıkrada
beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilâfını üçüncü şahıs ancak 279'ncu maddenin son
fıkrasına göre ispat edilebilir.
Ticari İşletmelerin veya İşyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya
satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber İşyerini sonradan İşgal eden şahsın, borçlunun alacaklı
larını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur.
Bu karine, ancak iptâl davasını açan alacaklıya devir satıfl veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyŞyetin
yazılı olarak bildirildiğini veya ticari İşletmenin bulunduğu bu yerde görülebilir levhaları asmakla
beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin
edecek şekilde münasip vasıtalarla ilân olunduğunu ispatla çürütülebilir."
(1) KURU. B. İcra ve İşas Hukuku El Kitabı, 2004, s:1205
Madde, 1.7.2003 tarihli 4949 Sayılı Kanun ile yapılan değİşiklik sonucunda
bugünkü şeklini almıştır.2
II- «Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar
verme kasdıyla yaptığı tüm İşlemler, borçlunun içinde bulunduğu mâli durumun
ve zarar verme kasdının, İşlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini
gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilmelidir.» (İİK
m. 280/I, c:1).
Bu madde uyarınca, borçlunun alacaklarına zarar verme kasdıyla
yapmıfl olduğu hileli İşlemlerin (tasarrufların) iptal edilebilmesi için3;
a) Borçlunun malvarlığı, borçlarını ödemeye yetmemelidir.
b) Borçlu, alacaklılarına zarar verme (mal kaçırma) kasdı ile üçüncü kİşilerle
tasarrufta (İşlemde) bulunmuş olmalıdır.4
c) Borçlunun tasarrufta (İşlemde) bulunduğu üçüncü kİşiler iyiniyetli
(MK m. 3) olmamalıdır.5 Borçlunun içinde bulunduğu mâli durumun (yani;
borçlunun malvarlığının borçlarını karşılamadığının) ve alacaklılarına
zarar verme kasdının, borçlu ile İşlemde bulunan üçüncü kİşilerce bilindiğ
i veya bilinmesini gerektiren açık emareler (karineler) olmalıdır. Yani,
borçlu ile İşlemde bulunan üçüncü kİşi, borçlunun kasdını biliyor olmalı
dır.6
2902 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(2) Uygulamada, özellikle ekonomik kriz zamanlarında, borçlarını ödemek için mallarını paraya çevirmek isteyen
borçluların çok sayıda olması sebebiyle, malların normal değerlerinden daha aflağı Şyatlarda satıldığı herkesçe
bilinen bir gerçektir. Bu gibi durumlarda, 'iyiniyetli bir şahıstan veya basiretli bir tacirden beklenilmeyecek
tasarruflarla mevcudun eksiltilmesi' şeklinde ifade edilen ölçütün objektİşikten uzak olması birçok alıcının
mağdur olmasına yol açmaktadır. Kaynak İsviçre Kanununda da ifadesini bulan 'alacaklılara zarar verme kastı'
ise, maddenin gerçek amacını daha iyi ifade ettiğinden, 280 inci maddenin birinci fıkrası bu amaca uygun
olarak yeniden düzenlenmİştir." (Hükümet Gerekçesi)
280. maddenin 2. fıkrası 4949 s. K. m. 103 ile yürürlükten kaldırılmıştır: "...İcra ve İşâs Kanununun 280 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Borçlunun birinci fıkrada tasarrufu, alacaklıları ızrar kasdiyle yapması
ve kasda üçüncü şahsın vukufu hâlinde, tasarruf tarihi ne olursa olsun batıl sayılır." hükmü yürürlükten kaldı
rılarak, iptal davası için öngörülen befl yıllık hak düflürücü süre bu durumda da geçerli olduğundan ve aslı
nda dava açma süresi azamî befl yıl ile sınırlı olduğundan ve maddede yer alan iki yıllık sürenin 285 inci
maddedeki süreye uyumlu hâle getirilmesi nedeniyle bu değİşikliğin yapılması... amaçlanmıştır." (Hükümet Gerekçesi)
(3) MUŞUL, T. İcra ve İşâs Hukuku, 2005, s:1206 vd. - GÜNEREN, A. İcra ve İşâs Hukukunda İstihkak Davaları
ile Tasarruf İptal Davaları, 2004, s:1141
(4) Bknz: 15. HD. 1.6.2004 T. E:2584/3054 - 19.6.2003 T. 1572/3331 - 26.12.2002 T. 6026/6188 - 14.1.2002 T.
5617/76 vb.
(5) Bknz: 17. HD. 25.10.2007 T. 4800/3213 - 19.7.2007 T. 3405/2424; 15. HD. 10.6.2002 T. 2621/3111 - 15.
HD. 23.1.2007 T. 5878/255 - 11.5.2005 T. 532/2327- 3.3.2005 T. 2904/1202 - HGK. 13.11.2002 T. 846/907
- 15. HD. 10.6.2002 T. 2621/3111 - 19.11.2001 T. 5312/5295 - 23.1.2001 T. 5126/399 - 9.10.2000 T.
2121/4307 - HGK. 15.5.1996 T. 15-190/335 - 13. HD. 20.10.1981 T. 3944/6559 - 12. HD. 12.2.1981 T.
7089/918
(6) Bknz: 17. HD. 8.10.2007 T. 4394/3010 - 1.10.2007 T. 3595/2888 - 17.7.2007 T. 3129/2526 - 9.7.2007 T.
2474/2410 - 15. HD. 30.5.2006 T. 422/3181 - 4.10.2005 T. 4505/5179 - 2.3.2005 T. 5544/1162; 7.4.2003
T. 5761/1777 - 13.4.2004 T. 1152/2104 - 19.2.2004 T. 3776/866 - 25.12.2003 T. 6208/6281 - 17.12.2003
T. 4474/6082 - 11.12.2003 T. 6103/5948 - 27.6.2003 T. 2502/3534 - 25.6.2003 T. 2663/3493 - 23.6.2003
T. 1227/3398 - 24.3.2003 T. 787/1493 - 19.12.2002 T. 5887/6046 - 14.11.2002 T. 4887/5209 - 4.5.2002 T.
1689/2497 - 20.2.2002 T. 522/834 - 27.6.2001 T. 2502/3534 - HGK. 11.4.2001 T. 15-229/352 - 5.10.1999
T. 3252/3475 - HGK. 15.5.1996 T. 15-190/335 - 26.1.1988 T. 2592/211 - 13. HD. 20.10.1981 T. 3944/6559
- 12. HD. 12.2.1981 T. 7089/918
Borçlunun, alacaklılarına zarar verme kasdı ile yaptığı (hileli) tasarrufları
n iptal edilebilmesi için; az önce belirttiğiniz emarelerin (karinelerin)
varlığı davacı -alacaklı tarafından7 her türlü delille- özellikle; yaşam
deneyi kuralları ile, hayatın olağan akıflı ile8,9 - ispat edilebilir. Burada
«tam ispat» aranmayıp, «yaklaflık ispat» kuralları ile yetinilir.10
Yüksek mahkeme, buraya kadar belirttiğimiz -yani; İİK m. 280/I
kapsamındaki- konularla ilgili olarak;
• «Dava konusu lokantayı borçludan satın alan üçüncü kİşinin, lokantanı
n icar (kira) bedellerinin lokantanın önceki maliki takip borçlusuna
ödenmesine sessiz kalmasının, kendisinin kötüniyetli ve satıflın muvazaalı
sayılmasına neden olacağını”11
• «Tasarrufa konu lokantayı borçludan satın alan üçüncü kİşinin, burası
nı tekrar borçlunun babasına -kira bedellerini bizzat almadan- kiralaması
halinde iyiniyetli sayılmayacağından mahkemece verilen iptal kararının
isabetsiz sayılmayacağını”12
• «Taflınmaz devrinin, bedel karşılığı değil borca karşılık ödeme maksadı
yla yapılmış olması ve taflınmazı devralan üçüncü kİşinin borçlunun ekonomik
durumunu bilen ya da bilmesi gereken kİşilerden olması halinde, İİK
279/2 ve 280/I uyarınca devrin iptaline karar verilmesi gerekeceği”13
• «Borçlular ile İşlemde bulunan üçüncü kİşi flirketin bir kısım ortakları
arasında akrabalık ilİşkisinde bulunması halinde, İİK 280/I ve II uyarınca,
borç tarafından davalı üçüncü kİşiye yapılan devir İşleminin iptaline karar
verilmesi gerekeceğini”14
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘İş arkadaflı/
ticari ilİşkisi bulunan kİşi’ olması halinde, bu kİşinin borçlunun
içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi
gereken konumda bulunduğunda borçlu ile kİşi arasındaki İşlemin -
İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”15
• «Davalı borçlunun konkordato talebinin (ekonomik durumunun) diğer
davalı üçüncü kİşi tarafından bilinmiyor olması halinde mahkemece -İİK
280/I uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceğini”16
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2903
___________________________________________________
(7) Bknz: 15. HD. 5.7.2006 T. 2786/4194; HGK. 21.12.2005 T. 15-625/736; 15. HD. 25.6.2003 T. 2619/3490;
9.6.2003 T. 441/3358; 18.9.2002 T. 3826/3946 vb. - 15. HD. 13.4.2004 T. 1152/2104 - 11.5.2000 T.
532/2327 - 6.4.1994 T. 260/2072 - 21.11.1989 T. 2793/4876
(8) KURU, B. age. s:1206
(9) Bknz: 15. HD. 20.3.1996 T. 113/1544 - 20.9.1995 T. 3945/4845 - HGK. 29.12.1993 T. 15-647/880 -
15. HD. 23.12.1992 T. 6248/6216
(10) PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZKAN, M.S./ÖZEKES, M. İcra ve İşas Hukuku, 5. Bası, 2007, s:588
(11) Bknz: 17. HD. 25.10.2007 T. 4800/3213
(12) Bknz: 17. HD. 8.10.2007 T. 3751/3004
(13) Bknz: 17. HD. 8.10.2007 T. 3494/3010
(14) Bknz: 17. HD. 8.10.2007 T. 3240/2888
(15) Bknz: 17. HD. 1.10.2007 T. 3129/2526
(16) Bknz: 17 HD. 17.7.2007 T. 3129/2526
• «İİK’nun 280 (ve 278/III-1.) maddelerinin uygulandığı durumlarda tasarruf
konusu taflınır ya da taflınmazlara değer tesbitine gerek bulunmadığı
nı”17
• «İptal davasına konu olan ‘ev’ ve ‘araç’ın, borçlu tarafından üçüncü
kİşilere satılmıfl olmalarına rağmen, bunların borçlunun elinde bulunup,
borçlu tarafından kullanılıyor olmaları halinde, davalı üçüncü kİşilerin iyiniyetli
sayılamayacakları ve kendilerine yapılan tasarrufun İİK 280 uyarı
nca iptali gerekeceğini”18
• «Dava konusu markayı, borçlu flirketten devir (satın) almıfl olan üçüncü
kİşi flirket ile borçlu flirketin ortaklarının ve temsilcilerinin aynı kİşiler ve
kardeş olmaları halinde, davalı üçüncü kİşinin borçlunun durumunu ve
alacaklılarını ızrar kasdını bildiği farzedilerek yapılan satıfl İşleminin -İİK
280/I uyarınca iptaline karar verilmesi gerekeceğini”19
• «Aynı köyden oldukları iddia edilen davalılar arasındaki yakın ilİşkinin
arafltırarak davalı üçüncü kİşinin diğer davalı borçluların aciz halinde
bulunup bulunmadığını bilip bilmediğini arafltırılarak iyi niyetli değilse davanı
n İİK 280 uyarınca kabulüne aksi takdirde reddine karar verilmesi gerekeceğ
ini”20
• «Davalının, borçlu ile hukuki İşlemde bulunan kİşi olmaması -dördüncü
kİşi olması- halinde, hakkında İİK’in 278. maddesinin değil, İİK 282.
maddesi vasıtasıyla İİK’in 280. maddesinin uygulanacağını, bu durumda
‘bu davalının kötüniyetli olduğuınun davacı alacaklı tarafından kanıtlanması
halinde lehine yapılan tasarrufun iptali gerekeceğini”21
• «İşlem tarihinden itibaren befl yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya İşas
yoluyla takip yapılmış olması kofluluyla İİK 280 uyarınca tasarrufun iptaline
karar verilebileceğini”22
• «Davalı (borçlu) kooperatiŞn, davacıya olan kesinleflmİş borcunu ödemeden
ortaklarına tapuda devir yapması ve borcunu ödememesinin iyiniyetli
bir davranış olarak kabul edilemeyeceğini, kooperatiŞn ortakları olan
diğer davalılar ‘borcun varlığını’ bilmesi gereken kİşilerı olmaları nedeniyle
borçlu kooperatiŞn bu kİşilere yapmıfl olduğu tasarrufun İİK 280 uyarınca
iptali gerekeceğini”23
• «Cevap dilekçesinde ‘müvekkilinin borçluyu tanıdığını, ekonomik durumunun
kötü olduğunu bildiğini, dava konusu bağımsız bölümü bedelini
ödeyerek iyiniyetle satın aldığını beyan etmİş olan davalı vekilinin, bu be-
2904 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(17) Bknz: 17. HD. 12.7.2007 T. 2781/2472
(18) Bknz: 17. HD. 10.7.2007 T. 3405/2424; 10.6.2002 T. 2621/3111
(19) Bknz: 17. HD. 9.7.2007 T. 2474/2410
(20) Bknz: 15. HD. 23.1.2007 T. 5878/255
(21) Bknz: 15. HD. 5.7.2006 T. 2786/4194; HGK. 21.12.2005 T. 15-625/736; 15. HD. 25.6.2003 T.
2619/3490; 19.6.2003 T. 441/3358; 18.9.2002 T. 3826/3946 vb.
(22) Bknz: 15. HD. 27.6.2006 T. 1517/3956; 24.11.2005 T. 1121/6310; 29.12.2003 T. 6284/6324
(23) Bknz: 15. HD. 30.5.2006 T. 422/3181
yanı çerçevesinde ‘borçlu B’nin ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olduğ
u halde taflınmazını ondan satın almasının’ İİK 280/I uyarınca iptal
nedeni olduğunu”24
• «Satıflın kısa aralıklarla yapılmış olmasının, satın alan kİşinin (kİşilerin)
değil, olsa olsa onlara satan kİşinin kötüniyetli olduğunu göstereceğini”
25
• «Borçlu ile dördüncü kİşi arasında hukuki ve Şili organik bağ bulunması
halinde, borçlunun alacaklıyı ızrar kastıyla hareket ettiği, tasarrufun
da bu amaçla yapıldığının ve dördüncü kİşinin de borçlunun kastını bilerek
dava konusu taflınırı/taflınmazı devraldığının ve iyiniyetli olmadığının kabulü
gerekeceğini”26
• «Borçlu ile hukuki İşlemde bulunan üçüncü kİşinin borçlunun muhasebecisi
olması halinde, borçlunun mali durumunu ve alacaklılarına zarar
verme kastını bilmesi gereken kİşi konumunda olduğundan, borçlu ile
üçüncü kİşi arasındaki İşlemin İİK 280/I uyarınca iptaline karar verilmesi
gerekeceğini”27
• «İİK 278-280’de iptal edilebilecek tüm tasarrufların sayılarak belirtilmemİş
olduğunu, bunların tayinin hakimin takdirine bağlı olduğunu, dava
dilekçesinde İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerinden hangisine dayanıldığı
nın belirtilmesinin zorunlu olmadığını, dilekçede bu maddelerden birisi
gösterilmİş olsa bile mahkemenin bununla bağlı olmadığını”28
• «Borçlu ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin ‘borçlunun zarar
verme kastını bildiğine’ dair dosyada bir delil bulunmadığından, İİK 280
uyarınca (da) yapılan İşlemin iptaline karar verilemeyeceğini”29
• «İİK 280/I uyarınca ‘borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve
zarar verme kastının İşlemin diğer tarafı olan üçüncü kİşi tarafından bilindiğ
i ya da bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu isbat edilmedikçe,
yapılan tasarrufun iptaline karar verilemeyeceğini”30
• «Dava konusu taflınmazı borçlunun sattığı kİşiden satın almıfl olan
dördüncü kİşi hakkındaki iptal isteminin kabul edilebilmesinin, ‘borçlunun
mal kaçırma amacıyla taflınmazı sattığını bilerek taflınmazı satın aldığının
isbatına bağlı olduğunu, satın aldıktan sonra dairede bulunan kİşinin oturması
na muvafakat edilmesinin tek baflına satın alanın kötüniyetini isbata
yeterli olmayacağını”31
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2905
___________________________________________________
(24) Bknz: 15. HD. 4.10.2005 T. 4505/5179
(25) Bknz: 15. HD. 11.5.2005 T. 532/2327
(26) Bknz: 15. HD. 3.3.2005 T. 2904/1202
(27) Bknz: 15. HD. 2.3.2005 T. 5544/1162; 7.4.2003 T. 5761/1777
(28) Bknz: 15. HD. 16.2.2005 T. 5141/808
(29) Bknz: 15. HD. 1.6.2004 T. 2584/3054
(30) Bknz: 15. HD. 13.4.2004 T. 1152/2104
(31) Bknz: 15. HD. 19.2.2004 T. 3726/866
• «Borçlu flirketin kamyonetini satın almıfl olan üçüncü kİşi cevabında
‘flirket ortaklarından birinin kardeşi olduğunu, flirketin zor duruma düflmesi
nedeniyle borç verdiğini, flirkete ait kamyoneti satın aldığını ...’ bildirmİş
olmakla, borçlunun durumunu bildiğini açıkça ortaya koymufl olduğundan,
kendisine yapılan tasarrufun İİK 280/I uyarınca iptali gerekeceğini”32
• «‘Borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacını’ bildikleri isbatlanamayan
ve borçlu ile doğrudan tasarrufta bulunmayan dördüncü kİşiler
aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini”33
• «Borçlunun efli ile oğlunun İşlemde bulunduğu dördüncü kİşilerin
borçlu ve diğer davalılarla aynı yerde oturuyor olmaları halinde alacaklının
borçluya ait İş yerinde kaza geçirdiğini ve borçlunun durumunu bile bilecek
durumda olmaları nedeniyle İİK 280 uyarınca davaya konu tüm tasarrufları
n iptaline karar verilmesi gerekeceğini”34
• «Cevap dilekçesinde ‘borçlu flirketin ödeme güçlüğüne düfltüğünü,
temlik İşlemlerini kendilerine bu yüzden yapıldığını’ açıklamıfl olan davalı-
nın, borçlunun ödeme güçlüğü içine düfltüğünü, iyiniyetli bir tacirden beklenilmeyecek
tasarruflarla malvarlığını eksilttiğini bildiğini ikrar etmİş sayı
lacağını, kendisine yapılan tasarruf batıl olup iptali gerekeceğini”35
• «Davalı üçüncü kİşinin cevap dilekçesinde ‘borçlunun flirketin ödeme
kabiliyetini kaybettiğini, borca batık olduğunu bildiğini’ kabul etmİş olması
ve dinlenen davalı tanıklarının da bu durumu tehdit etmesi nedeniyle
dava konusu tasarrufun İİK 280/I uyarınca iptaline karar verilmesi gerekeceğ
ini”36
• «İİK 280/I maddesinde bahsedilen maksadın ‘borçlunun durumunun
borçlu ile ilİşkide bulunan kİşi tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda
olması’ olduğunu”37
• «Davalı, davacı bankaya keŞl sıfatıyla kredi borçlusuyken iyiniyetli
bir şahıstan ve basiretli bir tacirden beklenemeyecek İş ve İşlemlerle mevcudunu
eksiltmek maksadıyla kurucusu olduğu vakfa devir yapıp muvazaalı
tasarruflarda bulunduğundan, bu tasarrufların İİK 280 uyarınca iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”38
• «Tasarrufun bedel karşılığı değil, borçlunun borcuna karşılık ödeme
maksadıyla yapıldığı, üçüncü kİşinin yapılan bu tasarrufla borçlunun mev-
2906 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(32) Bknz: 15. HD. 25.12.2003 T.6208/6281
(33) Bknz: 15. HD. 17.12.2003 T. 4474/6082
(34) Bknz: 15. HD. 11.12.2003 T. 6103/5948
(35) Bknz: 15. HD. 27.6.2003 T. 2502/3554
(36) Bknz: 15. HD. 25.6.2003 T. 2663/3493
(37) Bknz: 17. HD. 21.1.2008 T. 5456/174; 15. HD. 8.7.2005 T. 4140/4129; 31.3.2005 T. 1012/1926;
28.3.2005 T. 6898/1819; 23.6.2003 T. 1227/3398
(38) Bknz: 15. HD. 19.6.2003 T. 1572/3331
cudunu eksilttiğini bildiği veya bilmesi gerektiğinden, olayda İİK’in 280/I
maddelerinde iptal koflullarının gerçekleflmİş olduğunu”39
• «Borçlu ile taflınmazı ondan satın alan üçüncü kİşi flirket arasında ‘organik
bağ’ bulunması halinde, üçüncü kİşinin iyiniyetli kabul edilemeyece-
ğini ve üzerinde on yıllık kira şerhi bulunan taflınmazın satın alınmasının
hayatın olağan akıflına uygun düflmeyeceğini”40
• «Bankadan «müflterek borçlu ve müteselsil keŞl» sıfatıyla, borçlu birlikte
kredi alan üçüncü kİşinin, borçlunun mal kaçırmasından biliyor farzedileceğ
ini”41
• «Borçlu tarafından üçüncü kİşiye devredilen taflınmazlardan birinde
halen borçlunun oturuyor olması, diğerinin kirasının ise borçlu tarafından
alınıyor olması halinde, davalı üçüncü kİşinin, borçlunun mal kaçırma
amacını bildiğinin kabulü gerekeceğini”42
• «Tasarrufun iptali davası devam ederken ve alacaklının koydurduğu
tedbir ve ihtiyati haciz tapu kaydında mevcut iken ve yine bu bilgiler satı-
fla ilİşkin akit tablosunda açıkça yer almakta iken, davalı üçüncü kİşilerin
taflınmazın ve borçlunun durumunu, kendilerine taflınmazı satan kİşinin
borçlunun annesi olduğunu bilmediklerinin kabul edilemeyeceğini ve davalı
ların ‘iyiniyetli olduklarına’ dair savunmalarına itibar edilemeyeceğini”43
• «Dava konusu ‘ev’ ve ‘araç’, üçüncü kİşiye satılmıfl olmasına rağmen
halen borçlunun elinde bulunuyor olmalarının, davalı konumundaki, borçlu
ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşilerin iyiniyetli olmadığını göstereceğ
ini”44
• «Takip konusu alacağı ödeyecek malvarlığı bulunmadığını bildiren
borçludan iptal konusu taflınmazı alacağına mahsuben satın alan 3. kİşi
alacaklının mal kaçırma kasdını bildiği kabul edileceğini”45
• «Davalının, taflınmazda paydafl olan diğer davalının eflinin dayısı olması
nedeniyle, İİK’in 280. maddesinde hükme bağlanan butlan halinin
olayda gerçeklefltiğinin kabulü gerekeceğini”46
• «Alım satım İşleminin taraflarının aynı ilçeden olması, dava dışı borçlunun
satıflta vekaleten İşlem yapması, davalıların birbirlerini tanıyan kİşiler
olmaları halinde, İİK 280/I uyarınca borçlu ile İşlemde bulunan kİşilerin
‘borçlunun mevcudunu eksilttiğinin kendilerince bilinebilir olduğu’nun
kabulünü gerektireceğini”47
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2907
___________________________________________________
(39) Bknz: 15. HD. 24.3.2003 T. 787/1493
(40) Bknz: 15. HD. 26.12.2002 T. 6026/6188
(41) Bknz: 15. HD. 19.12.2002 T. 5887/6046
(42) Bknz: 15. HD. 14.11.2002 T. 4887/5209
(43) Bknz: HGK. 13.11.2002 T. 15-846/907
(44) Bknz: 15. HD. 10.6.2002 T. 2621/3111
(45) Bknz: 15. HD. 29.5.2002 T. 2660/2868
(46) Bknz: 15. HD. 14.5.2002 T. 1689/2497
(47) Bknz: 15. HD. 20.2.2002 T. 522/834
• «Taflınmazın kısa sürede el değİştirmİş olması ve taflınmazda halen
borçlunun boflandığı eflinin oturmasının tasarrufun ‘alacaklılardan mal kaçı
rmak amacı ile yapıldığını’ göstereceğini”48
• «Borçlu flirketin tüm hisselerini devralan kİşilerin iyiniyet iddiasında
bulunamayacakların”49
• «Borçlu flirketin ödeme kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybettiğini,
iyiniyetli bir kİşiden veya basiretli bir tacirden beklenemeyecek tasarruflarla
mevcudunu eksilttiğini ve ‘kendisinin de borçlunun bu durumunu
bildiğini’ belirten üçüncü kİşiye yapılan tasarrufların İİK 280/I uyarınca iptali
gerektiğini”50
• «Borçlunun malvarlığını davalı bankaya yakın tarihte satmıfl olması,
borçlu ile banka arasında önemli kredi ilİşkisinin bulunması karşısında,
basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken bankanın, borçlunun bu durumunu
bilmesi asıl olup, böyle olunca da, İİK’nun 280. maddesindeki koflulları
n olutuğunun kabulü ile tasarrufun iptali gerekeceğini”51
• «Her ne kadar tüzel kİşiler arasında akrabalık ilİşkisi olmaz ise de tüzel
kİşi arasında organik bağ (devreden ve devralan flirketin ortakları arası
nda yakın akrabalık) bulunması halinde, malvarlığını devralan tüzel kİşinin
iyiniyetli olmadığı kabul edilerek, aralarında yapılmış olan tasarrufun
İİK 280 uyarınca iptaline karar verilmesi gerekeceğini”52
• «Dava konusu benzin istasyonunun satıfl bedeli ile rayiç değeri arası
nda fahİş bir fark bulunmaması halinde İİK 278/III-2’deki koflulun gerçekleflmemİş
olacağını, ancak devredilen taflınmaz “ticari İşletme” niteliğinde
olduğundan, İİK 280/III uyarınca davalıya kanunda yer alan karineyi
çürütme olanağının tanınıp, sunacağı deliller çerçevesinde karar verilmesi
gerekeceğini”53
• «Davalıların, borçlularla doğrudan hukuki ilİşkide bulunan kİşiler olmamaları
halinde, haklarında İİK 278. maddesinin değil İİK 280. maddesinin
uygulanacağını”54
• «Davaya konu kooperatif hissesini borçludan devralan üçüncü kİşinin,
borçlunun eflinin yakın arkadaflı üçüncü kİşiye devretmİş olması halinde,
üçüncü kİşinin dosya kapsamına göre borçlunun borca batık durumda
olduğunu bilmesi gerektiğinden, mahkemece yapılan devir İşleminin iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”55
2908 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(48) Bknz: 15. HD. 14.1.2002 T. 5617/76
(49) Bknz: 15. HD. 19.11.2001 T. 5312/5295
(50) Bknz: 15. HD. 27.6.2001 T. 2502/3534
(51) Bknz: HGK. 11.4.2001 T. 15-339/352
(52) Bknz: 15. HD. 23.1.2001 T. 5126/399
(53) Bknz: 15. HD. 27.11.2000 T. 3263/5211
(54) Bknz: 15. HD. 1.11.2000 T. 2395/4754
(55) Bknz: 15. HD. 9.10.2000 T. 2121/4307
• «İİK 280’e göre açılan iptal davalarında, ‘davalıların kötü niyetli oldukları’
nın davacı alacaklı tarafından isbatı gerekeceğini”56
• «Ödeme gücünü yitiren borçlunun iyiniyetli kimseden ya da basiretli
bir tacirden beklenilmeyecek tasarruflarla mevcudunu eksiltmesi, üçüncü
kİşinin de bu durumu bildiği veya bilmesi gereken hallerde tasarrufun iptali
gerekeceğini; üçüncü kİşinin ‘durumu bilmesi gerektiği’ hususunun
olayların normal akıflına bakılarak, mevcut Şili karinelere göre mahkemece
takdir ve tayin edileceğini”57
• «Ödeme kabiliyetini kaybettiğini bildiği borçludan, taflınmazını gerçek
değerinin altında satın alan üçüncü kİşi aleyhine açılan iptal davasının kabulü
gerekeceğini”58
• «Taflınmazı satın alan kİşinin borçlu flirketin koordinatörünün efli olması
durumunda bu kİşinin borçlu flirketin ödeme kabiliyetini kısmen de
olsa kaybettiğini bilmediği bilmesi gerektiğinden iyiniyetli kabul edilemeyeceğ
ini”59
• «Borçludan hacizli traktörü satın alan aynı köy halkından olan alıcı-
nın, borçlunun kötüniyetini bilmediğinin kabul edilmesinin, hayatın olağan
akıflına uygun düflmeyeceğini”60
• «Borçlunun, malvarlığının bir kısmını -bir kooperatifteki hissesini -
kendisinden alacaklı olan kİşiye alacağına mahsuben devretmesinin, «iyiniyetli
bir kİşiden ve basiretli bir tacirden beklenemeyecek bir davranış»
olup, İİK 280/I. uyarınca iptale tâbi olduğunu”61
• «Hakkında İşas kararı verilmİş olan borçlunun, hissedar olduğu taflı
nmazdaki hissesini diğer paydafla satmayı vaad etmesinin -lehine vaadde
bulunulan diğer paydaflın iyiniyetli sayılması hayatın olağan akıflına
uygun düflmeyeceğinden- İİK 280/I uyarınca iptale tâbi olacağını”62
• «Taflınmazlarını doğrudan doğruya annesine devretmeyen fakat bunları
ahnesinin neredeyse sermayesinin tamamına sahip olduğu flirkete
devreden borçlunun bu İşlemlerinin iptale tâbi olduğunu”63
• «Borçlu hakkında konkordato mühleti verildiğinin ilanından sonra,
borçlu tarafından yapılan tasarrufların iptale tâbi olduğunu”64
• «Mahkemece ipotek İşleminin iptali için, «ipotekli alacaklının kötüniyetli
olduğu»nun, davacı tarafından isbat edilmesi gerekeceğini”65
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2909
___________________________________________________
(56) Bknz: 15. HD. 11.5.2000 T. 532/2327
(57) Bknz: 15. HD. 5.10.1999 T. 3252/3475
(58) Bknz: HGK. 26.6.1996 T. 15-305/514
(59) Bknz: HGK. 15.5.1996 T. 15-190/335
(60) Bknz: 15. HD. 20.3.1996 T. 113/1544
(61) Bknz: 15. HD. 16.10.1995 T. 3226/3686
(62) Bknz: 15. HD. 20.9.1995 T. 3945/4845
(63) Bknz: 15. HD. 4.7.1995 T. 3492/4139
(64) Bknz: 15. HD. 12.10.1994 T. 3307/5767
(65) Bknz: 15. HD. 6.4.1994 T. 260/2072
• «İİK 280’e dayanan iptal davalarında, «taraflar arasında yakın ilİşki»
olup olmadığının ve üçüncü kİşilerin borçlunun mal kaçırma amacıyla hareket
edip etmediğini bilip bilmediklerinin araştırması gerekeceğini”66
• «Davaya konu satıflın, alacaklı bankaca hesabın katından önceki aya
rastlaması durumunda, borçluların mevcutlarını azaltmaya yönelik tasarrufta
bulunduklarını kabul etmeleri gerekeceğinden, alıcı davalı flirket ortakları
nın, borçlularla olan yakınlıkları dolayısıyla bu durumu bildiklerinin
varsayılması gerekeceğini”67
• «Borçlu tarafından oğula yapılan temliklerde, İİK 280/III’deki karinerin
aksinin -yani; «iyiniyetli olduğu» hususunun- oğul tarafından isbat edilmesi
gerekeceğini”68
• «Gerçek değerinden çok fazla -yaklaflık üç misli- bedelle taflınmazı satı
n alan üçüncü kİşinin bu davranışının hayatın olağan akıflına uygun düflmeyeceğ
i bu nedenle taraflar arasında “inançlı sözleşme” olduğunun kabulüyle
-İİK 280/I, II- satıfl İşleminin iptaline karar verilmesi gerekeceğini”69
• «Cevap dilekçesinde «borçlunun tediye kabiliyetini bildiğini» ikrar
eden davalı üçüncü kİşiye yapılan ivazlı tasarrufun iptali gerekeceğini”70
• «Davalı ve aracı satın alan flirketin ortakları ile aracı satan borçlu flirket
ortaklarının aynı kİşiler ve yakın akrabalar olması (organik bağ) sebebiyle
borçlu flirketin ödeme güçlüğü içine düfltüğünü, mallarını kaçırdığını
bildikleri farzedileceğini, bu durumda yapılan satıflın İİK 280/I-II uyarınca
iptali gerekeceğini”71
• «Borçlu ile lehine tasarruf, yapılan kİşinin -İİK m. 278’de belirtilen derecede
akraba olmamaları halinde, lehine tasarruf yapılan kİşinin kötüniyetli
olduğu ispatlanmadıkça tasarrufun iptaline karar verilemeyceğini”72
• «Borçlunun, «muvazaalı olarak kardeşine borçlanıp kendisi hakkında
takip yaptırıp, taflınmazlarını haciz ettirmesi» İşleminin iptal davasına konu
edebileceğini”73
• «Üçüncü el durumundaki davalı tapu maliklerinin, tapu kaydına dayanarak
-henüz tapuya İşas şerhi yazılmadan- taflınmazı satın almıfl olmaları
halinde, onların kötüniyetli olduklarının, davacı tarafça isbatı gerekeceğ
ini”74
2910 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(66) Bknz: 15. HD. 4.2.1994 T. 6387/558
(67) Bknz: HGK. 29.12.1993 T. 15-647/880
(68) Bknz: 15. HD. 27.9.1993 T. 2946/3954
(69) Bknz: 15. HD. 23.12.1992 T. 6248/6216
(70) Bknz: 15. HD. 10.12.1992 T. 5305/5888
(71) Bknz: 15. HD. 14.10.1992 T. 5009/4759
(72) Bknz: 15.HD. 31.10.1990 T. 3099/4480
(73) Bknz: 15. HD. 15.9.1990 T. 3485/3260
(74) Bknz: 15. HD. 21.11.1989 T. 2793/4876
• «Borçlu ortağın limited flirketteki hissesini devir alan diğer ortağın
borçlunun «alacaklılarına zarar kasdıyla hareket ettiğini» bildiğinin farzedileceğ
ini”75
• «Haciz tarihinden kısa bir süre önce, borçlunun ortaklıktaki payını
üçüncü kİşiye devir etmesinin, iptale konu olabileceğini”76
• «Borçludan taflınmazı satın alan üçüncü kİşi ile bunun taflınmazı devir
ettiği kİşinin aynı flirkete ortak bulunmaları halinde, davalılar arasında
«organik bağ»ın varlığının -ve dolayısı ile muvazaanın- kabulü gerekeceğini”
77
• «Borçlunun, ortak olduğu İşyerindeki hissesini, ortağının oğluna devretmesi
halinde, İşyerini devralan davacı 3. kİşinin, borçlunun «alacaklıları
nı zarara sokmak kasdiyle hareket etmİş olduğunu» bilmediğini ileri süremeyeceğ
ini”78
• «Olayların akıflından, üçüncü kİşinin «borçlunun varlığını eksiltmek
amacı ile İşlemde bulunduğunu» bildiği ya da bilmesinin gerektiği durumlarda,
iyiniyet iddiasında bulunamayacağını”79
belirtmİştir.
III- Kanun koyucu, İİK m. 280’de, alacaklıya düflen ispat yükünü kolaylafltı
rmak amacı ile iki karine koymufltur:
a) Birinci karine borçlunun yakın hısımları ile yaptığı hileli İşlemlerde,
«borçlu aleyhine» konulmufl olup; «borçlu ile tasarrufta (İşlemde) bulunan
üçüncü kİşinin, borçlunun karısı veya kocası, usul (üstsoyu) veya
füruu (altsoyu) ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri (kayı
n) hısımı, evlât edineni veya evlatlığı ise borçlunun alacaklılarına zarar
verme kasdını bildiğinin farzedileceği» İİK m. 280/II’de öngörülmüştür.
Borçlu ile tasarrufta (İşlemde) bulunan ve borçlunun yakın hısımı
olan üçüncü kİşi, bu karinenin aksini -yani; borçlunun alacaklılarına zarar
verme kasdı ile hareket etmediğini- ancak İİK m. 279/II’ye göre ispat
edebilir.
Yüksek mahkeme, İİK m. 280/II’de öngörülen bu karine ile ilgili olarak;
• «Davalı üçüncü kİşinin diğer davalı borçlunun amcası (ya da yeğeni)
olması halinde, üçüncü kİşinin (amcanın) borçlunun (yeğeninin) yapmıfl olduğ
u tasarrufları ‘alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığını-
’ bilmesi gerekeceğinden, borçlu ile amcası arasındaki tasarrufun İİK 280/I
uyarınca iptaline karar verilmesi gerekeceğini”80
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2911
___________________________________________________
(75) Bknz: 15. HD. 26.1.1988 T. 2592/211
(76) Bknz: 15. HD. 24.12.1987 T. 3279/4596
(77) Bknz: 15. HD. 5.3.1986 T. 725/812
(78) Bknz: 13. HD. 20.10.1981 T. 3944/6559
(79) Bknz: 12. HD. 12.2.1981 T. 7089/918
(80) Bknz: 17. HD. 8.11.2007 T. 3027/3502; 1.11.2007 T. 2807/3338; 7.6.2007 T. 2237/1987
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘kuzeni’
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve
alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan,
borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”81
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘enİştesi’
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve
alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan,
borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”82
• «Borçlu ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin ‘kardeş’ olmaları
nedeniyle, davalı üçüncü kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu
ve alacaklılarına zarar verme kastını bilemeyeceğini kabul etmenin hayatı
n olağan akıflına uygun düflmeyeceğinden, borçlu ile kardeş arasındaki
İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”83
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘babası’/‘
annesi’ (ya da ‘kızı/oğlu’) olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde
bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken
konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK
280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”84
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘görümcesi’
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu
ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulundu-
ğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”85
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘bacanağı
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu
ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulundu-
ğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”86
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘kardeşinin
kayınpederi’ olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu
mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda
bulunduğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II
uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”87
2912 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(81) Bknz: 17. HD. 6.11.2007 T. 4050/3434
(82) Bknz: 17. HD. 1.11.2007 T. 1146/3332; 27.9.2997 T. 3409/2814
(83) Bknz: 17. HD. 1.11.2007 T.2 581/3337; 15. HD. 11.11.2003 T. 5210/3372; 7.10.2003 T. 3924/4591
vb.
(84) Bknz: 17. HD. 4.10.2007 T. 4352/2951; 24.9.2007 T. 3587/2756; 12.7.2007 T. 2591/2470 vb.
(85) Bknz: 17. HD. 1.10.2007 T. 3744/2879
(86) Bknz: 17. HD. 17.9.2007 T. 3738/2618; 28.5.2007 T. 1728/1813
(87) Bknz: 17. HD. 17.7.2007 T. 3425/3223
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘yengesi’
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve
alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan,
borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”88
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘kayınvalidesi’
olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu
ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğ
undan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarıncaiptaline
karar verilmesi gerekeceğini”89
• «İİK’in 280. maddesinde sözü edilen ‘davalılar arasındaki akrabalık,
yakın arkadafllık, ticaret ortaklığı ve bunun sonucu olarak davalıların alacaklı
ları ızrar kastıyla hileli tasarrufta bulundukları’ ileri sürülüp kanıtlanmadı
kça, mahkemece tasarrufun iptaline karar verilemeyeceğini”90
• «Borçlunun teyzesi olan davalı üçüncü kİşinin, bu yakın akrabalık nedeniyle
borçlunun mali durumunun ve onun mal kaçırmak kastıyla hareket
ettiğini bildiğinin kabul edilmesi gerekeceğini”91
• «İİK’in 280. maddesinde borçlunun yakın hısımları aleyhine bir karinenin
öngörülmüş olduğunu, bu karineye göre maddede saptanan derecede
yakınlığı bulunanların, borçlunun zarar verme kastını bildiğinin varsayı
ldığını”92
• «Borçlu ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşilerin yakın akraba olmaları,
tüm satıflların kısa zaman aralıkları ile yapılmış olması, taflınmazlar
üzerinde çok sayıda ipotek ve hacizlerin bulunması halinde, borçlu ile
İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşilerin iyiniyetinden söz edilemeyeceğini,
borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiğinin bu kİşilerce
biliniyor olmasının kabulü gerekeceğini”93
• «Davalının ölen kocası ile borçlunun karısının kardeş olmaları halinde,
bu davalının borçlunun durumunu (mal kaçırma kastını) bilebilecek durumda
olması nedeniyle, mahkemece yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi
gerekeceğini”94
• «‘Borçlu’ ile ‘kayınpederi’ ve ’kızı’ arasında yapılmış olan İşlemin (tasarrufun),
İİK 280/II uyarınca -bu kİşilerin, «borçlunun, alacaklılarına zarar
verme kasdıyla hareket ettiğini» bilmesi gereken kİşilerden olmaları nedeniyle-
iptali gerekeceğini”95
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2913
___________________________________________________
(88) Bknz: 17. HD. 17.7.2007 T. 4572/3276
(89) Bknz: 17. HD. 10.7.2007 T. 3370/2423
(90) Bknz: 17. HD. 4.6.2007 T. 2298/1921; 15. HD. 31.1.2006 T. 8010/364
(91) Bknz: 15. HD. 27.6.2006 T. 1517/3956
(92) Bknz: 17. HD. 14.1.2008 T. 4742/39; 15. HD. 28.3.2005 T. 6898/1819; 31.1.2006 T. 8010/364
(93) Bknz: 15. HD. 28.3.2005 T. 6898/1819
(94) Bknz: 15. HD. 11.5.2004 T. 1641/2645
(95) Bknz: 15.HD. 30.5.2004 T.6966/2470
• «Kısa aralıklarla akrabalar arasında yapılan tasarrufların kötüniyetle
yapılmış olduğu kabul edilerek İİK 278/III-1 uyarınca iptale tabi olduğunu”
96
• «Davalı borçlu ile ondan taflınmazı satın alan diğer davalı üçüncü kİşi
karı-koca olduklarından, borçlunun alacaklılarından mal kaçırdığını ve
dolayısıyla onlara zarar verme kastıyla hareket ettiğini diğer tarafın bilebilecek
durumda bulunması nedeniyle İİK 280/II uyarınca yapılan İşlemin
iptali gerekeceğini”97
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘eski
gelini’ olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu
ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulundu-
ğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarınca- iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”98
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘boflandığı
efli’ olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu
ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğ
undan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II uyarıncaiptaline
karar verilmesi gerekeceğini”99
• «Borçlu ile İşlemde bulunmuş olan davalı üçüncü kİşi, ‘borçlunun amcası
nın oğlu’ olması nedeniyle, onun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklı
larına zarar verme kastını bilmesi gereken konumda bulunduğundan,
borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin iptaline karar verilmesi gerekeceğini”100
• «Boflanmadan önce davalı borçludan dava konusu dubleks dairenin
hissesini devralmıfl olan eflinin ‘borçlunun aciz içerisinde olduğunu ve mevcutları
nı eksilttiğini bilebilecek durumda olması nedeniyle, İİK 280/I uyarı
nca borçlunun boflandığı efline yaptığı tasarrufun iptaline karar verilmesi
gerekeceğini”101
• «Davalılardan ikisinin borçlunun kardeşi, diğer bir davalı ise borçlunun
çalıştığı flirketin ortağının akrabası olması durumunda, davalıların
borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kİşiler konumunda olması
nedeniyle, kendilerine yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceğ
ini”102
• «Borçlunun tasarrufta bulunduğu kİşilerin, onun ‘efli ve oğlu’ olması,
bunların tasarrufta bulunduğu diğer davalıların (dördüncü kİşilerin) da
borçlu ve diğer davalılarla aynı yerde oturmaları ve davacı alacaklının
borçluya ait İşyerinde kaza geçirdiğini ve borçlunun durumunu bilebilecek
2914 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(96) Bknz: 15. HD. 10.3.2004 T. 466/1332
(97) Bknz: 15. HD. 17.2.2004 T. 6989/783; 19.6.2003 T. 1572/3331; 5.4.1999 T. 734/1250 vb.
(98) Bknz: 15. HD. 19.11.2003 T. 4277/5571
(99) Bknz: 15. HD. 5.6.2003 T. 1856/3025
(100) Bknz: 15. HD. 21.10.2003 T. 4250/4894; 18.9.2003 T. 4437/4086; 27.1.1997 T. 32/380
(101) Bknz: 15. HD. 5.6.2003 T. 1856/3025
(102) Bknz: 15. HD. 25.12.2003 T. 4659/6263
durumda olmaları nedeniyle İİK 280 uyarınca davaya konu tüm tasarrufları
n iptaline karar verilmesi gerekeceğini”103
• «Sıhri (kayın) hısımlığının efllerden biri ile diğerinin kan hısımları arası
nda karşılıklı olarak kurulan bir bağ olup, boflanma ile bu hısımlığın ortadan
kalkmayacağını”104
• «Tüm satıflların hemen hemen birer aylık zaman dilimi içerisinde gerçeklefltirilmİş
olması ve vekil olarak hareket eden kİşinin borçlunun kardeşi
olması karşısında dört adet taflınmazın sonuçta davalı elinde toplanması
nı sağlayan bu İşlemlerden davalıların haberdar olduklarını ve borçluları
n mal kaçırma amacıyla hareket ettiklerini bildiklerinin kabulü gerekece-
ğinden, davalılara yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceğini”
105
• «Taflınmazı satın alan kİşi, borçlu satıcının ‘amcasının resmi nikahlı
olmayan karısı olması nedeniyle, borçlunun durumunun, yapılan İşlemin
niteliğini bilen veya bilmesi gereken kİşi konumunda olduğundan İİK 280/I
uyarınca yapılan tasarrufun hükümsüz olduğunu”106
• «Borçlu ile İşlemde bulunan diğer davalı arasında kayınpeder-damat
ilİşkisi bulunması nedeniyle, borçlunun iyiniyetli bir şahıstan beklenmeyecek
tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve üçüncü kİşinin bu durumu bilmesi
gerektiğinden, mahkemece dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi
gerekeceğini”107
• «Borçlunun yakını olan diğer davalının, onun mal kaçırma amacını bilebilecek
konumda olması nedeniyle, mahkemece ona yapılan tasarrufun
iptaline karar verilmesi gerekeceğini”108
• «İİK’in 280. maddesi uyarınca tediye kabiliyetini kısmen veya tamamen
kaybetmİş borçlunun iyiniyetli bir şahıstan beklenilmeyecek tasarruflarla
mevcudunu eksilttiği ve 3. şahsın muamelenin mahiyetini bildiği hallerde
tasarruf batıl olup, 3. fıkra hükmüne göre de 3. şahsın ‘borçlunun
usul veya füruu vs. olması’ halinde, muamelenin mahiyetini bildiğinin karine
olarak kabul edileceğini”109
• «Borçlu tarafından, eflinin vekiline yapılan satıflta, vekilin iyiniyet iddiası
nda bulunamayacağını”110
• «Borçlu ile yakın akrabası arasındaki İşlemde -İİK 278’deki- 2 yıllık
sürenin geçmİş olması halinde, davacının İİK 280/II’de öngörülen koflulla-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2915
___________________________________________________
(103) Bknz: 15. HD. 11.12.2003 T.6102/5948
(104) Bknz: 15. HD. 19.11.2003 T. 4277/5571
(105) Bknz: 15. HD. 1.10.2003 T. 4702/4486
(106) Bknz: 15. HD. 24.4.2002 T. 987/2025
(107) Bknz: 15. HD. 14.6.2005 T. 1068/3563; 1.4.2002 T. 1205/1524
(108) Bknz: 15. HD. 17.1.2002 T. 5776/146
(109) Bknz: 15. HD. 18.10.2001 T. 4224/4646
(110) Bknz: 15. HD. 15.12.1994 T. 4679/7580
rın gerçeklefltiğini isbat etmesi halinde «tasarrufun iptaline» karar verilmesi
gerekeceğini”111
• «Borcun doğumundan sonra borçlunun efli ile “anlaşmalı boflanma”
çerçevesinde dava konusu taflınır ve taflınmaz malların efline devretmesinin,
“alacaklıdan mal kaçırma” amacına- yönelik sayılacağı ve dava devam
ederken, davalı borçlu başkası ile evlenmİş olsa dahi ve iptale tâbi
olacağını”112
• «Borçlunun, karısının kardeşine taflınmazını devir ettikten yedi gün
sonra alacaklısına çek keflide etmesi halinde yaptığı devrin muvazaalı sayı
lacağını”113
• «Borçlu babanın, alacaklı oğluna zarar vermek kasdıyla,sahip oldu-
ğu taflınmazları ikinci karısı ile bu karısından olma oğluna devri İşleminin
«iyiniyetli bir kİşiden beklenilmeyecek tasarruf» niteliğinde sayılacağı ve
alacaklıya karşı hükümsüz olacağını”114
• «Borçlunun, mallarını alt ve üst soyuna aktarmasının, iyiniyetli olmadığı
nı göstereceğini”115
• «Borçlunun, alacaklıların takibinden kaçırmak kasdı ile, üçüncü kİşideki
alacağını kızına devretmesinin iptal davasına konu olabileceğini”116
belirtmİştir.
b) İkinci karine borçlunun, ticari İşletmesini ya da İşyerindeki ticari
mallarını üçüncü kİşilere devretmesi ile ilgili olup; «borçlunun ticari İşletmesinin
ya da İşyerinde bulunan ticari mallarının tamamını veya önemli
bir kısmını borçludan devir veya satın alarak İşyerini İşletmeye bafllayan
yahut bu malların bir kısmını borçludan almakla beraber, İşyerini sonradan
İşgal eden üçüncü kİşinin, borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdı
nı bildiği ve borçlunun da bu hallerde alacaklılarına zarar verme koflulu
ile hareket ettiği» kabul edilir.
Bu karine, ancak iptal davası açan alacaklıya sözü geçen devrin, satı
fl veya ticari İşletmenin (İşyerinin) terk edildiği tarihten en az üç ay önce
durumun yazılı olarak bildirildiği veya ticari İşletmenin bulunduğu
yerde görülebilir levhaların asılmasıyla birlikte ticaret sicili gazetesiyle,
bu mümkün olmadığı taktirde, bütün alacaklıların öğrenmelerini temin
edecek şekilde münasip vasıtalarla ilân olunduğu ispat edilerek çürütülebilir
(İİK m. 280/III)
Başka bir deyİşle, kanun koyucu İİK m. 280/III’de «tacir olan borçlular
için» özel bir durum öngörerek, bu halde, gerek «borçlunun alacaklı-
2916 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(111) Bknz: 15. HD. 5.10.1994 T. 1728/5538
(112) Bknz: 15. HD. 7.2.1994 T. 231/584
(113) Bknz: 15. HD. 4.2.1991 T. 23/386
(114) Bknz: 15. HD. 7.2.1989 T. 4293/461
(115) Bknz: 13. HD. 14.1.1975 T. 6948/198
(116) Bknz: İİD. 4.11.1968 T. 9095/9886
larına zarar verme kasdını» ve gerekse üçüncü kİşinin «bu kasdı bildiklerini
» farzetmıştır.
Bu hükme göre; borçlu - tacir, «ticari İşletmesinin önemli bir kısmını
devretmİş veya satmıflsa yahut, İşyerindeki ticari mallarının tamamını veya
önemli bir kısmını devretmİş veya satmıflsa» alacaklılarına zarar verme
kasdı ile hareket etmİş sayılır.
Aynı şekilde; «borçlunun ticari İşletmesinin veya İşyerindeki mevcut
ticari mallarının tamamını veya önemli bir kısmını borçludan devir veya
satın alan ve böylece ticari İşletmesini veya İşyerini sonradan İşgal eden
«üçüncü kİşinin «borçlunun, alacaklılarına zarar verme kasdını bildiği»
farzedilir.
Kanunun kabul ettiği bu karine ancak iki şekilde çürütülebilir:
• «Borçlu ya da üçüncü kİşi, devir, satıfl veya terk tarihinden itibaren
en az üç ay önce, durumu iptâl davasını açan alacaklıya yazılı olarak bildirdiklerini
» ya da,
• «Borçlu ya da üçüncü kİşi, yine devir, satıfl veya terk tarihinden itibaren
en az üç ay önce, ticari İşletmenin bulunduğu yerde, bu durumu
belirten, görülebilir levhalar asmakla beraber ayrıca Ticaret Sicili Gazetesiyle,
bu mümkün olmadığı takdirde, bütün alacaklıların öğrenebilecekleri
şekilde, uygun vasıtalarla ilan ettiklerini» isbat ederlerse, aleyhlerindeki
karineyi çürütebilirler.
Açıklanan bu hükümle, iptâl davalarına konu olabilecek tasarruflar
arttırılmıştır.117
Yüksek mahkeme, buraya kadar açıklanan İİK m. 280/III’de öngörülen
bu ‘karine’ ile ilgili olarak;
• «Bir ticari İşletmenin veya İşyerindeki mevcut ticari emtianın tamamı-
nın veya önemli bir kısmının -örneğin; borçlu flirketin tek malvarlığı olan taflı
nmazının ya da borçlu flirket adına kayıtlı iki kamyonun veya borçluya
ait bir otobüsün vb. devir veya satıflı halinde davalı satın alanların, borçlunun
ızrar kastını bildiklerinin karine olarak kabul edileceğini; alacaklı lehine
olan bu karinenin aksinin borçlu tarafından kanıtlanması gerekeceğini”
118
• «Dava konusu otelin devrinin İİK’nun 280/IV. hükmüne uygun olarak
yapılmamıfl olması halinde mahkemece verilen «devrin iptaline» ilİşkin kararda
isabetsiz bulunmayacağını”119
• «Aracın plaka ve hattı ile birlikte satılması halinde, Şoförler ve Otomobilciler
Derneği’nden dava konusu aracın (minibüsün) plaka ve hattı ile birlikte
satıfl tarihindeki gerçek değerinin ne olduğunun sorulması, borçlunun
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2917
___________________________________________________
(117) SARISÖZEN, İ. İcra ve İşâs Hukukuna Göre İptâl Davalarında Yargılama Usulü (ABD. 1977/1, sh:54)
(118) Bknz: 17. HD. 25.10.2007 T. 3041/3211; 15. HD. 5.6.2006 T. 4039/332; 8.3.2006 T. 959/1133 vb.
(119) Bknz: 17. HD. 23.10.2007 T. 3516/3164
sözkonusu araçla ilgili olarak defter tutup tutmadığının ve dolayısıyla bir
ticari İşletmenin devrinin (İİK 280/III) sözkonusu olup olmadığının alınacak
sonuca göre İİK’in 278 ve 280. maddeleri ıflığında durumun değerlendirilmesi
gerekeceğini”120
• «Müflis flirketin, çalışır durumda ve ticari İşletmesine dahil fabrikası-
nı, bütün makine, alet, edavat, teferruat ve bütünleyici parçaları ile birlikte,
üç yıllık kira bedelini peflin alarak kiraya verip fabrikanın zilyetliğini
devretmesinin İİK 280/III’de bahsedilen «ticari İşletmenin devri» niteliğini
taflıdığını”121
• «Müflisin, satın aldıktan kısa bir süre sonra ve hakkındaki İşas davası
devam ederken elden çıkardığı (satıp devrettiği) 51 adet İşyerinin ticari
emtiasının önemli bir kısmını teşkil ettiğinden ve müflisin amacı alacaklı
lardan mal kaçırmak ve onları zarara uğratmak olduğundan, kendisinden
taflınmazları satın alan kİşilerin -İİK 280/IV uyarınca- müflisin bu amacını
bilerek hareket ettiklerinin kabulü gerekeceğini”122
• «İcra ve İşas Kanunu’nun 280. maddesinin son fıkrasının alacaklı yararı
na «kötüniyet karinesi»ni düzenlemekte olduğu, bu karine ile, bir taraftan
borçlunun alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiği ve diğer taraftan
da üçüncü kİşinin bu kastı bildiği kabul edilerek, alacaklının ispat külfetinden
kurtarılmıfl olduğunu, ispat yükü kendisinde olan borçlunun bu karineyi
çürütecek deliller ortaya koymadıkça, yasal karinenin aksini kanıtlayacak
usulü İşlemleri yerine getirdiğini iddia ve ispat etmedikçe, karinenin
alacaklı lehine gerçeklefltiğinin kabul edilmesi gerekeceğini, bir yatırım flirketi
olan borçlu flirketin, ticari İşletmesine dair unsurlardan olan taflınmazları
nın önemli bir kısmını devretmesi halinde, bunu kanunda belirtilen usul
ve yollarla alacaklısına bildirmek ve onu bu durumda haberdar etmekle
yükümlü olduğundan bu yükümü yerine getirmemesinin, onun ve onun lehine
tasarrufta bulunduğu flirketi kötü niyet karinesi ile karşı karşıya bırakı
lacağını, bu karinenin çürütülmesinin de borçluya ve onun tarafından lehine
tasarrufta bulunan, yani davalı tarafa düfleceğini”123
• «Şirket (İşletme) devrine ilİşkin sözleşmenin iptalinin istenmİş olması
halinde, İİK 280/IV’de öngörülen yazılı bildirim veya ilanın yapıldığı iddia
ve isbat edilmedikçe davanın kabulü gerekeceğini”124
• «Kıyasen uygulanması gereken İİK’in 280/IV uyarınca, ticari İşletmenin
veya İşyerindeki ticari emtianın tamamının veya önemli bir kısmının
devrinin iptali gerekeceğinden, dava konusu vincin ticari İşletmedeki durumu
belirlenerek (dolayısıyla İİK’in 280/IV fıkrası hükmü gözönünde bulun-
2918 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(120) Bknz: 17. HD. 18.6.2007 T. 3050/2098
(121) Bknz: 15. HD. 20.6.2006 T. 1170/3740
(122) Bknz: 15. HD. 4.7.2005 T. 3690/3985
(123) Bknz: HGK. 2.2.2005 T. 15-666/1
(124) Bknz: 15. HD. 4.11.2000 T. 3176/5648
durularak) iptal istemi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekeceğ
ini”125
• «Borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının,
İşlemin diğer tarafı olan üçüncü kİşi tarafından bilindiği veya bilinmesini
gerektiren açık emarelerin bulunduğu ispat edilmİş olmadıkça üçüncü kİşinin
kötü niyetli sayılamayacağını”126
• «İİK 280/IV uyarınca kanun koyucunun iki yanlı bir karine getirmİş
olduğunu, bir taraftan «borçlunun alacaklılarına ızrar kastı ile hareket etti-
ğini» diğer taraftan da «üçüncü kİşinin bu kastı bildiğini» kabul ederek, alacaklı
yı ispat külfetinden kurtarmıfl olduğunu, bu karinenin aksinin, İİK
280/IV’de öngörülen biçimde çürütülebileceğini”127
• «Borçlu flirketin malvarlığında bulunan on adet arsanın, ‘borçlunun ticari
İşletmesinin önemli bir kısmını oluflturduğu kabul edilerek (İİK 280/III),
bunları satın alan davalı flirketin aynı maddede öngörülen ilan vs. İşlemleri
yaptığına dair bir kanıt bulunmadığından, yapılan satıfl tasarrufunun
iptaline karar verilmesi gerekeceğini”128
• «Dava konusu İşyerini devreden borçlu ile devralan flirketin aynı konuda
faaliyette bulunuyor olmaları halinde, alıcı flirketin, borçlunun mal
kaçırma kasdını bildiğinin kabul edileceğini”129
• «Tasarruf konusunun ‘üzerlerinde tavuk kümesi, yem fabrikası ve
idari binalar bulunan taflınmazlar’ olması ve her iki davalının da ‘İştigal
konuları aynı olan iki ticari flirket’ durumunda bulunması halinde, İİK’in
280/son maddesinde öngörülen ticari İşletmenin devrinin gerçeklefltiğinin
kabulü gerekeceğini”130
• «İİK 280/III’de yer alan karinenin aksinin maddede öngörüldüğü şekilde
kanıtlanamaması halinde, borçlu tarafından yapılan devrin iptaline
karar verilmesi gerekeceğini”131
• «Borçlunun malvarlığını davalı bankaya yakın tarihte satmıfl olması,
borçlu ile banka arasında önemli kredi ilİşkisinin bulunması karşısında,
basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken bankanın borçlunun bu durumunu
bilmesi asıl olup, böyle olunca da İİK’in 280. maddesindeki şartların
olufltuğunun kabulü ile tasarrufun iptali gerekeceğini”132
• «Davalı tüzel kİşiler arasında organik bağ bulunması halinde, davalı
flirketin iyiniyetli olmadığını ve borçlu flirketin durumunu bildiğini dolayı-
sıyla tasarrufun İİK’in 280. maddesi uyarınca geçersiz olup iptale tabi ola-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2919
___________________________________________________
(125) Bknz: 15. HD. 30.6.2004 T. 1477/3653
(126) Bknz: 15. HD. 13.4.2004 T. 1152/2104
(127) Bknz: 15. HD. 2.12.2003 T. 5803/5683; 15.11.2001 T. 4993/4991; 15.2.2000 T. 5032/630
(128) Bknz: 15. HD. 9.4.2003 T. 5939/1816
(129) Bknz: 15. HD. 11.2.2002 T.6140/622
(130) Bknz: 15. HD. 11.2.2002 T. 6140/622; 16.2.1988 T. 253/516
(131) Bknz: 15. HD. 14.3.2002 T. 5415/1153
(132) Bknz: HGK. 11.4.2001 T. 15-339/352
cağını, ayrıca dava konusu zeytin ağaçlı tarlanın, davalı flirketin ticari İşletmesinin
bir kısmını teşkil edip, bu taflınmazın devrinin aynı yasanın
280/IV maddesi uyarınca ‘ticari İşletmenin devri’ niteliğinde olduğundan
yine iptale tabi olacağını”133
• «Tasarrufa konu olan yer benzin istasyonu yani bir ticari İşletme olduğ
undan, burasının devri ile ilgili olarak açılan davanın İİK’in 280. maddesi
çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceğini”134
• «Tasarrufun konusu; borçlu flirketin İşletmesinin önemli bölümünü
teşkil eden un fabrikası olup, İİK’in 280/IV maddesi uyarınca borçludan İşletmenin
mühim bir bölümünü devralan kİşilerin iyiniyet iddiasında bulunmaları
karine olarak kabul edilmemİş olduğundan, devir alan üçüncü kİşilere
bu konudaki karinenin aksini isbat için delillerini ibraz etmek üzere süre
verilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağını”135
• «Benzin istasyonu İşletmeciliğiyle uğraşan bir flirket olan borçlunun
başkasına devrettiği tankerin, İşletmesinin ‘mühim bir kısmını’ oluflturdu-
ğundan İİK 280/IV uyarınca onu kendisinden devralan kİşinin, borçlunun
alacaklılarına zarar verme kastını bildiği varsayılacağını”136
• «‘Kereste imalathanesi ve yazıhane’ niteliğindeki taflınmazın -TK.’nun
12. maddesi uyarınca- «ticari İşletme» niteliğinde olduğunu, böyle bir İşletmeyi
borçludan satın almıfl olan üçüncü kİşi hakkında, ancak ‘borcun do-
ğumunun satıfl tarihinden önce» olması ve «İşlem satıfl tarihinden itibaren
befl yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya İşas yolu ile takip yapılmış olması
kofluluyla iptal davası açılabileceğini”137
• «Senetlerin tanzim tarihinden sonra ticari İşletme niteliğinde olan fabrikanı
n devri halinde, fabrikayı devralan üçüncü kİşinin, borçlunun alacaklı
larına zarar verme kastı ile hareket ettiğinin ve üçüncü kİşinin de bu kastı
bildiğinin kabulü gerekeceğini”138
• «Borçluya ait ticari İşletmeyi kısmen veya tamamen devir alan üçüncü
kİşinin, ‘borçlunun alacaklılarını zarar kasdıyla hareket ettiğini bildiği
(yani kötüniyetli) farzedileceğini, bu karinenin, ancak üçüncü kİşi tarafından,
kanunda öngörülen bildirim ve ilanın yapılmış olmasıyla çürütülebileceğ
ini”139
• «Borcun doğumundan sonra, borçlunun kendisine ait İşyerini, içindeki
ticari mallarla birlikte devretmesinin, ‘alacaklarına zarar verme kasdı
2920 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(133) Bknz: 15. HD. 23.1.2001 T. 5126/399
(134) Bknz: 15. HD. 27.11.2000 T. 3263/5211
(135) Bknz: 15. HD. 26.6.2000 T. 2648/3242
(136) Bknz: 15. HD. 6.7.1999 T. 2641/2937
(137) Bknz: 15. HD. 8.4.1999 T. 555/1304
(138) Bknz: 15. HD. 16.2.2998 T. 253/516
(139) Bknz: 15. HD. 30.10.1996 T. 5406/5630; 13.3.1989 T. 4736/184
ile’ hareket ettiğini ve devralanın da ‘kötü niyetli olduğunu’ göstereceğini,
üçüncü kİşinin bu karinenin aksini ispat etmesi gerekeceğini”140
• «İİK m. 44 hükmünün istihkak davalarında uygulanabileceğini, İİK m.
280/IV’deki karineden istihkak davalarında alacaklının yararlanamayacağı,
bu hükmün iptal davalarında uygulanabileceğini”141
• «Borçlunun, İşyerini ortağına devretmesi halinde, İşyerini devir alan
üçüncü kİşinin, ‘borçlunun, alacaklıları zarara sokmak kasdıyla hareket etmİş
olduğunu’ bilmediğini ileri süremeyeceğini”142
• «İİK m. 280/IV’de öngörülen İşlemleri yapmadan ticari İşletmeyi devralan
üçüncü kİşinin, devir İşleminin geçersizliğinin alacaklı tarafından tesbit
ettirilmesi halinde, tazminat (kâr mahrumiyeti) isteminde bulunamayacağı
nı”143
belirtmıştır.
IV- Burada, İİK m. 280/III ile İİK m. 44 arasındaki ilİşkiyi ve her iki
hükmün kapsamı ile uygulama alanlarını, uygulamada taflıdığı önem nedeniyle
açıklamak yararlı olacaktır.
«Ticareti terk edenler» kenar başlığını taşıyan ve ‘ticareti terk ederek
alacaklıların takibinden kurtulmak isteyen kimselerle tesirli bir şekilde
mücadeleyi temin’ için düzenlendiği gerekçesinde144 ifade edilen İİK m.
44(*) de; ticareti terk eden bir tacirin hem «onbefl gün içinde durumu ka-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2921
___________________________________________________
(140) Bknz: 15. HD. 4.5.1995 T. 6509/2742; 10.10.1994 T. 4563/5665
(141) Bknz: 15. HD. 3.2.1988 T. 4355/383
(142) Bknz: 15. HD. 29.3.1985 T. 2944/1082
(143) Bknz: 15. HD. 21.12.1981 T. 6660/8314
(144) Bknz: 538 sayılı kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi:
«Ticareti terketme suretiyle alacaklılarının takibinden kurtulmak isteyen kimselerle mücadele etmek kaçınılması
imkânsız bir zaruret halini almıştır. Bilhassa son senelerde ticareti terkeden kötüniyetli borçluların İşyerlerini
terkettikleri ve ellerindeki malları başkalarına devrederek alacaklılarını zarara uğrattıkları sık sık görülen
hakikatlerdendir.
Ticareti terk ederek alacaklıların takibinden kurtulmak isteyen kimselerle tesirli bir şekilde mücadeleyi temin
için İcra ve İşâs Kanununun sistemi içinde madde tadil edilmİş, ayrıca bu maddeye muhalefet 337 a maddesiyle
cezalandırılmıştır.» (UYAR, T. Gerekçeli-İçtihatlı İcra ve İşâs Kanunu Şerhi, C:3, s:3518)
(*) Madde: 44 - «Ticareti terk eden bir tacir 15 gün içinde keyŞyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye
ve bütün aktif ve pasiŞ ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösterir bir mal beyanında bulunmaya mecburdur.
KeyŞyet ticaret sicili memurluğunca ticaret sicili ilânlarının yayınlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğ
u yerlerde de mutad ve münasip vasıtalarla ilân olunur. İlân masraflarını ödemeyen tacir beyanda bulunmamı
fl sayılır.
Bu ilân tarihinden itibaren bir sene içinde, ticareti terk eden tacir hakkında İşâs yolu ile takip yapılabilir.
Ticareti terk eden tacir, mal beyanının tevdii tarihinden itibaren iki ay müddetle haczi kabil malları üzerinde
tasarruf edemez.
Üçüncü şahısların zilyedlik ve tapu sicili hükümlerine dayanarak iyi niyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak
karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlât edinenle
evlâtlık arasındaki iktisaplarda iyiniyet iddiasında bulunulamaz.
Mal beyanını alan merci, keyŞyeti tapu veya gemi sicili daireleri ile Türk Patent Enstitüsüne bildirir. Bu bildiri
üzerine sicile, temlik hakkının iki ay süre ile tahdit edilmİş bulunduğu şerhi verilir. KeyŞyet ayrıca Türkiye Bankalar
Birliğine de bildirilir.»
Bozulmaya maruz veya muhafazası külfetli olan veya tayin edilen kanuni müddet içinde değerinin düflmesi
kuvvetle muhtemel bulunan mallar hakkında, tacirin talebi üzerine, mahkemece icra müdürü marifetiyle ve bu
kanun hükümleri dairesinde bu malların satılmasına ve bedelinin 9'ncu maddede yazılı bir bankaya depo edilmesine
karar verilebilir.»
yıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmesi» ve hem de «ticaret sicil memurluğ
una bütün aktif ve pasiŞ ile alacaklıların isim ve adreslerini gösteren
bir mal beyanında bulunması» istenilmıştır.
Ticareti terk eden tacir, gerekli giderlerini vererek durumu hem «ticaret
sicili gazetesi»nde hem de «alacaklılarının bulunduğu yerlerde, mutad
ve münasip vasıtalarla» ilan ettirmek zorundadır.
Ticareti terk eden tacir, bu yükümlülüğünü -yukarıda açıklanan biçimde-
yerine getirmezse, bunun müeyyidesi (yaptırımı) nedirı Bu zorunluluğ
a uymamanın biri cezaî diğeri hukuki olmak üzere iki müeyyidesi
vardır: a) Ticareti terk eden borçlu-tacirin bu eyleminden zarar gören alacaklı
nın şikayeti üzerine, icra ceza mahkemesi, borçlu-tacirin –İİK m. 337
a hükmüne göre– «üç aydan bir seneye kadar haŞf hapis cezası» ile cezalandı
rılmasına karar verir145. b) «Ticaretin terk edildiği» (İşyerinin devreldiğ
i) hususu, ticareti terk etmİş olan borçlu-tacirin alacaklılarına karşı
hüküm ifade etmez(geçerli olmaz). Başka bir deyİşle, ticareti terk etmİş
(İşyerini devretmİş) olan borçlu-tacirin alacaklıları, «İşyeri devrinin geçersiz
olduğunu, halâ İşyerinin borçluya ait sayılması gerektiğini» ileri sürerek,
borçlu tacirin borcundan dolayı orada haciz yaptırabilirler... Ancak
burada alacaklıların karşısına, onların yaptırdığı (yaptıracağı) haciz İşlemini
etkisiz hale getirecek «üçüncü şahısların zilyetlik ve tapu sicili hükümlerine
dayanarak iyiniyetle elde ettiği haklar saklıdır» şeklindeki İİK
m. 44/III. c. 1 hükmü çıkar. Gerçekten; ticareti terk eden tacirin İİK m.
44/I’deki formaliteyi yerine getirmemesi halinde, bu ticareti terk durumu,
alacaklılarına karşı geçersiz sayılırsa da, ticareti terk eden borçlu -tacirden,
İşyerini devir almıfl olan iyiniyetli üçüncü kİşilerin bu iktisapları -
medeni hukukun temel ilkeleri (MK. m. 763, 988, 1023) uyarınca- korunur.
Üçüncü kİşilerin «iyiniyetli oldukları»da asıl olduğundan (MK. m. 3),
alacaklıların bu kİşilerin kötüniyetli olduklarını -yani ticareti terk eden
borçlu tacirden, onun alacaklılarından mallarını kaçırma amacı (kasdını)
bilerek İşyerini ondan devralmıfl olduklarını- ispat etmeleri gerekir. Bunun
isbatının ise, alacaklılar için ne kadar güç -hatta imkânsız olduğuortadadı
r. Kanun koyucu, burada sadece, ticareti terk eden borçlu tacirin,
İşyerini «karı ve kocasına, usul ve füruuna, neseben veya sıhren ikinci
dereceye kadar (bu derece dahil) hısmına, evlât edinenine, yahut evlâtlığı
na» devretmesi halinde, «bu kİşilerin iyiniyet iddiasında bulunamayacakları
nı» belirterek, alacaklılara çok sınırlı bir kolaylık sağlamıştır. Buna
bir de «vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacak
durumda olanlar”146 -örneğin; ticareti terk eden tacirin, İşyerini
İşortağına, yanında çalışan kalfasına, İşçisine devretmesi halinde, bu
kİşiler de «iyiniyetli olduklarını» ileri süremezler- eklemek gerekir.
2922 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(145) Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. İcra ve İşâs Hukukunda Suç Sayılan Şiller (İcra ve İşâs Suçları),
1987, s:199 vd.
(146) Bknz: İçt. Bir. K. 14.2.1951 T. 17/1 (R.G. 11.4.1951 T. 7782 s.)
Doktrinde147 «ticari İşletmeyi kendi adına İşletmekten vazgeçmek veya
ticaret İşlemeyi kapatmak, dağıtmak» şeklinde tanımlanan ticareti terk etmek,
kısmen olmuşsa, yani bir tek ticari İşletmeye sahip olan bir tacir, İşletmesinin
belirli bir kısmını başkasına devretmİş ya da birden fazla ticari
İşletmesi olan bir tacir, üzerinde en az bir ticari İşletme bırakarak, di-
ğer ticari İşletmelerini başkasına devretmİş, kapatmıfl ya da dağıtmıflsa,
acaba İİK m. 44 hükmü yine bu tacir hakkında uygulanabilecek midirı
44. maddenin «alacaklıların hak ve çıkarlarını korumak amacı ile düzenlenmİş
olan birinci fıkrasının -‘ticaretin bırakıldığının onbefl gün içinde
bildirilmesi ve mal bildiriminde bulunması’na ilİşkin hükmün- ticareti
kısmen bırakmıfl olan tacirler hakkında da uygulanması yerinde olur.
Çünkü, alacaklılara zarar vermek amacıyla, kötüniyetle ticareti bırakmak
isteyen bir tacir, küçük bir İşletmeyi (ya da ticari İşletmedeki küçük bir
payı) üzerinde bırakıp, asıl önemli olan ticari İşletmelerini (ya da ticari İşletmenin
çok büyük bir kısmını) başkalarına devrederek ya da kapatarak
İİK m. 44 (ve 337a) hükümlerinden kurtulabilir. Bu durum ise, bu hükümlerin
konulufl amacına aykırı bir sonuç doğurur.148
Uygulamada; borçlunun İşyerine haciz için giden alacaklılar, İşyerinin
borçlu tarafından bir süre önce üçüncü bir kİşiye devir edildiğini, vergi
levhasının bu üçüncü kİşi adına düzenlendiğini görmekte, bunun üzerine,
orada haciz yapılmasını istemeleri halinde, icra memurunca haciz
yapılmakta ancak «haciz edilen fleylerin üçüncü kİşi elinde bulunduğu»
belirtilerek, İİK m. 99 uyarınca alacaklıya, üçüncü kİşiye karşı istihkak
davası açması için 7 gün süre verilmektedir.149
İstihkak davaları üzerine -icra mahkemelerince verilen kararları incelediğ
i dönemde İcra ve İşâs Dairesi150 Yargıtay 13. Hukuk Dairesi151 ile
15. Hukuk Dairesi152 önceki kararlarında, açılan istihkak davalarında,
yukarıda açıklanan İİK m. 44 ile İİK m. 280/IV hükmünü birlikte uygulayarak
«...bir ticarethanenin ne suretle devredileceği İİK m. 44 ve 280/de
gösterilmıştır. Borçlu, İşyerini bu maddelere uygun olarak devretmediğine
göre... ve öte yandan, anılan yasanın 280. maddesi hükmüne göre de
‘borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla hareket ettiği ve alıcının
da bu kasdı bildiği’ kabul olunur...» diyerek, açılan istihkak davalarını ge-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2923
___________________________________________________
(147) KARAYALÇIN, Y. Ticaret Hukuku, C:1, 1968, sh:212
(148) KURU, B. Ticareti Terk Eden Tacirlerin Tâbi Bulunduğu Hükümler (AHFD. 1970/1-2, sh:111)
(149) UYAR, T. İcra Hukukunda İstihkak Davaları, 1994, 3. Bası, sh:1036 vd. - UYAR, T. İİK. Şerhi, C:6,
2006, s:8832 vd.
(150) Bknz: İİD. 27.3.1970 T. 3277/3313-22.3.1969 T. 993/3183; 30.5.1968 T. 5761/565 - UYAR, T. İstihkak
Davaları, s:566 vd.)
(151) Bknz: 13. HD. 17.12.1983 T. 8265/941; 29.11.1982 T. 6417/7225; 29.11.1982 T. 6561/7207;
7.10.1982 T. 5027/5761; 16.9.1982 T. 5776/5374; 1.7.1982 T.4562/4962; 7.6.1982 T. 3775/4203;
17.5.1982 T. 3188/3520; 11.5.1982 T. 3080/3399; 27.4.1982 T. 2573/2879; 1.4.1982 T.
1888/2211; 25.12.1981 T. 7290/8491; 14.12.1981 T. 7626/8178; 28.9.1981 T. 5194/6081;
19.2.1976 T.5757/1206; 3.7.1975 T. 5409/4629 (UYAR, T. İstahkak Davaları, s:561 vd.)
(152) Bknz: 15. HD. 25.11.1987 T. 3207/4081; 5.11.1987 T. 3143/3799; 14.9.1987 T. 2015/3102 (UYAR,
T. İstihkak Davaları, s:550 vd.)
nellikle alacaklılar lehine sonuçlandırmıştır. Fakat daha sonra, 15. Hukuk
Dairesi153 -bir karar düzeltme istemi üzerine- İİK m. 280/IV hükmünü
istihkak davalarında uygulanamayacağını, bu karinenin iptâl davaları-
na özgü olduğunu» belirtmıştır.
Hacze gittiği İşyerinin, bir süre önce borçlutarafından -İİK m. 44/I’deki
formalite yerine getirilmeden- başkasına devredilmİş olduğunu haciz
sırasında öğrenen alacaklının hangi yolu izlemesi kendisi için daha pratik
ve yararlı olurı Bu durumda, alacaklının flu yolu izlemesi kanımızca
yararına olur: Eğer borçludan İşyerini devralan üçüncü kİşi, İİK m.
44/IV. c2’de öngörülen «borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu, neseben
veya sıhren ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) hısımı, evlât edineni
veya evlâtlığı» ise yahut -14.2.1951 T. 17/1 s. İçt. Bir. K. uyarınca-
«vakıa ve karinelerden olayda iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumda
olan -örneğin; borçlunun İşortağı, kalfası, İşçisi vb. gibi- bir kİşi» ise,
İşyerinde haciz yaptırıp, icra memurunun İİK m. 99 uyarınca kendisine
vereceği 7 günlük süre içinde, İşyerini devralan üçüncü kİşiye karşı istihkak
davası açıp, «İşyeri devrinin İİK m. 44’deki koflullara uyulmadan yapı
ldığını, geçersiz olduğunu» belirtmelidir154. Buna karşın, eğer borçludan
İşyerini devralan üçüncü kİşi yukarıda belirtilen kİşilerden birisi değilse,
o zaman İşyerinde haciz yaptırmadan -dolayısı ile kendisine üçüncü kİşiye
karşı «istihkak davası» açma külfetinin yüklenmesine neden olmadandoğ
rudan doğruya hem «borçlu» ve hem de «İşyerini devralan üçüncü kİşi
» aleyhine İİK m. 280’e göre «iptâl davası» açıp, bu davada «İşyeri devrinin,
kendisinden mal kaçırmak amacı ile yapıldığını, hileli ve muvazaalı olduğ
unu» belirtip, «yapılan devrin kendisi bakımından iptâlini» istemelidir.
Böylece, açtığı bu iptâl davasında, İİK m. 280/IV’de yer alan -alacaklı lehine
konulmufl olan- karineden yararlanır ve ispat yükü davalılara -özellikle;
borçluya- düfler. Davalılar, «İşyeri devrini en az üç ay önce alacaklı
ya yazılı olarak bildirdiklerini» yahut «devir durumunu İşyerinin bulunduğ
u yerde görülebilir levhalar asmak suretiyle ve Ticaret Sicili Gazetesiyle
yahut bütün alacaklıların öğrenmesini sağlayacak münasip vasıtalarla
ilan ettiklerini» ispat edemezlerse, dava, alacaklı lehine sonuçlanır.
V-d) Dava konusu tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren befl yıl içinde
borçlu aleyhine “haciz” veya “İşâs” yoluyla takibe girİşilmİş olmalıdır (İİK
m. 280/I, c:2).
2924 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(153) Bknz: 15. HD. 3.2.1988 T. 4355/383
Hemen belirtelim ki, alacaklı bu durumda, İşyerinde haciz yaptırmayıp, «İşyeri devrinin, kendisinden
mal kaçırmak amacıyla, hileli olarak yapıldığını» ileri sürerek, İİK. mad. 280'de göre «iptal davası» da
açabilir. Ancak; uygulamada «iptâl davaları» mahkemelerde icra mahkemesinde açılan «istihkak davaları
» na nazaran daha geç sonuçlandırıldığından, alacaklının bu ihtimalde mahkemede «iptâl davası
» yerine icra mahkemesinde «istihkak davası» açması -zaman kaybetmemek bakımından- daha
yararına olur...
(154) YILDIRIM, K. 4949 sayılı Kanuna Getirdiği Değİşikliklerle İcra ve İşas Kanunu'nda Yer Alan İptal Davaları
na ve İşasın Ertelenmesine İlİşkin Yeni Hükümler (Yeditepe Ünv. Huk. Fak. D. 2005, C:I, S:2,
Madde -17.7.2003 tarihinde- 4949 Sayılı Kanun ile yapılan değİşiklikle
bu duruma gelmıştır. Doktrinde155 ‘dava açma süresinin «İşlemin gerçeklefltiğ
i tarihten itibaren» değil -İİK m. 278/I ve 279/I’de olduğu gibi- mukayeseli
hukuka uygun olarak «haciz tarihi veya takip tarihi yahut İşasın
açılması tarihi» olarak düzenlenseydi daha isabetli olacağı -yani İşlemin
gerçeklefltiği tarihten ileriye doğru değil, takip (haciz veya İşas) tarihinden
geriye doğru befl yıl içinde yapılan İşlemlerin iptale tabi hale getirilmesinin
daha doğru olacağı- bugünkü hali ile İİK m. 280’de öngörülen sürenin
alacaklılar aleyhine kısaltılmıfl olduğu’ belirtilerek İİK m. 280 ile kabul
edilen yeni düzenleme elefltirilmİştir...
VI- Uygulamadaki önemi nedeniyle belirtelim ki; İİK m. 280’de, «iptale
tâbi tasarrufun tarihinin -İİK m. 278/I’den farklı olarak, orada olduğu gibi-
takip konusu alacağın doğum tarihinden sonra gerçekleflmİş (yapılmış)
olması» bir önşart olarak öngörülmemıştır156. Ancak -maalesef- Yargıtay
«İİK m. 280 uyarınca da tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için, dava
konusu tasarrufun takip konusu alacağın doğumundan sonra yapılmış
olmasını» aramaktadır...
VII- 4949 Sayılı Kanun ile 17.7.2003 tarihinde -İİKm. 280’de yapılan
değİşikliğin «alacaklı lehine» mi yoksa «borçlu lehine»mi olduğu da doktrinde
tartıflma konusu olmuştur. Bir görüşe göre157 «bu değİşiklik alacaklı-
lar lehine» olmuştur... Diğer bir görüşe göre158 ise «özellikle maddenin Hükümet
Tasarısı’nda açıklanan gerekçesinde vurgulandığı gibi; uygulamada
İİK’nun 278 ve 279. maddelerinin kapsamı dışında kalan pek çok tasarrufun
İİK’nun 280. maddesinin kapsamına dahil edilerek iptal edildiğini saptayan
Komisyon, iptal koflullarını daha belirli hale getirerek ve ‘borçlunun
içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kasdının, İşlemin diğer tarafı
nca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde’
iptal kararı verilebileceğini vurgulayarak, maddeyi yeniden düzenlemİş
ve bu suretle iptal edilebilecek tasarruf sayısını çoğaltmak değil
azaltmak istemıştır.»
Nihayet bu konudaki başka bir görüşe göre ise «bugüne kadar İcra
ve İşas Kanununun iptal hükümlerinde hep alacaklı lehine değİşiklik yapı
lmıflken, 4949 Sayılı Kanunla ilk kez tersi yapılmıştır159. Kanun koyucunun
hedeŞ gerekçeden tesbit edilememektedir, bu konsepten yoksun olma
demektir. İcra ve İşas Hukuku sisteminde, iptal davalarının, alacaklı bakı-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2925
___________________________________________________
(155) PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZKAN, M.S./ÖZEKES, M. age. s:590
(156) Bknz: 15. HD. 27.6.2006 T. 1517/3956; 24.11.2005 T. 1121/6310
(157) AKŞENER, H.S. İcra ve İşâs Yasasının 280. Maddesinde 4949 sayılı Yasa ile Yapılan Değİşiklikler
Üzerine İnceleme (Legal Huk. D. 2003/Eylül, s:2212)
(158) UYAR, T. İcra ve İşâs Kanununda Değİşiklik Yapılmasına Dair Kanunun Getirdiği Yenilikler (Tür. Bar.
Bir. D. 2003/Kasım-Aralık, s:198)
(159) UMAR, B. Son (4949 sayılı Yasa ile Getirilen) İİK. Değİşikliklerinin Sınıfsal İdeolojisi Yönünden Elefltirisi
(İİK. Değİşiklikleri Sempozyumu, Ön Malzeme Metinleri, 2004 s:44 vd.) «Yeditepe Ünv. Huk. Fak.
Yayını»
mından etkin bir silah olma İşlevi korunmalıdır. Kanun değİşikliği isabetli
değildir.”160
VIII- İcra ve İşâs Kanununda -m. 280- öngörülen, «borçlunun alacaklı
lara zarar vermek kasdı ile yaptığı hileli tasarruflarının iptâli» için
gerçekleflmesi gereken koflullar hakkında yaptığımız açıklamalar, 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında (ki) Kanun ile düzenlenen
«borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla yaptığı hileli) tasarrufları
n iptâli» için de -kural olarak- aynen geçerlidir.
Gerçekten, bu konu, anılan kanunda «amme alacağının tahsiline imkân
bırakmamak maksadıyla yapılan tasarruflar» kenar başlıklı 30. maddede(*)
-İİK m. 280 hükmüne paralel şekilde- düzenlenmıştır.
6183 Sayılı Kanun açısından, borçlunun -doğmuş veya doğacak- kamu
borçlarını ödememek amacı ile ve kötüniyetle yaptığı tasarrufların iptali
için, öncelikle yapılan tasarrufun tek taraflı mı iki taraflı mı olduğuna
bakılması gerekecektir. Eğer; tek taraflı bir tasarruf söz konusu ise,
bunlar -ödeme güçsüzlüğü içinde bulunan borçlunun, kamu borcunu
ödemesi gereken tarihten- geriye doğru befl yıllık süre içinde kalması koflulu
ile mutlak olarak -kamu alacaklısı kurum bakımından- hükümsüz
sayılacaktır. Eğer iki taraflı bir tasarruf söz konusu ise, bunların -geriye
doğru befl yıllık süre içinde yapılanlarının- iptâli için, borçlu ile İşlemde
bulunan üçüncü kİşinin kötüniyetli (yani; borçlunun kamu borcunu ödememek
için, mal kaçırma kasdını bilen veya bilmesi icabeden) olması gerekmektedir.
161
6183 Sayılı Kanunun 30. maddesinde, İİK m. 280’deki, alacaklı yararı
na kabul edilen «kötüniyet karinesi» yer almadığından, bu Kanunun uygulanması
nda, borçlu ile İşlemde bulunan üçüncü kİşi borçlunun efli,
usul ve füruu ve üçüncü dereceye kadar sıhri hısım dahi olsa, bunların
«kötüniyetli oldukları»nın, alacaklı kamu kurumu tarafından ayrıca isbat
edilmesi gerekecektir. Doktrinde «borçlunun amacına bilen/bilmesi gereken
kİşilerle yapılan muameleler bakımından 6183 Sayılı Kanunda böyle
bir karinenin bulunmasının isbatı zorlafltırdığı» belirterek «burada, bu kİşilerin
daha çok ‘bildiğini’ değil, ‘bilmesi gerektiğini’ isbatın yeterli olaca-
ğı» ifade edilmıştır...162
Keza, yine 6183 Sayılı Kanunun 30. maddesinde, İİK m. 280/IV’deki
«İşyerinin devri ile ilgili kötüniyet karinesi»ne yer verilmediğinden, İİK m.
2926 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(160) YILDIRIM, K. agm. s:475
(*) MADDE: 30- «Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde âmme alacağının bir kısmının
veya tamamının tahsiline imkân bırakmamak maksadiyle borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle
borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler,
tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.»
(161) Bknz: 17. HD. 25.9.2007 T. 3237/2798 - 17.7.2007 T. 2805/2550 - 15. HD. 18.7.2006 T. 2879/456
- 26.2.2004 T. 6715/1058 - 29.11.2001 T. 5078/5528 vb.
(162) ASKAN, F. a.g. tez, S: 45 vd.
280/IV’deki karine, kamu alacağından dolayı açılan iptal davalarında uygulanmaz.
Kanımızca, bu madde uyarınca iptâl davası açılabilmesi için, dava
konusu tasarrufun, kamu alacağının doğumundan önce veya sonra yapı
lmıfl olması önem taşımaz163. Ancak yüksek mahkeme aksi görüştedir…
164, 165
Buraya kadar açıklanan 6183 Sayılı Kanunun 30. maddesi hükmü;
aynı Kanunun 27-29. maddelerinin kapsamı dışında olan ancak kamu
borcunun bir kısmını ya da tamamını ödememek amacı ile -kötüniyetleyapı
lan tasarrufların da iptâlini sağlayan ve 27-29. maddelere nazaran
genel bir hükümdür166. Bu nedenle, 27-29. madde hükümlerinin olaya
uygulanamadığı durumlarda uygulanır.
Yüksek mahkeme bu konuyla -yani; 6183 Sayılı Kanunun 30. maddesi-
ile ilgili olarak verilmİş olduğu çeflitli içtihatlarında;
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘gayri
resmi efli’, ‘damadı’ olması halinde, bu kİşinin borlunun içinde bulunduğ
mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda
bulunduğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK 280/I ve II
uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”167
• «‘Borçlu’ ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşinin, borçlunun ‘akrabası/
köylüsü/arkadaflı/keŞli’ olması halinde, bu kİşinin borçlunun içinde
bulunduğu mâli durumu ve alacaklılarına zarar verme kasdını bilmesi gereken
konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kİşi arasındaki İşlemin -İİK
280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”168
• «Borçluların anonim flirket ve limited flirket statüsünde olup tasarrufa
konu edilen araçların ticari İşletmenin önemli bir bölümünü teşkil etmesi
nedeniyle kıyasen uygulanması gereken İİK 280/III gereğince ‘ticari İşletmenin
önemli bir bölümünü satın alan kİşilerin gerekli ilanları yapmamaları
ve satın alırken alacaklıya haber vermemeleri’ halinde, tasarrufun mal
kaçırma kastıyla yapıldığını bildiklerinin karine olarak kabulü gerekeceğini”
169
• «Borçlu flirketten üzerinde flirket merkezi ve fabrikasının bulunduğu
taflınmazları -üzerindeki hacizler ve ipoteklerle yükümlü olarak- devralmıfl
olan üçüncü kİşinin borçlu flirketin satıfla konu taflınmazlar üzerinde yapı-
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2927
___________________________________________________
(163) Aynı görüşte; KOSTAKOĞLU, C. 6183 sayılı Kanuna Göre Amme Alacaklarının Tahsili Yönünden İptâl
Davası (Yarg. D. 1991/1-2, 14; 17-Yasa D. 1990/9, sh:1237, 1240)
(164) Bknz: 15. HD. 27.10.1997 T. 2820/4539 - 30.9.1997 T. 4241/4073
(165) Bu konuda ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası,
2008, s:842
(166) ŞİMŞEK, E. Amme Alacakları Tahsil Usulü Kanun Şerhi, s: 245
(167) Bknz: 17. HD. 25.9.2007 T. 3237/2798
(168) Bknz: 17. HD. 17.7.2007 T. 2805/2550
(169) Bknz: 15. HD. 18.7.2006 T. 2879/4591
lan devre rağmen faaliyetlerini sürdürmesi ve üzerinde vergi borcundan
dolayı haciz bulunan taflınmazları, bu durumu bilerek devralmıfl olması nedeniyle,
bu devrin kamu alacağının tahsiline imkan vermemek amacıyla
yapılmış olduğunu bilmesi gerekeceğinden, iyiniyetli kabul edilemeyceğini”
170
• «Tasarrufa konu edilen araç, ‘kamyon’ olup ticari İşletme niteliğinde
bulunduğundan, kıyasen uygulaması gereken İİK’in 280/IV uyarınca ‘ticari
İşletmenin veya İşyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya bir kısmı
nı devir veya satın alan kİşinin borçlunun alacaklılarının ızrar kastını bildiğ
i, borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiği’ kabul olunaca-
ğından, davalı alıcının bu yasal karinenin aksini isbat edememesi ve ayrı-
ca Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi uyarınca da İşletmenin alacaklıları-
na karşı sorumlu olacağından, mahkemece tasarrufun iptaline karar verilmesi
gerekeceğini”171
• «Kamu alacağının tahsiline olanak bırakmamak maksadıyla borçlunun
İşlemde bulunmuş olması halinde, borçlunun maksadını bilen ya da
bilmesi gereken kimselerle yapılan tasarrufların iptaline karar verilmesi gerekeceğ
ini”172
• «Bir ticari İşletmenin devrinin İİK m. 44’te öngörülen koflullara uygun
olarak yapılmamıfl olması halinde, devralanın iyiniyetinden sözedilemeyeceğ
ini ve üçüncü kİşinin, ticari İşletmenin borcu sayılan vergi borcundan da
sorumlu olacağını ve bu durumda mahkemece ‘tasarrufun iptaline’ karar
verilmesi gerekeceğini”173
• «Borçlu flirket ile İşlemde bulunmuş olan üçüncü kİşi anonim flirketin
bir kısım ortaklarının aynı kİşiler olması halinde, aralarında organik bağ
bulunduğu kabul edilerek borçlu ile üçüncü kİşi arasında yapılmış olan
temlik İşleminin -amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla
yapılmış olduğu kabul edilerek- iptaline karar verilmesi gerekeceğini”174
• «Lehine tasarruf yapılan üçüncü kİşinin, borçlunun ı hissesini devrettiğ
i ... taflıt sürücü kursunun ortağı olması nedeniyle, borçlunun vergi borcu
bulunduğunun ve kamu alacağının tahsili olanağını ortadan kaldırmak
için tasarrufa girİştiğini bildiği veya bilmek durumunda olduğunun kabulü
gerekeceğini”175
• «İşletmeyi devralan kİşinin, devir keyŞyetinin usulen ilan edildiği tarihten
geriye doğru iki yıl içinde, İşletmenin borçlarından -BK 179 uyarınca-
sorumlu olduğunu, İşyerini devralan üçüncü kİşinin, borçlunun yerine
2928 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 6 • Yıl 2008
___________________________________________________
(170) Bknz: 15. HD. 26.2.2004 T. 6715/1058
(171) Bknz: 15. HD. 29.11.2001 T. 5078/5528
(172) Bknz: 15. HD. 20.10.1999 T. 3931/3703
(173) Bknz: 15. HD. 28.1.1999 T. 5010/137
(174) Bknz: 15. HD. 27.10.1997 T. 2820/4539
(175) Bknz: 15. HD. 30.9.1997 T. 4241/4073
geçerek-6183 Sayılı Kanun m. 30 uyarınca- İşyerinin borcundan alacaklı-
ya karşı sorumlu olacağını”176
• «Aynı flirketin ortaklarının ve ortağın eflinin ‘diğer ortakların mali durumunu
bilmediği iddiası’nın hayatın olağan akıflıyla bağdaşmayaca-
ğını”177
• «Borçlunun, vergi borcunun doğmasından ve kesinleflmesinden sonra
limited flirketteki hissesini, diğer ortaklara devretmesi İşleminin iptal konusu
olabileceğini, çünkü bu durumda, hisseyi devralan diğer ortakların,
borçlunun mali durumunu biliyor farzedileceklerini (yani; kötüniyetli kabul
olunacaklarını ve yapılan İşlemin 6183 Sayılı Kanunun 30. maddesine göre
hükümsüz sayılacağını”178
• «Borçlunun kamu alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla
(kötüniyetle) yaptığı tasarrufların -tarihi ne olursa olsun- iptali gerekeceğini”
179
• «İcra dairesince açık arttırma suretiyle satılan taflınmaz hakkında,
6183 Sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı, ‘satıflın muvazaalı
olduğundan’ bahisle, iptal davası açılamayacağını”180
belirtmıştır.
Alacaklılara Zarar Verme Kastı • Talih Uyar 2929
___________________________________________________
(176) Bknz: 17. HD. 1.11.2007 T. 2501/3333; 15. HD. 27.2.2007 T. 7545/1231; 19.3.1996 T. 1202/1503;
4.12.1995 T. 6572/7119
(177) Bknz: 15. HD. 14.10.1994 T. 4834/7510
(178) Bknz: 15. HD. 11.7.1991 T. 2623/3676
(179) Bknz: 15. HD. 18.9.1990 T. 1801/3429
(180) Bknz: 15. HD. 25.6.1990 T. 1367/3091

Forum