İFLAS DAVASINDA HAKEM ŞARTI
GEÇERLİ MİDİR?
Av. NAFİ PAKEL
Bilindiği gibi iflas yolu ile takip İcra İşas Yasamızın 155. ve 177. maddelerinde,
iki farklı durum gözetilmek sureti ile ayrı ayrı düzenlenmiş bulunmaktadı
r. İşas yolu ile adi takip olarak anılan İİK’nın 155. maddesi
hükmüne göre alacaklının başlattığı icra takibinde, iflasa tabi olan borçlunun
borcunu ödemesi veya takibe itiraz etmesi halinde alacaklı borçlunun
iflasını istemeye hak kazanır.
Doğrudan iflas olarak anılan İİK’nın 177. maddesi hükmünde ise, öngörülen
dört ayrı durumdan herhangi birisinin varlığı halinde alacaklıya,
önceden bir takip yapmasına gerek olmaksızın, borçlunun iflasını istemek
hakkı tanınmıştır. Uygulamada ortaya çıkan sorun, taraşar arasında
yapılmış bir sözleşmede uyuşmazlığın hakem yolu ile çözümlenmesi
öngörülmüş ise bu hakem sözleşmesinin iflas davasında hüküm ifade
edip etmediği, hakem sözleşmesi deŞnin iflas davasında geçerli olup olmadı
ğı noktasındadır.
Öğretide ve uygulamada, İİK’nın 177. maddesi hükmüne göre borçlunun
doğrudan iflasını gerektiren bir durumun mevcudiyeti halinde tahkim
sözleşmesi savunmasının söz konusu dahi olamayacağı tartışmasızdı
r. Borçlunun doğrudan iflasını gerektiren bir durum olmadığı için
İİK’nın 155. maddesi gereği icra takibi yolu ile iflas prosedürünü başlatan
alacak iddiacısının, borçlunun bu takibe “hakem sözleşmesi nedeni
ile” itiraz etmesi halinde Ticaret Mahkemesinin bu itirazın kaldırılması
talebini incelemekle görevli olup olmadığı noktasında doktrinde farklı görüşler
vardır. Doç. Dr. Oğuz Atalay ve Talih Uyar, sadece İİK’nın 177.
maddesinde öngörülen doğrudan iflas davasının amme intizamından oldu
ğunu, bu nedenle bu kabil bir iflas davasında hakem sözleşmesinin
hüküm ifade etmeyeceği, oysa İİK’nın 155. maddesi hükmüne göre adi takip
yolu ile başlatılan iflas prosedüründe tahkim şartının geçerli olduğunu,
bu nedenle de söz konusu uyuşmazlık hakem tarafından çözümlenip
kesin hükme bağlanmadığı sürece tahkim sözleşmesi tarafı olan alacak
iddiacısının iflas yolu ile adi takip başlatamayacağını, Ticaret Mahkemesinin
bu takibe karşı yapılan itirazı inceleyemeyeceği görüşündedir. Sümer
Altay ise, “Alacaklının borçlunun iflasının istemeye hakkı olması nedeni
ile tahkim yolu mecburi kılınırsa, alacaklı ancak hakem kararının kesinleşmesinden
sonra iflas yoluna başvurabilecektir. Oysaki iflas kararı
almak için kesinleşmiş bir ilam elde etmeye gerek yoktur” görüşündedir.
(S. Altay Türk İşas Hukuk 2004 S.25) Bu ifadeden çıkan sonuca göre, İİK’nın
155. maddesi uyarınca başlatılan adi takibe vaki itirazın, taraşar arasında
tahkim sözleşmesi olsa bile, mahkemece incelenmesi gerekmektedir.
Uygulamada 13.02.1969 tarihli bir Yargıtay kararında
“Tahkim şartı, kamu düzeni ile ilgili olmayan anlaşmazlıklar için geçerlidir.
Kamu düzeni ile ilgili iflas davaları bu şartın dışındadır. Önceden bir
takibe hacet kalmaksızın açılan (doğrudan doğruya) iflas davasında alaca-
ğın varlığını araştırma yetkisi davayı gören Ticaret Mahkemesine ait bulunması
nedeni ile kararın düzeltilmesi talebinin reddine” İfadesi aynen yer
almaktadır.
Bu gerekçeden açıkça anlaşıldığı gibi, “kamu düzeni ile ilgili iflas davaları
tahkim şartına tabi olamaz” ifadesinde kastedilmek istenen, İİK’nın
177. maddesinde düzenlenen doğrudan iflas davasıdır. Bu nedenle “kamu
düzeni ile ilgili iflas davaları bu şartın dışındadır” ifadesinin tek başı-
na alınıp, İİK’nın 155. maddesinde düzenlenen takip yolu ile iflas davası-
na da teşmili kanımızca isabetli bir yorum değildir. Günümüz uygulaması
nda emsal bir davada, alacak iddiacısının İİK’nın 155. maddesi uyarınca
başlattığı takibe borçlunun tahkim sözleşmesi gerekçesi ile yaptığı itirazı
n incelenmesi aşamasında mahkeme davalının hakem savunmasını,
yukarıda sözü edilen Yargıtay İlamının “İşas davası amme intizamından
olup hakem sözleşmesi geçerli değildir.” kısmi ifadesine binaen reddetmiş
ve alacağın varlığını araştırmak sureti ile neticede iflas kararı vermiştir.
(Kadıköy Asliye 1. Tic. 2002/954 E 2005/142 K) Bu kararın temyiz başvurusunu
inceleyen Yargıtay, yanlar arasında mevcut hakem sözleşmesine itibar
etmemiş ve, “kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle
iflas davasında sözleşmedeki tahkim kaydının uygulanmamasında
bir isabetsizlik olamamasına göre” gerekçesi ile, kararı onamıştır. (19.
HD. 2005/ 5676 - 10004 13.10.2005) Borçlunun doğrudan iflasını gerektiren
bir durum söz konusu olmamasına karşın, İİK’nın 177 ve 155.
maddeleri hükümlerinin ayrı ayrı düzenlenmesindeki amacın dikkate
alınmaksızın “tüm iflas davalarının amme intizamından olduğu” sonucunu
doğuran bu ilamın düzeltilmesi istemi de reddedilmiştir. Bu durumda
Yargıtay 19. HD’nin söz konusu ilamı uyarınca günümüzdeki uygulamada,
İİK’nın 155. maddesi hükmüne dayalı bir iflas davasında dahi hakem
sözleşmesinin hüküm ifade etmediği sonucu çıkmaktadır. Bu sonucun,
temyiz ve düzeltme dilekçelerimizle yer verdiğimiz, aşağıda sıralanan nedenlerle
adil olmadığı görüşündeyiz.
* Hakem sözleşmesine rağmen, alacağın varlığını hakem belirlemeden
önce iflas yolu ile takip yapılabileceğinin kabulü halinde, tacirler arasında-
40 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 1 • Yıl 2007
ki hakem sözleşmesinin hiçbir hukuki geçerliği olmadığının da peşinen kabulü
gerekir. Bu kabul, kötü niyetli tacirin himayesi sonucunu doğurur. İyi
niyetten yoksun tarafa, hakem sözleşmesinin getireceği mali yükten kurtulmak
için iflas yolu ile takip yapmak imkânı tanınmış olur.
* Serbest iradesi ile imzaladığı sözleşmede hakem şartını kabul eden
tarafın, İİK’nın 177. maddesi söz konusu olmamasına rağmen, hakeme götürmekle
yükümlü bulunduğu uyuşmazlığı mahkemeye taşıma girişimi akde
vefa ve dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu nedenle de hukuken himayesi
düşünülemez.
* Hukukumuzda geçerli akit serbestîsi ilkesi uyarınca, bir sözleşmenin
konusu emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, genel ahlaka ve
kişilik haklarına aykırı olmadıkça o sözleşme taraşarı için bağlayıcıdır.
Sonuç olarak, İİK’nın 177. maddesinde sıralanan koşullar bulunmadı
kça kamu düzeni söz konusu değildir. Bu nedenle de, İİK’nın 155. maddesi
uyarınca başlatılan adi takipte hakem sözleşmesi geçerli olmalıdır
görüş ve düşüncesindeyiz.
İflas Davasında Hakem Şartı • Av. Nafi Pakel 41