Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Şirket Paysahiplerinin Kitlesel ve Bireysel Temsili∗ Soner Altaş∗∗
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 6-10-2011 | Kategori: Makale | Okunma : 5750 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
Bankacılar Dergisi, Sayı 78, 2011
113
Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Şirket
Paysahiplerinin Kitlesel ve Bireysel Temsili
Soner Altaş∗∗
Özet
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Şirketler Hukuku alanında getirdiği yeniliklerden birisi “kitlesel temsil
sistemi”dir. Sistem, çok ortaklı anonim şirketleri, özellikle de halka açık olanları yakından ilgilendirmektedir.
Anonim şirket paysahiplerinin kitlesel temsili, gerek paysahipleri demokrasisinin kurulması gerek temsilin
kurumsallaştırılması yolunda atılmış önemli bir adımdır. İşte bu çalışmada, yeni Türk Ticaret Kanunu’nda
öngörülen kitlesel temsil sistemi ile kitlesel temsilci türleri ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kitlesel temsil, organın temsilcisi, bağımsız temsilci, kurumsal temsilci, tevdi
eden temsilcisi.
1. Giriş
13 Ocak 2011 tarih ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketler için
öngördüğü yeniliklerden birisi “kitlesel (kurumsal) temsil sistemi”dir. Bilindiği üzere, 27 Kasım
2008 tarihinde görüşmelerine başlanılan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın ilk 76 maddesi Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edildikten sonra, kalan maddelerin görüşmelerine
uzunca bir süre ara verilmiş, Tasarının geriye kalan maddeleri ise Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulu’nun 13 Ocak 2011 tarihli 23. Dönem 5. Yasama Yılı 51. Birleşim’inde, bazı
değişikliklerle çok hızlı bir şekilde kabul edilmiştir 1.
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (YTTK)2nun getirdiği kitlesel temsil sistemi, ortak
sayısı fazla olan anonim şirketleri yakından ilgilendirmektedir. Diğer bir anlatımla, halka açık
anonim ortaklıkların, özellikle de bankaların, getirilen bu sistemi yakinen tanımaları ve
uygulamaları bir anlamda zaruret teşkil edecektir. Dolayısıyla, bu çalışmamızda, Yeni Türk Ticaret
Kanunu’nun Şirketler Hukukumuza kazandırdığı kitlesel temsil sistemi üzerinde durulacak, son
kısımda ise uygulamadan da bilinen ve yeni Yasada muhafaza edilen paysahiplerinin bireysel
(münferit) temsiline değinilecektir.
2. YTTK’ya Göre Anonim Şirket Paysahiplerinin Temsiline İlişkin Genel İlkeler
YTTK’nın 427. maddesinin birinci fıkrasına göre, katılma haklarını temsilci olarak kullanan
kişi, temsil edilenin talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, talimata aykırılık, oyu geçersiz kılmaz
(YTTK, m.427/f.1). Zira, talimat, vekâlet sözleşmesinin iç ilişkisine ait kurum olduğundan, oyu ve
dolayısıyla genel kurul kararını geçersiz kılmaz3. Bununla birlikte, YTTK, talimata aykırılık halinde,
temsil edilenin temsilciye karşı haklarının saklı olacağını hükme bağlamıştır (YTTK, m.427/f.1).
Temsilcinin talimata uyma yükümünü öngören anılan fıkra hükmü yenidir. Hüküm münferit temsil
ile –kural olarak - kitlesel temsile (m.428 ve 429) de uygulanır4.
∗ Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumunu bağlamaz.
∗∗ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi.
Soner Altaş
114
Yine, YTTK’ya göre, hamiline yazılı pay senedini, rehin, hapis hakkı, saklama
sözleşmesi veya kullanım ödüncü sözleşmesi ve benzeri sözleşmeler sebebiyle elde
bulunduran kimse, paysahipliği haklarını, ancak paysahibi tarafından özel bir yazılı belge ile
yetkilendirilmişse kullanabilir (YTTK, m.427/f.2). Dolayısıyla, sahibinin zilyedliğinde
bulunmayan hamiline yazılı hisse senetlerine ilişkin temsil yetkisi, yazılı bir belge ile
verilmelidir5.
3. YTTK’ya Göre Anonim Şirket Paysahiplerinin Kitlesel Temsili
Anonim şirket paysahiplerinin kitlesel temsili, YTTK’nın 428 ilâ 431. maddelerinde
düzenlenmiştir. Bahsi geçen maddelerdeki hükümler, paysahibinin genel kurulda temsili ile
ilgili yeni bir kurum, hatta sistem getirmektedir. Bu hükümler ile bir taraftan paysahipleri
demokrasisini kurmak ve buna bağlı olarak yönetim-muhalefet oluşumunu cesaretlendirmek;
bu yolla iyi yönetim için iyi bir temel oluşturmak amaçlanmakta; diğer taraftan da, temsil
kurumsallaştırılarak genel kurullarda güç boşluğu doğması için araç yaratılmaya
çalışılmaktadır. Hedef genel kurul toplantısına önem ve işlev kazandıracak bir düzen
oluşturmak ve paysahipliği haklarının bilinçli kullanılacağı bir ortamı hukuken sağlamaktır6.
3.1. YTTK’ya Göre Kitlesel Temsilciler
3.1.1. Organın Temsilcisi ve Bağımsız Temsilci
YTTK’nın 428. maddesinin birinci fıkrasında “Şirket, kendisiyle herhangi bir şekilde
ilişkisi bulunan bir kişiyi, genel kurul toplantısında kendileri adına oy kullanıp ilgili diğer
işlemleri yapması için yetkili temsilcileri olarak atamaları amacıyla paysahiplerine tavsiye
edecekse, bununla birlikte şirketten tamamen bağımsız ve tarafsız bir diğer kişiyi de aynı
görev için önermeye ve bu iki kişiyi esas sözleşme hükmüne göre ilân edip şirketin internet
sitesine koymaya mecburdur.” hükmüne yer verilmiştir.
Hükmün hedefi özellikle halka açık anonim şirketlerde paysahiplerinin tek seçenekle ve
bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmalarına engel olmak ve paysahipleri demokrasisinin
kurulmasını sağlamaktır. Zira, uygulamada, özellikle hisse senetleri borsada işlem gören
anonim şirketlerde, genel kurulun toplantıya çağrısına ilişkin ilân ile birlikte vekâlet örneği de
yayınlanmakta ve çeşitli araçlarla vekil olarak tavsiye edilen kişide veya böyle bir ilân
yapılmaksızın vekâletler bir veya birkaç kişide toplanmaktadır. Dolayısıyla, anılan fıkraya
göre, eğer yönetim kurulu veya başka bir organ, bir üyesini ya da bir kurulun veya komitenin
üyesini veya kendisine bağlı herhangi bir kişiyi paysahiplerine kendisine vekâlet verilebilecek
kişi olarak tavsiye etmişse, aynı anda kendisinden tamamen bağımsız bir diğer kişiyi daha
kendisine vekâlet verilebilecek kişi olarak önermek zorundadır. Tavsiye olunan birinci kişi,
kanun tarafından yönetim kuruluna bağlılığı sebebiyle “organın temsilcisi”, ikincisi ise
“bağımsız temsilci” diye adlandırılmıştır7.
Dikkat edileceği üzere, m.428/f.1 hükmü şirkete (organa), organ temsilcisi atama
zorunluluğu yüklememektedir. Bu itibarla, şirketin (yönetimin) bağımsız temsilci önerisi
zorunluluğundan kurtulmak amacı ile organın temsilcisini göstermemesi mümkündür. Ancak,
bunun örtülü bir tarzda yapıldığı her halde bağımsız temsilcinin önerilmesi gerekir8. Diğer
yandan, şirket bu amaçla “organ temsilcisi” atamadan kaçınsa dahi, bir sonraki bölümde ele
alınacak olan “kurumsal temsilciler” ortaya çıkabilir. Bağımsız temsilcinin ve organ
temsilcisinin pay sahibi olması zorunlu değildir9. Ancak, her iki temsilcinin pay sahipleri
arasından seçilmesine de manî bir hüküm bulunmamaktadır.
Bankacılar Dergisi
115
3.1.2. Kurumsal Temsilci
Bir önceki bölümde belirttiğimiz üzere, eğer şirket, kendisiyle herhangi bir şekilde ilişkisi
bulunan bir kişiyi, genel kurul toplantısında kendileri adına oy kullanıp ilgili diğer işlemleri
yapması için yetkili temsilcileri olarak atamaları amacıyla paysahiplerine tavsiye edecekse,
bununla birlikte şirketten tamamen bağımsız ve tarafsız bir diğer kişiyi de aynı görev için
önermeye ve bu iki kişiyi esas sözleşme hükmüne göre ilân edip şirketin internet sitesine
koymaya mecburdur (YTTK, m.428/f.1).
Bundan başka, yönetim kurulu, genel kurul toplantısına çağrı ilânının Türkiye Ticaret
Sicili Gazetesinde yayımlanacağı ve şirket internet sitesinde yer alacağı tarihten en az
kırkbeş gün önce, yapacağı bir ilân ve internet sitesine koyacağı yönlendirilmiş bir mesajla,
paysahiplerini, önerdikleri “kurumsal temsilci”lerin kimliklerini ve bunlara ulaşılabilecek adres
ve elektronik posta adresi ile telefon ve telefaks numaralarını en çok yedi gün içinde şirkete
bildirmeye çağırmak zorundadır10 (YTTK, m.428/f.2). Aynı çağrıda kurumsal temsilciliğe
istekli olanların da şirkete başvurmaları istenir. Yönetim kurulu, bildirilen kişileri, organın
temsilcisi ve bağımsız temsilci ile birlikte, genel kurul toplantısına ilişkin çağrısında,
adreslerini ve onlara ulaşma numaralarını da belirterek, ilân eder ve internet sitesinde
yayımlar (YTTK, m.428/f.2). YTTK, bu yükümlülüklerin tamamı yerine getirilmeden, kurumsal
temsilci olarak vekalet toplanmasını yasaklamıştır (YTTK, m.428/f.2).
Kurumsal temsilcileri, çağrı yolu ile vekâlet toplayanlardan ayırmak gerekir. Kurumsal
temsilci bir bildirge ile yapacaklarını, seçilmesi için oy kullanacağı yönetim kurulu ile denetçiyi
açıklayan, dağıtılacak kâr payı başta olmak üzere paysahiplerini ilgilendiren konularda
önerilerini ilân eden ve bildirgesini beğenen paysahiplerinin bu bildirge bağlamında kendisine
vekâlet vermelerini isteyen kişidir. Vekâletin çağrı ile toplanmasında ise çağrıda bulunan kişi
vekâleti bir bildirge bağlamında talep etmemektedir11.
Kurumsal temsilcinin paysahibi olması gerekmez. Hükme göre, kurumsal temsilcilerin
ortaya çıkabilmeleri, başka bir deyişle bu göreve (işleve) talip olabilmeleri için, yönetim
kurulunun genel kurulu toplantıya çağırmasına ilişkin ilânının Türkiye Ticaret Sicili
Gazetesi'nde yayımından en az kırkbeş gün önce bir ilân vermesi ve bu ilânda, kurumsal
temsilciliğe talip olanlarla, önerilen kişilerin kendisine başvurmaları gereğini bildirmesi şarttır.
Kurumsal temsilcilerin, bu ilân tarihinden itibaren bir hafta içinde yönetim kuruluna
başvurmaları gerekir. YTTK, bildirimi şekle bağlamamıştır. Kurumsal temsilciliğe talip olanlar
ile bu görev için paysahiplerince önerilen kişiler yönetim kurulunun yapacağı genel kurul
toplantısı çağrısında organın temsilcisi ve bağımsız temsilci ile birlikte adresleri belirtilerek
ilân edilir. Bu merasime uyulmaması genel kurul kararlarının iptali sebebidir. Bu sonuç 445.
maddeden çıkar12.
Diğer yandan, YTTK’nın 428. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Kurumsal temsilcilik, bir
paysahipliği girişimidir; meslek olarak ve ivaz karşılığı yürütülemez. Kurumsal temsilci Türk
Borçlar Kanunu’nun 510 uncu maddesini ileri sürerek temsil ettiği paysahiplerinden herhangi
bir talepte bulunamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hüküm, kurumsal temsilciği bir
paysahipliği girişimi olarak tanımlamakta, bu nedenle de kurumsal temsilciliğin profesyonel
bir şekilde yürütülmesini yasaklamaktadır. Çünkü, yasa koyucu, paysahiplerinin kendi
menfaatlerini kendi heyecanları ve çabalarıyla korumalarının, bu işi başkalarının onlar adına
profesyonelce yapmalarından daha doğru olduğunu öngörmüştür. Ayrıca kurumsal
temsilciliğin bir meslek olarak icrası, bu mesleğin kanunî düzenlemesinin yapılmasını
gerektirir. Bu sebeple, YTTK’da kurumsal temsilciliğin bir paysahipleri girişimi olduğuna vurgu
yapılmış, ayrıca söz konusu girişimin kazanç sağlamaya yönelik biçimde kullanılmasının
kapıları kapatılmıştır. Buna karşılık, kurumsal temsilci ile ona vekâlet verenler arasındaki
ilişki vekâlet olduğu halde uygulanması uygun bulunmamıştır. Bununla beraber, ilişkiye Türk
Borçlar Kanununun 510. maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir13.
Soner Altaş
116
428. maddenin beşinci fıkrasında ise kurumsal temsilcinin sorumluluğu düzenlenmiştir.
Buna göre, kusurlu olarak bildirgesine veya kanuna aykırı hareket eden veya hileli işlemler
yapan kurumsal temsilci bu fiil ve kararlarının sonuçlarından Türk Borçlar Kanununun 506.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca sorumlu olur. YTTK’ya göre, bu sorumluluğu
kaldıran veya sınırlayan sözleşmeler geçersizdir (YTTK, m.428/f.5).
3.1.3. Tevdi Eden Temsilcisi
Hisse senetleri, saklanmak için açık kasa işlemiyle bankalara, yönetilmek üzere portföy
danışmanlarına, yatırım yöneticilerine, saklama kuruluşlarına, rehin alacaklısına hatta aracı
kurumlara ve avukatlara tevdi olunabilir. Anılan kurumların işlevleri kanunlar ile belirtilmiş
olup, bunlar hiçbir şekilde zilyetliklerinde bulunan pay senetleri için oy kullanamazlar. Tevdi
eden ile tevdi edilen arasındaki ilişkinin niteliği ve amacı gereği veya alınan özel veya genel
bir yetkiye dayanılarak, hisse senetlerinden doğan katılma ve oy hakları tevdi olunan kişi
tarafından kullanılabilir. Tevdi olunan bu yetkisini genel bir yetki olarak taraflar arasındaki
sözleşmeden alabileceği gibi, ona bu yetki her genel kuruldan önce de verilebilir. Tevdi ilişkisi
dolayısıyla temsilci olan kişiye tevdi eden temsilcisi denilir14.
Tevdi eden temsilcisi hukukunun önemli sorunu, oy hakkı başta olmak üzere, katılma
haklarının, yani genel kurula girme, söz alıp konuşma, öneride bulunma ve gereğinde
olumsuz oy verildiğini tutanağa geçirtme haklarının tümünü temsilcinin asilin (paysahibinin)
isteklerine uygun olarak kullanılmasının kanunla sağlanıp sağlanamayacağıdır. Bu da
"talimat" kurumu ile çözülür. Kendisine, saklaması veya yönetmesi için hisse senetleri tevdi
olunan kişi, katılma haklarını kullanma yetkisini çoğu kez başka bir sözleşmenin içine
konmuş dikkati çekmeyen bir hükümle alabilir. Bu tür hükümler talimata ilişkin hiçbir açıklığı
içermezler. Böyle olunca da, tevdi eden temsilcisi katılma haklarını ve dolayısıyla oy haklarını
istediği gibi ve kendi menfaatinin gerektiği şekilde kullanabilir. Bugüne kadar Türk hukukunda
tevdi eden temsilcisine ilişkin kanunî bir hüküm bulunmuyordu. YTTK’nın 429. maddesi bu
konuda ilk düzenlemedir15.
Anılan maddenin ilk fıkrasında “Tevdi eden temsilcisi, kendisine tevdi edilmiş bulunan
pay ve pay senetlerinden doğan katılma ve oy haklarını tevdi eden adına kullanma yetkisini
haizse, nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda talimat almak için, her genel kurul
toplantısından önce, tevdi edene başvurmak zorundadır.” denilerek, taraflar arasındaki ilişki
ne olursa olsun ve sözleşmede ne türlü bir hüküm bulunursa bulunsun, tevdi eden
temsilcisinin her genel kurul toplantısından önce tevdi edenden katılma ve oy haklarının nasıl
kullanılacağına ilişkin talimat alması zorunluluğunu getirmiştir. Bu, YTTK’dan doğan bir
zorunluluk olduğu için, temsilciye yetki veren sözleşmede açıklık bulunmasa, hatta aksine
düzenleme olsa bile temsilci paysahibinden talimat alacaktır. Bu bir defa alınıp devamlı
olarak kullanılabilecek genel ifadeli bir talimat değildir. Zira, m.429/f.1 hükmü, talimatın her
genel kurul toplantısından önce alınmasını emretmiştir16.
Eğer tevdi eden temsilcisi genel kurul toplantısından önce tevdi edene başvurup talimat
talebinde bulunmuş ancak talimat alamamış ise, bu durumda, tevdi edilen kişi, katılma ve oy
haklarını, tevdi edenin genel talimatı uyarınca kullanır. Eğer böyle bir genel talimat da yok
ise, tevdi eden temsilcisi oyunu, yönetim kurulunun yaptığı öneriler yönünde verir (YTTK,
m.429/f.2).
YTTK’nın bu çözümü kabul etmesinin sebebi, tevdi eden temsilcisinin oyu kendi
menfaatine uygun düşecek şekilde kullanmasına engel olmaktır. Zira, Almanya'da bankalar
ve diğer kredi kurumları bu yolla sanayi üzerinde hakimiyet kurmuşlardır. Sosyal politika ile
doğrudan ilgili bulunan bu hüküm emredici niteliktedir17.
Bu hükümlerle birlikte, yasa koyucu, tevdi eden temsilciliğinin ayrıntılı uygulama
Bankacılar Dergisi
117
hükümlerini gerektirmesini dikkate alarak, 429. madde anlamında tevdi olunan kişilerin, bağlı
olacakları esas ve usullerin ve temsil belgesinin içeriğinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
tarafından çıkarılacak bir yönetmelik ile düzenlenmesini öngörmüştür (YTTK, m.429/f.3).
Ancak, söz konusu yönetmelik, tevdi eden temsilciliğini düzenlemeyecektir. Çünkü, amaç
tevdi eden temsilcisi veya temsilciliği adlı bir kurum yaratmak değildir. Kredi kuruluşları,
bankalar, portföy yöneticileri zaten tevdi yöneticisi konumundadır. Yönetmeliğin görevi,
kimlerin bu işlevi yerine getirdiklerini belirlemek, ilgili kuralları getirmek özellikle temsil
belgesinin içeriğini düzenlemektir18.
3.2. Organın Temsilcisi, Bağımsız Temsilci Ve Kurumsal Temsilci Tarafından
Yayınlanması Zorunlu Olan Bildirge
YTTK’nın 430. maddesi, organın temsilcisi, bağımsız temsilci ve kurumsal temsilci
tarafından bir bildirge yayınlanmasını zorunlu kılmıştır. Anılan maddeye göre, organın
temsilcisi, bağımsız temsilci ve kurumsal temsilci, temsil belgelerinin içeriğini ve oylarını
hangi yönde kullanacaklarını, radyo, televizyon, gazete veya diğer araçlarla ve gerekçeleriyle
birlikte açıklamaya mecburdurlar19. Tevdi eden temsilcisi ise bildirge yayınlayamaz.
Bildirge yayınlama zorunluluğu, kitlesel temsil sisteminin merkezini oluşturan bir
düzenlemedir. Bir başka deyişle, organ temsilcisinin, bağımsız temsilcinin ve kurumsal
temsilcinin temsil yetkisini aldıkları ve almayı hedefledikleri pay senetlerine ait oyları nasıl
kullanacaklarını gerekçeleri ile kamuya açıklamaları, istedikleri vekâletin içeriğini anlatmaları
buna ilişkin ilânlar yayınlamaları sistemin doğası gereğidir20.
Bildirge uzun vadeli bir proje veya bir program değildir. Bildirge yapılacak genel kurul
gündeminde yer alan maddelerde nasıl oy kullanılacağını açıklayan, ilgili temsilci tarafından
yapılmış bir açık taahhüttür. Taahhüt olduğu için bildirgenin dışına çıkamaz21. Hatta,
kurumsal temsilciler açısından bakıldığında, bildirge, paysahipleri tarafından kurumsal
temsilciye verilmiş talimat yerine geçer (YTTK, m.428/f.4).
Ancak, kurumsal temsilcinin bildirgeye aykırı oy kullanması oyu geçersiz kılmaz.
Bununla birlikte, genel kurul sistemi anılan temsilciler üzerine kurulduğu, bu sistemle
paysahipleri demokrasisinin gerçekleştirilmesi ve çalıştırılması amaçlandığı için, bildirgeye
aykırı oy kullanılarak alınmış genel kurul kararının sakat olup olmadığının öğretice
sorgulanması gereği ortaya çıkabilir. Sorunun Yargıtay kararları ile en iyi şekilde çözüleceği
şüphesizdir. Diğer yandan, bildirgeye aykırı oydan doğan sorumluluk, saf bir borçlar hukuku
sorunu olduğu için YTTK’da düzenlenmemiştir. Ayrıca bu sorumluluğun kanunla
düzenlenmesinin doğru olmayacağı, genel hükümlerin sorunları çözmeye daha uygun olduğu
düşüncesi kanun koyucuya hakim olmuştur. Bildirge, paysahiplerinin münferit talimat
vermelerine engeldir22.
Bildirgede yer verilecek açıklamaların reklam amaçlı olmaması ve bu yönde bir
anlatımın tercih edilmemesi gerekir. Bunun sağlanabilmesi için Sanayi ve Ticaret
Bakanlığının 210. maddeye dayanarak tebliğ yayınlayabileceği şüphesizdir23.
3.3. Organın Temsilcisinin, Bağımsız Temsilcinin, Kurumsal Temsilcinin ve Tevdi
Eden Temsilcisinin Bildirim Yükümlülüğü
YTTK’nın 431. maddesinin birinci fıkrasına göre, organın temsilcisi, bağımsız temsilci,
kurumsal temsilci ve tevdi eden temsilcisi, kendileri tarafından temsil olunacak payların
sayılarını, çeşitlerini, itibarî değerlerini ve gruplarını şirkete bildirmek zorundadırlar. Bu
bildirimde, Sermaye Piyasası Kanununun 10/A maddesi uyarınca kayden izlenen paylarla
ilgili olarak YTTK’nın 417. maddesinin beşinci24 fıkrasındaki tebliğ hükümleri de uygulanır.
Soner Altaş
118
Aksi hâlde, o genel kurulda alınan kararlar, genel kurula yetkisiz katılmaya dair hükümler
çerçevesinde iptal edilebilir.
Bu yüküm, şeffaflık ilkelerinden kaynaklanmaktadır. Bildirim, en son genel kurulda
yapılmalıdır. Bu bildirimi yapmadan elindeki temsil belgeleri ile genel kurula katılan kurumsal
temsilci ve tevdi eden temsilcisi yetkisinin denetimi yapılmasına olanak vermeden genel
kurula katılmış demektir. YTTK, bu katılmayı yetkisiz katılma olarak nitelendirmektedir. Bu
sebeple de, söz konusu genel kurulda alınan kararların 446. maddenin birinci fıkrasının (b)
bendi hükmü uyarınca iptal edilebileceğini öngörmektedir25.
431. maddenin ikinci fıkrasına göre, toplantı başkanı, bu bildirimleri genel kurula
açıklamak zorundadır. Bu bildirim üzerine genel kurula bazı temsilcilerin bazı temsil belgeleri
dolayısıyla (temsil belgesinin yokluğu, mükerrer temsil belgeleri vs. gibi) yetkisiz kaldıkları
şüphesini taşıyanlar veya bu hususta bilgi ve belgeye sahip olanlar toplantı başkanlığına
itirazda bulunabilirler. Başkan bildirme görevini yerine getirmemişse, her paysahibi tarafından
açıklama yapmaya davet edilebilir26. Paysahibinin istemine rağmen toplantı başkanı
açıklamayı yapmaz ise, bu durumda, her paysahibi şirkete karşı açacağı dava ile genel kurul
kararlarının iptalini isteyebilir (YTTK, m.431/f.2).
Bir başka deyişle, toplantı başkanı paysahibinin talebine rağmen genel kurula bilgi
sunmamış, eksik ve yetersiz bilgi sunmuşsa ancak bu takdirde genel kurul kararlarının iptali
söz konusu olabilir. İptalin bu şarta bağlanmasının sebebi başkanın ihmâlinin genel kurul
kararının iptaline sebep olmasının uygun görülmemesidir. YTTK, ihmâlin, paysahibinin
müdahalesi ile ihmâlden çıkması, bir anlamda açıklamama kastına dönüşmesini aramıştır.
Yoksa basit bir unutma ağır sonuçlar doğurabilir. 431. maddenin ikinci fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan "şirkete karşı" ibaresi bilinçle öngörülmüştür. Bu ibare davanın başkana
açılmasını önlemek amacıyla hükme eklenmiştir. Başkanın sorumluluğu ise genel hükümlere
göre belirlenir. Yine, anılan fıkrada, iptal davasını açma hakkının sadece açıklama isteyen
paysahibine tanınmasına engel olmak amacıyla, ikinci cümlede "her paysahibi" denilerek
gerekli vurgulama yapılmıştır27.
4. YTTK’ya Göre Payın Üzerinde İntifa Hakkı Bulunması Durumunda Temsil
YTTK’nın 432. maddesinin ikinci fıkrasına göre, bir payın üzerinde intifa hakkı
bulunması hâlinde, aksi kararlaştırılmamışsa, oy hakkı, intifa hakkı sahibi tarafından
kullanılır. Ancak, bunun aksinin öngörülmesi, yani, oy hakkının pay sahibi tarafından
kullanılacağının kararlaştırılması da mümkündür. Bununla birlikte, eğer oy hakkı intifa hakkı
sahibi tarafından kullanılmış ve de intifa hakkı sahibi paysahibinin menfaatlerini hakkaniyete
uygun bir şekilde göz önünde tutarak hareket etmemiş ise, paysahibine karşı sorumlu olur
(YTTK, m.432/f.2).
5. YTTK’ya Göre Anonim Şirket Paysahibinin Bireysel (Münferiden) Temsili
YTTK’da, 6762 sayılı Kanun anlamında temsilciye de yer verilmiştir. Zira, bir (münferit)
paysahibi kendisini ne organın temsilcisi ne bağımsız temsilci ne de kurumsal temsilci ile
temsil ettirmek isteyebilir. Çünkü, kitlesel temsil bir zorunluluk değildir. Bu manada,
paysahibi, temsil yetkisini, sayılan temsilciler dışında güvendiği bir kişiye de verebilir28.
Dolayısıyla, YTTK’nın 428. maddesinin altıncı fıkrasında “Bu maddenin birinci fıkrası
uyarınca kendisine temsil yetkisi verilenler ile paysahibinin Türk Borçlar Kanununun temsile
ilişkin hükümleri uyarınca yetkilendirdiği temsilci 429 ilâ 431 inci madde hükümlerine tabî
değildir.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan fıkra hükmü çerçevesinde, organın temsilcisi ile bağımsız temsilcinin Türk
Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uyarınca yetkilendirdiği temsilcileri ile
Bankacılar Dergisi
119
paysahiplerinin yine Türk Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uyarınca yetkilendirdiği
temsilcileri, bildirge yayınlamaz ve bildirimde bulunmazlar. Ancak, organın temsilcisi ile
bağımsız temsilcinin kendileri bildirge vermek ve bildirimde bulunmak zorundadırlar.
Kanunun anılan yükümlerden muaf tuttuğu, bu temsilcilerin temsilcileridir. Bu hükümden,
organın temsilcisi ile bağımsız temsilcinin, genel kurula, temsilcileri vasıtasıyla
katılabilecekleri sonucu da çıkmaktadır.
6. YTTK’ya Göre Payın Birden Fazla Sahibinin Olması Durumunda Temsil
YTTK’nın 432. maddesinin birinci fıkrasına göre, bir pay, birden çok kişinin ortak
mülkiyetindeyse, bunlar içlerinden birini veya üçüncü bir kişiyi, genel kurulda paydan doğan
haklarını kullanması için temsilci olarak atayabilirler.
Anılan fıkranın gerekçesinde, hükmün ETTK’nın 373. maddesinin ikinci fıkrası ve 400.
maddesinin birinci fıkrası hükmünün tekrarı olduğu belirtilmiştir. ETTK’nın 373. maddesinin
ikinci fıkrasında “Bir hisse senedinin birden çok maliki bulunduğu takdirde bunlar ancak bir
temsilci marifetiyle rey haklarını kullanabilirler.” 400. maddesinin birinci fıkrasında ise “Hisse
senedi şirkete karşı bölünemez. Bir hisse senedinin birden fazla sahibi bulunduğu takdirde
bunlar, şirkete karşı haklarını ancak müşterek bir mümessil vasıtasıyla kullanabilirler.
Müşterek bir mümessil tayin etmedikleri takdirde şirketçe bunlardan birisine yapılacak tebliğ
hepsi hakkında muteber olur.” hükümleri yer almakta idi.
Görüldüğü üzere, YTTK hükmü, ETTK’nın anılan hükümlerine benzese de, ETTK
hükmü kadar konuyu açık olarak belirlememiştir. Zira, YTTK’nın sözkonusu hükmünde,
ETTK’nın m.373/f.2 hükmünde geçen “ancak” ibaresine yer verilmemiştir. Buradan, sanki
paya sahip olan kişilere bu konuda seçimlik bir hak tanındığı, hepsinin müşterek olarak
paydan doğan hakları kullanabilecekleri, ancak isterlerse bir temsilci de atayabilecekleri
sonucu çıkmaktadır. Oysa, bu mümkün değildir. Kanımızca, YTTK’nın anılan hükmüne
“ancak” ibaresinin eklenmesi gerekir.
7. Özet ve Sonuç
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket yönetim kurulu bir üyesini veya
kendisine bağlı herhangi bir kişiyi paysahiplerine kendisine vekâlet verilebilecek kişi olarak
tavsiye ettiği takdirde, kendisinden tamamen bağımsız bir diğer kişiyi de kendisine vekâlet
verilebilecek kişi olarak paysahiplerine önermeye mecburdur. Bunun yanında, yönetim
kurulu, genel kurul toplantısına çağrı ilânının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde
yayımlanacağı ve şirket internet sitesinde yer alacağı tarihten en az kırkbeş gün önce,
yapacağı bir ilân ve internet sitesine koyacağı yönlendirilmiş bir mesajla, paysahiplerini,
önerdikleri “kurumsal temsilci”lerin kimliklerini ve bunlara ulaşılabilecek adres ve elektronik
posta adresi ile telefon ve telefaks numaralarını en çok yedi gün içinde şirkete bildirmeye
çağırmakla yükümlüdür. Yine, tevdi eden temsilcisi, kendisine tevdi edilmiş bulunan pay ve
pay senetlerinden doğan katılma ve oy haklarını tevdi eden adına kullanma yetkisini haizse,
nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda talimat almak için, her genel kurul toplantısından
önce, tevdi edene başvurmak zorundadır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun kitlesel temsile ilişkin bu düzenlemeleri, özellikle halka
açık anonim ortaklıklar yönünden büyük önem taşımaktadır. Buna karşılık, YTTK’da eski TTK
anlamında bireysel temsilciye de yer verilmiştir. Zira, yeni Kanunun getirdiği kitlesel temsil bir
zorunluluk değildir. Yani, anonim şirket paysahibi, kendisini organın temsilcisi veya bağımsız
temsilci ya da kurumsal temsilci vasıtasıyla temsil ettirmek zorunda değildir, böyle bir temsile
zorlanamaz. Bu manada, paysahibi, temsil yetkisini, sayılan bu kitlesel temsilciler dışında
güvendiği bir kişiye de verebilir. Ancak, kitlesel temsil sistemi, özellikle temsilin
kurumsallaştırılması yönünde atılmış önemli bir düzenlemedir. Bu yönüyle de, halka açık
Soner Altaş
120
anonim şirket ortaklarının rağbet edeceği bir sistem olacağı düşünülmektedir. Bununla
birlikte, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Dolayısıyla, yeni TTK ile getirilen kitlesel temsil sisteminden faydalanmak ancak 1 Temmuz
2012 tarihinden sonra mümkün olacaktır.
Kaynakça
• T.C. Yasalar (09.07.1956) 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (9353 sayılı).
• T.C. Yasalar (13.01.2011) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı).
• T.C. Yasalar (11.01.2011) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (27836 sayılı).
• T.C. Yasalar (14.01.2011) 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun, Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı),
• Komisyon Raporu : Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324,
S.Sayısı:96.
• Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı.
1=1&PAGE2=124, erişim: 05/03/2011.
Dipnotlar
1 13 Ocak 2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
2 Karışıklığa sebebiyet vermemek için, çalışmamızda, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu için
Eski Türk Ticaret Kanunu manasında ETTK, 13 Ocak 2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için de
Yeni Türk Ticaret Kanunu manasında YTTK kısaltmaları kullanılacaktır.
3 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
4 Ancak ikinci tür temsil ile ilgili bazı istisnalar (m. 429.1) öngörülmüştür. Bkz. 427. Madde Gerekçesi, Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96.
5 Bkz. 427. Madde Gerekçesi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S.
Sayısı:96
6 “Hükümlerin esin kaynağı İsv. BK m 689c vd. hükümleridir. Ancak YTTK birçok noktada İsviçre'den
ayrılmıştır. Bu sebeple, sistemimizin yerli olduğu söylenebilir. Herşeyden önce sistemi daha etkin hâle getiren
genel kurula on-line katılma halen İsviçre'de mevcut değildir. Kurum mevzuatımıza, uygulamamızın
gereksinmelerine ve yapımıza uygun bir şekilde oluşturulmuştur. Bu sebeple yorumlama ve değerlendirme
bu nitelik göz önünde tutularak yapılmalıdır. YTTK sisteminin bir başlangıç olduğunun dikkate alınması, bu
sebeple bir yüzyıla yakın bir geçmişi bulunan Alman hukukunun “Depotstimmrecht” kurumu ve ondan
esinlenen İsviçre başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin gelişmiş düzenleriyle karşılaştırılmaması,
özellikle o hukukların doktrinlerine çok bağlı kalınmaması gerekir. "Depotstimmrecht" kurumunun tüm
ayrıntıları ile hukukumuza getirilmesi mümkün değildir. Çünkü, Türkiye anılan kuruma ilişkin hiçbir
uygulamaya sahip değildir. Toplumsal yönü ve sorunları olan ve kanuna yeni giren kurumsal temsilci ile tevdi
eden temsilcisinin Yargıtay içtihatları ve Türk doktrinince yeni bir hukuk olarak gelişeceği şüphesizdir. Bu
hükümler ile; bir taraftan paysahipleri demokrasisini kurmak ve buna bağlı olarak yönetim-muhalefet
oluşumunu cesaretlendirmek; bu yolla iyi yönetim için iyi bir temel oluşturmak amaçlanmakta; diğer taraftan
da, temsil kurumsallaştırılarak genel kurullarda güç boşluğu doğması için araç yaratılmaya çalışılmaktadır.
Onun için ayrıca web sitesi hakkında 1524 üncü madde öngörülmüştür. Böylece kanunî amaçların çok
gerisinde kalmış bulunan eski genel kurul anlayışı terk edilmiştir. Hedef genel kurul toplantısının önem ve
işlev kazandıracak bir düzen yaratmak ve paysahipliği haklarının bilinçli kullanılacağı bir ortamı hukuken
sağlamaktır. Aksi halde, kağıt üzerinde güçlü görülebilen paysahipliği hakları, işlemeyen bir genel kurul
sisteminde euphemism, yani bir çeşit hukukî-edebî kelâmcılık niteliği taşıyabilir.” Bkz. Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
7 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
8 “Yönetimin oluşturulmasında etkili olan hakim paysahiplerinin oluşturduğu kabul edilen konsorsiyumların,
"pool"larının ya da diğer örgütlerin ilân edilmese bile vekâletlerin bazı kişilerde toplanmasının nihayet bir
grubu bazı kişilerin temsil etmesinin örtülü bir şekilde organın temsilcisinin atanması şeklinde yorumlanması
mümkündür.” Bkz. 428. Madde Gerekçesi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas
No:1/324, S. Sayısı:96.
9 YTTK, “iki noktayı öğretiye ve mahkeme kararlarına bırakmıştır. Birincisi "bağımsızlık"ın ne anlama geldiği,
ikincisi ise, m.428/f.1 hükmünün yerine getirilmemesinin yönetim kurulunun sorumluluğu yanında - "yetkisiz
katılma"nın bir türünü oluşturup oluşturmayacağı ve/veya genel kurul kararlarının sakatlanmasına yol açıp
açmayacağıdır. Bu yönden 431 inci maddenin özel önem taşıdığı muhakkaktır.”Bkz. Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
Bankacılar Dergisi
121
10 “Bu hüküm ile büyük sayılara varabilecek temsil belgesi toplama örgütlenmesini yapabilecek kişilerin
önerilmesi, özellikle bu göreve talip olabilecek kişilerin cesaretlendirilmeleri, bunların şirket yönetiminden
tamamen bağımsız hareket edebilmeleri ve özellikle güç boşluğunun doldurulması amaçlanmıştır.” Bkz. 428.
Madde Gerekçesi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
11 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
12 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
13 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
14 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
15 Maddede tevdi eden temsilcisi tanımlanmamış, bu anlamda tevdi olunanların Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca
belirleneceği maddenin üçüncü fıkrasında hükme bağlanmıştır. Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
16 "Her genel kurul" vurgulaması ile talimatın gündem maddeleri bağlamında alınacağı belirginlik kazanır. Bir
tevdi eden temsilcisinin pek istenmemekle ve doğru bulunmamakla beraber, aynı zamanda kurumsal temsilci
olmasına engel yoktur. Tevdi eden temsilcisinin böyle bir ek sıfatı varsa bu sıfatı ile ilgili olarak bildirge
yayınlayabilir. Ancak, ne ek sıfatı ne de bildirge yayınlaması, "tevdi eden temsilcisi" sıfatıyla talimat alma
zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.” Bkz. 429. Madde Gerekçesi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
17 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
18 “İsviçre'de Bankalar Kanununda öngörülen aracı kurum ile malvarlığı yöneticileri tevdi eden temsilcisidir.
Tasarı, tevdi eden temsilcisinin vatandaşlığına ilişkin bir sınırlama getirmemiştir. Yabancı hukuklarda bu
sorun değişik şekillerde çözülmüştür. En ayrıntılı düzenleme Almanya'dadır. Bu hükümle Amerika
Birleşik Devletleri’ndeki “proxy”lere benzer temsil belgelerinin uygulamamıza girmesinin sağlanması
amaçlanmıştır.” Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S.
Sayısı:96.
19 “430. madde, organın temsilcisine, bağımsız temsilciye ve kurumsal temsilciye, genel kurulun
toplanmasından önce bir bildirge yayınlayarak, kendilerine verilen vekâletlerden doğan oyları, gündem
maddeleri itibarıyla hangi yönde kullanacaklarını açıklamak yükümünü yüklemekte, bildirge içeriğini bu
temsilcilere verilmiş tali- mat olarak kabul etmekte ve temsilcilerin anılan talimat dışına çıkmamalarını
öngörmektedir. Bil- dirgenin açıklanmasına ilişkin 430. madde buna ayrı bir boyut kazandırır. Bildirge hükmü
dikkate alındığında üç temsilcinin genel kurulu şekillendirebilecekleri anlaşılır.” Bkz. Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
20 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
21 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
22 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
23 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
24 Adalet Komisyonu’nca kabul edilen 417. madde, TTK Tasarısı’nın kabul edildiği 13 Ocak 2011 tarihli TBMM
Genel Kurul toplantısında önerge ile değiştirilerek kabul edilmiş, ancak 431. maddede yapılan bu
göndermede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Anılan göndermenin 417. maddenin beşinci fıkrasına
yapılması gerekir. Zira, anılan Tebliğe 417. maddenin beşinci fıkrasında yer verilmiştir. YTTK’nın 417.
maddesinin beşinci fıkrası “Sermaye Piyasası Kanununun 10/A maddesi uyarınca kayden izlenen paylara
ilişkin paysahipleri çizelgesinin Merkezi Kayıt Kuruluşundan sağlanmasının usul ve esasları, gereğinde genel
kurul toplantısının yapılacağı gün ile sınırlı olmak üzere payların devrinin yasaklanması ve ilgili diğer konular
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından bir tebliğ ile düzenlenir.” hükmünü havidir.
25 “431. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin bir mutlak iptal sebebi mi öngördüğü, yoksa bildirimde
bulunmayan kurumsal temsilcinin veya tevdi eden temsilcisinin temsil ettiği paylardan (pay senedinden)
doğan oy haklarının alınan kararlarda etkili olup olmadığının araştırılmasının mı gerekli olduğu sorunu
öğretinin ve ilkesel Yargıtay kararlarının yetkisiz katılmaya bağladıkları sonuca göre çözülür. Maddede,
bildirimde bulunmayan temsilcinin sorumluluğu özel olarak düzenlenmemiş, bu husus genel hükümlere
bırakılmıştır. Çünkü bu sorunun çözümü kurumsal temsilciler ve tevdi eden temsilcisi ile vekâlet verenler ve
şirket arasındaki ilişkilerin nitelendirilmesine bağlıdır. Bu konuda da çeşitli görüşlerin ortaya atılacağı
kuşkusuzdur.” Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
26 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
27 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.
28 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu Esas No:1/324, S. Sayısı:96.

Forum