YARGITAY 17. HUKUK DAiRESi
E: 2009/2368 K: 2009/6247 T: 12.10.2009
sigorta hukuku • alkollü araç kullanma • mahkemenin yapacaği iş • geçersiz yönetmelik kurali • 0,50 promil
(2918 SK m. 48)
Özet: Sürücünün alkol almış olması tek
başına hasarın teminat dişında kalmasına yol
açmaz.
Mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve
trafik konusunda uzman bilirkişiden oluşan
kurul aracılığıyla; olayın salt alkolün etkisiyle
gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dişında
başka unsurların da olayın meydana gelmesinde
rol oynayıp oynamadığının saptanması,
sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle
meydana geldiğinin saptanması durumunda
oluşan hasar poliçe teminatı dıflında kalacaktır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 0,50
promilin üstünde alınan alkol miktarına göre
araç kullanmanın yasak olduğunu belirleyen
hükmünün yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılanması
sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen
hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait, müvekkili flirkete trafik
sigortalı aracın, alkollü olarak kullanımı sırasında meydana gelen kaza
sonucu, hasar gören karşı araç için 3/8 kusur oranına göre ve poliçe
kapsamında 3.557,63.-TL. tazminat ödendiğini belirterek, Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortası Genel fiartları B 4.d maddesi uyarınca, bu miktarın
ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan
tahsiline karar verilmesini talep etmıştir.
Gönderenler: Av. Dilek PELEN / Av. Levent PELEN
Davalı vekili cevap dilekçesinde, alkolün olayda tek başına etkili
olmadığını, kazanın, karşı araç sürücüsünün geçiş önceliğine uymaması
ndan kaynaklandığını, bu nedenle davacının rücu hakkının bulunmadığı
nı savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur
durumuna göre, davanın kabulü ile, 3.557,63.-TL’nin 23.03.2007 ödeme
tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar
verilmiş hüküm, davalı vekilince temyiz edilmıştir.
Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat
istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle
güvenli sürme yeteneklerini kaybetmış kişilerin karayolunda araç
sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğ
i’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile içkilerin Etkisinde Araç
Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle
güvenli süreme yeteneğini kaybetmış kişilerin karayolunda araç
sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan “b-2”
bendinde, “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç
sürme yasağı” kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı
tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil
üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Ayrıca, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel fiartlarının B.4.d
maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden
sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak
kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış
olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmış veya olay
yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli
sürme yeteneklerini kaybetmış bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacı
nın sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel fiartlarının
B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nın 48. maddesinin
yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle
güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmış kişilerin karayolunda araç
sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik
düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe
bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde,
yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip,
uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne
şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate
almadan salt 0,50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç
kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz
3392 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010
bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde
genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dişı kalabilmesi için kazanın meydana geliş
şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza
yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü
olması tek başına hasarın teminat dişı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle
bir durumda hasarın teminat dişı kaldığının ispat yükü TTK’nın 1281.
maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün
oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece
nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden
oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip
gerçekleşmediğinden, alkol dişında başka unsurlarında olayın meydana
gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek
başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda,
oluşan hasar poliçe teminatı dişında kalacağından, rücuen tazminat
davasının kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi
benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK
07.04.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 02.03.2005 gün ve 2005/11-81-18;
YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, sigortalı araç sürücüsünün
1.28 promil alkollü olması nedeniyle kariştığı trafik kazasında 3/8
kusur oranına göre karşı tarafa ödenen tazminatın rücuen tahsilini
istemıştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, aldığı
alkolün etkisi altında güvenli sürüfl yeteneğini kaybederek kavflağa hızlı
giren sigortalı araç sürücüsü 3/8 oranında, kavflaklarda geçiş önceliğine
uymayan karşı araç sürücüsü 5/8 oranında kusurlu bulunduğuna göre,
kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği, başkaca
etkenlerin de kazada rol aldığı anlaşılmakla, davanın reddine karar
verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemıştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin
alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine
12.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararları 3393