Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
İş Hukuku • Devralan İşverenin Devredilen İşçilerin Haklarından Sorumluluğu
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-06-2011 | Kategori: İçtihat | Okunma : 1686 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY 9. HUKUK DAiRESi E: 2009/10676 K: 2009/33101 T: 02.12.2009 İŞ HUKUKU • DEVRALAN İŞVERENiN DEVREDiLEN İŞÇiLERiN HAKLARINDAN SORUMLULUĞU (4857 SK m.6, 120; 4721 SK m.599; 1475 SK m.14, 41/2) Özet: işyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalişma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur. Öte yandan davalı tarafın zamanaşimı itirazı üzerine bilirkişi tarafından tespit edilen fazla çalişma, hafta tatili ve genel tatil alacağı üzerinden Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlara hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmıştir. Davacı, fazla çalişma, genel tatil, hafta tatili, izin, milli bayram alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemıştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına alınmıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü. Yargıtay Kararları 3265 YARGITAY KARARI 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dişında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- işyeri devrinin esasları iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmıştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünü devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı yasanın 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 120. maddesi hükmüne göre 1475 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi halen yürürlülükte olduğundan, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından iş yeri devirlerinde belirtilen hüküm uygulanmalıdır. Anılan hükme göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. işyerini miras intikali de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesinde düzenlenmış, sözü edilen hükümde mirasçıların miras bırakanın ölümü ile mirasa bir bütün olarak hak kazanacakları açıklanmıştır. işyerinin önceleri gerçek kişi ya da kişilerce işletilmesinin ardından flirketleşmeye gidilmesi halinde, bu işlem de bir tür işyeri devridir. Önceki gerçek kişi olan işverenlerin devralan tüzel kişi ortaklar olması bu devir ilişkisini ortadan kaldırmamaktadır. (Yargıtay 9. HD 22.07.2008 GÜN 2007/20491 e. 2008/21645 K) Aynı şekilde daha önce tüzel kişi flirket olan işverenin işyerini bir gerçek şahsa devretmesi de mümkündür. Devralanın flirketin hissedarlarından biri olması da imkan dahilindedir. Adi ortaklarda biri ya da bazılarının hisselerini devri de sorumlulukları n belirlenmesi noktasında işyeri devri olarak işlem görmelidir. Banka veya borsa aracı kurulu işyerlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun el koyması ise işyeri devri niteliğinde değildir. Gerçekten bu halde işyeri devredilmemekte sadece yönetime müdahale edilmektedir. 3266 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010 Özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hislerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Belirtilen işlemde, işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmiş olmaktadır. Bununla birlikte tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri olarak değerlendirilmelidir. (Yargıtay 9. HD 08.07.2008 gün ve 2008/25370 E. 2008/19682 K) işyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez. işyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez. Dairemizin kökleşmiş kararlarına göre işyeri devri işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaz. işyeri devrinin çalışma koşullarını ağırlaştıran bir yönü olup olmadığı belirlenmelidir (Yargıtay 9. HD 27.10.2008 gün ve 2008/29715 E, 2008/28944 K) Genel olarak yapılan bu açıklamaların ardından iş Hukuku’nda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. işyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 Sayılı Yasa’nın 41/2 maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesinde söz edilen devirden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olamaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi veya sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur. işyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalişma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı iş Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup,devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalişma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur. Yargıtay Kararları 3267 Somut olayda davacı işçinin çalışması 17.11.2005 tarihine kadar davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan ve tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edilen S. Televizyon Hizmetleri A.fi. bünyesinde geçmiştir. Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu flirketin yönetimine el koymuştur. Bu durum işyeri devrinden değil yasalardan kaynaklanmaktadı r. Ayrıca S. TV Ticari ve iktisadi Bütünlüğü ihale fiartnamesi’nin 14. Personele ilişkin Hükümler başlıklı bölümünde “Ek-11’de işverenleri ve sayısı belirtilen” Borçlu çalişanları “Kurul”un onay tarihinde iş Kanunu ve Basın iş Kanunu uyarınca tüm özlük hakları ile birlikte “ihaleyi Kazanan”a devrolunmuş sayılır ve çalişanların bütün hak ve borçlarından “ihaleyi Kazanan sorumludur” hükmü yer almaktadır. ihale şartnamesi de nazara alındığında davacının alacaklarından tek başına davalı I. TV sorumlu tutulması gerekirken davalı TMSF’de tutulması hatalıdır. 3- Öte yandan davalı tarafın zamanaşimı itirazı üzerine bilirkişi tarafı ndan tespit edilen fazla çalişma, hafta tatili ve genel tatil alacağı üzerinden Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlara hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmıştir. (Yargıtay 9. HD 18.07.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K., Yargıtay 9. HD 28.04.2005 gün 2004/24398 E, 2005/14779 K. ve Yargıtay 9. HD 09.12.2004 gün 2004/11620 E, 2004/27020 K.) SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. 3268 iSTANBUL BAROSU DERGiSi • Cilt: 84 • Sayı: 5 • Yıl: 2010

Forum