Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Tasarrufun İptali Komşuluk İlişkisi Izrar kastını bilme
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 16-05-2011 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2323 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
T.C.
Y A R G I T A Y
17.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
2010/ 7645 2011/229
-Y A R G I T A Y İ L A M I –
MAHKEMESİ : İstanbul 7.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30.09.2009
NUMARASI : 2006/159 - 2009/207
DAVACI : Türk ... Bankası A.Ş.
TEMLİK ALAN : ... Varlık Yönetimi A.Ş.
DAVALILAR : 1)S.S 2)M.Ç 3)Orhan Ç. 4)Ahmet Ç.
5)F. Özdemir 6)Sedef Y 7)Ali Y
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalılardan S.S’nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 42 nolu bağımsız bölümü Sedef Y’ya, 46 nolu bağımsız bölümü Ahmet Ç., M.Ç ve Orhan Ç.’e, 61 nolu bağımsız bölümü Ali Y’ya, 64 nolu bağımsız bölümü ise F. Özdemir’e F.’ın da Ali Y’ya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılardan Mehmet, Ahmet ve Orhan Ç., Sedef ve Ali Y ile F. Özdemir davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece borcun tasarruf tarihinden sonra doğması ve davalıların kötü niyetli olduklarının kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan
../...
-2-
2010/7645
2011/229
tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkına alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması ve borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olaya gelince;
1)Dosya arasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ancak borcun doğum tarihinin 1995 ve sonrasında imzalanan kredi sözleşmeleri olduğunun ve borcun tasarruftan önce doğduğunun kabulü gerekeceğine, dava ve temyize konu edilen 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 64 nolu bağımsız bölümün borçlu davalı tarafından davalılardan F. Özdemir’e satış tarihi ile haciz tarihi arasında İİK.nun 278/2 maddesinde belirtilen 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle bu taşınmaz yönünden anılan maddenin uygulama yerinin bulunmamasına, üçüncü kişi konumundaki davalı F.’ın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun kanıtlanamamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 64 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin dava konusu 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 42 ve 61 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Öncelikle davacının alacağının dayanağı olan hukuki ilişkinin davacı banka ile borçlu S.S
../...
-3-
2010/7645
2011/229
arasında tasarruf tarihinden önce imzalanan ve en eskisi 1995 yılı ve sonrasına ait kredi sözleşmeleridir. Bu nedenle borcun doğumunun tasarruftan önce olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu edilen 42 nolu bağımsız bölüm 17.12.2004 tarihinde 23.000.00 TL bedelle borçlu davalı S.S tarafından Sedef Y’ya, 61 nolu bağımsız bölüm ise 16.000.00 TL. bedelle Ali Y’ya satılmıştır. Bilirkişiler bu taşınmazlardan 42 nolu bağımsız bölümün tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 130.000.00 TL. 61 nolu bağımsız bölümün ise 70.000.00 TL. olduğunu bildirmişlerdir. Üçüncü kişi konumunda olan davalılar Ali ve Sedef Y taşınmazların gerçek bedellerini haricen ödediklerini iddia etmedikleri gibi bu hususta yasal ve geçerli delilde ibraz etmemişlerdir. Yine davalılar Ali ve Sedef Y cevap dilekçelerinde borçlu davalı Sedat ile geçmişe dayanan ticari ilişkileri olduğunu hatta taşınmazların daha önce borçlu davalıya aradaki ticari ilişki nedeniyle anneleri tarafından teminat amaçlı olarak verildiğini de bildirmişlerdir. Bu durumda taşınmazların tapuda gösterilen satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunması, ayrıca üçüncü kişi olan davalılar Ali ve Sedef Y’nın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olmaları yanında davalılardan Sedef Y’nın dairenin 2010/5070 esas sayılı inceleme sırası bekleyen dava dosyasında da borçludan satın aldığı başka taşınmazlar hakkında da tasarrufun iptali davası olması nedeniyle davalı konumunda olduğundan dava konusu 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 42 ve 61 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın İİK.nun 278/III-2 ve 280/1-2 maddeleri uyarınca kabulü ile yapılan tasarrufların iptali gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
3)Davacı vekilinin 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 46 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Bu taşınmaz yönünden de kredi sözleşmelerinin düzenleme tarihi yukarda 2 nolu bentte açıklandığı gibi tasarruf tarihinden öncedir. Davaya konu edilen 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 46 nolu bağımsız bölümün borçlu davalı tarafından davalılardan Ahmet, Mehmet ve Orhan Ç.’e satış tarihi ile haciz tarihi arasında İİK.nun 278/2 maddesinde
../...
-4-
2010/7645
2011/229
belirtilen 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle bu taşınmaz yönünden anılan maddenin uygulama yeri bulunmamaktadır. Ancak üçüncü kişi konumundaki davalılar Ahmet, Orhan ve M.Ç’in satın aldıkları taşınmazı kendi taşınmazları ile birleştirerek tek bir mağaza haline getirdikleri dosya arasındaki cevap dilekçeleri ve bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece borçlu davalı ile taşınmazı satın alan davalılar arasında komşuluk ilişkisinin irdelenmesi ve üçüncü kişi konumundaki davalıların borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olup olmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılması, bu hususta tarafların gösterecekleri delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 64 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmaza yönelik usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA , davacı vekilinin 465 ada 25 sayılı parsel üzerindeki 42, 46 ve 61 nolu bağımsız bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 20.1.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.Velioğlu K.Doğan A.Ş.Sertkaya S.Güven L.E.Köksal

Forum