YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ
E: 2007/5188 K: 2008/645 T: 29.01.2008
İş Hukuku •Tasarrufu Teşvik Alacağı • Kısmi Davada Vekalet Ücreti
(4721 SK m. 2, 1086)
Özet: Davacı, tasarrufu teşvik alacağı ve
nemasının, yasal faiziyle birlikte tahsiline
karar verilmesini istemıştir.
Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal
düzenleme bulunmamakla birlikte; hakim
tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet
kuralına, taraflar ve avukatların da uyma
yükümlülüğü gözetildiğinde; alacağın küçük
parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara
konu yapılıp, birden fazla vekalet ücreti
edinilmesine yol açar şekilde dava, hakkının
kötüye kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal
ilkeler ışığında korunmasına olanak bulunmadığı
ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğ
u gözetilmeksizin, davalı Kurumun toplam
borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve
yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması
usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, tasarruf teşvik
alacağı ve nema tutarlarının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini
istemıştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermıştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü
ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı tarafından, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla,
20.00 YTL'nin tahsili istemiyle açılan cava sonuca verilen kabul kararı,
16.11.2006 tarihinde kesinleşmış olup; saklı tutulan haklar tutarını
oluşturan 163,94 YTL'nin tahsiline yönelik eldeki dava ise, 22.06.2006
tarihinde açılmış ve her iki dava sonucu kurulan hükümde de, davacı taraf
yararına, karar tarihinde geçerli tarife uyarınca maktu vekalet ücretine
hükmedilmıştir.
2678 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 82 • Sayı: 5 • Yıl 2008
"Medenî Kanunda yer alan dürüstlük ilkesi (TMK m. 2) genel bir hukuk
ilkesi olup usûl hukukunda da geçerlidir... Devletin bir kurumu olan mahkemenin
haksız, hileli ve kanuna aykırı şekilde bir yargılama ile uyuşmazlığı
çözümlemesi düşünülemez. Ayrıca dürüstlük kuralı, kamu yararı açı-
sından da dikkate alınmayı gerektirir. Çünkü, davanın usûl ekonomisine
uygun şekilde sonuçlanması, ancak dürüstlük kuralının medenî usûl hukukunda
da geçerli olması ve hâkim tarafından kendiliğinden nazara alınması
yla mümkün olur." (Prof Dr. Hakan Pekcanıtez/Prof. Dr. OĞUZ Atalay/Doç. Dr. Muhammet
Özekes, Medeni Usul Hukuku, 6. Bası, Ankara 2007, s. 275-277)
Kısmi dava açılmasını engelleyen bir yasal düzenleme bulunmamakla
birlikte; hakim tarafından re'sen uygulanması gereken iyiniyet kuralı-
na, taraflar ve avukatların da uyma yükümlülüğü gözetildiğinde; alaca-
ğın küçük parçalara bölünmesi suretiyle ayrı davalara konu yapılıp, birden
fazla vekalet ücreti edinilmesine yol açar şekilde dava hakkının kötüye
kullanılmasının, yukarıdaki hukuksal ilkeler ışığında korunmasına
olanak bulunmadığı ve bu yönün kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilmeksizin,
davalı Kurumun toplam borcun çok üzerinde vekalet ücreti ve
yargılama gideriyle sorumluluğuna yol açılması usul ve yasaya aykırı
olup bozma nedenidir.
Ne varki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmedi-
ğinden, karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun
438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının yargılama gideriyle vekalet ücretine ilişkin
(3) ve (4) numaralı bentlerinin hüküm fıkrasından silinmesine, yerine "3-
Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargı
lama giderlerinin üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılmasına ve
kararın bu ektiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.01.2008 gününde
oybirliğiyle karar verildi.