İmar Kanunu • Belediyenin Şuyulandirma İşlemi
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 11-02-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 6050 | Not:
Av.tayfun Eyilik
Hakkımdaki bilgilere
http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz
Profil >
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/21479 K: 2004/25933 T: 14.12.2004
İmar Kanunu • Belediyenin Şuyulandirma İşlemi
• Uygulanacak Faiz
(İmar K. M. 18, 35; 3095 SK.)
Özet: İmar Kanunu doğrultusunda gerçekleştirilen şuyulandırma işleminden doğan belediye borcu kamulaştırmasız elatmadan dolayı tazminattır. Bu nedenle söz konusu alacağa 3095 Sayılı Yasada belirlenen faiz oranlarının uygulanması gerekir.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin Borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmis olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
Alacaklının takibe konu yaptığı Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/814, 2003/1126 sayılı kararında hükmolunan bedel artırımından doğan alacak 2942 Sayılı İmar Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yola terk edilmesi gereken hissenin aynı Kanunun 18. maddesi uyarınca uyulandırılması üzerine Belediyece parası ödenmek sureti ile el konulan taşınmaz bedeline iliskindir. Dolayısı ile ilamda belirtilen alacak kamulaştırmasız el atmadan dolayı hükmolunan tazminattir. Bu itibarla hiikmolunan alacak tazminat niteliğinde olduğundan alacak için 3095 Sayılı Yasadaki faiz oranlarının uygulanması gerekir. Anayasa'nın 4709 Sayılı Kanunun 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan artırım bedelleri için son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirlendiğinden tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmadan doğan alacaklar anılan madde kapsamı dışında kalmaktadır. Dairemizce oluşturulan son uygulamalar bu doğrultuda olduğundan mahkemece, takipte istenilen faiz oranlarının 3095 sayılı Yasaya uygun olup olmadığı denetlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yukarıda belirlenen ilkelere uymayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.