Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Kira Alacagı davası
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 11-08-2011 | Kategori: İçtihat | Okunma : 4268 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
Kira alacağı davası • mahkeme’nin görevi
* Dergimizin bu sayısında yayınlanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararına bakınız.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
276
ÖZET: Kira alacağı davalarında mahkemenin görevi yıllık kira
bedeline göre belirlenir.
Buna göre davanın Sulh ya da Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılması gerekir.
Y.3.HD. E: 2010/8361 K: 2010/11998 T: 05.07.2010
Davada, davacı kiracı tarafından 10.07.2006 başlangıç tarihli ve 15 yıl
Süreli kira sözleşmesi ile K... Çayında 2259 İt/sn su kiralandığı, davalı K...
Valiliği İl Özel İdaresi tarafından 01.01.2008 tarihinden itibaren aylık
4.500,00 TL kire ödenmesinin istenildiği, bu miktarın fahiş olduğu ileri
sürülerek, indirilerek 1.388,00 TL olarak tespiti istenilmiş, mahkemece,
davanın kısmen kabulü ile aylık kira parasının 1.731,03 TL olarak tespiti
cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine konu "su" olarak
belirtilmiş olup, bu durumda kiralananın niteliğinin gayrimusakkaf kabulü
zorunludur.
HUMK'un 1711 Sayılı Kanun’la değiştirilen 8/11-1. maddesi "kira
sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına,
bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarına ve bunlara
karşılık olarak açılan davalara" bakmaya Sulh Mahkemelerini görevli
kılarken, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un uygulama
alanı içinde kalan kiralananları amaçladığında kuşku bulunmamaktadır.
Gerçekten de, 6570 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde bu Kanunun uygulanması
için kiralanan yerin musakkaf (çatılı) bir taşınmaz olması gerekmektedir.
Gayrimusakkaf taşınmaz mallar ise, Borçlar Kanunu'nun hükümlerine
tabidir.
Yine, kiralanan taşınmazın, niteliği itibariyle 6570 Sayılı Yasa'nın
uygulama alanı içinde bulunması durumunda asıl olan, kira müddetinin
sonunda da kira akdinin devam etmesidir. Ancak, kira parasına ilişkin olarak
tarafların ihtilafa düşmeleri halinde sözleşmede doğan bu boşluk, 18.11.1964
tarih, 2/4 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca hakim
tarafından doldurulur.
Her iki yasanın ilgili maddelerinin hukuki sonuç ve hükümleri ile koruma
amaçları tamamen birbirinden farklıdır. Örneğin, kira parası, Borçlar
Yasası'nın 248. maddesinde yer alan, kira akdinin esaslı unsurlarındandır.
Borçlar Kanunu'na tabi olan yerlerde ise, akit kural olarak sözleşmede
öngörülen süre hitamında sona erer ve kiralananın kira parası hakkında
taraflar arasında anlaşmazlık bulunması durumunda, kira akdinin asli
unsurlarından olan, kira bedeli konusundaki uyuşmazlık nedeni ile artık
devam eden bir kira sözleşmesinin varlığından söz etme olanağı yoktur. Hal
böyle olunca musakkaf olmayan ve BK'ya tabi olan yerlerde bir kira akdinin
varlığından söz edilemeyeceğine göre, dava değeri gözetilerek görevin
belirlenmesi kaçınılmazdır.
Yargıtay Kararları
277
Somut olayda, davanın Hukuk Genel Kurulu'nun 13.05.1994 tarih,
1994/3-174-1994/336 sayılı kararında ifade edildiği üzere, HUMK'un 8.
maddesinde anılan kira sözleşmesine dayanan bir kira tespit davası
niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, yıllık kira parası dikkate alınarak Asliye
Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı
verilmesi gerekir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince
(BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene
iadesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
278

Forum