Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu - Sürücü ve araç yönünden özel koşulun aranmaması - Sahte sürücü belgesi kullanılması
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 7-01-2008 | Kategori: İçtihat | Okunma : 4508 | Not:
Av.dilek Kuzulu Yüksel




Profil >
    

T.C. YARGITAY

11.Ceza Dairesi

Esas: 2005/6033

Karar: 2005/11628

Karar Tarihi: 21.11.2005

(5083 S. K. m. 2) (5237 S. K. m. 7) (5252 S. K. m. 9) (5393 S. K. Geç. m. 1)

Dava: Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan sanık Ahmet'in yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair ( Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 25.12.2002 gün ve 2002/89 Esas, 2002/531 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 17.5.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Ceza Genel Kurulu'nun 26.12.1998 gün 522/571 sayılı kararında açıklandığı üzere, katılana ait 21758 kg. buğdayı İzmir'e nakletmek üzere, sahte sürücü belgesi ile kendisini Mete olarak tanıtıp teslim alan sanığın, buğdayları alıcısına teslim etmediği olayda, sürücü ve araç yönünden özel koşulun aranmaması nedeniyle sahte sürücü belgesi kullanılması ve gerçek kimliğinin gizlenmesi, başlangıçta katılanı hataya düşürüp malın teslimini sağlamaya yönelik hile unsuru olarak kullanılmayıp, sonradan fiilin ve kimliğinin ortaya çıkmasını geciktirmek ve yakalanmayı önlemeye yönelik olduğundan, eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunu oluşturduğuna ilişkin kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın, suçun manevi unsuru itibariyle oluşmadığına ve 647 sayılı Kanunun 6. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak:

Hükümden sonra 1.5.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5335 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 5083 sayılı Yasanın 2. maddesine eklenen son fıkra uyarınca, bir Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların atılmasında ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca; anılan Kanunlar değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini ile 5395 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), 21.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. 

Forum