YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/12861 K: 2004/13674 T: 9.12.2004
Paydaşlarin Haklari • Ecrimisil • Kötüniyetli Zilyet • Zararin Tümünden Sorumluluk
(TMK m. 2, 693, 993, 995)
Özet: Paylı bir malı, diğer paydaşların
haklarıyla bağdaşmayan bir biçimde kullanan
paydaşlar, kullanmayanın haklarını rayiç
kira üzerinden ve onun payı oranında
ödemekle yükümlüdürler.
Kötüniyetli zilyet, taşınmazın haksız olarak
alıkonulmasından doğan tüm zarardan
sorumludur.
Dava dilekçesinde 1.617.085.000 lira ecrimisilin faiz ve masraşarla
birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen
kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından
temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı Vakışar İdaresi, Beşiktaş Ortaköy'de kain 16 parselin davalı-
lar tarafından kullanımı nedeniyle 1.6.1996-31.5.2001 dönemi için
1.617.085.000 lira ecrimisilin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise eskiden beri tapu ile malik olduğunu ileri sürerek haksız
kullanma ve fuzuli işgali olmadığından davanın reddine karar verilmesini
istemiştir.
Mahkemece, davaya konu 16 parselde 504/1680 pay Sultan Beyazıt
Vakfı adına kayıtlı olduğu ancak davalıların 521.48 m2 tapulu yerleri bulundu
ğu halde zeminde 666 m2 yeri işgal ettikleri gerekçesi ile davanın
kısmen kabulü ile 144.52 m2'ye tekabül eden ecrimisil miktarı
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
( * ) Dergimizin 2006/2. Sayısının 783 sayfasında yayımlanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararına bakınız.
* * ) Dergimizin 2007/1. Sayısının 209. sayfasında yayımlanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararına bakınız.
728 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007
236.334.176 liranın tahsili cihetine gidilmiştir. Hükmü, süresinde davacı
vekili temyiz etmiştir.
TMK. mad. 693'e göre: "Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile
bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir". Buna
göre, her paydaşın, müşterek mülkiyet konusu şeyin tamamı (veya bir
kısmı) üzerinde yararlanma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, ne mekân
(yer), ne de zaman itibariyle sınırlandırılmıştır. Fakat paydaşlar, bu hususta
değişik düzenlemeler getirebilirler. Zira, yasa, yalnızca her payda-
şın kullanma ölçüsünü belirtmiştir. Kullanma olanağı sınırsız değilse
(müşterek mülkiyet konusu bir apartmandaki asansörden yararlanma gibi),
paydaşların örneğin yerce bölünmüş ya da zamanla değişen bir kullanma
anlaşmasıyla kullanmanın biçiminde uyuşmaları gerekir.
Açıktır ki, sözkonusu yararlanma, ancak, diğer paydaşların hakları-
na saygı gösterildiği oranda hukuksal himaye görecektir. Nitekim, Medeni
Kanun da, yararlanma hakkının,
"diğer paydaşların hakları ile bağdaş-
tığı ölçüde" mevcut bulunduğunu kesin bir biçimde belirtmiştir (TMK.
mad. 693). Kaldı ki TMK. mad. 2 hükmü gereğince de bu sonuca ulaşılacaktı
r.
Paya uyan bir belirtme ve sınırlandırma olmadığı takdirde, her paydaşı
n, öbürlerine zarar vermemesi kaydıyla taşınmazı kullanma hakkı
vardır. Bu hakkın ölçüsü ise, her somut olayda durumun özelliğini gözönünde
tutarak araştırılmak gerekir.
Paylı malı, diğer paydaşların haklan ile bağdaşmayan bir biçimde
kullanan paydaşlar (davalılar), kullanmayan (davacı) haklarını, rayiç kira
üzerinden ve onun payı oranında ödemekle yükümlüdür.
Kötüniyetli zilyet, taşınmazın (nesnenin) haksız olarak alıkonulması
ndan kaynaklanan tüm zararlardan sorumludur.
TMK’nın 993-995 madde hükümleri tarafından düzenlenmiş ve uygulamada
" e c r i m i s i l " olarak isimlendirilen bir istemin de bulunduğu kabul
edilen yasal tasŞye rejimi, halihazır zilyedin, iadesi istenen taşınmaz
(nesne) üzerinde, iadeyi engelleyecek bir hakka sahip olmamasını
g e r e k t i r i r .
Davacı, yukarıdaki ilke ve yasal düzenlemeler karşısında, davalının
(paydaşın) taşınmazın bir bölümünü kullanmasından ötürü zarara uğradı
ğını ispat ettiği takdirde tüm zararı karşılığı kadar tazminat istemeye
hak kazanır. Mahkemece yukarıda anlatılanlar ışığında bir araştırma yapı
lmaksızın, davalının kendi payından fazla kullandığı yer için davacının
hissesine isabet eden miktar kadar ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazı
lı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
Yargıtay Kararları 729
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
9.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.