3. HUKUK DAİRESİ E. 1999/9762 K. 1999/9915 T. 28.9.1999
ÖZET : Cebri icra ile iktisap edilen taşınmazda borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak bulunan kişiden gönderilen tahliye emrinin kendisine tebliğinin onbeş gün sonrasından itibaren ecrimisile hükmedilir.
DAVA: Dava dilekçesinde 1.277.325.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 1.017.150.000 lira ecrimisilin davalıdan tahsiline dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
KARAR: Dava dilekçesinde, davalının kiracısı bulunduğu 2 ve 4 nolu dairelerin 27.9.1993 tarihinde icraen davacı tarafından satın alındığı iddia edilerek, bu tarihten sonrası için ecrimisil talep edilmiş, mahkemece satın alma tarihi esas alınarak bilirkişi tarafından hesaplanan ecrimisil miktarı hüküm altına alınmıştır. Davalının dava konusu taşınmazlarda kiracı olduğu davacının bu taşınmazları 27.9.1993 günü cebri icra yolu ile iktisap ettiği ve İcra İflas Kanununun 135. maddesine göre göndermiş olduğu geçerli icra emrinin 8.7.1995 günü davalıya tebliğ edildiği hususları çekişme konusu değildir. İcra İflas Kanunu`nun 135. maddesi ile "gayrimenkul borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkartılıp gayrimenkul alıcıya teslim olunur" hükmü getirilmiştir. O halde davalıya bu madde uyarınca gönderilen tahliye emri 8.7.1995 günü tebliğ edildiğine göre, davacının davalıyı zorla çıkartmaya hak kazandığı tarih olan ( tahliye emrinin tebliğ tarihinden 15 gün sonrası ) 23.7.1995 tarihinden itibaren davalının işgalinin haksız olduğunun kabulü ile bu tarihten sonrası için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi gerekir. Mahkemece taşınmazın icra yoluyla davacıya satış tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir. Kabul şekline göre de, ilk rapora davacı tarafın itirazı olmamasına rağmen daha yüksek olan 2. rapora göre hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.