Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Bizzat Kendisine Tebligat Yapılması Gereği - Eşine Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 16-03-2007 | Kategori: İçtihat | Okunma : 5062 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
    

T.C.

YARGITAY

1. CEZA DAİRESİ

E. 2005/3830

K. 2005/4760

T. 27.12.2005

CEZAEVİNDE BULUNAN HÜKÜMLÜYE HÜKMÜN TEBLİĞİ ( Bizzat Kendisine Tebligat Yapılması Gereği - Eşine Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Cezaevinde Bulunan Hükümlüye Çıkarılan Ek Hükmün Eşine Tebliğ Edilmesi - Tebligatın Cezaevindeki Hükümlüye Yapılması Zorunluluğu )

• TEMYİZ YOLUNA BAŞVURULMASI GEREĞİ ( Yeni TCK'daki Lehe Hükümlerin Uygulanması Talebinin İncelenmesi Sonucu Dosya Üzerinden Verilen Karara Karşı - İtiraz Nitelemesinin Temyiz Olarak Anlaşılması Gereği )

• İTİRAZ BAŞVURUSUNUN TEMYİZ OLARAK ANLAŞILMASI GEREĞİ ( Sanığın Lehine Olan Kanunun Uygulanmasına İlişkin Başvurunun İncelenmesi Sonucu Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvurulabileceği )

• LEHE OLAN KANUNUN UYGULANMASINA İLİŞKİN BAŞVURU HAKKINDA DOSYA ÜZERİNDEN VERİLEN KARAR ( İtiraz Yoluna Değil Temyiz Talebine Konu Edilebileceği - İtiraz Nitelemesinin Sanığın Aleyhine Yorumlanamayacağı ve Temyiz Talebi Olarak Kabulü Gerekeceği )

5252/m.9/1

5271/m.267

1412/m.305,298

ÖZET : 1- Ek kararın hükümlüye tebliğine ilişkin tebligatın cezaevinde bulunan hükümlü yerine eşine yapılması usulsüz olduğundan, hükümlünün temyiz talebi süresinde kabul edilmelidir. Genel Kural, Ceza Mahkemelerinden verilen hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulabileceği şeklindedir. Ancak, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilmesi için yasanın bunu açıkça belirtmesi gerekir. 5252 Sayılı Yasada, 5275 Sayılı Yasanın aksine, bu yasaya göre verilecek kararlara karşı itiraz yoluna gidilebileceğini belirten bir düzenleme bulunmamaktadır. Kabul edilebilir bir başvuru var ise, yasa yolunun veya merciin belirlenmesindeki yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldıramayacağı gibi; duruşma yapılarak verilmesi gereken bir kararın duruşmasız ya da duruşma yapılmaksızın verilmesi gereken bir kararın duruşma yapılarak verilmiş olması da o kararın tabi olduğu yasa yolunu değiştiremez.

2- Sanık hakkında lehe olan kanunun uygulanması sırasında, önceki kesinleşmiş cezalardan daha fazla cezaya hükmedilemiyeceğinin gözetilmemesi; ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçunda teşebbüs ve tahrik, yaralama suçunda tahrik hükümleri uygulanması nedeniyle takdir hakkının kullanılması sözkonusu olduğundan, duruşmalı inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, duruşma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : S. D.'ı kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten, G.D.'ı bıçakla yaralamaktan ve mütecaviz sarhoşluktan sanık M.K.'nun yapılan yargılaması sonunda: 765 sayılı TCK.nun 448,62,59,81/2-3,492/1,59. maddeleri gereğince 13 sene 7 ay ağır hapis cezası verilen ve kesinleşen bu karara karşı hükümlünün 5237 sayılı Yasanın uygulanması ile ilgili uyarlama talebi üzerine talebin kabulü ile 5237 Sayılı Yasanın 81/1,35/2,62,58/6-7,53, 765 sayılı TCK.nun 456/4,457/1,59,81/2. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve adli para cezasına dair ( BAFRA ) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.7.2005 gün ve 195/231 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi hükümlü tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : A )Ek kararın hükümlüye tebliğine ilişkin tebligatın cezaevinde bulunan hükümlü yerine eşine yapılması usulsüz olduğundan, hükümlünün temyiz talebi süresinde kabul edilmiştir.

B )5237 Sayılı TCK.nun 7/2. maddesi gereğince, kesinleşmiş olan hükümlerin yeniden ele alınması ve lehe olan yasanın belirlenip uygulanmasında izlenecek yolu gösteren iki yasa vardır. Biri, l Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında ne şekilde hüküm kurulacağına ve kesinleşmiş cezaların nasıl infaz edileceğine ilişkin hükümleri kapsadığını belirten ( m.2 ) ve "1 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, Türk Ceza Kanununun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir." ( m.9/1 ) şeklinde bir düzenlemeye yer veren 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'dur. Diğeri ise, "mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlünün lehine olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir." şeklinde bir düzenlemeye yer veren ( m.98/1 ), bu kararın duruşma yapılmaksızın verileceğini ve itiraz yoluna tabi olduğunu belirten ( m. 101 ) ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'dur.

Görüldüğü gibi, ancak 1 Haziran 2005 tarihinden sonra kesinleşmiş mahkumiyetler hakkında uygulanabilecek olan 5275 Sayılı Yasa karşısında özel bir yasa olan ve öncelikle uygulanması gereken Yasaya göre, kararların duruşma yapılarak verilmesi asıl, takdire bağlı olarak duruşma yapılmaksızın verilmesi istisnadır.

Asıl olanı, mahkeme kararlarının duruşma yapılarak verilmesidir ( CMUK. m,253, CMK. m.223 ). Ancak yasa koyucu, bazı hallerde, örneğin, 5252 Sayılı Yasada olduğu gibi, duruşma yapılmasını takdire bağlı kıldığı halde; bazı hallerde de, örneğin, 5275 Sayılı Yasada, CMUK m.302'de ve CMK m.271/1'de olduğu gibi, duruşma yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Beraat, mahkumiyet, davanın reddi, davanın düşmesi, muhakemenin durması, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararları hüküm sayılmaktadır. ( CMUK. m/253, CMK. m/223, ).

Genel Kural, Ceza Mahkemelerinden verilen hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulabileceği şeklindedir ( CMUK. m.305 ).

Ancak, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilmesi için yasanın bunu açıkça belirtmesi gerekir ( CMUK m.298, CMK m.267 ). 5252 Sayılı Yasada, 5275 Sayılı Yasanın aksine, bu yasaya göre verilecek kararlara karşı itiraz yoluna gidilebileceğini belirten bir düzenleme bulunmamaktadır.

Kabul edilebilir bir başvuru var ise, yasa yolunun veya merciin belirlenmesindeki yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldıramayacağı ( CMK m.264 ) gibi; duruşma yapılarak verilmesi gereken bir kararın duruşmasız ya da duruşma yapılmaksızın verilmesi gereken bir kararın duruşma yapılarak verilmiş olması da o kararın tabî olduğu yasa yolunu değiştiremez.

5252 Sayılı Yasanın 9/1. maddesi gereğince, 5237 Sayılı Yasanın lehe olan hükümlerinin uygulanması sırasında, derhal uygulama, başka bir anlatımla, herhangi bir inceleme, araştırma, kanıt tartışması ve takdir hakkının kullanılması gerekmeden uygulama yapmak mümkün ise, duruşma yapılmaksızın; aksi halde ise duruşma yapılarak karar verilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;

1-Sarhoşluk suçuna yönelik temyiz incelemesinde;

Hükümlü hakkında 17.04.2001 günlü kararda mütecaviz sarhoşluk suçundan beraatine karar verildiği halde, bu hususta herhangi bir uygulamaya mahal olmadığı gözetilmeden bozmadan önceki 3.3.2000 günlü karar esas alınarak bu suçtan mahkumiyeti yönünde uygulama yapılması,

2-Öldürmeye teşebbüs ve yaralama suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;

765 Sayılı Türk Ceza Yasası uygulanarak verilmiş ve kesinleşmiş olan hükmün, 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası'nın 7/2 ve 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddesi gereğince yeniden ele alınıp, lehe olan yasanın belirlenmesi ve uygulanması sırasında;

a )Öldürmeye teşebbüs suçundan verilen 17.04.2001 günlü ve yaralama suçundan verilen 30.12.2002 günlü ve her ikisi de kesinleşen kararlarda tahrik hükümleri uygulandığı halde bu sanık hakkında bozulan 3.3.2000 günlü karar esas alınarak uygulama yapılması,

b )Öldürmeye teşebbüs ve yaralama suçlarında verilmiş ve kesinleşmiş cezalardan daha fazla cezaya hükmedilemiyeceğinin gözetilmemesi,

c )Öldürmeye teşebbüs suçunda teşebbüs ve tahrik, yaralama suçunda tahrik hükümleri uygulanması nedeniyle takdir hakkının kullanılması sözkonusu olduğundan, duruşmalı inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, duruşma yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Usule aykırı ve hükümlünün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair cihetleri incelenmeksizin, hükmün CMUK nün 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ) 27.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx

Forum