Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Karayollari Ve Trafik Kanununa Aykiri Anlaşmalar
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 13-03-2007 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2406 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >

 YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E: 2005/5859 K: 2006/6225 T: 25.05.2006

Karayollari Ve Trafik Kanununa Aykiri Anlaşmalar

• İki Yil İçinde İptal Edilebilme Olanaği

(KTK. m. 111)

Özet: Karayolları Trafik Kanununda ön­görülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fa­hiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar yapıl­dığı tarihten itibaren iki yıl içinden iptal edi­lebilirler.

Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 2. Hukuk Mahke­mesi'nce verilen 14.12.2004 tarih ve 2002/518­2004/767 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilek­çesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tet­kik Hakimi D.C. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler oku­nup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili kuruma bağlı dava dışı Nevruz’un trafik ka­zası sonucu yaralandığını, yurtdışında ikamet ettiğini bu nedenle yurt dı­şında tedavi gördüğünü ileri sürerek 17.509 Euro'nun rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta vekili, kaza tarihini kapsayan sigorta poliçesinin tespit edilemediğini, sorumluluklar inin kusur oranmda ve poliçe limiti ile sınır­lı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı S, yetki itirazında bulunarak, halen kısıtlı olup cezaevinde bu­lunduğunu, yeniden kusur oranının belirlenmesini, yabancı para cinsin­den talepte bulunulamayacağım savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsa­mına göre, davalı sigorta şirketinin ödediği 893.000.000 TL. indirilerek kalan 16.764,79 Euro'nun S’nin tahsiline. AO Sigorta hakkında açılan davanın ödeme ve ibraname nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, yolcu olan sigortalının trafik kazası sonucu meydana gelen ya­ralanma nedeniyle tedavi giderlerinin aracın sürücü ve zorunlu mali so­rumluluk sigortacısından rücuan tazmini istemine ilişkin olup, mahke­mece, davalı sigorta şirketi ibra edildiğinden sigorta hakkında açılan da­vanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, ibranamenin sigortalısı tarafından verilmediğini gibi, miktar itibariyle de tedavi giderleri ile arasında aşırı oransızlık bulundu­ğunu ileri sürmüştür. 06.03.2002 tarihli ibranamede sigortalı vekilinin kaza sonucu aracın hasarlanması nedeniyle uğradığı zarara karşılık 893.000.000 TL. alarak davalı sigortayı ibra ettiği anlaşılmaktadır. Şu halde uyuşmazlığın çözümü öncelikle savunmada bahsedilin ibranın KTK 111. maddesi uyarınca geçerli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ile mümkün olacaktır. Anılan düzenlemeye göre, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Taz­minat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl için­de iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra bel­gesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sıra­sında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.

Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultu­sunda, 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi açısından ibranamenin değer­lendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz iti­razlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2006 tarihinde oybirliğiyle ka­rar verildi. 

 


 

 

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E: 2005/6740 K: 2006/6708 T: 12.06.2006 K. Trafik Kanununa Aykiri Anlaşmanin Geçersizliği• Kanuna Aykirilik Savinin Dava Sirasinda İleri Sürülebilmesi Olanaği

(KTM. m. 111)

Özet: Karayolları Trafik Kanununda be­lirlenen hukuki sorumluluğu kaldıran anlaş­malar geçersiz olup, yapıldıkları tarihten iti­baren iki yıl içinde iptal edilmeleri mümkün­dür.

Öte yandan, anılan yasaya aykırı olan bir anlaşmanın geçerli olmadığı dava sırasın­da itiraz olarak da ileri sürülebilir.

Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 2.Hukuk Mahkeme­si'nce verilen 17.03.2005 tarih ve 2003/382 ­ 2005/134 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilek­çesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tet­kik Hakimi D. Ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dos­ya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili. 17.06.2002 tarihinde davalı şirkete trafik sigorta poli­çesiyle sigortalı aracın karıştığı kazada müvekkilinin anne ve babasının vefat ettiğini, müvekkili küçüğün destekten yoksun kaldığını, davalının müvekkilinin babası yönünden tazminat talebini müteveffa sürücünün kazada tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle reddettiğini, oysa müvek­kilinin babasının ölümüyle 18 milyar liralık tazminata hak kazandığını, annesi yönünden müvekkiline davalı tarafından 3.550.000.000­TL ödeme yapıldığını ancak davalının poliçe kapsamında sorumluluğunun 18 mil­yar lira olduğunu, 14.450.000.000.­TL daha ödenmesi gerektiğini ileri sürerek toplam 32.450.000.000.­TL'nin davalıya müracaat tarihi olan 28.02.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, poliçedeki şahıs başına 18 milyar lira teminatın ölen şahsı ifade ettiğini, mirasçı sayısına göre ayrı ayrı talepte bulunulamaya­cağını, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan müteveffa sürücü baba İs­lam D’nin % 100 kusurlu olduğunu, kendi kusurundan kaynaklanan taz­minat talebinin BK'nın 44. maddesi gereğince haksız ve hukuki dayanak­tan yoksun olduğunu, aktüerya hesabına göre davacıya annesinden do­layı 3.550.000.000.­TL ödeme yapılarak ibraname alındığını, müvekkili şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığını savunarak davanın reddini is­temiştir.

Mahkemece, toplanan delillere göre, davacıya annesi yönünden taz­minat ödenip ibraname alındığı bu nedenle tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının müteveffa sürücü babasından dolayı destekten yoksun kalma tazminatı talebine hakkı bulunduğu, babasın­dan dolayı gerçek maddi zararının 32.023.016.840.­TL olduğu gerekçe­siyle davanın kısmen kabulüne, 18.000.000.000.­TL'nin 09.05.2003 tari­hinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1­Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının ge­rekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve ya­saya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı sigorta vekilinin yerinde gö­rülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

1­Dava, ölümlü trafik kazası sonucunda yoksun kalınan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 09.05.2003 tarihli ibraname ile davacı vasisinin vekili, kaza sonucu vefat eden Züleyha D’nin varisi olarak 3.550.000.000.­TL'yi davalı sigorta şirketinden tahsil ettiğini ve davalıyı ibra ettiğini bildirmiştir. Ancak, daha sonra huzurdaki dava açı­larak bakiye destekten yoksunluk tazminatı isteminde bulunulmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ve kaza tarihini de kapsayan ZMMS poliçesinde şahıs başına vefat halinde ödenecek tazminat 18 mil­yar lira olarak gösterilmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 111. maddesine göre, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçer­sizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, da­va sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.

O halde bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; bilirkişi ra­poruyla davacının annesi yönünden hak ettiği bakiye tazminat miktarı yapılan ödeme düşüldükten sonra 5.455.779.478.­TL olarak belirlendi­ğinden, KTK’nın 111. maddesi hükmü de gözönüne alınarak, ibraname­de belirtilen miktarın yetersiz olup olmadığının saptanıp sonucuna göre karar vermekten ibaret olup, yazılı şekilde davacıya annesi yönünden taz­minat ödenip ibraname alındığı gerekçesiyle davanın bu yönden reddedil­mesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1’nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve­kilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZUL­MASINA, aşağıda yazılı bakiye 729.00 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar ve­rildi.

Forum