Uyuşturucu madde bulundurmak suçu - Hapis cezasına seçenek yaptırımların bulunması - Tedavi uygulaması için araştırmaya gerek duyulması
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 3-03-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 6687 | Not:
T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi
Esas: 2007/226
Karar: 2007/1564
Karar Tarihi: 13.02.2007
(5252 S. K. m. 9) (5237 S. K. m. 7, 62, 191) (27.12.2005, 2005/3-162 E., 2005/173 K. CGK)
Kullanmak i
çin uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık G. C. hakkında Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 10.08.2001 tarihinde 2000/489 esas, 2001/1585 karar sayı ile mahkûmiyet kararı verildiği; hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği; hükmün infazı aşamasında, 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle, lehe olan kanunun belirlenmesi yönünden C. Savcılığınca yapılan başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20.06.2005 tarihinde, 2000/489 esas, 2001/1585 karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nın sanığın lehine olduğu gerekçesi ile, 5237 sayılı TCK’nın 191/1,2,3,4 ve 62. maddelerinin sanık hakkında uygulanmasına karar verildiği, kararın süresinde hükümlü tarafından temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 17.01.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu
’nun 27.12.2005 tarih ve 2005/ 162-173 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince, lehe kanunun saptanıp uygulanması için; herhangi bir inceleme ve araştırma yapılması, kanıt toplanması, takdir hakkının kullanılması gerekiyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine veya hapis cezasına seçenek yaptırımlara ilişkin bir hükmün uygulanması olanağını sonraki kanun sağlamışsa, <duruşma yapılması> zorunludur. Sonraki kanunun lehe olduğu kabul edilerek <derhal uygulanması> ve buna bağlı olarak <duruşma yapılmaksızın da karar verilebilmesi> ancak diğer durumlarda mümkündür.
5237 sayılı TCK
’nın lehe kabul edilmesi halinde; anılan Kanun’un 191. maddesi uyarınca, hapis cezası ve denetimli serbestlik tedbirinden ayrı olarak tedaviye hükmedilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılmasında ve tedaviye hükmedilebilmesi için de, sanığın suç tarihinde ve öncesinde uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunması; böylelikle, anılan maddede hapis cezasına seçenek yaptırımların bulunması ve tedavi uygulanması için belirtilen şekilde inceleme ve duruma göre araştırma yapılmasının gerekmesi nedeniyle, lehe olan hükümlerin derhal uygulanmasının koşulları bulunmadığı halde, duruşma açılması gerekirken duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu karar verilmesi,
2- 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı
“Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”la değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında;
1- Birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden önce;
aa) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine,
bb) Kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine Karar verilebileceği,
2- Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde açılmış olan davanın düşmesine hükmedileceği
Öngörülmüştür.
Belirtilen bu değişiklik karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
’nun 7. maddesi uyarınca; hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin istem gibi BOZULMASINA, 13.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.