İFLASIN ERTELENMESİNDE BORCA BATIKLIK BİLANÇOSU
SEDA ÖKTEM(1)
GİRİŞ
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan sermaye şirketleri veya kooperatiflerin, kendileri ve alacaklılarının önerdği iyileştirme projesinin, mahkemenin vereceği süre içinde uygulanmasıyla, borca batık durumdan kurtulmaları ve haklarında iflas kararı verilmesini önleyen bir yoldur
(2) .
İflasın ertelenmesi, hemen iflas ederek ticari yaşamına son verilecek olan şirkete yaşama şansı tanınmasıdır. Nasıl ki bir organizma hastalandığında, onun yaşamına son vermek yerine, yaşaması için tedavi uygulanıyorsa, sermaye şirketlerinin borca batık duruma düşmeleri halinde de iyileştirme ümidi varsa, iyileştirme tedbirlerinin alınması ile tekrar ticari hayata dönmesi sağlanmak istenmektedir(3) .
4949 Sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenmiş olan iflasın ertelenmesi kurumu, asıl kaynağını TTK m.324. maddesinden almaktadır(4) .
(1) Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi
(2) Pekcanıtez Hakan, İflasın Ertelenmesi, İBD, C.:79, S.:2, Y.: 2005, s. 323; Atalay Oğuz, İflasın Ertelenmesi, 75. Yaş Günü İçin Baki Kuru Armağanı, Ankara 2004, s. 50; Pekcanıtez Hakan, Anonim Ortaklıkların İflası, Ankara 1991, s. 48; Üstündağ Saim, Türk Ticaret Kanunu’nun 324. Maddesinin 3. Fıkrası Üzerine Düşünceler, Günümüzde Yargı, 1980/3, s.18. Özekes’e göre ise, ‘İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında verilecek iflas kararının, kanunda öngörülen şartlar altında, özellikle şirketin mali durumunun iyileşmesi mümkün olduğunda, belirli bir süre geri bırakılarak, bu süre içerisinde şirket veya kooperatifin iflastan kurtulması için imkan tanınmasına hizmet eden geçici bir hukuki korumadır.’ Özekes Muhammet, İflasın Ertelenmesi, Legal Hukuk Dergisi, Eylül 2005, S.33, s. 3251. İflasın ertelenmesi, sermaye şirketlerinin ve kooperatiflerin mali durumunun iyileştirilmesine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen bir kurumdur. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Amonn, Kurt/Gasser Dominik, Grundriss des Schulbetreibungsund Konkursrechts, Bern, 1997, N.11.
(3) Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s. 323. Öztek’e göre ise, ‘….belirtmek gerekir ki, iflasın ertelenmesi kurumu bugün bir kurtarma prosedüründen ziyade zamansız bir iflasın tamir kabul etmez sonuçları karşısında bir emniyet supabı olarak belirmektedir.’ Öztek Selçuk, İflasın Ertelenmesi, Bankacılar Dergisi, S.53, Y.2005, s.29.
(4) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 23. TTK m.324/II uyarınca; ‘Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa, idare meclisi aktiflerin satış fiyatı esas olmak üzere bir ara bilanço tanzim eder. Esas sermayenin 3/4’ü karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan 1/3 sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder.
İsviçre Hukukunda, iflasın ertelenmesi kurumu, 1881 tarihli eski Borçlar Kanunu zamanından beri mevcut olup (m.657/III), Ticaret Kanunumuza İsviçre BK’nın 1936 değişiklikleriyle kabul edilen 725. maddesinden etkilenerek alınmıştır. Yapılan 1991 değişiklikleriyle iflasın ertelenmesi kurumu daha ayrıntılı bir düzenlemeye kavuşturulmuştur(5) .
İİK 179. maddesi uyarınca; ‘Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile yetkilendirilmiş kimseler veya alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur.
Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır .’
4949 Sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesinde yapılan değişiklikle borçların aktiften fazla olması (borca batık olma) durumunda, şirket ya da kooperatifin yetkili yönetim organı veya bir alacaklı tarafından doğrudan doğruya iflas talebinde bulunulması durumunda, mahkemece iflasa karar verileceği, ancak şirket ya da kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesi olasılığı bulunduğu hallerde ise, şirket veya kooperatif ya da bir alacaklı tarafından iflasın ertelenmesinin talep edilebileceği hükme bağlanmıştır. Böylece, TTK m. 324/II’de anonim şirketler için öngörülen iflasın ertelenmesi kurumu, tüm sermaye şirketleri ve kooperatifler için genel bir hükme kavuşturulmuştur(6) .
İflasın ertelenmesinin koşulları maddi ve şekli koşullar olmak üzere ikili bir ayrım yapılarak incelenmelidir. İflasın ertelenmesinin şekli şartları, iflasın ertelenmesi talebi, bilançonun mahkemeye verilmesi, iyileştirme projesinin sunulması, masrafların peşin olarak ödenmesi ve fevkala
Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir. Bu halde, mahkeme envanter tanzimi veya yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafazası için lüzumlu tedbirleri alır.’
(5) Türk Ahmet, Sermaye Ortaklıklarının ve Kooperatiflerinin Borca Batıklık Nedeniyle İflası ve İflasın Ertelenmesi Konusunda İcra ve İflas Kanunu’nda Yapılan Son Değişikliklerin Değerlendirilmesi ve Öneriler, DEÜHFD, C.6, S.1, 2004, s. 296. İsviçre Borçlar Kanunu’nun 725. maddesi için bkz. Schönenberger V.B., İsviçre Borçlar Kanunu(OR) madde 725a’ya Göre İflasın Ertelenmesi, (Çev.: Saim Üstündağ), Yargı Dünyası, Mart 2005, S.111, s. 10 vd.
(6) Atalay, İflasın Ertelenmesi, s. 49. Pekcanıtez’e göre; ‘Bugün iflasın ertelenmesi kurumu, kısmen Ticaret Kanununda kısmen İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiştir. İflasın ertelenmesi kurumunun mahkemeye başvurudan sonraki aşamasının İcra ve İflas Kanununda düzenlenmesi daha isabetli olmuştur.’ Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s.324.
de mühletten yararlanılmamış olmasıdır. Maddi şartları ise, şirketin borca batık olması, şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin olması ve şirketin alacaklılarının haklarının korunması olarak sayılabilir(7) .
Çalışmamızda, genel olarak anonim şirketlerin ve kooperatiflerin borca batık olması değerlendirildikten sonra, borca batılık halinin tespiti konusu incelenecektir. Asıl konumuz olan borca batılık bilançosunun genel hatları ile üzerinde durulacak ve borca batıklık bilançosunun benzer müesseselerle arasındaki farklara ve borca batıklık bilançosunda aktif ve pasiflere değinilecektir.
I. Anonim Şirketin veya Kooperatifin Borca Batık Olması
İflasın ertelenmesinin istenebilmesinin en önemli koşulu sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık olmasıdır. Borca batık olmayan bir sermaye şirketinin veya kooperatifin iflasının ertelenmesi istenemez(8) .
Borca batıklık kanunda tanımlanmamıştır(9) . Borca batıklık, genelde şirketin mevcut ve alacaklarının şirketin borçlarını karşılayamaması olarak tanımlanmaktadır(10) . Borca batıklık, şirket pasifinin aktifinden fazla olması hali olarak da tanımlandırılabilir(11) . Ancak bu tanım, sermaye şirketlerinde bazı tereddütlere yol açabilir, zira anonim şirket bilançosunun pasif tarafında, ‘alacaklıların alacağı’ olarak nitelendirilen bazı unsurlar da bulunmaktadır ki, bunlar borca batık olma halinin tespitinde, pasifi oluşturan unsurlar olarak nitelendirilmezler. Örneğin, esas sermaye, ye
(7) Bu konuda ayrıntılı bilgi içi bkz. Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 33 vd.
(8) Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s. 326; Franco Nisim, Sermaye Şirketlerinde Özellikle Anonim Şirketlerde İflas ve Tehiri, Prof. Dr. Haluk Tandoğan’ın Anısına Armağan, Ankara 1990, s. 423; Atalay Oğuz, Borca Batıklık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir 2006, s. 62; Özekes, s. 3261; Balcı Şakir, İflasın Ertelenmesi, İzmir 2005, s. 249. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E.2004/10530, K. 2004/13441, T.30.12.2004 sayılı kararı uyarınca; ‘İflasın ertelenebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunması gerekir. Erteleme talebi borca batıklık bildirimi anlamındadır. Bu nedenle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup, olmadığını tespit etmesi, borca batık durumda ise ıslahının mümkün olup, olmadığını incelemesi gerekir....’ Yargıtay’ın aynı yöndeki kararlarına örnek olarak; Yarg. 19. H.D. E.2004/7170, K.2004/13440, T.30.12.2004; Yarg. 19. H.D. E.2004/7679, K.2004/11354, T.12.11.2004; Yarg. 19. H.D. E.2004/13373, K.2005/2443, T.10.03.2005.www.kazanci.com. Öztek’e göre; iflasın ertelenmesinin talep edilebilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar; şirketlerin aktifinin şirket borçlarını karşılamaya yetişmemesi ve şirketin durumunun ıslah edilmesinin mümkün olmasıdır. Öztek Selçuk, Türk Hukukunda ve Uygulamasında Ödeme Güçlüğü İçindeki İşletmelerin Rehabilitasyonu: İmkanlar, Aksaklıklar, Çözüm Önerileri, İBD.,1993, s. 738.
(9) Bunun için karş. İİK m.179, TTK m.324/II.
(10) Kaya Arslan, Borca Batık Anonim Şirketin İflasının Ertelenmesi, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu’na 65. Yaş Günü Armağanı, İstanbul 2001, s. 283; Atalay, Borca Batıklık, s. 6; Öztek, İflasın Ertelenmesi,
s. 42. Anılan madde hükümlerinin ‘şirketin aciz içinde olması’ şeklinde yorumu için bkz. Franko, s.412. Schönenberger’e göre, ‘Borca batıklık, eğer şirketin alacaklılarının alacakları, şirketin aktifleri ile %100 karşılanmıyorsa mevcut oluyor.’ Schönenberger, s. 11.
(11) Pekcanıtez, s. 31. Öztek’e göre; ‘Borca batıklık ya da aşırı borçlanma, şirketin aktif değerleri ile şirket borçlarının toplamının karşılaştırılması sonucunda şirketin borçları lehine bir bakiye kalıyorsa,
o şirket borca batık demektir.’ Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 42.
dek akçeler, yenileme, yardım ve hayır işleri için ayrılmış fonlar yıllık bilançonun içinde yer alırlar, fakat şirket borcu değildirler(12) .
Burada değerlendirilmesi gereken bir nokta da borca batıklık ve aciz hali kavramlarının birbirinden farklı olmasıdır. Aciz halinde, anonim şirketin malvarlığı durumuna bakılmaksızın, şirketin muaccel borçları, ödeme araçlarındaki yoksunluk sebebiyle karşılanamazken, borca batıklıkta şirketin tüm aktifi, ‘muaccel olsun olmasın şirketin bütün borçlarını’ karşılamaya yetmemektedir(13) .
İİK m.179 vd. hükümlerinin sağlamak istediği başlıca amaç, şirket öz varlığını tamamen yitirdiği için, alacaklıları korumaktır. Kanun koyucuya göre şirketin borca batıklığı, alacaklılar için borç ödemeden aciz haline göre daha tehlikelidir. Zira, borca batıklık halinde, şirketinin aktifinin tamamen paraya çevrilmesi durumunda dahi alacaklılar alacaklarını tam olarak alamayacaklardır. Borç ödemden aciz hali ise, en azından teorik olarak ve borca batıklık durumu yoksa, alacaklıların alacaklarının tamamının ödenmesine imkan verecek bir paraya çevirmeye götürebilir. Demek ki, borca batıklık kanun koyucunun İİK m.179 vd. çerçevesinde en başta gelen endişesidir. Bu açıdan bakıldığında, borca batıklığın, borç ödemeden aciz eşliğinde tezahür edip etmemesi bir önem taşımamaktadır. Zira, kanun koyucu, aktif noksanı ile likite noksanını birbirinden ayırmıştır(14) .
Aciz haliyle borca batık olma arasında en önemli farklardan birisi ise, aciz halinin ihtiyari bir iflas nedeni olmasına karşın (İİK m.178/I); borca batık olmanın zorunlu bir iflas nedeni (İİK m.179, TTK m.324/II) olmasıdır(15) .
II. Borca Batıklık Durumunun Tespiti
A. Genel Olarak
Bir sermaye şirketinin borca batık hale geldiğinin nasıl anlaşılacağı sorusuna, anonim şirket bakımından TTK’nın 324. maddesinin ikinci fık
(12) Atalay, Borca Batıklık, s. 6; Karayalçın Yaşar, Bilanço Hukuku(KavramlarİlkelerBaşlıca SorunlarYeni Gelişmeler), Ankara 1979, s. 102103; Tekinalp Ünal, Anonim Ortaklığın Bilançosu ve Yedek Akçeler, 2. Bası, İstanbul 1979, s. 218 vd. Atalay’a göre; şirket borçları ile pasifi aynı şey değildir ve bu yüzden borca batıklığın tanımında birbiri yerine kullanılmaları uygun olmaz. Borca batıklık için, şirketin 3. kişilere olan borçları önemlidir; bilançonun pasif tarafında yer alan diğer kalemler borçların hesabına katılmaz. Atalay, Borca Batıklık, s. 6.
(13) Atalay, Borca Batıklık, s. 7. Anonim şirkette aciz hali ile borca batıklık çoğu kez birlikte ortaya çıkar. Ancak bunlar birbirinden bağımsızdır. Pekcanıtez, İflas, s. 33; Özekes, s. 3262.
(14) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 42. Pekcanıtez’e göre de; ‘Bazı hallerde aciz hali ile borca batıklık hali birlikte görülebilir. Hatta diğer iflas nedenleri de borca batıklık ile birlikte görülebilir. Bu durumda ister şirketin iflası talep edilmiş olsun, isterse kendisi iflasını talep etsin, her iki halde de iflasın ertelenmesi talep edilebilir.’ Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s. 329.
(15) Atalay, Borca Batıklık, s. 7. Pekcanıtez’e göre; ‘İflasın ertelenmesi kurumunun sadece sermaye şirketinin borca batık olma hali için öngörülmüş olması da değerlendirilmelidir. Bizce, borca batık olma hali dışında da, örneğin aciz hali, hatta borca batıklık ya da aciz hali tehlikesi ihtimalinde de iflasın ertelenmesi istenebilmelidir. Ancak bugünkü düzenleme açık olduğundan, iflasın ertelenmesi sadece borca batık olma halinde istenebilecektir.’ Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s. 329. Ayrıca, zarar bilançosu ve borca batıklık arasındaki farklar ile borca batıklık ile sermaye kaybı arasındaki farklar için bkz. Atalay, Borca Batıklık, s. 9 vd.
rası cevap vermektedir(16). Şirketin borca batık(17) halde bulunduğu şüphesini uyandıran belirtiler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilanço(18) düzenler. İşte bu ara bilançosundan şirketin aktifinin, borçları karşılamaya yetmediğinin anlaşılması üzerine, şirketin iflasını talep zorunluluğu ortaya çıkar(19).
Borca batıklık şüphesini doğuran çeşitli nedenler bulunabilir. Ancak bunlardan en önemlisi, yıllık bilanço esaslarına tabi bir bilançonun borca batıklık göstermesidir(20). Bu tür bir bilançoya göre, şirketin tüm aktif
(16) TTK m.324/II uyarınca; ‘şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa, idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas alınmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder.’ Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın 376. maddesinin 3. fıkrası bu hükmün karşılığını oluşturmaktadır. Söz konusu hüküm uyarınca; ‘Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de olası satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkarttırıp denetçiye verir. Denetçi, bu ara bilançoyu en çok yedi iş günü içinde inceler ve değerlendirmeleri ile önerilerini bir rapor halinde yönetim kuruluna sunar. Önerilerin 378. maddede düzenlenen erken teşhis komitesinin önerilerini de dikkate alması şarttır. Rapordan, aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister; meğer ki iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasını tüm alacaklılarının sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş olsun.’
(17) Türk’e göre; ‘TTK m.342/II’de borca batıklık düzenlendiği halde, ara bilanço düzenlenmesini gerektiren neden, borca batıklıktan tamamen farklı bir kavram olan ‘aciz hali’ şüphesi olarak gösterilmiştir. Oysa ödemeden aciz hali nedeniyle iflas, İİK’nun 178. maddesinde düzenlenmiş olup, TTK m.324’de(aynı şekilde İİK m.179’da) aciz hali için öngörülen bir hukuki sonuç yoktur. TTK m.324/II, ortaklığın likide durumuyla değil, malvarlığı durumuyla, başka bir deyişle ortaklık malvarlığının borçları karşılamaya yetip yetmemesi ile ilgilidir. Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu’nun 725. maddesinde ‘aciz hali şüphesi’nden değil, ‘borca batıklık şüphesi’nden bahsetmiştir. Bu nedenle, ileride yapılacak bir yasa değişikliği ile borca batıklığın tespitine ilişkin esaslar, 324. maddeden 179. maddeye aktarıldığı zaman, ara bilanço düzenlenmesi nedeninin ‘borca batıklık şüphesi’ olarak öngörülmesi yerinde olur.’ Türk, s. 303 vd.
(18) Ara bilanço, hesap dönemi sona ermeden, iki hesap dönemi arasında çıkarılan bilançodur. Bu tanım ve bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Karayalçın Yaşar, Muhasebe Hukuku(KavramlarİlkelerBaşlıca SorunlarYeni Gelişmeler), Ankara 1988, s. 42.
(19) Atalay, Borca Batıklık, s. 11; Balcı, s. 251. Bugünkü hukuka göre, bu ara bilanço hem şirketin devamı değerlerine hem de satış değerlendirmelerine göre yapılmalıdır. Yani, ara bilançoda şirketin aktifleri sanki şirket devam edecekmiş veya şirket tasfiye halindeymiş gibi değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Eğer bu ara bilançoda, şirketin alacaklılarının alacaklarının ne şirketin devamına ne de aktiflerin satışından bunların tam olarak karşılanmayacağı ortaya çıkarsa, borca batıklığın mevcut olduğu kabul edilir. Schönenberger, s. 11.
(20) Türk, s. 304; Atalay, Borca Batıklık, s. 11. Türk’e göre; ‘… yıllık bilanço esaslarına tabi bilançodan maksat değerlemede TTK’nun m.460 vd. maddelerinin geçerli olduğu her tür bilançodur. Bunun mutlaka son yıllık bilanço olması gerekmez. Herhangi bir nedenle yıl içinde düzenlenen ve TTK m.460 vd.’daki değerleme ilkelerine tabi olan bir ara bilanço dahi borca batıklık gösterebilir. Bu tür bilançoda görünen borca batıklığa ‘şekli anlamda borca batıklık’ denilmektedir. Sadece bu tür borca batıklık alacaklıların korunması için iflasın açılmasını gerektirmemektedir. Çünkü, yıllık bilançoda aktiflerin önemli bir kısmı maliyet değerleriyle gösterildiğinden, şeklen borca batık görünen bir ortaklık satış fiyatları esas alınarak düzenlenen bir bilançoya göre bütün borçlarını rahatlıkla karşılayacak bir malvarlığına sahip olabilir. Bu durumda alacaklılar için bir tehlike yok demektir. Alacaklılar için önemli olan aktiflerin bilanço günündeki tahmini satış fiyatlarına göre bulunacak toplam değerinin alacaklıların tamamını karşılayabilecek düzeyde olmasıdır. Ortaklık borçları, aktiflerin bu şekilde belirlenen toplam değerini aşıyorsa ‘maddi anlamda borca batıklık’ söz konusu olur ki, eğer ortaklık bu durumdayken işletmeye devam ederse, alacaklılar haklarını tamamen veya kısmen alamayabilir.
leri alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmiyor ise veya esas sermayenin karşılıksız kaldığı anlaşılıyorsa, yönetim kurulu, aktiflerin satış fiyatları üzerinden bir ara bilançosu düzenlemek zorundadır(21) .
Borca batıklık şüphesinin anlaşılabilmesi için yıl sonunun beklenmesi zorunlu değildir; son yıllık bilançoya göre şirketin aktifleri, tüm borçlara yetecek düzeyde olmasına rağmen, işlemekte olan yıl içinde ortaya çıkan bazı koşullar nedeniyle borca batıklık şüphesi belirgin hale gelebilir. Bu yüzden, fiili olarak ortaya çıkmış olan borca batıklık şüphesi varsa, son yıllık bilançoya göre borçlara yetecek malvarlığı bulunmasına ve şirket borca batık durumda görünmemesine rağmen, yönetim kurulu ‘aktiflerin satış fiyatları üzerinden bir ara bilançosu’ düzenlemek zorundadır(22).
Belirtilen yıllık bilançonun dışında, anonim şirketin borca batık durumda olduğu şüphesini haklı gösterecek diğer bazı olguları ise, genel olarak, ‘şirketin aleyhine ortaya çıkan, malvarlığı durumundaki değişiklikler’ şeklinde tanımlayabiliriz. Bunlar örneğin, yüksek tutardaki zararlar, menkul kıymet ve döviz fiyatlarındaki önemli düşüşler, politik nedenlerden ötürü yurt dışında bulunan bazı ekonomik değerlerin kaybedilmesi, pazardaki payın kaybedilmesi, önemli miktardaki alacakların tahsilinin imkansız hale gelmesi, tazminat borçlarının ortaya çıkması ve önemli alacak davalarının yitirilmesi gibi olaylar olabilir(23) .
B. Borca Batıklık Bilançosu
1. Kavram
Aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere düzenlenen ara bilançosu, şirketin borca batık olup, olmadığının tespiti için kullanılacak olan yegane bilançodur(24) . Borca batıklık bilançosu malvarlığını tespit eden bir bi
Bu nedenle durumun mahkemeye bildirilmesi yükümlülüğü açısından TTK m.324’de ‘maddi anlamda borca batıklık’ esas alınmıştır. Bu esasın, aynen İİK m.179’a aktarılması uygun olur. Kanımızca, yıllık bilançoda görünen borca batıklık(şekli anlamda), somut bir maddi anlamda borca batıklık şüphesi olarak yasada açıkça öngörülmeli, başka bir deyişle böyle bir durumda aktiflerin satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço düzenlenmesi zorunlu kılınmalıdır. Çünkü, şekli anlamda borca batıklık maddi anlamda borca batıklık şüphesini uyandıran önemli bir nedendir.’ Türk, s. 304305.
(21) Atalay, Borca Batıklık, s. 12. Ancak Atalay’a göre; ‘Ancak normal yıllık bilanço veya ara bilançosu, borca batıklık şüphesi için yegane kriter değildir. Zira bu tür bir bilançoda, gerçek aktifler yanında varsayımsal aktiflerin de yer alması özellikle gizli yedek akçe ayrılmasının mümkün olması sebebiyle borca batıklık konusunda net bir bilgi edinilmemesi mümkündür, hatta doğaldır. Bu yüzden yönetim kurulunun, borca batıklık şüphesi üzerine, ara bilançosu düzenlemek yükümlülüğünü, normal yıllık bilançonun borca batıklığı gösteriyor şeklindeki bir ön koşula bağlamak kanımızca uygun olmaz.’ Atalay, Borca Batıklık, s. 12.
(22) Atalay, Borca Batıklık, s. 12.
(23) Atalay, Borca Batıklık, s. 13;Türk Ahmet, Anonim Ortaklıklarda Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları, Ankara 1999, s. 243.
(24) Atalay, Borca Batıklık, s. 13; Türk, Anonim Ortaklıklar, s. 243; Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38. Doktrinde borca batıklığın tespiti için düzenlenen bilanço, tasfiye değerleri üzerinden bilanço, satış bilançosu, paraya çevirme bilançosu ve borca batıklık bilançosu gibi terimlerle ifade edilmiştir. Çalışmamızda, borca batıklık bilançosu deyimini kullanmayı tercih etmekteyiz.
lançodur. Bu bilançoda gerek aktif ve gerekse pasif kısımda gerçek değerler esas alınır(25) .
TTK m. 324/II uyarınca, borca batıklık bilançosu, aktiflerin satış fiyatları üzerinden düzenlenecektir(26) . Her ne kadar, TTK m.324/II’de borca batıklık bilançosunun, aktiflerin satış fiyatı üzerinden düzenleneceği belirtilmişse de, borca batıklığın kesin tespiti için, değerlendirme ilkesi bakımından kesin bir ölçüt bulmak güçtür. Çünkü her bilanço, onu hazırlayanın büyük ölçüde takdirine göre şekillenir(27) . Örneğin, bilançoda düzenlenecek bazı kalemlerin değeri belli iken(çek, nakit vb.), bazı kalemler çoğu zaman tahmini değerler üzerinden belirlenecektir.
Borca batıklık bilançosunda şirket malvarlığının satış değerlerinin gerçekçi olarak tespit edilip borçları ödemeye yetişip yetişmeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir(28) . Fiktif kalemler de içeren yıllık bilançoya dayanarak borca batıklığın tespit edilmesi mümkün değildir. Zira, sonuç açıklama bilançosu(29) niteliğinde olan yıllık bilançoda başarı durumu, kâr tespiti esastır; böyle bir bilançodan şirketin pasifinin aktifinden fazla olduğu tespit edilemez. Zira bu bilançoda aktiflerin önemli kısmı maliyet değerleri ile gösterildiğinden (TTK m.460 ve 461), yıllık bilançoda borca batık görünen bir şirketin, satış fiyatları üzerinden düzenlenen borca batıklık bilançosunda bütün borçları rahatlıkla karşılayabilecek bir malvarlığına sahip olduğu anlaşılabilir(30).
(25) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38.
(26) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s. 327; Atalay, İflasın Ertelenmesi, s. 57; Özekes, s. 3261; Kaya, s. 289. Yargıtay 19.H.D.’nin E.2004/7565, K.2004/11352, T.12.11.2004 sayılı kararına uyarınca; ‘İflasın ertelenebilmesi için erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumun iyileştirilmesi ümidinin bulunması gerekir. Erteleme talebi borca batıklık bildirimi anlamındadır. Bu nedenle mahkemenin öncelikle şirketin borca batık durumda olup olmadığını tespit etmesi, borca batık durumda ise ıslahının mümkün bulunup bulunmadığını incelemesi gerekir. Şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunmaması halinde şirketin iflasına karar verilmelidir. Borca batıklık bildirimi üzerine düzenlenecek borca batıklık bilançosunun anonim şirketin gerçek malvarlığı değerlerini yansıtması gerekir. Bunun için tüm aktiflerin paraya çevirme değerleri yani piyasadaki satış sırasında gerçekleşebilecek fiyattan tespit edilmeli, şirket borca batık durumda değilse talep reddedilmelidir....’ Yargıtay’ın aynı yöde kararlarına örnek olarak; Yargıtay 19.H.D.’nin E.2004/9014, K.2005/2429, T.10.03.2005 sayılı kararı, Yargıtay 19.H.D’nin E.2002/1463, K.2002/3540, T.09.05.2002 sayılı kararı, Yargıtay 19.H.D’nin E.2004/4635, K.2004/13438, T.30.12.2004 sayılı; Yargıtay 19.H.D’nin E.2005/2033, K.2005/3760, T.07.04.2005 sayılı kararı, Yargıtay 19.H.D’nin E.2004/5733, K.2004/13437, T.30.12.2004 sayılı kararları verilebilir. www.kazanci.com.
(27) Atalay, Borca Batıklık, s. 14.
(28) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Pekcanıtez, İflas, s. 32; Atalay, Borca Batıklık, s. 14.
(29) Hesap dönemi sonuçlarını tespit eden bilançoya sonuç açıklama bilançosu denir. Bu bilançodan işletmenin gerçek malvarlığı durumu anlaşılmaz, işletmenin malvarlığında yer alan aktif ve pasif kalemler hakkında genel bilgi edinilir. Bu bilançoda önemli olan dönem sonunun kar veya zarar olarak belirlenmesidir. Bu tanım ve bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Karayalçın, Muhasebe, s. 41.
(30) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Atalay, Borca Batıklık, s. 14; Karayalçın, Bilanço, s. 99 vd.; Türk,
s. 305.Yargıtay 19.H.D.’nin E.1995/3261, K.1995/3988, T.02.05.1995 sayılı kararına uyarınca;‘Yıllık bilanço, şirket aktifinin şirket borçlarına yetip yetmediğinin tespiti için elverişli bir bilanço değildir. Oysa anonim şirketin borca batıklık sebebi ile iflasına karar verilebilmesi için araştırılması gereken husus, şirketin aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetip yetmediği, şirketin borçlarının, mevcut alacaklarından fazla olup olmadığıdır. Bu hususun ise ancak aktiflerin satış değeri üzerinden düzenlenecek olan ve şirketin gerçek malvarlığı hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir malvarlığını tespit bilançosu ile mümkündür.’ www.kazanci.com.
Borca batıklık halinde, şirket yönetim kurulu veya bir alacaklının mahkemeden iflasın ertelenebilmesini isteyebilmesi için, mahkemeye yıl sonu bilançosunun ve borca batıklık bilançosunun ibraz edilmesi gerekmektedir(31) . Mahkeme iflasın ertelenmesi talebinin gerçek olup, olmadığını inceleyecek, ihtiyaç duyarsa bilirkişi incelemesi yaptırabilecek, gerekirse re’sen araştırma yapacaktır(32) .
2. Benzer Kavramlardan Farkı
a. İflas Bilançosundan Farkı
İşlerin iyi idare ve faaliyet planlarının iyi organize edilmemesi müesseseleri bazı tehlikeli rizikolara soktuğu gibi iflasa da sürükleyebilir. İflas hali de müesseseler için bir durum olduğuna göre, bu halde dahi bilanço tanzim edilmek zarureti vardır. Bu şartlar altında çıkarılan bilançolar iflas bilançosu adı ile anılırlar(33) .
Borca batıklık bilançosu, iflasın açılması kararından sonra, iflas dairesi tarafından düzenlenen iflas açılış bilançosundan farklıdır. İflas bilançosu da ticari defterlere dayanmak zorunda olmayan, bir malvarlığını tespit bilançosudur. Ancak bu bilançonun amacı, iflas koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek değil, iflas masasına ait mal ve hakların tespiti ile bunların şirket borçlarını karşılamaya yetip yetmeyeceği veya alacaklıların masadan ne oranda tatmin edilebilecekleri sorusuna cevap aramaktır(34) .
İflas bilançosunda, iflas tasfiyesi için gereken tahmini masraflar masaya ait masraflar olarak değerlendirilir. Burada iflas tasfiyesinin cebri niteliği gereği, paraya çevirme değeri, olumsuz koşullar göz önüne alınarak belirlenir ve bilançoda yer alan bu değerler normal tahmini değerlerin daha altında olur(35) .
(31) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38. İflasın ertelenmesi talebi ile birlikte yönetim kurulu kararı, bu karara dayanarak iflasın ertelenmesi talebinde bulunanların şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındıklarını tevsik eden yönetim kurulu kararı ve imza sirküleri de mahkemeye sunulmalıdır. Şirketin ticaret sicili dosyasının tasdikli bir fotokopisini sunmak mümkün olmazsa, mahkemeden bu dosyanın ticaret sicilinden celbi istenmelidir. Keza, şirketten alacaklı olanların bir listesinin de, adresleriyle birlikte, borca batıklık bilançosu ekinde mahkemeye ibraz edilmesi yerinde olacaktır; böylece mahkeme bu alacaklıların tamamını veya bir kısmını duruşmada dinlemek imkanına sahip olacaktır. Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 39.
(32) Kaya, s. 289. Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebini incelemeden önce, erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık olduğunu incelemesi gerekecektir. Şirketin borca batık olduğunu tespit hakim için özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, bunu bilirkişi incelemesi yaptırarak karar verebilecektir. Pekcanıtez, İflasın Ertelenmesi, s.327. Yargıtay 19. HD.’nin E. 2001/6232, K. 2001/8385, T. 14.12.2001 sayılı kararına göre, ‘…ibraz edilen bilanço ve ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, sadece şirketin ibraz ettiği bilanço ile yetinerek borca batıklık halinin saptanması isabetli değildir.’ www.kazanci.com
(33) Eser İsmail Nevzat/Atakan Pertev Kevni, Bilanço, Ankara 1957, s. 48.
(34) Atalay Oğuz, Anonim Şirketlerin İflası, İzmir 1996, s. 54.
(35) Atalay, Borca Batıklık, s. 15.
b. Tasfiye Açılış Bilançosundan Farkı
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasfiye haline girmiş olan bir anonim şirket için, tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz, şirketin malvarlığı durumunu tespit amacıyla bir envanter ve bilanço hazırlamak zorundadırlar(TTK m.226); bu bilançoya tasfiye açılış bilançosu denilmektedir(36) . Bu bilançolar borç ve alacakların tasfiyesi bakımından önemlidir(37) .
Borca batıklık bilançosu ile tasfiye açılış bilançosu bazı ortak yanlarına rağmen, özelikle amaç yönünden birbirinden ayrılırlar. Tasfiye bilançosunun amacı, şirketin borca batık halde olup olmadığını tespiti değil, başlamış olan tasfiye sürecinin sonuçları ile ilgilenmektir. Her iki bilançoda malvarlığını tespit bilançosudur ve aktifler, satış fiyatları üzerinden değerlendirilmeye tabi tutulur.(38)
3. Borca Batıklık Bilançosunda Aktifler
Borca batıklık bilançosu, bir şirketin tüm malvarlığı değerleri paraya çevrildiğinde ve tüm gerçek borçları ödendiğinde elde ne kalacağını gösteren bilançodur. Bu nedenle, borca batıklık bilançosunda yer alan malvarlığı değerleri ve borçlar o sırada piyasada geçerli olan fiyatları esas alınarak bilançoya geçirilmelidir(39) .
Borca batıklık bilançosu anonim şirketin gerçek malvarlığı değerlerini yansıtmalıdır. Bunun için aktifler, paraya çevirme değerleri üzerinden bilançoya geçirilmelidir. Paraya çevirme değeri, şirketin elde etmeyi amaçladığı değil, piyasada satış sırasında gerçekleşebilecek olan fiyattır(40) . Borca batıklık bilançosu düzenlenirken tespit edilecek fiyat, piyasada cari fiyatı bulunan mallar dışındaki aktifler için geniş ölçüde yönetim kurulunun takdirine kalmıştır. Özellikle kullanılmış makine, işletme mefruşatı, taşınır ve taşınmaz malların fiyatı çok kere tamamen tahmini olacaktır(41) .
Borca batıklık bilançosunun aktifinde yer alacak malvarlığı unsurlarının değerlendirilmesi esnasında işletmeye ait bazı malların(mesela bir fabrika binası ve içindeki makineler) tek tek mi yoksa bir bütün olarak mı satılması gerektiği hususu önemlidir. Birlikte bir bütün oluşturan malvarlığı parçaları, birbirinden ayrıldıkları takdirde daha aşağı bir fiyata sa
(36) Poroy Reha/Tekinalp Ünal/Çamoğlu Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 9. Bası, İstanbul 2003, s. 172; Tekinalp, Bilanço, s. 444.
(37) Eser/Atakan, s. 48.
(38) Atalay, Borca Batıklık, s. 16; Atalay, İflas, s. 55.
(39) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Atalay, Borca Batıklık, s. 16.
(40) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s.38; Atalay, Borca Batıklık, s. 17; Türk, Anonim Ortaklıklar, s. 256. Atalay’a göre; ‘Burada sübjektif değerleri dikkate alınmamalı, mümkün olduğunca objektif değerler araştırılmalı ve dikkate alınmalıdır.’
(41) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Atalay, Borca Batıklık, s. 17.
tılacaktır. Onun için malların satış fiyatı tespit edilirken bu husus da dikkate alınmalıdır(42) .
Burada değerlendirilmesi gereken bir başka nokta ise, aktiflerin paraya çevrilme değeri üzerinden bilançolaşmasında, satılacakları zaman kesitidir. Bu esnada, bilançonun düzenlenişi sırasındaki satış fiyatlarının mı, yoksa uzun süreli bir tasfiye sonundaki satış fiyatlarının mı tahmin edileceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Burada, aktiflerin borca batıklık bilançosunun düzenlenmesi sırasındaki değerleri dikkate alınmalıdır. Çünkü şirketin borca batık durumda olup olmadığı, bilançonun düzenlendiği tarihte işletmenin içinde bulunduğu duruma göre belirlenecektir(43) .
Borca batıklık bilançosunda, aktiflerin değerlendirilmesi sırasında, gerçek fiyatın altında bir değerlendirme yapılması caiz değildir. Normal yıllık bilançoda yönetim kurulunca ayrılan gizli yedek akçeler mutlaka göz önüne alınmalı, yani çözülmelidir(44) . Borca batıklık bilançosunda tek başına satılma imkanı bulunmayan gayri maddi malvarlığı değerleri dikkate alınmaz. Örneğin, işletme değerinin aktifleştirilmesi mümkün değil
(45)
. Şirketin sahip olduğu ödeme araçları(nakit, çek vb.), nominal değerleri üzerinden, döviz ise bilanço günündeki kur üzerinden aktifleştirilmelidir. Şirketin sahip olduğu menkul kıymetler ise, borsada rayicinin bulunup bulunmamasına göre bir ayrıma tabi tutulmalı ve borsada rayici bulunanlar bilanço günündeki rayiç değer üzerinden, diğerleri ise tahmini satış değerleri üzerinden aktifleştirilmelidir(46) . Şirket alacakları(47) her bir borçlunun ödeme kabiliyeti göz önüne alınarak yapılan değerlendirme sonucunda aktif tarafa geçirilirler(48) . Yani alacaklar, her zaman ticari defterlerde yazılı miktar üzerinden değil, tahsili muhtemel olan miktar üzerinden bilançoya geçirilmelidir. Paraya çevrilmesi mümkün olan gayri maddi malvarlığı değerleri(örneğin lisans, patent ve marka gibi) borca batıklık bilançosunda aktifler
(42) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Atalay, Borca Batıklık,s. 18; Türk, s. 305. Türk’e göre de; ‘Ortaklık işletmesi dağıtılmadan bir bütün halinde satılabilir, ya da en azından yaşama yeteneğine sahip olan bazı kısımlarının bir bütün halinde satışı mümkün olabilir. Bir şeyin bütünün içindeki değeri, tek başına haiz olduğu değerden daha yüksek olabilir. Buna bağlı olarak, işletme bütününün satış değeri kural olarak aktiflerin tek tek satılması ihtimalindekine oranla daha fazladır. O halde işletmenin toptan veya kısımlar halinde satışı mümkün görünüyorsa değerlemede aktiflerin tek tek değerleri değil, toplam değerleri esas alınabilir.’ Türk, s. 305306.
(43) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Atalay, Borca Batıklık, s. 18.
(44) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 39; Atalay, Borca Batıklık, s. 19.
(45) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 39.
(46) Atalay, Borca Batıklık, s.19; Karayalçın, Bilanço, s. 102; Türk, İflas, s. 258.
(47) Alacaklar bilançoda çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulurlar. Bunlar; alacak senetleri, iskonto ettirilmiş alacak senetleri, satıştan alacaklar, personelden alacaklar, müesseseden alacaklar, iştirakten alacaklar, verilen depozito ve teminat ve diğer alacaklar. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Muhasebenin Temel Kavramları ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri, Ankara 1973, s. 28.
(48) Atalay, Borca Batıklık, s.19; Karayalçın, Bilanço, s. 100101.
arasında yer almalıdır(49) . Burada bu değerlerin işletme tarafından iktisap edilmiş olması veya işletmeye dışarıdan getirilmiş olması önemli değil
(50)
. Tek başına paraya çevrilme imkanı bulunmayan gayri maddi malvarlığı değerleri ise aktif kısımda yer alamaz. Örneğin, işletme değeri(goodwill) aktifleştirilemez. Zira bu değer, işletmenin bir bütün halinde devri sırasında, fazla bir değer olarak bir anlam ifade eder; tasfiye sırasında ise tek başına paraya çevrilecek bir unsur değildir(51) . Şirketin sahip olduğu maddi yatırım malvarlığını oluşturan unsurlar da(taşınmazlar, enerji santralleri, makineler, aletler, nakil vasıtaları ve mobilyalar)(52) gerçek satış değeri üzerinden aktifleştirilmelidir(53) .
4. Borca Batıklık Bilançosunda Pasifler
Borca batıklık bilançosunun aktif kısmında şirket malvarlığını oluşturan parçalar, pasif kısmında ise şirketin gerçek yükümlülükleri yer alır(54) . Bu borçların muaccel olup, olmaması önemli değildir. Normal yıllık bilançonun pasif tarafında yer alan diğer kalemler, borca batıklık bilançosu için önem taşımazlar. Şirketin gerçek borçları, borca batıklık bilançosunun düzenlenme tarihindeki miktarları üzerinden pasif tarafa geçirilirler(55) .
Normal yıllık bilançonun pasif kısmında yer alan esas sermaye(56) (TTK m.463/I), şirket borcu olmadığından borca batıklık bilançosunda yer almaz(57) .
TTK m.463/I uyarınca, yedek akçeler de yıllık bilançonun pasif tarafında yer alır(58) . Fakat, bunlar da gerçek anlamda şirket borcu olmadıklarından borca batıklık bilançosunun pasif tarafında yer almazlar(59).
Yıllık bilançonun pasif tarafında yer alan itfa, yenileme, yardım ve hayır işlerine ayrılan çeşitli akçelerin(60) borca batıklık bilançosunun pasif
(49) Karayalçın, Bilanço, s. 53; Tekinalp, Muhasebe, s. 194.
(50) Atalay, Borca Batıklık, s. 21.
(51) Atalay, Borca Batıklık, s. 21.
(52) Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Tekinalp, Sermaye, s. 174 vd.
(53) Atalay, Borca Batıklık, s. 21.
(54) Öztek, İflasın Ertelenmesi, s. 38; Pekcanıtez, İflas, s. 32; Atalay, Borca Batıklık, s. 22.
(55) Atalay, Borca Batıklık, s. 22.
(56) Genel olarak işletmenin esas sermayesi, işletme sahiplerinin işletmeye yaptıkları yatırımların toplamından oluşur. Bu tanım ve bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Meriç Baki, Ticari ve Mali Bilançolarda İşletmeye Dahil İktisadi Kıymetlerde Değerleme, İstanbul 1982, s. 258.
(57) Tekinalp, Sermaye, s. 218219; Karayalçın, Bilanço, s. 55; Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku, C.3, Ankara 1993, s. 2806. Ortaklık esas sermayesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Tekianalp, Sermaye,
s. 218 vd.
(58) Tekinalp, Sermaye, s. 220; Kuru, s. 2806. Tekinalp’e göre; ‘Genel anlamda yedek akçeler, saf ortaklık malvarlığıdır. Saf bir malvarlığının bulunmadığı durumlarda yedek akçeden ve yedek akçe ayrılmasından söz açmaya imkan yoktur.’ Tekinalp, Sermaye, s. 220 vd.
(59) Atalay, Borca Batıklık, s. 22.
(60) Karayalçın, Bilanço, s. 55, Tekinalp, Sermaye, s. 222.
tarafında gösterilip, gösterilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir. Bu konuyu bir ayrım yaparak incelemek gerekmektedir. İtfa ve yenileme akçeleri ile ifade edilmek istenen aslında amortismanlardır. Amortismanlar(61) ikiye ayrılırlar. Bunlar doğrudan doğruya amortismanlar ve dolaylı amortismanlardır. Amortisman, ya doğrudan doğruya aktif kalemlerde indirim yapılarak ya da amortimana tabi malın değeri tam olarak gösterilip, pasif tarafa belli bir amortisman payı geçirilmek sureti ile gerçekleşir. Doğrudan doğruya amortisman payları, yedek akçe değildir(62). Dolayısıyla amortismanlar da bir muhasebe metodu olarak ortaya çıkarlar ve yedek akçe sayılmazlar. Çünkü yedek akçeler, malvarlığındaki bir değer fazlalığını ifade ettikleri halde, amortismanlar, değer kayıplarını gösterirler(63). Bu nedenle bu tür yedek akçeler borca batıklık bilançosunda yer almamalıdır(64).
Yardım ve fon işlerine ayrılan çeşitli akçeler(karşılıklar) ise, ayrılma amacı yönünde tahsil edilip edilmediği veya bir vakfın kurulup kurulmadığı yönünden bir ayrıma tabi tutulurlar. Yardım ve hayır işlerine ayrılan yedek akçeler, kural olarak bilançonun pasifinde yer alır. Ancak bu yedek akçeler, ayrılma amaçları doğrultusunda tahsis edilmiş iseler, bilançonun aktif kısmında bir fon olarak gösterilirler. Bu tahsisten sonra, bir vakıf kurulmuşsa, bu miktarın ortaklık bilançosundan ayrıldığı açıktır ve bu nedenle yıllık bilançoda gösterilmezler(65). Yardım ve hayır işlerine ayrılan yedek akçeler, kurulan vakfın şirketten olan bir alacağı şeklinde ayrılmış iseler, bilançonun pasifinde yer alırlar. Bu tür yedek akçeler bu şekliyle gerçek bir şirket borcu niteliğinde olduklarından, borca batıklık bilançosunda da pasif tarafta yer almalıdır(66).
Yıllık bilançoda pasif tarafta yer alan geçici kalemler de gerçek şirket borcu olmadıklarından, borca batıklık bilançosunda yer almamalıdır(67).
Yıllık bilançoda pasif tarafta yer alan şirket borçları ve yükümlülükleri, borca batıklık bilançosunda da pasifte gösterilirler(68).
Kefaletten ve garanti taahhütlerinden doğan yükümlülükler ve üçüncü kişi lehine kurulan rehinler de, şirket borcu olarak yıllık bilançoda pasifte gösterilirler (TTK m.465)(69).
(61) Amortisman, bir işletmede bir yıldan fazla duran varlıkların aşınma, yıpranma ve teknolojik eskime sonucu meydana gelen değer kayıplarının sonuç hesaplarına aktarılmasıdır. Ataman Ümit, Muhasebe Dönemsonu İşlemleri, İstanbul 1989, s. 136.
(62) Tekinalp, Sermaye, s. 223.
(63) Tekinalp, Sermaye, s. 223.
(64) Atalay, Borca Batıklık, s. 23.
(65) Tekinalp, Sermaye, s. 228.
(66) Tekinalp, Sermaye, s. 228; Atalay, Borca Batıklık, s. 23.
(67) Atalay, Borca Batıklık, s. 24. Geçici kalemler ile ayrıntılı bilgi için bkz. Tekinalp, Sermaye, s. 230231.
(68) Atalay, Borca Batıklık, s. 24.
(69) Atalay, Borca Batıklık, s. 24.
SONUÇ
İflâsın ertelenmesi, sermaye şirketleri için öngörülmüş ve şirket alacaklılarının durumlarında değişiklik yapılmaksızın, şirkete, bir iyileştirme projesi çerçevesinde bir yandan borçlarını ödeme, öte yandan da faaliyetine devam ve iflâstan kurtulma imkanı tanıyan bir iyileştirme tedbiridir. Bir yönüyle şirketin devamını sağlarken, diğer yönüyle alacaklıların menfaatlerini de gözeten ve bu çerçevede, uygulanması itibariyle tabiri caiz ise, ekonomik kamu yararını korumaya yönelmiş bir mekanizmadır.
İflasın ertelenebilmesinin en önemli koşulu, sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık olmasıdır. Borca batıklık ise, şirketin aktifinin pasifinden fazla olması hali olarak tanımlanabilir. Sermaye şirketinin borca batık olduğu şüphesi bulunması üzerine yönetim kurulu bir ara bilanço düzenler ve işte bu ara bilançoda yani borca batıklık bilançosunda şirketin aktifinin, borçlarını karşılamaya yetmemesi üzerine, şirketin iflasını talep zorunluluğu ortaya çıkar.
Borca batıklık bilançosu, şirketin borca batık durumda olup, olmadığının tespiti için kullanılacak yegane bilançodur. Bu nedenle borca batıklık bilançosu, iflasın ertelenmesi kurumunda önemli bir yer teşkil etmektedir.
Borca batıklı bilançosu ile yıllık bilanço arasındaki farkın dikkatli tespit edilmesi gerekmektedir. Fiktif kalemler de içeren yıllık bilançoya dayanarak borca batıklığın tespit edilmesi mümkün değildir. Çünkü sonuç açıklama bilançosu şeklinde düzenlenen yıllık bilançoda başarı ve kar durumu esastır. Bu şekilde düzenlenen bir bilançoda aktiflerin önemli kısmı, maliyet değerleri ile gösterildiğinden şirketin borca batık durumda olup olmadığının tespiti mümkün değildir.
Borca batıklık bilançosunda dikkate alınması gereken en önemli hususlardan birisi ise, aktif ve pasif kalemlerinin değerlendirilmesidir. Borca batıklık bilançosu, bir şirketin tüm malvarlığı değerleri paraya çevrildiğinde ve tüm gerçek borçları ödendiğinde elde ne kalacağını gösteren bilançodur. Bu nedenle, borca batıklık bilançosunda yer alan malvarlığı değerleri ve borçlar o sırada piyasada geçerli olan fiyatları esas alınarak bilançoya geçirilmelidir.
KAYNAKÇA
Amonn, Kurt/Gasser Dominik, Grundriss des Schulbetreibungsund Konkursrechts, Bern, 1997.
Atalay Oğuz, Anonim Şirketlerin İflası, İzmir 1996.
Atalay Oğuz, Borca Batıklık ve İfasın Ertelenmesi, İzmir 2006(Kısaltma:Borca
Batıklık).
Atalay Oğuz, İflasın Ertelenmesi, 75. Yaş Günü İçin Baki Kuru Armağanı, An
kara 2004(Kısaltma:İflasın Ertelenmesi).
Ataman Ümit, Muhasebe Dönemsonu İşlemleri, İstanbul 1989.
Balcı Şakir, İflasın Ertelenmesi, İzmir 2005.
Eser İsmail Nevzat/Atakan Pertev Kevni, Bilanço, Ankara 1957.
Franco Nisim, Sermaye Şirketlerinde Özellikle Anonim Şirketlerde İflas ve Tehi
ri, Prof. Dr. Haluk Tandoğan’ın Anısına Armağan, Ankara 1990.
Karayalçın Yaşar, Bilanço Hukuku(KavramlarİlkelerBaşlıca SorunlarYeni Ge
lişmeler), Ankara 1979(Kısaltma:Bilanço).
Karayalçın Yaşar, Muhasebe Hukuku(KavramlarİlkelerBaşlıca SorunlarYeni
Gelişmeler), Ankara 1988(Kısaltma:Muhasebe).
Kaya Arslan, Borca Batık Anonim Şirketin İflasının Ertelenmesi, Prof. Dr. Erdo
ğan Moroğlu’na 65. Yaş Günü Armağanı, İstanbul 2001.
Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku, C.3, Ankara 1993.
Meriç Baki, Ticari ve Mali Bilançolarda İşletmeye Dahil İktisadi Kıymetlerde De
ğerleme, İstanbul 1982.
Özekes Muhammet, İflasın Ertelenmesi, Legal Hukuk Dergisi, Eylül 2005, S.33.
Öztek Selçuk, İflasın Ertelenmesi, Bankacılar Dergisi, S.53, Y.2005.(Kısalt
ma:İflasın Ertelenmesi).
Öztek Selçuk, Türk Hukukunda ve Uygulamasında Ödeme Güçlüğü İçindeki İş
letmelerin Rehabilitasyonu: İmkanlar, Aksaklıklar, Çözüm Önerileri, İBD.,1993.
Pekcanıtez Hakan, Anonim Ortaklıkların İflası, Ankara 1991(Kısaltma:İflas)
Pekcanıtez Hakan, İflasın Ertelenmesi, İBD, Cilt:79, Sayı:2, Yıl: 2005(Kısalt
ma:İflasın Ertelenmesi)
Poroy Reha/Tekinalp Ünal/Çamoğlu Ersin, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku,
9. Bası, İstanbul 2003.
Schönenberger V.B., İsviçre Borçlar Kanunu(OR) madde 725a’ya Göre İflasın
Ertelenmesi, (Çev.: Saim Üstündağ), Yargı Dünyası, Mart 2005, S.111.
Tekinalp Ünal, Anonim Ortaklığın Bilançosu ve Yedek Akçeler, 2. Bası, İstanbul
1979(Kısaltma:Sermaye).
Türk Ahmet, Anonim Ortaklıklarda Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki
Sonuçları, Ankara 1999(Kısaltma:Anonim Ortaklıklar).
Türk Ahmet, Sermaye Ortaklıklarının ve Kooperatiflerinin Borca Batıklık Nede
niyle İflası ve İflasın Ertelenmesi Konusunda İcra ve İflas Kanunu’nda Yapılan
Son Değişikliklerin Değerlendirilmesi ve Öneriler, DEÜHFD, C.6, S.1, 2004. Üstündağ Saim, Türk Ticaret Kanunu’nun 324. Maddesinin 3. Fıkrası Üzerine Düşünceler, Günümüzde Yargı, 1980/3.