Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
ortak konutta sadece kuru mülkiyet hakki sahibi olmasi, diğer esin tapuda aile konutu serhi verdirmesine yeterli degildir
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 25-07-2011 | Kategori: İçtihat | Okunma : 1908 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
Esin ortak konutta sadece kuru mülkiyet hakki sahibi olmasi, diğer esin tapuda aile
konutu serhi verdirmesine yeterli değildir
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
Aile konutu kosulu • kuru mülkiyet • yararlanma kosulu
ÖZET: Aile konutu korumasından yararlanmak için eşlerden
birinin yararlanma hakkı veren mülkiyet veya sınırlı bir ayni
hakka sahip olması gerekir.
Eşin ortak konutta sadece kuru mülkiyete sahip olması, diğer
eşin aile konutu şerhi verdirmesi için yeterli değildir.
Y.2.HD. E: 2010/7465 K: 2010/20502 T: 07.12.2010
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen
mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan
23.11.2010 gününde duruşmalı temyiz eder davalılar İbrahim ve Elçin
vekilleri ve temyiz eden davalı Emine vekili ile karşı taraf davacı Müge vekili
geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara
bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün
dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Dava konusu taşınmazın davacı ve kocası davalı İbrahim Halil
tarafından ortak konut olarak kullanıldığı sabittir. Konutun kuru mülkiyeti
davalı kocaya, intifa hakkı davalı kocanın annesi Elçin'e aittir. Davacı ve
davalı kocanın bu taşınmazı aile konutu olarak kullanmaları intifa hakkı
sahibi anne Elçin'in tek yanlı rızasına dayalıdır. Diğer bir söyleyişle, davacı
ve davalı kocanın taşınmazı aile konutu olarak kullanmaları kocanın kuru
mülkiyet hakkına dayalı değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 194.
maddesinde düzenlenen aile konutu korumasından yararlanabilmek için; bu
konutta eşlerden birinin yararlanma hakkı veren bir mülkiyet veya sınırlı
ayni hakka (örneğin, intifa, sükna gibi) sahip olması gerekir. Eşin ortak
konutta sadece kuru mülkiyet hakkı sahibi olması, diğer eşin tapuda aile
konutu şerhi verdirmesine yeterli değildir. Bu açıklamalar gözetilerek
davanın reddi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
2- Kabule göre de; iptal kararı sadece davalı kocanın tasarruftan önce
sahip olduğu kuru mülkiyet hakkı ile sınırlı olması gerekirken; tapu
kaydının tamamıyla iptali ve davalı koca adına tesciline karar verilmiş olması
da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle
BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 825.00 TL. vekalet ücretinin
davacıdan alınıp davalılara verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının
yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde
İSTANBUL BAROSU DERGİSİ ___________• Cilt: 85 • Sayı: 2 • Yıl: 2011
274
karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.07.12.2010
(Salı)
KARŞI OY YAZISI
Türk Medeni Kanununun 194.maddesi hükmünde öngörülen aile konutu korumasından
yararlanabilmek için aile konutuna yönelik hukuken korunan geçerli bir hukuki ilişkinin varlığı
şartı bulunmalıdır.
Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini davalı erkek eşe ait olduğu ve davalı erkek eşin
anasının bu taşınmaz üzerinde intifa hakkı bulunmasına rağmen taşınmazı aile konutu olarak
taraflara özgülediği çekişmesizdir.
O halde;
-Dava konusu aile konutunda eşlerin karşılıksız olarak oturdukları,
-Aile konutunun intifa hakkı sahibi olan davalı erkek eşin anası tarafından çıplak mülkiyet
sahibi olan oğluna ve gelinine özgülendiği,
-Aile konutu üzerinde intifa hakkı sahibi olan davalı erkek eşin anası ile davalı erkek eş
arasında bir ariyet sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Ariyet sözleşmesinin sona erdirilmesi davacı kadının bu konuttan taşınmak zorunda
kalmasına sebebiyet vereceğinden davalı erkek eşin bu tasarrufu gerçekleştirebilmesi için davacı
kadının açık rızasını alması zorunludur.
Farklı düşünüyorum.
Yargıtay Kararları
275

Forum