T.C.
YARGITAY
10.
Hukuk Dairesi
Esas Karar
2004/355 2004/939
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Mahkemesi :Bursa 1.İş Mahkemesi
Tarihi :12.12.2003
No :841 - 791
Davacı :Mürfet
Davalı :Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı
Davacı,1980 - 1989 yılları arasında yurt dışında
geçen çalışmaların 3201 sayılı yasa gereğince
borçlandırılması gerektiğinin tespiti ile bu sürelerin
18 438 567 sicil nolu sigortalılığına eklenmesine
karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme,ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne
karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi
üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin
gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle
kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle, Yargıtay
10.
Hukuk Dairesi'nin konuya ilişkin yerleşik
uygulamasını yansıtan 26.03.1987 tarih, 1987/1744 E.,
1987/1732 K. sayılı ilâmı içeriğinde de belirtildiği
üzere; "Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı
Yasanın 2. maddesi yasada geçen kimi kavram ve
sözcüklerin anlamlarını belirtmiş ve bu arada
"sürelerin değerlendirilmesi; Türk vatandaşlığını haiz
olanların 1. maddede belirtilen sürelerin istekleri
halinde değerlendirilmesini ifade eder" tanımlamasını
vermiştir. Bu tanımlamaya göre, istek tarihinde Türk
vatandaşı olmak gerekli ve yeterli olup ayrıca
çalışmaların geçtiği sırada bu sıfatı taşımak koşulu
konulmamıştır. Tersine bir yorum, anılan yasanın
yaşlılık aylığı sağlamaya yönelik bir düzenleme
getirdiği de göz önünde tutulunca, Anayasanın
"Yaşlılar devletçe korunur. Yaşlılara devletçe
sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla
düzenlenir" biçimindeki açık buyruğu ile
bağdaştırılamaz.
Öte yandan Anayasanın 124. maddesi gereğince
yönetmelikler, kanun ve tüzüklere aykırı hüküm
taşımadıkları sürece uygulanabileceğinden, davalı
Kurumun dayandığı yönetmeliğin "Türk vatandaşı olarak
çalışma" koşulunu getiren hükmüne de
dayanma olanağı yoktur." Yaklaşımına ve "...Yasanın bu
maddesi söz konusu sürelere sahip bulunan her Türk
vatandaşına bu süreleri borçlanabilmek için yetki
vermiştir. İlgilinin ancak Türk vatandaşlığını
kazandığı andan itibaren 3201 sayılı Yasadan
yararlanabilmesi mümkündür. Bu durum Türk
vatandaşlığını kazanmadan önceki hizmet
birleştirilmesine tâbi sürelerin göz önüne alınmaması
gerektiği anlamına gelmemektedir. 3201 sayılı Yasa,
Türk vatandaşı olma koşulunu bir başvuru şartı olarak
öngörmektedir. Böyle bir yorum tarzı, Anayasanın
eşitlik ilkesine de uygun olacaktır(m.10). Nitekim,
3201 sayılı Yasada belirtilen borçlanmaya tâbi
süreleri bulunan, sonradan Türk vatandaşlığını
kazanmış bir kişi ile hizmetlerin geçtiği esnada Türk
vatandaşı olan bir kişi arasında farklılık gözetmek
için hiçbir haklı gerekçe bulunmamaktadır." (Hediye
Laçiner, "Yurt Dışı Hizmet Borçlanması ve Uygulama
Sorunları", İş Hukuku ve İktisat Dergisi Kamu İş, Cilt
5,Sayı 3, Nisan 2000, s.614-615.), açıklamalarına
uygun olarak, Bulgaristan'dan göçmen olarak geldikten
sonra Türk Vatandaşlığına geçen davacının, Bulgar
vatandaşı olaran anılan ülkede geçen çalışmalarını
3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanması olanağı
bulunduğuna ilişkin sonucun usul ve yasaya uygun
bulunduğu,
Ayrıca,3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal
Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun'un 3. maddesinde yer alan, borçlanma isteminde
bulunabilmek için yurda kesin dönüş yapılması
gereğini öngören düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nin
12.12.2002 günlü, 2000/36 E. 2002/198 K. sayılı kararı
ile iptal edilmiş, 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı
Yasanın 56. maddesiyle de, 3201 sayılı Yasanın 3.
maddesinde bu yönde gerekli düzenleme yapılarak,
"Başvurulacak kuruluşlar
Madde 3 - (Değişik:29/7/2003-4958/56 md.)
1)Halen yurt dışında bulunanlar;
a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de herhangi
bir sosyal güvenlik kuruluşuna tâbi çalışması
olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de son defa
prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik
kuruluşuna,
c)Ev kadınları Bağ-Kur`a, Yazılı olarak müracaat
etmek suretiyle borçlanabilirler.
2) Türkiye`ye döndükten sonra yurtdışında geçen
hizmetlerini borçlanmak isteyenler;
a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tâbi
olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tâbi
oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik
kuruluşuna tâbi olmamakla birlikte yurda dönüş
tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa
tâbi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
d)Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken
borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş
yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı
yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,
e)Ev kadınları Bağ-Kur`a, yazılı olarak müracaat
etmek suretiyle borçlanabilirler.
3)Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında
çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra
ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik
kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla
getirilen haklardan yararlanırlar." Hükmü getirilmiş
ve bu yasal düzenlemenin, yasanın yayın tarihinden
itibaren yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve karar uyarınca
yapılan yasal düzenlemenin, soyut ve genel nitelikte,
aynı konumdaki tüm kişileri kapsadığı tartışmasız,
iptale konu yasal düzenlemeden bağımsız yeni bir yasa
hükmü olduğu, bu nedenle, yasanın yurtdışı çalışma
sürelerinin borçlanılabilmesi için kesin dönüş ve
belli sürede başvuru koşulu aradığı dönemdeki
uygulamasından kaynaklanan sonuçlarla Kurum
işlemlerinin, sigortalıların borçlanma hakkını yeni
düzenlemyle geri getirilemiyecek şekilde ortadan
kaldırdığını kabul etmenin, yasanın açık düzenlemesi,
Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesi ve sosyal hukuk
devleti nitelikleriyle bağdaştırmaya olanak
bulunmadığından, Kurum'un aksi yöndeki itirazlarına
değer verilmemiştir.
Sigortalının borçlanmak istediği süreye ilişkin
belgeler başvuru dilekçesi ekinde yer almakla
birlikte, borçlanılacak süre ve borçlanma tutarının
3201 sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleri uyarınca kesin
olarak tespitinin hükmün infazı aşamasında mümkün
bulunduğu da gözetilerek yerinde görülmeyen bütün
temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun
olan hükmün ONANMASINA,17.02.2004 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye