YARGITAY 1. H UKUK DAİRESİ
E: 2007/9837 K: 2008/1592 T: 12.02.2008
Taşınmaz H ukuku • Temliken Tescilin Koşulları • Elatmanın Önlenmesi • Kaim Bedel
(4721 SY m. 724; 3981 SY m. 10/C;
3290 SY m. 10/c; 3194 SY m. 18)
Özet: Mahkemece, anılan taşkınlıkların imar uygulamasından kaynaklandığı gerekçe
yapılarak davacı tarafından yapıların kaim bedellerinin yatırılmadığından bahisle bu
davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
İmar Affı Yasalarınca yapılan imar Şuyulandı rma işlemi sonucu yapıların taşkın veya
haksız inşaat durumuna gelmesi halinde kaim bedelin gözetileceği ve arsa maliki tarafından
ödenmesi gerekeceği tartışmasızdır. Bunun için de, işlemin idari bir karara dayanması,
taşkın yapı sahiplerinin taşkın olduğu belirlenen yapı zemininde bir başka kadastral
parselde ayni veya kişisel bir hakkının bulunması gerekir.
Davalıların anılan parsellerde ayni veya kişisel bir haklarının bulunmadığı tartışması
zdır. Yasal düzenlemelerin somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı gözetilmesi
suretiyle davanın bedel gözetilmeksizin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Tarafar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 27 ve 28 nolu parsellere; davalıların
taşkın bina inşa etmek ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini
ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
Davalı Muharrem, davanın reddini savunmuş, karşı davasından dava
konusu 28 parsel sayılı taşınmaza 1973 yılında bina yaptığını o tarihten
beri iyiniyetle zilyet olarak kullandığını, bahçe ve binasının 30 yıllık
olduğunu ileri sürerek temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, diğerleri yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karsı davanın reddine karar
verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı karsı davacı vekili tarafından süresinde
duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan
12.2.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Özden vekili
avukat ile temyiz edilen vekili Veli vs.
avukat geldiler davetiye tebliğe
rağmen diğer temyiz eden vekili
avukat ile diğer temyiz edilenler ve vekili
avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya Başlandı, süresinde verildiğ
i ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten
sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın
bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen
rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp
düşünüldü:
KARAR
Dava, çaplı taşınmaza elatmanm önlenmesi ve yıkım, karşı dava temliken
tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar
verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 27 ve 28
parsel sayılı taşınmazların kayden davacıya ait olduğu davalıların taşınmazlarda
kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı
ancak davalı karşı davacı Muharrem'in haksız inşaat yapmak ve bahçe
olarak kullanmak suretiyle taşınmaza elattığı ayrıca Türk Medeni Kanununun
724. maddesinde öngörülen temliken tescil kobullarının gerçekleşmediğ
i mahkemece belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve
yıkıma; karşı davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik
yoktur. Davalı (karşı davacı) Muharrem'in öteki temyiz itirazları yerinde
değildir reddine..
Ancak mahkemece davalı (karşı davacı) Muharrem'in yapmiş olduğu
haksız inşaatın kal’ine karar verilmiş olması doğru ise de, yıkım kararı-
nın infazı ilgilendirdiği, yıkım bedelininde infaz aşamasında belirleneceği
gözardı edilerek yıkım konusunda süre tanınmak suretiyle yıkım bedelinin
hüküm altına alınması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazlarına gelince; gerçektende, kayden davacıya
ait 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazlarda haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksı
zın bir kısım davalıların taşkın inşaat yaptıkları ve bahçe olarak
kullandıkları, bir kısım davalıların ise taşkın inşaat suretiyle tasurraşarı
nda bulundurdukları bilirkişi raporlarında bahçe olarak kullanılan bölümlerin
yeşil, taşkın inşaat yapılmak suretiyle kullanılan kısımların sarı
renkli olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, anılan taşkınlıkların imar uygulamasından kaynaklandığı
gerekçe yapılarak davacı tarafından yapıların kaim bedellerinin yatı-
432 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
rılmadığından bahisle bu davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidirki, gerek 2981/3290 Sayılı Yasanın 10/c gerekse
3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar buyulandırma
işlemi sonucu yapıların taşkın veya haksız inşaat durumuna gelmesi halinde
kaim bedelin gözetileceği ve arsa maliki tarafından ödenmesi gerekeceğ
i tartışmasızdır.
Bunun için de, işlemin idari bir karara dayanması, taşkın yapı sahiplerinin
taşkın olduğu belirlenen yapı zemininde bir başka ifade ile kadastral
parselde ayni veya kişisel bir hakkının bulunması gerekir.
Oysa dava konusu 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların yukarıda de-
ğinilen yasa hükümleri gereğince bir imar buyulandırmasına tabi tutulmadığı
Bağcılar Belediye Başkanlığının 30 Ekim 2003 tarihli 39097 sayı-
lı yazılara ile sabit olduğu gibi davalıların anılan bu (27 ve 28) parsellerde
ayni veya kişisel bir haklarının bulunmadığıda tartışmasızdır.
O halde mahkemece anılan yasa hükümlerine tabi olmadığı ve değinilen
yasal düzenlemelerin somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı
gözetilmek suretiyle mahkemece davanın bedel gözetilmeksizin kabulüne
karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere
hüküm kurulması da isabetsizdir.
Öyle ise, davacı ile davalı Muharrem’in değinilen yönlere ilişkin olarak
temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden
ötürü HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007
tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince
gelen temyiz eden davacı vekili için 550.00 YTL duruşma avukatlık parası
nın karşı taraftan alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edenlere
geri verilmesine, 12.2.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararları 433