YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2008/9-391 K: 2008/392 T: 14.05.2008
İş Hukuku • İşe İade Davaları • Kesinleşme Koşulu • Yerel Mahkemece Direnme Olanaksızlığı*
Özet: İşe iade davalarında görevli olan özel Yargıtay Dairesinin verdiği karar kesin olup, bu karara karşı yerel mahkemece direnilmesi olanaksızdır.
Tarafar arasındaki "İşe İade" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Kadıköy 2. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen
15.03.2007 gün ve 2006/186 E., 2007/59 K. sayılı kararın incelenmesi davacı
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Huku k Dairesinin
15.10.2007 gün ve 16035-30210 sayılı ilamı ile;
(...İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan
feshedildiğini belirten davacı, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine
karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece savunmaya değer verilerek, davacının 4046 Sayılı Yasa
kapsamında kamu kurumuna naklinin yapıldığı, iş sözleşmesinin feshedilmediğ
i, iş sözleşmesi sona ermediği gibi, 4046 Sayılı Yasa uyarınca özelleştirilen
kurum personelinin iş güvencesi kapsamında olmadıkları, işe iade
talep edemeyecekleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı işyerinin Kasım 2005 ayında özelleştirilerek,
hisse devrinin tamamlandığı, davacının davalı işyerinde kapsam dışı
personel olarak iş sözleşmesi ile çalıştığı, özelleştirme ve hisse devri ile davacı
nın 4857 sayılı İş Kanunu'nun kapsamına girdiği, davacının 2006 yılı
başında 4046 Sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca kamu kurumlarına nakil
için talepte bulunduğu, ancak nakil olmadan bu talebinden vazgeçtiği
ve davalı işveren ile iş sözleşmesi imzalamak istediğini açıkladığı, ancak
davalı işverenin iş sözleşmesi ilişkisini devam ettirmemek için, matbu kamu
kurumuna nakil dilekçesini tekrar imzalattığı, davacının ihtirazı kayıtla
bu belgeyi imzaladığı ve nakil istemine karşı çıktığını açıkladığı, davalı
işverenin davacı ile ilişkilerinin 18.04.2006 tarihinde sonlandığını savunduğ
u, davacının 13.09.2006 tarihinde uzman olarak Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'na atandığı ve bu tarihte buradaki görevine 657 Sayılı Yasa kapsamında
Başladığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının, 4046 Sayılı Yasa kapsamında kamu
kurumuna nakledilmesi, iş sözleşmesi ilişkisinin sona erdirildiği ve statü
Yargıtay Kararları 419
___________________________________________________
(*) Gönderen: Ali GÜNEREN, Yargıtay 21. Huku k Dairesi Başkanı
hukukuna tabi olma ilişkisinin Başladığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle
mahkemenin, "iş sözleşmesinin feshedilmediği, iş sözleşmesi ilişkisinin
sona ermediği" şeklindeki değerlendirmesi yerinde değildir. Ancak bu nakilde
önemli olan hangi tarafın istekte bulunduğudur. Dosya içeriğine göre,
davacı işçinin isteği dışında nakledildiği ve iş sözleşmesi ilişkisinin davalı
işveren tarafından sonlandırıldığı sabittir. Ancak davalı işveren davacı işçi
ile iş sözleşmesi ilişkisinin 18.04.2006 tarihinde sona erdiğini belirtmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen
işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin
geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden
itibaren bir ay içinde dava açması gerekir. Davalı savunması doğrultusunda,
davacının işyeri şahsi sicil dosyası getirtilerek, davacının iş sözleşmesi
ilişkisinin sonlandınldığı ve davalı işverence bildirimde bulunuldu-
ğu tarih araştırılarak, öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp
açılmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekillde
sonuca gidilmesi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle
yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Huku k Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
Yargıtay Huku k Genel Kurulu'nun 8.12.2004 gün 2004/654 Esas,
664 Karar; 12.4.2006 gün 2006/9-211 Esas, 195 Karar; 18.10.2006 gün
2006/9-621 Esas, 673 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere;
4857 sayılı İş Kanununun 20/3.maddesinde yer alan "mahkemece verilen
kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili Dairesinin vereceği kararın kesin
olması" hükmünden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu, bunun
için de direnme kararına konu edilemeyeceğinin, bir başka ifadeyle,
bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğunun belirtilmiş
olması karşısında Özel Dairenin bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken,
önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme
kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararı
nın yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi
gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine
14.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
420 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009