Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Kıdem Tazminatının Geç Ödenmesi • Çekince İçeren İbraname • Faiz Talebi* (1475 Sk M 14; Bk M 113/1, 113/2)
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-07-2010 | Kategori: İçtihat | Okunma : 3277 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY HKUK GENEL KURULU
E: 2008/9-179 K: 2008/165 T: 27.02.2008
Kıdem Tazminatının Geç Ödenmesi  • Çekince İçeren İbraname • Faiz Talebi*  (1475 Sk M 14; Bk M 113/1, 113/2)
Özet: Henüz ödeme yapılmadan “ilerde  doğabilecek kanüni haklarını saklı” tuttuğunu
belirterek ibraname imzalamiş olan işçi, kıdem tazminatının geç ödenmesinen doğan
faiz alacağını isteyebilir.
Tarafar arasındaki "Alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Üsküdar 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
12.7.2006 gün ve 2005/111-2006/281 sayılı kararın incelenmesi tarafar vekilleri
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hkuk Dairesinin 15.3.2007
gün ve 2006/35316-2007/7061 sayılı ilamı ile,
(...1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanüni
gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki gösterilen
bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı davalıya ait işyerinde çalışırken SSK kurumuna yaşlılık aylığı
bağlanması için talepte bulunduğunu ve bu durumu işverene bildirdiğini,
işten ayrıldığı halde hesaplanan kıdem tazminatının hemen ödenmeyip
iki taksitte çekle kendisine ödendiğini, ancak gecikmeden dolayı faiz alacağı
olduğunu beyanla kıdem tazminatının geç ödenmesinden kaynaklanan
faizin tahsilini talep etmiştir.
Davalı davacının emekli olarak işyerinden ayrıldığını, kıdem tazminatı
nın bir kısmının ayrılırken peşin olarak, kalanın da çekle ödendiğini, davacı
nın verilen çeki hemen bankaya götürüp tahsil etme imkanı varken
tahsil etmediğini, işten ayrılırken ibraname verdiğini, faiz talebini saklı tutmadığı
ndan faiz isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece; yıllardır çalıştığı işyerinden emekli olarak ayrılan bir işçinin
kıdem tazminatına hemen kavuşması ve fesih tarihinde ödenmediği
taktirde faiz alacağını saklı tutacağının BK 113/2 maddesinde belirtilen
halin icabından anlaşılmasına ve tereddütlü durumlarda İş Hkukunun işçi
lehine yorum ilkesinin gözetilmesi gerektiğine göre, asıl borç ödenmedi-
ğinden davacının taksitle ödeme sırasında faiz alacağı hakkını saklı tuttu-
ğu gerekçesi ile isteğin kabulüne karar verilmiştir.
406 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(*) Gönderen: Ali GÜNEREN, Yargıtay 21. Hkuk Dairesi Başkanı
Borçlar Kanünu'nun 113. maddesi uyarınca asıl borç ödendiği takdirde
fer'i hak olan faiz hakkı da saklı olur. Davacı bir kısım nakit ve bir kısmı
da çekle ödenen kıdem tazminatı ödemesi sırasında faiz hakkını saklı
tuttuğunu, yani bu yönde ihtirazi kayıt koyduğunu ispatlayamamiştir. Buna
göre davacı artık geçmiş günler için gecikme faizi isteğinde bulunamaz.
Anılan bu isteğin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü hatalıdır...) gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama
sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HKUK GENEL KURULU KARARI
Hkuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, emeklilik nedeniyle hak kazanılan kıdem tazminatının geç ödendiğ
i iddiasına dayalı, işlemiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı Ahmet vekili, davacının, davalı işyerinde iş sözleşmesi ile çalışmakta
iken, 13.07.2001 tarihinde emekli olduğunu, yasaya göre kıdem tazminatı
nın aynı gün içinde ödenmesi gerekirken, ödenmediğini; davalı işverenin
davacıdan ibraname aldığını, davacının bu ibranameyi ileride doğabilecek
yasal hakları saklı tutarak imzaladığını, ibraname tarihinde davacı-
ya bir öderine yapılmadığını, kıdem tazminatının sonradan Vakıfbank aracı
lığıyla çekle ödendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydı
ile, işveren tarafından kıdem tazminatının geç ödenmesinden dolayi,
şimdilik 1.000.000.000 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini
talep ve dava etmiş; yargılama sırasında bilirkişi raporundaki hesaplama
doğrultusunda talep miktarını ıslah yoluyla artırmiştır.
Davalı S. Holding AŞ vekili, davacının almaya hak kazandığı kıdem
tazminatının kendisine çekle ödendiğini; davacının gecikmeden doğabilecek
faizi isteme hakkını saklı tuttuğuna dair herhangi bir ihtirazi kayıt
bildirmeksizin parayı aldığını, dolayısıyla 1475 sayılı İş Kanünu'nun 14.
maddesinin son fıkrası hükmüne dayanarak geriye dönük faiz talep edemeyeceğ
ini; zira, ihtirazi kayıt bildirmediği için Borçlar Kanünu'nun
113/1. maddesi uyarınca faiz isteme hakkının düştüğünü, ortada, Borçlar
Kanünu'nun 113/2. maddesi anlamında halin icabından neşet eden
bir durumun da bulunmadığını, verdiği genel ibranamede de böyle bir
ibarenin yer almadığını cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkeme; davacının kıdem tazminatının ödenmesi sırasında,
geç ödemeden kaynaklanan işlemiş faizi talep etme hakkını saklı tutması
nın halin icabından bulunduğu gerekçesiyle ve bilirkişi raporundaki hesaplamayı
esas alarak, ıslah edilen tutar üzerinden davanın kabulüne
karar vermiş; tarafar vekillerinin temyizi üzerine bu karar Özel Dairece
Yargıtay Kararları 407
metni yukarıda bulunan ilamla davalı yararına bozulmuş; Yerel Mahkeme
gerekçesini tekrarlayıp, genişleterek önceki kararında direnmiştir.
Davacının davalıya ait işyerinde sigortalı işçi olarak çalışmakta iken,
emekli olmak üzere işten ayrılmak istediğini davalı işverene yazılı olarak
beyan ettiği, dava dışı Kuruma da yaşlılık aylığı bağlanması için başvurduğ
u, bu başvuruyu yapmiş olduğunu işverene bildirdiği, Kurumca kendisine
yaşlılık aylığı bağlandığı çekişmesizdir.
Keza, davalı işverenin, davacının hak kazandığı kıdem tazminatını
13.7.2001 emeklilik tarihinde değil; çek vermek suretiyle 4.10.2001 ve
11.10.2001 tarihlerinde ödediğinde de çekişme yoktur.
Kıdem tazminatının ödenmesinden önce, davacı tarafından imzalanıp
davalıya verilen; "Umumi İbraname" başlıklı matbu metinde "...İş bu ibranameyi,
ileride doğabilecek kanüni haklarım saklı kalmak kaydiyle,
serbestçe iradelerime sahip olarak imzalıyorum" ibaresi bulunmaktadır.
Yargılama sırasında, Yerel Mahkeme, çeklerle yapılan ödeme sırasında
davacı tarafından ihtirazi kayıt bildirilmiş olup olmadığının tespiti
amacıyla, davacıya kıdem tazminatı ödemesini yapan Vakıfbank Şubesine
müzekkere yazarak, ödemelere ilişkin çek ve banka dekontlarının
onaylı örneklerinin gönderilmesini istemiş; anılan Bankanın yazı cevabında,
arşivin su baskınına uğraması nedeniyle istenilen belgelerin gönderilemediği bildirilmiştir.
Böylece, dosya kapsamında, davacının kıdem tazminatını çekle tahsil
ederken, gecikilen süreçte işleyen faizi talep etme hakkını saklı tutmuş
olup, olmadığına dair herhangi bir belge bulunmamaktadır..
Eş söyleyişle, dosya kapsamına göre, davacı, asıl alacağını (kıdem
tazminatını) tahsil ederken, emeklilik tarihi ile ödeme tarihi arasındaki
dönemde işlemiş olan faiz yönünden ihtirazi kayıt bildirdiğini belgeyle kanıtlamiş değildir.
Ne var ki; yukarıda belirtildiği üzere, davacı tarafından kıdem tazminatı
nın ödenmesinden önce imzalandığı sabit ve çekişmesiz olan ibranamede,
ileride doğabilecek kanüni hakların saklı tutulduğu yönünde, açık
ve tarafarın itirazına uğramamiş olan bir ibare bulunmaktadır.
Davacının söz konusu ibranameyi 13.7.2001 tarihinde, yani emekli
olduğu gün verdiği; Kanün gereği emeklilik tarihinde yapılması gereken
kıdem tazminatı ödemelerinin ise, daha sonra 4.10.2001 ve 11.10.2001
tarihlerinde yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
İbranamenin verildiği tarihte henüz kıdem tazminatı davacıya ödenmemiş
olduğuna, bu ödemenin ileride yapılacağı da ibraname tarihinde
her iki tarafın bilgisi ve kabulünde bulunduğuna göre, ibranamedeki "...İş
bu ibranameyi, ileride doğabilecek kanüni haklarım saklı kalmak kaydiyle...
imzalıyorum" ifadesiyle; davacının, ibranameden sonraki bir tarihte,
dolayısıyla gecikmeyle ödenecek olan kıdem tazminatının, gecikilen sürede 
işleyen faiziyle birlikte kendisine ödenmemesi (ödemenin salt asıl alacakla
sınırlı tutulması halinde); ödemenin yapılması gereken tarih ile, Şilen
yapılacağı tarih arasındaki sürede işleyen faizi talep etme hakkını, daha
ibraname tarihinde saklı tutmuş olduğunun kabulü gerekir. İbranamedeki
"...ileride doğabilecek kanüni haklar..." ibaresinin, ileride ödenecek
olan kıdem tazminatının gecikmeden kaynaklanan faizini de kapsayacağı
nda Kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Zira; işlemiş faiz alacağı
nın doğabilmesi için, asıl alacağın ödenmiş ve bu ödemenin gecikilerek
yapılmiş olması gerekir. Dolayısıyla, asıl alacağın ödenmediği ibraname
tarihi itibariyle, işlemiş faiz alacağını talep etme hakkı henüz mevcut
olmayan, ileride doğması muhtemel bir hak durumundadır ve böyle oldu-
ğu için de, ibranamede saklı tutulan "…ileride doğabilecek kanüni haklar…”
kapsamındadır.
Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin, somut olayda davacının işlemiş
faiz talep etme hakkının mevcut olduğu yönündeki direnme gerekçesi yerindedir.
Ancak, işin esası Özel Dairece incelenmediğinden, bu yönden
inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin direnme
gerekçesi yerinde görüldüğünden, davalı vekilinin işin esasına yönelik
temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyaların 9. HKUK DAİRESİNE
GÖNDERİLMESİNE, 27.2.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Yargıtay Kararları 409

Forum