YARGITAY HKUK GENEL KURULU
E: 2007/2-251 K: 2007/277 T: 16.05.2007
Velayetin Düzenlenmesi • Çocukla Kişisel İlişkinin Değiştirilmesinin Koşulları • Temsil Kayyımı*
(4721 SY m. 348, 426/2)
Özet: Uzun zamandır babanın yanında
yaşayan, velayetin kaldırılması bakımından
kobulları gerçekleşmeyen, bosanma davasında
annenin rızasıyla velayetleri babaya verilen
çocukların velayetinin bosanma davasından
kısa bir süre sonrası açılan davada anneye
verilmesi isabetli değildir. Bu olayda çocuklar
ile baba arasında menfaat çatışması
gerçekleşmediğinden temsil kayyımı atanması
gereği yoktur.
Tarafar arasındaki "Velayetin Değiştirilmesi" davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 1. Aile Mahkemesi’nce davanın kabulüne
dair verilen 13.06.2006 gün ve 2004/1202 E. 2006/525 K. sayılı kararı
n incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hkuk
Dairesinin 26.12.2006 gün ve 2006/15824 E. 2006/18407 K. sayılı ilamı ile,
(...Bosanma kararıyla velayetleri babaya bırakılan çocukların velayetlerinin
kaldırılarak davacı anneye verilmesi isteğiyle açılan dava sonucunda;
yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kararı davalı tarafından
temyiz olunmuştur.
Yerel mahkeme kabul kararına gerekçe olarak: davalı babanın çocukları
anneleriyle görüştürmediği ve bu suretle velayet görevini kötüye kullandığı
hususuna yer vermiştir.
Velayet ve kişisel ilişkiye yönelik düzenlemelerde öncelikle çocuğun
bedensel ve zihinsel gelişmesi, yararı gözönünde bulundurulmak zorundadı
r. Bu genel ilke ışığında temyize konu "velayetin kaldırılması" davası incelendiğ
inde;
Tarafar 27.02.2004 tarihinde boşanmişlar, davacı annenin de isteğiyle
müşterek çocuklar 1997 doğumlu S. ile 1999 doğumlu Ş.'nin velayetleri
davalı babaya verilmiş, çocuklarla anne arasında kişisel ilişki: Her yıl 22
Aralık - 5 Ocak, 1 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında, tarafarın hazırladı
kları yazılı protokole uygun olarak düzenlenmiştir. Bosanma davası sı-
388 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(*) Gönderen: Ali GÜNEREN, Yargıtay 21. Hkuk Dairesi Başkanı
rasında dinlenen davacı Tuğba, bir buçuk yıldır eşiyle ayrı yaşadıklarını,
çocuklarının da davalı, ile birlikte Almanya'da yaşadıklarını belirtmiştir.
Bosanma kararı temyiz edilmeyerek 27.02.2004 tarihinde kesinleşmiştir.
Temyize konu dava, bosanma kararından yaklaşık altı ay sonra açılmı
ştır.
Mahkemenin görevlendirdiği psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanı
ndan oluşan bilirkişiler kurulu 13,09.2005 tarihli raporlarında; çocukları
n anneleriyle kişisel ilişki kurmaları için Almanya'dan Türkiye'ye getirdiklerinde
yaptıkları görüşmede; "çocukların gelişimlerinin akranlarıyla eşde-
ğerde olduğunu, Almanya'daki yasamlarıyla ilgili herhangi bir olumsuz
söylemde bulunmadıklarını" açıklamişlardır.
Alman Gençlik Dairesinin 7,6.2006 tarihli "yüksek sosyal pedegog" imzalı
raporunda da; çocukların Almanya'da kaldıkları ev, ortam incelenip
gerekli görüşmelerin yapıldığı belirtilerek çocukların okulda başarılı olup,
sportif, sanatsal aktivitelerinin bulunduğu, babalarının yanında kendilerini
mutlu hissettikleri, velayet haklarının bu nedenle babalan üzerinde kalması
yönünde kanaat açıklanmiştir.
Dosyadaki tüm kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde; çocukların uzun
zamandır babaları yanında yaşadıkları, velayetin kaldırılması (TMK m.
348) kobullarının gerçekleşmediği anlaşılmiştir. Usulüne uygun olarak açı-
lan "kişisel ilişkinin değiştirilmesi” davası da bulunmamaktadır. Davanın
reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden
yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HKUK GENEL KURULU KARARI
Hkuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ
i görüşüldü:
Hkuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında, dava konusu çocuklara
temsil kayyımı atanmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun
olarak incelenmiş; velayetin değiştirilmesi talebine konu küçükler ile,
bosanma kararıyla velayet kendisine bırakılan yasal temsilci davalı baba
arasında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanünu'nun 426. maddesinin 2. bendinde
öngörülen menfaat çatışmasının bulunmadığı, dolayısıyla temsil
kayyımı atanmasının gerekmediği kabul edilerek, ön sorun oy çokluğu ile
reddedilmiş ve işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İşin esasına gelince;
Tarafarın karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hkuk
Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
Yargıtay Kararları 389
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle
direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararı
nın Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı
HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz
peşin harcının gen verilmesine, 16.5.2007 gününde yapılan ikinci görüşmede
oyçokluğuyla karar verildi.