Finansal Kiralama Sözleşmesi (Özellikle Hükümleri Ve Sona Ermesi) Yusuf Özyay
GENEL OLARAK
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda yaygınlaşan ve gerek Anglo Amerikan hukuklarında gerekse Kara Avrupası hukuklarında geniş uygulama alanına sahip olan leasing sözleşmesi, hukukumuzda, “Finansal kiralama sözleşmesi” adı altında 28.06.1985 tarih ve 18795 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile bağımsız bir sözleşme tipi olarak pozitif bir düzenlemeye kavuşmuş bulunmaktadır.
BİRİNCİ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN TANIMI VE UNSURLARI
Türk hukukunda Finansal Kiralama Sözleşmesinin tanımı FKK m. 4’te yapılmiştır. Buna göre; “Sözleşme; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü kişiden satın aldığı veya başka suretle temin ettiği bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere ve belli bir süre feshedilmemek şartı ile kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakılmasını öngören bir sözleşmedir” Kanunda yapılan Finansal kiralama sözleşmesinin bu tanı mından sözleşmenin unsurlarını da çıkarmak mümkündür. Buna göre sözleşmenin unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Kiralayan Olarak Bir Finansal Kiralama Şirketinin Varlığı
FKK m. 10’a göre, “Kiralayan şirketler yalnızca anonim ortaklık şeklinde kurulabilirler. (f.1) Kiralayan şirketlerin kuruluş ve bube açmaları ile yabancı şirketlerin Türkiye’de bube açması Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı nın bağlı bulunduğu Bakanlığın ön iznine bağlıdır. (f. 2) 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik kanunu hükümleri saklıdır. Kiralayan şirketler ile yabancı kiralayan şirketlerin Türkiye’deki bubeleri Hazine ve Dış Ticaret müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın denetimine tabidir. (f. 3) Ön iznin verilme şekill ve şartları ile kiralayan şirketlerin denetimine dair hükümler
çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. (f. 4) Bu kanun hükümlerine göre izin almadan kiralama faaliyetinde bulunanlar … cezalandırılırlar. Bu eylemi ika edenler tüzel kişi ise ceza bizzat faaliyette bulunanlar ve kararı vermiş olanlar hakkında uygulanır. (f. 5)” Maddenin 4. fıkrasında (ayrıca kanunun 12 ve 32. maddelerinde de) öngörülen yönetmelik,
“Finansal Kiralama, Faktoring ve Şnansman Şirketlerinin
Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik” adı altında yayımlanmiş bulunmaktadır.1 Bu yönetmelikte Finansal kiralama faaliyetinde bulunmak amacıyla kurulacak şirketler ile yabancı şirketlerin Türkiye’de bube açmalarının tabi olacakları kural ve kaideler belirlenmiştir. Ayrıca yönetmeliğin 22/a maddesinde “şirketler, ana faaliyet konuları dışında faaliyette bulunamazlar.” denmek suretiyle bankaların Finansal kiralama faaliyetinde bulunamayacakları dolaylı olarak belirtilmiştir. Eski yönetmelikte bulunan, “mevduat kabul etmeyen kalkınma ve yatırım bankaları
ile özel Şnans kurumlarının bakanlıktan izin almak kaydıyla Finansal kiralama faaliyetinde bulunabilecekleri” hükmü yeni yönetmelikte bulunmamaktadır.
2-Finansal Kiralama Konusu Mal
FKK m. 5’te,“Sözleşmeye taşınır veya taşınmaz mallar konu olabilir. Patent gibi Şkri ve sınai haklar bu sözleşmeye konu olamazlar.” Denmek suretiyle, genel bir anlatımla taşınır ve taşınmaz malların sözleşmeye konu olabilecekleri belirtilmiştir. Yatırım malları ile tüketim malları arasında, sözleşmeye konu olabilme anlamında, bir ayırım yapılmamiştir. Ancak doktrinde genellikle kabul edildiği üzere, Finansal kiralamanın konusunu yalnızca yatırım malları oluşturur. Bu nitelikte olmayan mallar,
özellikle şahsi ve ailevi ihtiyaçlar için tedarik edilen tüketim malları Finansal Kiralama Kanununun kapsamı dışında tutulmalıdır.2 Ayrıca, Finansal kiralama konusunun, makineleriyle, teçhizatıyla ve personeliyle birlikte bir işletmenin bütünü olması imkanı da vardır.3 Finansal kiralama
konusu malın yeni olması da şart değildir. İkinci el mallar da Finansal kiralamaya konu olabilirler.
3- Finansal Kiralama Konusu Malın Zilyetliğinin, Her Türlü Faydayı Sağlamak Üzere, Kiracıya Bırakılması
Finansal kirama sözleşmesi bu unsuru dolayısıyla kullanma ve yaralanma hakkı veren bir sözleşme niteliğindedir.4 FKK m. 4’e göre, Finansal kiralama şirketinin, Finansal kiralama konusu malı kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü kişiden satın alabileceği gibi, söz konusu malı baş kaca herhangi bir
___________________________________________________
(1) Bak.10.10.2006 t, 26315 sayılı RG., (Bu yönetmelik ile, 28.4.1992 t ve 21212 sayılı Resmi Gazete yayı
mlanan “Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik” ile 8.7.1992 t,
21278 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tespitine
Dair Yönetmelik” yürürlükten kaldırılmiştır. (m. 32) Bu şekillde FKK’una ilişkin olarak tek yönetmelik
kabul edilmiştir.)
(2) Kocaağa sh.66
(3) Yavuz sh.381
(4) Yavuz sh.381
suretle temin etmesi de mümkündür. Ancak, üçlü ilişkiye dayanan Finansal kiralama işleminde kiralayan, genellikle kiracının seçimi ve talebi üzerine bir malın mülkiyetini üçüncü kişiden satın alır ve
o malın kullanma ve yaralanma hakkını belli bir kira bedeli karşılığı kiracı ya devreder. Kiracının bu haklarını kullanabilmesi için de hiç şüphesiz malın zilyetliğinin kendisine devri gerekmektedir. Nitekim bu yükümlülük de kiralayanın sözleşmeden kaynaklanan en temel borçlarından biridir. Bu borç ifa edilip, mal kiracıya teslim edilmedikçe, kiracının ne kira bedelini ödeme borcu ne de diğer borçları muaccel hale gelir.
4- Finansal Kiralama Bedeli
Finansal kiralama sözleşmesi bu unsuru dolayısıyla da ivazlı kullanma ve yararlanma hakkı veren sözleşmelerdendir. FKK, kira bedelini sözleşmenin esaslı bir unsuru ve kiracının asli bir borcu olarak düzenlemiş olmakla beraber, kira miktarı, ödeme zaman ve şekli gibi konularda bir düzenleme
getirmeyerek, tarafarı bu konularda serbest bırakmiştir. Ancak yurt dı- şından yapılacak Finansal kiralamada, kiralama bedelinin 25.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirasından az olamayacağı, bu miktarı da arttırmaya ve eski değerine indirmeye Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu (FKK
m. 6/III) belirtilerek bu serbestiye de bir sınır getirilmiştir. Kira bedelinin Türk lirası ile belirlenmesi mümkün olduğu gibi, Merkez Bankasınca alım ve satımı yapılan döviz cinsinden belirlenmesi de mümkündür.
5- Tarafların Karşılıklı Anlaşması
İncelememizin konusu olan “Finansal kiralama sözleşmesi”, kiralayan şirket ile kiracının karşılıklı anlaşmasından doğan bir sözleşmedir. Bu nedenle bu unsur, yani tarafarın anlaşması, Finansal kiralama sözleşmesinin zaten kurucu unsurudur. Tarafar, Finansal kiralama konusu malın kiracı-
ya bırakılacağı ve bunun karşılığında kiracının bir bedel ödeyeceği konuları nda anlaşmış, sözleşmeyi noterlikçe düzenleme şeklinde hazırlamış ve gerekli tescil ve şerh işlemlerini yapmişlarsa sözleşme kurulmuştur.
6- Feshedilmezlik Süresi
FKK m. 7’ye göre, “Sözleşmeler en az dört yıl süre ile feshedilemezler.” Hükümde belirtilen bu süre asgari süre olup, tarafar daha uzun bir süre de kararlaştırabilirler. Ancak tarafar dört yıldan daha az bir süre kararlaştı rmışlarsa dört yıl geçmeden sözleşme feshedilemeyecektir. Yine de dört yıldan önce feshedilirse, sözleşme sona erecek ancak bu sözlemle 3226 sayılı kanun kapsamında bir sözleşme sayılmayacaktır. Yani sona ermenin hüküm ve sonuçları bu kanuna tabi olmayacaktır. FKK m. 7,
dört yıllık asgari bir süre öngörmüşse de 2. cümlesinde, bu sürenin kısalacağı hallerin yönetmelikle belirleneceğini hüküm altına almıştır. Bu haller ise yönetmeliğin5 21. maddesinde belirlenmiştir.
___________________________________________________
(5) Finansal Kiralama, Faktoring ve Şnansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik
İKİNCİ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN ÇEŞİTLERİ
“Finansal kiralama sözleşmesinin, konusuna göre, otomobil leasingi, makine leasingi, fabrika leasingi gibi çeşitlere ayrılması mümkündür. Bazı durumlarda ise sözleşme konusu, Finansal kiralama şirketi tarafından başka hiçbir işleme gerek kalmadan bir yeni model ile değiştirilir. Buna revolving lease (değiştirilebilir leasing) adı verilir.6 Temel leasing tipleri olarak da Şnansman leasingi ile günlük işlem leasingi (operating-leasing) sayı labilir.Şnasman leasingde kiralayan, bir yatırımı Şnanse etmek için yatırım mallarının tümünü veya bir kısmını, böyle bir sözleşmeyle kiracılara intikal ettirir. Günlük işlem leasingi ise kısa süreli, çok defa mevsimlik, her iki tarafın belli önellere uyarak feshi ihbar etmeye yetkili oldukları bir leasing tipidir.”7
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN
ŞEKLİ, TESCİLİ VE ŞERHİ
FKK m. 8/I,c.1’de Finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacağı hükme bağlanmiştir. Dolayısıyla, Finansal kiralama konusu malın menkul ya da gayrimenkul olmasına bakılmaksızın, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmasıyla, sözleşmenin geçerliliği için
gerekli ilk şekill şartı yerine getirilmiş olacaktır. FKK m. 8/I,c.2’de ise, Finansal kiralama sözleşmesinin, özel sicile tescil edileceği ya da tapuya şerh verileceği öngörülmüştür. Buna göre, taşı-
nır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde düzenlenen özel sicile tescil edileceği; taşınmaz mala dair sözleşmenin, taşınmazın kayıtlı bulunduğu tapu kütüğündeki beyanlar hanesine, gemilere dair sözleşmenin ise gemi siciline şerh edileceği kabul edilmiştir. Kiralayan şirketin yurt dışında bulunması ve Türkiye’de bubesinin olmaması durumunda ise, sözleşmelerin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı bulunduğu bakanlıkça tescil edileceği (maddenin 3.fıkrası) kabul edilmiştir. Finansal kiralama sözleşmelerinin geçerliliği için, sözleşmenin noterce düzenleme biçiminde hazırlanmasından ayrı olarak tescil veya şerh muamelesinin de gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu açıdan şerhin kurucu fonksiyonu vardır.8 Yani sözleşmenin kurulmuş olması için noterce
düzenleme şeklinde yapılmiş olması ve tescil/şerh işlemlerinin tamamlanmış bulunması Gerekmektedir.
___________________________________________________
(6) Altop sh.50
(7) Yavuz sh.383-384
(8) Yavuz sh.384-385
Maddenin 2. fıkrasında ise “tescil veya şerhten sonra”, üçüncü kişilerin Finansal kiralama konusu mal üzerindeki ayni hak iktisaplarının kiralayana karşı ileri sürülemeyeceği hüküm altına alınmiştir. Bu sayede kiralayan şirket, özellikle menkul mal üzerindeki mülkiyet hakkını üçüncü kişilerin iyi niyetle ayni hak iktisaplarına karşı ileri sürebilecektir. Taşı nmaz mal ve gemilerin sözleşmeye konu yapılmaları durumunda bu hükmün uygulanması mümkün olmakla beraber; taşınmazlarda, üçüncü
kişilerin kiracıdan iyi niyetle ayni hak iktisap etmeleri söz konusu olmadığı ndan, bu hükmün uygulanması imkanı da bulunmamaktadır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDE BANKANIN YERİ
Bilindiği gibi, Finansal kiralama sözleşmesinde, kiralayan tarafta, Türkiye de kurulmuş bir Finansal kiralama şirketi ile yabancı bir Finansal kiralama şirketinin Türkiye’de açtığı bubesi bulunacaktır. (FKK m. 10, 11) FKK m. 10 hükmüne bakıldığında, kiralayan olarak sadece “Finansal kiralama şirketi”nden söz edildiği, bankaların bu faaliyette bulunamayacakları na dair yasaklayıcı özel bir hükme yer verilmediği görülecektir. Bununla beraber, yönetmeliğin9 22. maddesinde,”Şirketler, ana faaliyet
konuları dışında faaliyette bulunamazlar” denmek suretiyle, dolaylı olarak, ticari bankaların Finansal kiralama faaliyetinde bulunamayacakları belirtilmiştir.10 Zira bankaların yalnızca Finansal kiralama işlemleri yapmayacakları, diğer bankacılık faaliyetlerini de sürdürmek durumunda olacakları açıktır. Bu suretle ticari bankaların Finansal kiralama işlemlerinde bulunmaları yönetmelikle yasaklanmiş bulunmaktadır. Ancak bu tür bankaların, sermayesinin tamamını ellerinde bulundurabilecekleri iştirakleri eliyle bu işlemleri yürütmelerine hiçbir engel bulunmamaktadır. Bu nedenle uygulamada birçok bankanın kendi Finansal kiralama şirketlerini kuruduklarını ve Finansal kiralama faaliyetlerini bu şirketleri eliyle yürüttüklerini görmekteyiz. Bu anlamda ülkemizde kurulmuş ilk şirketler olan İktisat Finansal Kiralama A.Ş. (İktisat Bankası kurulubu) ile Yapı Kredi Finansal Kiralama A.Ş.(Yapı-Kredi Bankası kurulubu), bankaların yavru şirketleri olarak karşımıza çıkmaktadırlar. 28.4.1992 tarihli“Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik”in 11. maddesinde, mevduat kabul etmeyen Kalkı nma ve Yatırım Bankaları ile Özel Şnans Kurumlarının, Hazine Müsteşarlığı nın bağlı bulunduğu bakanlıktan izin almak kaydıyla Finansal kiralama faaliyetinde bulunabilecekleri kabul edilmişse de, 10.10.2006 tarihli yeni yönetmelikte bu yönde bir madde bulunmamaktadır. Yeni yönetmeliğin 32. maddesi ile eski yönetmelik yürürlükten kaldırılmiştır.
___________________________________________________
(9) Finansal Kiralama, Faktoring ve Şnansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik
(10) Yönetmelikle getirilen yasaklayıcı hükmün hukuki eleştirisi için bak. Kuntalp sh.46 (Kitap eski olmakla
beraber, yönetmelik hükmü aynıdır)
BEŞİNCİ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
28.06.1985 tarih ve 18795 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu, Finansal kiralama sözleşmesini yeni bir sözleşme tipi olarak emredici ve tamamlayıcı hükümlerle düzenlemiştir. Bu nedenle, Finansal kiralama sözleşmesinin hukuki niteliği hakkında ileri sürülen Fikir ve tartışmalar, bu konuda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, Alman ve İsviçre hukuklarının aksine, Türk hukuku bakı- mından önem taşımamaktadır. Bununla birlikte, Finansal kiralama sözleşmesinin hukuki niteliği hakkında özellikle İsviçre ve Alman Hukukları nda ileri sürülen görüşlerden bazılarına değinmekte yarar görmekteyiz.
1- Kendine Özgü Mülkiyeti Devir Sözleşmesi Görüşü
Bazı yazarlar, Finansal kiralama bedelleri toplamının, malın satış bedelini tamamen karşılayıp hatta onu aşmasını ve hasarın ve bakım yükümlülüğ ünün sözleşme gereği kiracıya ait olmasını öne sürerek, bu sözleşmeyi, mülkiyeti devir sözleşmesi olarak nitelendirmektedirler. Sözleşme
süresi sonunda kiralayana malın değeri kural olarak ödenmiş olaca- ğından, burada yalnızca ekonomik değil, hukuki açıdan da kendine özgü bir mülkiyeti devir sözleşmesinin var olduğunun kabulü gerekir.11
2- Kendine Özgü Kullanım Hakkının Devri Sözleşmesi Görüşü
Bu görüşe göre, Finansal kiralama sözleşmesi, kira sözleşmesinin esaslı unsurlarını içermekle beraber, özellikle, kiralayanın borçlarında önemli değişiklikler yapmiş olması nedeniyle kendine özgü kullanım hakkı nın devri sözleşmesi olarak nitelendirmek gerekmektedir. Bu nedenle
sözleşmeye kira hükümlerinin yanında vekalet ve satım hükümlerinin de kıyasen uygulanması gerekmektedir.12
3- Kendine Özgü Kredi Sözleşmesi Görüşü
Bu görüşe göre, kiralayan kiracı adına istediği malları satın aldığından, ona kredi veren bir vekil durumundadır. Kredi veren yalnızca malik olarak kalmakta, malın aynına ilişkin yükümlülükten kurtulmaktadır.Bu yükümlülükler ise kullanıcıya geçmekte ve mülkiyetin kiralayanda kalması
nın bir tek teminat fonksiyonu kalmaktadır. Sonuçta ise malın ekonomik ömrü ile sözleşme süresi aynı olacağından, mülkiyetin kullanıcıya geçmesi bir anlam taşımayacaktır.13
4- Sözleşmenin Amacını Araştıran Görüş
Tarafar, sözleşme yaparken, malın mülkiyetinin ileride bir tarihte kiracı ya geçeceği düşüncesiyle hareket etmişlerse, burada kendine özgü
___________________________________________________
(11) Kocaağa sh.106
(12) Kuntalp sh.66-67
(13) Kocaağa sh.108
taksitle satım sözleşmesi vardır. Buna karşılık tarafar bu niyetle sözleşme yapmamışlarsa, ilişkiyi kendine özgü bir kullandırma sözleşmesi olarak nitelemek gerekmektedir.14
ALTINCI BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ
A. FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNE
UYGULANACAK HÜKÜMLER
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 1. maddesinde,15 kanunun amacının Şnansman sağlamaya yönelik olduğu; 2. maddesinde,16 kanunun, sözleşmesinin hukuki yapısını, tarafarın karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen hükümler içerdiği ifade edilmiştir. Kanunun 4. maddesinde ise Finansal kirama sözleşmesinin tanımı yapılmiştir. Finansal kiralama sözleşmesinin, yani malın maliki olan Finansal kiralama şirketi ile kiracı arasında yapılan sözleşmenin tabi olacağı hükümler
ise Finansal Kiralama Kanununun 26. maddesinde şu şekilde izah edilmiştir: “Sözleşmeye, bu kanunda hüküm olmayan hallerde Borçlar Kanununun genel hükümleri, sözleşmenin hükümlerine uygun düştükleri oranda ise özel hükümleri uygulanacaktır.” Sözleşmeye öncelikle Finansal
Kiralama Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, bu kanunda bir hüküm bulunmaması halinde ise Borçlar Kanununun genel hükümleri ve niteliklerine uygun düştükleri oranda da özel hükümlerinin uygulanacağı maddede hüküm altına alınmiştir. Bu noktada, Finansal Kiralama
Kanununda hüküm bulunmayan hallerde, Borçlar Kanununun özel hükümlerinden
olan adi kira ve hasılat kirasına ilişkin hükümlerin sözleşmenin niteliğine uygun düşeceği kabul edilebilir. Finansal Kiralama Kanununun 27. maddesinde ise; taksitle satıma ilişkin BK m. 222, 223, 224 hükümlerinin; mülkiyeti saklı tutma sözleşmesine ilişkin MK m. 764, 765, 760 (eski 688, 689, 690) hükümlerinin; adi kirada malın sonradan başkasına temliki durumunda yeni malikin
kira sözleşmesiyle bağlı tutulamayacağını öngören BK m. 254 hükmünün ve nihayet 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında
Kanun hükümlerinin bu sözleşmeye uygulanamayacağı, yani bu sözleşmenin niteliğine uygun düşmedikleri ifade edilmiştir.
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 105
___________________________________________________
(14) Kocaağa sh. 107
(15) “Bu kanunun amacı Şnansman sağlamaya yönelik Finansal kiralamayı düzenlemektir.” (FKK m. 1)
(16) “Bu kanun, sözleşmenin hukuki yapısını, tarafarın karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen hükümleri
kapsar”(FKK m. 2)
B. TARAFARIN HUKUKİ DURUMLARI, HAKLARI VE BORÇLARI
I- KİRALAYANIN (FİNASAL KİRALAMA ŞİRKETİNİN)
HUKUKİ DURUMU
Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere, Finansal kiralama ilişkisinde, kiracının kendisinin görüp seçtiği malı, kiracı adına kiralayan şirket satın almakta ve kiracıya bir bedel karşılığı kullandırtmaktadır. Yani bu ilişkide kiralayan, kiralama konusu malın malikidir. Finansal Kiralama Kanunu m. 917 ve 17’de18 de kira konusu malın mülkiyetinin kiralayana ait olduğu açıkça belirtilmiştir.19 Ancak kiralayan, hukuken malik olmakla beraber, kullanabileceği yetkiler bakımından adeta intifa hakkındaki malik gibi, malın çıplak mülkiyetine sahip bir kişi durumundadır.20 Zira, aşağıda açıklanacağı üzere, malı kullanma ve ondan yararlanma hakkı tümüyle kiracıya devredilmektedir.21
II- KİRALAYANIN (FİNASAL KİRALAMA ŞİRKETİNİN)
HAKLARI VE BORÇLARI
1- Kiralayanın Mülkiyet Hakkı
Kiralayanın mülkiyet hakkının yasal dayanağı olan FKK m. 9 ve m. 17’ye yukarıda değinildiği için burada tekrar üzerinde durulmayacaktır.22
2- Kiralananı Kiracıya Zamanında ve Gereği Gibi Teslim Etme Borcu
Finansal kiralama sözleşmesinin kurulması ile birlikte kiralayan, FKK m. 4 uyarınca kira konusu malın, doğrudan (vasıtasız) zilyetliğini kiracı ya geçirme borcu altına girer. Bu, kiralayanın temel borçlarından biridir ve bu borç ifa edilmeden ne Finansal kiralama sözleşmesinin süresi
___________________________________________________
(17) “Finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan şirkete aittir…”(FKK m. 9)
(18) “Finansal kiralama konusu mal kiralayan şirketin mülkiyetindedir.” (FKK m. 17/I)
(19) Mülkiyetin kiralayana ait olmasının teminat amacına bağlı olduğu hakkındaki görüş ve açıklamalar
için bk. Kuntalp sh.71
(20) Kuntalp sh.72
(21) Ancak doktrinde çoğunluk (Altop sh.147, Kuntalp sh.71-72, Köteli) bu görüşte, yani kiralayan şirketin
mutlaka malın mülkiyetine sahip olması gerektiği görüşünde olmasına rağmen Cevdet Yavuz, (sh.394)
Finansal kiralama sözleşmesinde kiralayanın mutlaka kiralama konusu malın mülkiyetine sahip olması
gerekmediğini ve örneğin sadece intifa hakkına veya bir alacak hakkına sahip bir kiralayanın da geçerli
olarak Finansal kiralama sözleşmesi yapabileceğini savunmaktadır. Bu düşüncesini de, ilk önce,
tanımla ilgili FKK’un 4.maddesinde geçen “başka suretle temin ettiği” ibaresine dayandırmaktadır.
İkinci bir gerekçe olarak da m. 17/II,1’deki “kiralayan şirket mülkiyeti kendisine ait olan Finansal kiralama
konusu malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorundadır” hükmünde geçen “mülkiyeti kendisine
ait olan” ifadesine dayandırmakta ve kanun koyucunun, kiralama konusu malın mülkiyetinin
kiralayana ait olmadığı durumların da mevcut olabileceği düşüncesinde olduğunu vurgulamaktadır. Bu
nedenle Yavuz kiralayanın hukuki durumunu, “Finansal kiralama konusu malda, Finansal kiralama
şeklinde tasarrufta bulunmaya yetkili olması” şeklinde ifade etmektedir. (Yorumun eleştirisi için bk. Altop
sh.147; Kuntalp sh.72) Buna karşın Altop, (sh.147) m. 17/II, 1’de geçen ifadenin, mülkiyetin kiralayana
ait olduğunu bir kez daha vurgulamak amacı ile bu şekillde kaleme alındığını ifade etmektedir.
(22) Bak. Kiralayanın (Finansal kiralama şirketinin) hukuki durumu
işlemeye Başlar, ne de kiracının ücret ödeme borcu –ve diğer borçları- muaccel olur.23 Kiracı, Finansal kiralama konusu mal üzerinde kullanma ve yararlanma hakkına sahip bulunduğundan, onun, kişisel nitelikte olan bu hakkını kullanabilmesi için malın vasıtasız zilyetliğine sahip olması gerekli ve yeterlidir. Ancak vasıtasız zilyetliğin kiracıya, bizzat kiralayan tarafından geçirilmesi zorunlu olmayıp, satıcı tarafından geçirilmesi de mümkündür.24 Nitekim uygulamada da malın vasıtasız zilyetliğinin,
kiralayan ile satıcı/yapımcı arasında kurulan “satım sözleşmesi” uyarınca satıcı tarafından kiracıya geçirileceği kararlaştırılmaktadır.25 Malın, satıcı veya kiralayan tarafından posta veya diğer bir kimse (taşı yıcı) aracılığıyla kiracıya gönderilmesi halinde ise, posta idaresi veya taşı yıcı, kural olarak gönderenin temsilcisi sayılacağından, o şey gönderilene (kiracıya) verilene kadar, gönderen zilyet olmakta devam eder. Bu durumda mal kiracıya teslim edilmedikçe, kiracı, zilyet durumuna giremeyeceğ inden, üçüncü kişilerin mala karşı girişecekleri haksız eylemlerin önlenmesi için dava açamayacak, o, sadece kiralayandan malın kendisine teslimini –veya teslim edilmemesinden doğan zararının tazminini- talep edebilecektir.26
Kiralayanın teslim borcunu yerine getirmemesi durumunda uygulanacak müeyyide ise FKK m. 16’da şu şekilde ifade edilmiştir:”Finansal kiralama konusu malın, kiralayanın, malın imalatçısı veya satıcısı ile zamanı nda sözleşme yapmaması veya gerekli ödemeyi zamanında yerine getirmemesi
veya diğer sebepler ile kiracıya teslim edilmemesi halinde Borçlar Kanununun 106. maddesi hükmü uygulanır.” Maddenin ifadesinden de anlaşıldığı üzere, eğer kiralayan, satıcı ile zamanında sözleşme yapmaz veya sözleşme yapmakla beraber malın bedelini ödemekte gecikir veya başka herhangi bir nedenden dolayı mal kiracıya teslim edilmezse, kiracı BK m. 106’nın tanıdığı yetkileri kiralayan aleyhine kullanabilecektir. BK m. 106, karşılıklı sözleşmelerde borçlu temerrüdünü düzenleyen hükümlerdendir. Bilindiği üzere karşılıklı sözleşmelerde borçlu temerrüdü BK m. 106-108 arasında düzenlenmiştir. Dolayısıyla FKK m. 16 sadece BK m. 106’nın uygulanmasını öngörmekle, BK m. 107 ve 108 hükümlerinin Finansal kiralama sözleşmesinde uygulanamayacağı izlenimi yaratmaktadı
r; ancak bu sonuç, hem Finansal kiralama sözleşmesinin hukuki niteliğine hem de FKK m. 26’nın düzenleme tarzına aykırıdır. Bu neden-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 107
___________________________________________________
(23) Altop sh. 148
(24) Yavuz sh.395
(25) Altop sh. 148-149
(26) Altop sh.149
le, FKK’nın 16. maddesinde geçen “106. madde” ifadesinin “106-108.
maddeler” şeklinde anlaşılması yerinde olacaktır.27, 28
Buna göre, kiracı, malın tesliminin gecikmesi üzerine, kiralayana göndereceği bir ihtarla29 onu hem temerrüde düşürüp hem de ifayı yerine getirmesi için kendisine uygun bir süre30 verir. Bu süre içerisinde de ifanı n gerçekleşmemesi halinde;
a) Aynen ifa ve zarar ziyanın tazmini talebi: Kiracı her zaman aynen ifa ile beraber, gecikmeden dolayı uğradığı zarar ve ziyanın tazminini kiralayandan talep edebilir. Kiracı bu talebini verilen süreden sonra da yapabilir.
b) Aynen ifadan vazgeçerek müspet zararının31 tazmini talebi: Kiracı, aynen ifa ile zarar ve ziyan talep hakkından vazgeçip, sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan müspet zararının ödenmesini talep edebilir. Bu zarar, sözleşme ifa edilmiş olsaydı, kiracının mal varlığının alacağı durum ile halihazırdaki durumu arasındaki farktan oluşmaktadır.
c) Sözleşmenin feshi ile menŞ zararın32 tazmini talebi: Kiracı, yine aynen ifa ile zarar ve ziyan talep hakkından vazgeçerek, sözleşmeyi feshedip, menŞ zararının tazminini talep edebilir.Buradaki zarar da kiracının, sözleşmenin ifa edileceğine güvenerek yaptığı masraşardan oluşmaktadır. Ancak kiracı hangi seçimi yaptığını gönderdiği ihtarda açıkça belirtmelidir. BK m. 107 uyarınca, kiralayanın davranışından süre tayininin faydasız olacağı açıkça anlaşılıyorsa veya kiralayanın temerrüdü sözleşmenin aynen ifasını alacaklı için faydasız hale getirmişse yahut borcun ifası için sözleşmede kesin bir vade tayin edilmiş ise kiracı, süre tayinine gerek kalmaksızın seçimlik haklarını kullanabilecektir. BK m. 108’de ise sözleşmeden dönmenin (sözleşmenin feshinin) sonuçları düzenlenmiş olup, bu konu ileride sözleşmenin sora ermesi bölümünde incelenecektir.33
___________________________________________________
(27) Yavuz sh.387-388; Altop sh. 152; Kocaağa sh.114
(28) “Diğer taraftan Finansal kiralama sözleşmesi, karşılıklı sözleşme olduğuna göre madde 16 düzenlemesi
olmasaydı bile teslim borcunu yerine getirmeyen kiralayana karşı kiracı, sözkonusu hükümden yararlanma
imkanına sahiptir ve bu, aynı zamanda m. 26’nın Borçlar Kanununun genel hükümlerinin Finansal
kiralama sözleşmelerine uygulanacağını öngören hükmünden de çıkarılabilecek bir sonuçtur. O
halde m. 16 düzenlemesi gereksizdir.” (Yavuz sh.387)
(29) İhtar, kural olarak bir geçerlilik şekline tabi değildir. Ancak tacirler arasında yapılacak ihtarların TTK
m. 20/III gereği “noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgraşa” yapılması gerekmektedir.
(30) Verilen sürenin ne zaman uygun sayılacağı tarafarın menfaatleri, edimin niteliği ve şartları, dürüstlük
kuralları göz önüne alınarak belirlenir. Aynı şekillde bu süre, borçlunun ifayı gerçekleştirmesine imkan
verecek yeterlilikte olmalıdır. Alacaklı, bu süreyi kendisi tayin edebileceği gibi, işini garantiye almak
için, hakime de tayin ettirebilir.
(31) Bir menfaatin, yerine getirileme nedeniyle elde edilememiş olması durumundaki zarar; sözleşmenin hiç
veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar; örneğin kar mahrumiyeti müspet zarardandır.
(32) Meydana gelmeyen veya hükümsüz kalan bir sözleşmenin yapılacağına olan güvenden doğan zarar;
örneğin sözleşme için harcanmış giderler menŞ zararlardır.
(33) Bak. İleride “Sözleşmenin Feshi” ve “Feshin Sonuçları”
Ancak FKK m. 16 hükmü uyarınca kiralayanın sorumlu tutulabilmesi için, satım sözleşmesinin kurulmamasının veya bedelin zamanında ödenmemesinin kendi kusuruna dayanması gerekmektedir. Örneğin, kiralayanın, satım sözleşmesinin kurulmasından sonra, satıcıya, malı kiracı ya teslim etmemesi yolunda talimat vermesi üzerine mal zamanında kiracı ya teslim edilmezse, kiracı FKK m. 16 uyarınca BK m. 106 vd. Hükümlerine başvurabilecektir.34 Sözkonusu durumların yerine getirilmemesi kiralayanın kusurundan ileri gelmiyorsa, BK 106 hükmünün uygulanması sözkonusu değildir.35 Aynı şekillde maddede geçen “diğer sebepler” deyimi de kiralayanın kusuruna dayanan sebepler olarak anlaşılmalı dır.36
“Kiralayanın şahsi kusuru olmaksızın satım sözleşmesinin zamanında kurulamaması veya sözleşmenin kurulmasına rağmen, malın zilyetli- ğinin satıcı tarafından zamanında veya hiç kiracıya geçirilmemesi halinde ne olacağına dair bir hükme FKK’da rastlanılmamaktadır. Tarafarca
sözleşmede konuya ilişkin herhangi bir düzenleme de öngörülmediği takdirde, m. 26 uyarınca uygulanacak olan kira sözleşmesine ilişkin hükümler gereğince kiralayan sözkonusu gecikmeden veya ifa etmemeden sorumlu olacaktır.37 Avrupa ülkelerinde yazarların çoğunluğu tarafından, satıcının, teslim işlemleri sırasında kiralayanın (BK m. 100 anlamında) yardımcı şahsı sayılması gerektiği ve onun kusurlarından kiralayanın da sorumlu olacağı ileri sürülmüştür. Zira yapımcı bir yandan - satım sözleşmesinden doğan - edimini ifa ederken, aynı zamanda kiralayanın Finansal kiralama sözleşmesinden doğan ana edimin ifasına da katılmaktadı r. Objektif olarak bakıldığında, kiralayanın, Finansal kiralama sözleşmesinden doğan malı sağlama yükümlülüğünü ancak satıcının aracılığı
ile yerine getirilebileceği görülmektedir; Finansal kiralama sözleşmesi gereğ i Finansal kiralama konusu malın zilyetliğini kiracıya sağlamak da kiralayanı n ana yükümüdür.”38,39 Öğretide, formüler sözleşmelere konacak bir genel işlem şartı ile kiralayanı n kendi kusuruna dayanmayan geç ifa veya hiç ifa etmeme hallerinde kendisinin sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırıp, onun yerine satım sözleşmesi gereği satıcıya karşı geç ifa veya hiç ifa etmeme nedeniyle sahip olduğu taleplerini veya bunların kullanılmasını kiracıya devrettiğini görülmektedir.40
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 109
___________________________________________________
(34) Kocaağa sh. 114
(35) Kocaağa sh. 114
(36) Altop sh.151
(37) Kiralayanın bu anlamda sorumluluğunu, ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde değerlendirmek
gerekmektedir.
(38) Altop sh. 153
(39) “Buna karşılık azınlıkta kalan bazı yazarlar ise, satıcıyı bulan ve onunla sözleşme görüşmelerinde bulunan
kiracı olduğundan satıcıyı, kiralayanın yardımcı şahsı olarak kabul edip, onun kusurlarından kiralayanı
n sorumlu tutmanın hakkaniyete aykırı düşeceğini ifade etmişlerdir”(Altop sh. 153-154)
(40) Altop sh.154
3- Kiralayanın Ayıba Karşı Tekeffül Borcu
Finansal kiralama konusu malın, satıcı tarafından kiracıya ayıplı olarak teslim edilmesi halinde, bundan hem kiracı hem de kiralayan şirket zarar görür. Gerçekten kiracı böyle bir durumda, ayıplı ya da sözleşmeye uygun olmayan maldan istediği verimi alamaz, bu durumda elde edeceği gelir azalır ve kira bedellerini ödemesi zorlaşır. Aynı şekillde sözleşme sonunda malı kiralayana iade ederken bu ayıp nedeniyle bir tazminat ödemek zorunda kalabilir. Kiralayan şirketin zararı ise, kiracının ödeme güçlüğ ü içerisine düşmesinin sonucu olarak alacaklarını tahsil edememesi ve alacağını tahsil imkanı sağlayan teminatların azalmasından kaynaklanı r. Ayrıca maddi hukuk açısından da malın mülkiyetinin kiralayana ait olması, mala ilişkin her türlü değer kaybının onun malvarlığında bir azalma
olarak ortaya çıkması sonucunu doğurur.41 Finansal kiralamaya konu malın ayıplı çıkması halinde geleneksel kural ve kavramlar içerisinde tarafarın aşağıdaki gibi davranmaları beklenecektir.
Kiracı, kiralayan ile aralarındaki Finansal kiralama ilişkisine dayanarak, kiralanan malın ayıplı çıkmasından ötürü, FKK m. 26’nın genel atfı dolayısıyla adi kira sözleşmesinde kiralayanın ayıplardan sorumluluğunu düzenleyen BK m. 249/f. 242, f. 343 ve BK m. 25044 hükümleri uyarınca kiralayana
başvuracak, ondan ya ayıbın uygun süre içerisinde giderilmesini isteyecek bu yapılmadığı takdirde de sözleşmeyi feshedecek; ya da ücretten ayıp oranında uygun bir miktarın indirilmesini talep edecektir.45
Kiralayan ise, Şnansmanını yaptığı malın alıcısı sıfatı ile satıcıya karşı yine FKK m. 26’nın atfı dolayısı ile BK m. 20246’deki haklarını kullanmak yetki ve yükümünde olacaktır. Şu halde leasingli malın, satıcı tarafından ayıplı olarak teslim edilmiş olması, hem onunla Finansal kiralama şirketi arasındaki satım sözleşmesinin hükümlerini, hem de Finansal kiralama şirketi ile kiracı arasındaki
110 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(41) Köteli sh.171
(42) Kiralanan, akitten maksut olan kullanmayı mümkün olamayacak yahut intifa ehemmiyetli surette azalacak
bir halde teslim olunursa kiracı akdi feshe yahut ücretten münasip bir miktarın tenzilini istemeye
selahiyettardır. (BK.m249/II)
(43) Eğer ayıp, kiracının yahut kendisi ile birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir
tehlike teşkil etmekte ise; kiracı bu tehlikeye akdi yaparken vakıf olmuş veya fesih hakkından feragat
etmiş olsa bile yine kirayı feshedebilir. (BK m. 249/III)
(44) “Kiralanan, kira müddeti zarfında kiracının bir kusuru olmaksızın akitten maksut olan kullanma mümkün
olamayacak veya ehemmiyetli surette menfaat azalacak bir hale düştüğü takdirde, kiracı, ücretten
mütenasip bir miktarın tenzilini talep edebileceği gibi; ayıp münasip bir müddet zarfında bertaraf
edilmezse, akdi dahi feshedebilir. Kiralayan, kendisinin bir kusuru olmadığını ispat edemez ise tazminat
ile mükellef olur.” (BK m. 250/I,II)
(45) Köteli sh.172
(46) Satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbı anlaşıldığı zaman alıcı muhayyerdir: Dilerse satılanı redde
hazır olduğunu beyanla satımın fesih edilmesini, dilerse, satılanı alıkoyup kıymetinin noksanı mukabilinde
semenin tenzil olunmasını dava eder. (BK m. 2002/I)
Finansal kiralama sözleşmesinin hükümlerini harekete geçiren bir olay olacaktır.47
Konumuz Finansal kiralama sözleşmesi olup, kiralayan şirket ile kiracı arasındaki sözleşmeyi kapsadığından, ayıplı teslim halinde kiracının kiralayana karşı ileri sürebileceği ve yukarıda bahsedilen taleplere biraz değinmek gerekmektedir. Ayıplı mal teslimi halinde, kiracının, FFK’nın 26. maddesinin
genel atfı dolayısıyla BK’nun adi kiraya ilişkin 249 vd. Maddelerine istinaden kiralayana başvurabileceği yukarıda ifade edildi.48 Kiracının, kiralayana başvurarak ileri sürebileceği talepler ise kısaca şöyledir:
a) Kiracı, evvela kiralanandaki ayıpların giderilmesini, yani malın tamirini kiralayandan isteme hakkına sahiptir. Sözkonusu ayıbın giderilmesi için kiracı, kiralayana uygun bir süre vermelidir. Giderilmesi gereken ufak-tefek tamirlerde, verilen uygun süre içerisinde kiralayan ayıpları gidermezse, kiracı bunları kiralayan hesabına giderebilir. (BK m. 251/II) Ayrıca burada hakimin iznini almaya da gerek yoktur. Ancak “önemli ayıplar” sözkonusu olduğunda, kiracı, kiralayan hesabına hareket
edebilmek için, BK 97/I hükmü gereğince hakimden izin almak zorundadı r. İstisnai olarak kiralayanın bulunmaması veya başka bir sebepten dolayı haberdar edilmesinin imkansız olması veya faydalı olarak müdahale etmesinin mümkün olmaması halinde, kiracı, sözkonusu ayıpları n giderilmesi için gerekli onarımları tam vekaletsiz iş gören sıfatıyla yapabilmelidir. 49 Verilen süre sonunda kiralanandaki ayıplar giderilmediği takdirde kiracı sözleşmeyi feshedebilecektir. Bunun için ayıbın kiralayanı
n kusurundan ileri gelmiş olması şart değildir.
b) Kiracı ayıbın giderilmesini isteyecek yerde veya bunu istemiş olması na rağmen ayıbın giderilmemesi halinde, kullanımın azalması oranında kira bedelinin indirilmesini talep edebilir. Bu talep için de kiralayanının kusurlu olmasına gerek yoktur. Kullanmayı önemli ölçüde azaltmayan
ayıplarda, kiracı kira bedelinin indirilmesini talep edemez. Kiracı, kiralayanı n kusuru varsa, fesih veya kiranın indirilmesi talebiyle beraber, tazminat da talep edebilir.50 Öte yandan kiracının muayene ve ihbar külfetlerini yerine getirmemesinin hukuki sonuçları üzerinde de durulması gerekmektedir. Gerçekten, Finansal kiralama ilişkisinde mal satıcı/yapımcı tarafından doğrudan doğruya kiracıya teslim edildiğinden malı muayene ve ayıplı ise ihbar etmek külfetlerini kiracı yerine getirmektedir. Ancak kira sözleşmelerinde, satım sözleşmelerinin aksine, kesin bir muayene külfeti bulunmamakta-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 111
___________________________________________________
(47) Köteli sh.172
(48) BK.m. 250/I hükmü, sonradan ortaya çıkan ayıbın giderilmesinden bahsetmekle beraber, bu hükmün
kıyasen önceden var olan ayıplara da uygulanacağı kabul edilmektedir. (Yavuz sh.268)
(49) Yavuz sh.269
(50) Yavuz sh.270
dır. Bununla birlikte, zamanında ihbarda bulunmamak ayıba karşı tekeffülden feragat anlamına geldiğinden, ihbar külfetinin varlığını kabul etmek gerekmektedir. Kiracı, bu yükümlülüğü yerine getirirken satıcı/yapı mcıya karşı kiralayanın temsilcisi olarak hareket etmektedir. İhbar külfetinin
yerine getirilmemesi halinde, kiracı için ayrıca malın zamanında tamir edilememesi nedeniyle kiralayanın uğradığı zararı tazmin yükümlülüğüne de yol açar. Zamanında durumu tespit ederek ihbarda bulunmak, “kiracının malı, aldığı durumda geri verme borcu” konusundaki ispat
yükümlülüğü bakımından da ona kolaylık sağlar.51
4- Kiracının Kiralanandan Yararlanmasına Engel Olacak
Davranışlardan Kaçınma Borcu
FKK m.13/I hükmüne göre “kiracı, sözleşme süresince Finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, sözleşmenin amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etme hakkına sahiptir.” Bu hükmün tersine yorumundan, kiralayanın sözleşme süresince kiracının maldan yaralanmasına engel olacak davranışlardan kaçınma borcu olduğu anlaşılmaktadır. Finansal kiralama konusu malın satıcı tarafından kiralayana taksitle satıldığı durumlarda, mal kiracıya teslim edilip, sözleşme işlerlik kazandıktan bir süre sonra, kiralayanın satış bedelinin taksitlerini ödememesi üzerine,
satıcının satım sözleşmesini temerrüt hükümlerine dayanarak feshedip malı geri alması halinde, kiracı, kiralayanın, sözleşme süresince kendisinin maldan yararlanmasına engel olacak davranışlarda bulunmama borcuna aykırı davrandığı gerekçesi ile FKK m. 23/II uyarınca sözleşmeyi
feshedip, m. 25/II uyarınca tazminat talep edebilecektir. Finansal kiralama sözleşmesinde, malın bakımı ve sözleşme süresince oluşan hasar ve ziyaa katlanma yükümü kiracıya aittir. (FFK m. 14/I)
Kiralayanın, malda meydana gelen ve kiracının sözleşmeden her türlü faydayı elde etmesine engel olan eksiklikleri giderme yükümlülüğü yoktur.
Bu nedenle kiralayan, ancak kendisinden kaynaklanan engelleyici davranışlardan sorumlu olup, bunun dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.52
5- Finansal Kiralama Konusu Malı Başkasına
Devretmeme Borcu
Finansal Kiralama K. m. 18’e göre; “Sözleşmede aksi öngörülmemişse kiralayan, malın mülkiyetini bir üçüncü kişiye devredemez.”(f.1) “Sözleşmede bu yetkinin tanınması halinde, devir ancak başka bir kiralayana yapı labilir. Devralan sözleşme hükümlerine uymak zorundadır.”(f.2)“Devrin
kiracıya karşı geçerli olması onun haberdar edilmesine bağlıdır.”(f.3)
112 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(51) Kocaağa sh.116
(52) Altop sh.173
FKK m. 18’de – FKK m. 15’te kiracı için öngörülen malın zilyetliğini devir yasağına kobut olarak - kiralayanın da Finansal kiralama konusu malın mülkiyetini bir üçüncü kişiye devredemeyeceği öngörülmüş, ancak bunun aksinin sözleşmede kararlaştırılabileceği kabul edilmiştir.53 Finansal
kiralama işlemlerinin mutlaka bir Finansal kiralama şirketi aracılığı ile sürdürülmesi ilkesi benimsendiğinden, sözleşme ile kiralayana mülkiyeti devretme yetkisi tanınmiş olsa bile, kiralayanın bunu herhangi bir kişiye değil, ancak bu tür bir şirkete yapabileceği öngörülmüştür.54 Öte yandan
devrin kiracı için doğurabileceği sakıncaları gidermek üzere, FKK m.
18/II c. 2’de devralanın sözleşme hükümlerine uymak zorunda olduğu, 3.
fıkrada da devrin kiracıya karşı geçerli olmasının onun haberdar edilmesine
bağlı bulunduğu öngörülmektedir.55 Her iki hükmün beraberce de-
ğerlendirilmesinden çıkan anlama göre mülkiyetin devri aynı zamanda Finansal
kiralama sözleşmesinin devri sonucunu doğurmaktadır.56 Nitekim
maddenin gerekçesinde, “Finansal kiralama işlemlerinin mutlaka bir Finansal
kiralama şirketi aracılığı ile sürdürülmesi ilkesi benimsenmiş olduğ
undan, bu devrin de bir Finansal kiralama şirketine yapılabileceğinin
kabul edildiği; ancak Finansal kiralama işlemlerinin izlenmesini kolaylaştı
rmak ve bu yolla, ortaya çıkabilecek kötü ve yanıltıcı uygulamaları önlemek
üzere mülkiyetin devri ile beraber, Şnasal kiralama sözleşmesinin
de devralana geçeceğinin hükme bağlandığı” belirtilmektedir.57
Ancak sözkonusu düzenleme, FKK m. 8’de yer verilen tescil veya şerh
işlemlerinin gerçekleştirildiği tipik Finansal kiralama sözleşmeleri düşünülerek
öngörülmüştür. Bu nedenle ancak gerekli tescil ve şerh işlemleri
yapıldığı takdirde, malı devralan yeni malikin sözleşme hükümlerine uyması
gerekir. Aksi halde, sözleşmeden habersiz olan yeni maliki, varlığından
habersiz olduğu veya haber alma imkanına sahip bulunmadığı bir
sözleşme ile bağlı tutmak bugünkü hukuk sistemimiz ile bağdaşmaz.
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 113
___________________________________________________
(53) Altop sh.173-174
(54) Yavuz (sh.397), m. 18’deki “devir ancak başka bir kiralayana yapılabilir.” İfadesinden yola çıkarak, kiralama
konusunu devren iktisap eden ve m. 18/II gereği kiralayan sıfatını kazanan üçüncü kişinin, mutlaka bir başka
Finansal kiralama şirketi olacağı yolunda kanunda bir hüküm olmadığını, bu nedenle Finansal kiralama şirketi
niteliğine sahip olmayan hatta Finansal kiralama işlemi yapma izni bulunmayan bir kişinin dahi devir suretiyle
kiralayan olabileceğini ileri sürmektedir. Ancak Yavuz, m. 18/II’yi bu şekillde yorumlarken aynı kanunun
Tanımlar başlıklı 3. maddesini gözden kaçırmaktadır. Anılan hükme göre bu kanunda geçen “kiralayan”
deyimi Finansal kiralama şirketini ifade etmektedir. FKK m. 18/II, devrin ancak bir başka kiralayana, yani 3.
madde uyarınca bir başka Finansal kiralama şirketine yapılabileceğini hükme bağlamaktadır. Nitekim 18.
maddenin gerekçesi de bu hususu doğrulamaktadır. (Kuntalp:sh.75). Kaldı ki, Yavuz da, maddeyi bu şekillde
yorumlamakla beraber, yorumladığı şekliyle kanunun getirdiği kuralı eleştirmekte ve Finansal kiralama konusu
malı devralan üçüncü kişinin de mutlaka bir Finansal kiralama şirketi olması gerektiğinin öngörülmesini savunmaktadı
r.(Yavuz sh.397)
(55) FKK m. 18/III’te yer alan ihbar herhangi bir şekle tabi değildir. Kiracı malın devredilmiş olduğunu başka kaynaklardan
öğrenmiş olsa bile, devir ona karşı geçerli olacaktır. Bu arada ihbar, kiracıya, devralanın kanunda
öngörülen nitelikleri taşıyan bir kiralayan olmadığı yolunda itirazda bulunma imkanı verir.
(56) Finansal kiralama sözleşmesinin, taşınmazlarda tapuya şerh, taşınırlarda özel sicile kaydedilmesi halinde,
sözleşmeden doğan şahsi talep hakkı “eşyaya bağlı borca” dönüşür. Malın devri ile beraber yeni malik kendiliğ
inden Finansal kiralama sözleşmesinin tarafı olur. (Kuntalp: sh.75)
(57) Kuntalp. sh.76 (TBMM S.sayısı 346, m. 18,sh.4)
Böyle bir ihtimalde, yeni malikin talebi üzerine kiracı, henüz sözleşme süresi
dolmadan malı ona geri vermek zorunda kalabilir. Bu durumda ise
kiracı, sözleşmeye aykırı davranmiş olan kiralayana karşı, sözleşmeyi
FKK m. 23/II uyarınca feshedip, uğradığı zararı m. 25/I uyarınca tazmin
ettirebilir.58
6- Kiralananı Sigorta Ettirme Borcu
FKK m. 17/II:“Kiralayan şirket mülkiyeti kendisine ait olan Finansal
kiralama konusu malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorundadır.” Sigorta
primlerinin ödenmesi kiracıya aittir.” Maddenin gerekçesinde, malın
Finansal kiralama şirketi için bir teminat teşkil etmesinin, onun kendisi
tarafından sigorta ettirilmesi zorunluluğunun getirilmesine sebep olduğu;
malı ise kiracı elinde bulundurduğundan ve bunu ihtimamla kullanmak
zorunda olduğundan, sigorta primlerinin onun tarafından ödenmesi mecburiyetinin
kabul edildiği belirtilmiştir.
Sigorta primleri kiracı tarafından ödeneceğinden, kiralayanın yapacağı
sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan primlerin normal ölçülerde olması
na dikkat etmesi gerekmektedir. Kiralayanın buna dikkat etmeyip de
sigorta şirketi ile anlaşarak primleri yüksek miktarda belirlemesi durumunda,
kiracı MK m. 2’deki dürüstlük kuralına dayanarak, buna itiraz
edebilir.59 “Finansal kiralamaya ilişkin yasal bir düzenlemenin bulunmadığı
Almanya ve İsviçre’de, formüler Finansal kiralama sözleşmelerine konan
bir genel işlem şartı ile primleri ödemenin yanı sıra sigorta sözleşmesini
kurmanın da – başkası hesabına sigorta şeklinde - kiracıya yüklendiğ
ini görmekteyiz. Bu nedenle Almanya ve İsviçre’de yukarıda değinilen
sorun ortaya çıkmamaktadır.”60 Bizde de FKK m. 17/II’deki kiralayana sigorta
sözleşmesini bizzat kurma zorunluluğu getiren hükmün emredici
nitelikte olmadığı ve formüler Finansal kiralama sözleşmelerine konacak
bir hüküm ile kiracıya sigorta sözleşmesini bizzat kurma yükümlülüğünün
öngörülmesinin geçerli sayılması gerektiği ifade edilmektedir.61
“Kiralayanın, malı sigorta ettirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi
durumunda, sigortasız malın, kiracının elinde iken hasar veya ziya uğraması
halinde, kiracının sorumluluğu, - FKK m. 14/I, 262nin kıyasen uygulanması
sonucu – meydana gelen zarardan, mal sigortalı olsa idi, sigorta
şirketi tarafından ödenmesi gereken sigorta tazminatının düşülmesinden
sonra kalan miktar ile sınırlı olacak, geri kalan miktara yasal sigorta yap-
114 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(58) Altop sh.175
(59) Altop sh.176
(60) Altop sh.177
(61) Altop sh.177
(62) “Malın sözleşme süresi içinde hasar ve ziyaı sorumluluğu kiracıya aittir. Bu sorumluluk ödenen sigorta
miktarının karşılanmayan kısmı ile sınırlıdır.”(FKK m. 14/I)
tırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kiralayan katlanacaktır.”63 Ancak
böyle bir durumda sözleşmeye devam edilmesini kendisi için daha yararlı
bulan kiracının, BK m. 97/I gereğince hakimden alacağı izinle, kuruluş
masraşarını sonradan faiziyle beraber kiralayandan talep etmek kaydıyla,
sigorta sözleşmesini bizzat – başkası hesabına sigorta şeklinde - kurması-
nın mümkün olduğu ifade edilmektedir.64 Keza kiracının, sözleşmeyi devam
ettirmesinin kendisinden beklenemeyeceğini ispat etmesi şartı ile,
FKK m. 23/II65 uyarınca sözleşmeyi feshetmesi de mümkündür.
III- KİRACININ HUKUKİ DURUMU
Finansal kiralama ilişkisinde, kiralayan, bir Şnansman kurumu olarak,
kiracının gereksinim duyduğu bir yatırım malının temin edilmesini Şnanse
etmektedir. Bu Şnansmanı da, gereksinimi duyulan malın mülkiyetini
satıcı/yapımcıdan almak ve bilahare bunun yalnızca kullanımını, ekonomik
ömrüne uygun bir süre ile ve bir bedel karşılığında her türlü yararı
elde edebilmesi ve mülkiyet hakkına bağlı tüm riskleri üstlenmesi kaydı
yla kiracıya devretmek suretiyle gerçekleştirmektedir. Böylece kiracı,
hukuken malik sıfatını kazanmamakla beraber ekonomik açıdan aynen
bir malikin hukuki durumu içine sokulmuş olmaktadır. Böylesine bir düzen,
esasında kiralayan ve kiracının mala karşı olan ilgilerinin farklılığından
kaynaklanmaktadır. Gerçekten kiralayanın mala karşı ilgisi, bunu
kullanmak suretiyle bir yarar elde etmeye yönelmişken, kiracı malın bizzat
kendisine ilgi duymaktadır. İşte tarafarın sözleşme konusu mala karşı
ilgilerindeki bu farklılık, malın hukuki mülkiyetinin kiralayana, bundan
her türlü ekonomik yarar elde etme yetkisinin, kısaca bunun ekonomik
mülkiyetinin ise kiracıya ait olması şeklinde tecelli etmektedir.66
Finansal Kiralama Kanunu, kiracının, malın hukuki değil fakat ekonomik
mülkiyetine sahip olduğu düşüncesinden hareketle, 13. maddesinin
1. fıkrasında, kiracının kiralama konusu malın zilyedi olup, bundan
her türlü faydayı elde etme hakkına sahip bulunduğunu açıklamaktadır.
Esasında, madde, yalnızca kiracının zilyet olduğundan söz etmektedir.
Oysa kiracının zilyet olabilmesi için malın zilyetliğinin kendisine devri gerekmektedir.
Malın zilyetliğinin kiracıya devrinin ise mutlaka Finansal kiralama
şirketi tarafından gerçekleştirilmesi zorunlu değildir. Gerçekten,
Finansal kiralama şirketinin malla olan ilgisi kural olarak sağladığı Şnansmanı
n teminatını oluşturmasından öteye gitmemektedir. Bu bakımdan
malın kendisi ile asıl ilgili olan kiracıdır. Malı yapımcı/satıcı nezdinde
arayan, niteliklerini belirleyen ve nihayet seçen odur. Malı gereksini-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 115
___________________________________________________
(63) Altop sh.177-178
(64) Altop sh.178
(65) “Tarafardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hallerde, bu aykırılık nedeniyle diğer tarafı
n sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda, sözleşme feshedilebilir.” (FKK m.
23/II)
(66) Kuntalp sh.71
mine uygun olarak kendisi seçmiş olduğundan ve kiralayan şirketin malla
ilgisi sınırlı bulunduğundan, mal satıcı/yapımcı tarafından doğrudan
doğruya kiracıya teslim edilir. Bu suretle bir yandan kiracı, zilyetliği; öte
yandan da Finansal kiralama şirketi mülkiyeti kazanmiş olur. Görülüyor
ki bu aşamada kiracı malı, bundan yararlanacak kişi olarak kendi adına;
fakat aynı zamanda şirketin vekili olarak onun adına teslim almaktadır.67
IV- KİRACININ HAKLARI VE BORÇLARI
Kiracı, kendisine zilyetliği devredilen malı FKK m. 13/I68 gereği bundan
her türlü yararı elde edecek şekillde kullanmak hakkını haiz bulunmaktadı
r.69 Ancak Finansal Kiralama Kanunu, malın hukuki mülkiyetinin
kiralayana ait olduğunu göz önüne alarak “her türlü faydayı elde etme
yetkisini” sözleşmenin amacı ile sınırlandırmaktadır. Böylece kiracı,
malı hangi yatırım ve hangi işler için öngörmüşse, ancak o yatırımda ve
o işler için kullanmak durumundadır. Ayrıca kanun, ekonomik mülkiyet
düşüncesinin bir sonucu olarak 20. maddesinde kiralayanın işası veya
aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde, sözleşme süresi içinde, sözleşmenin
işas masasına karşı geçerliliğini sürdüreceğini veya malın haczedilemeyeceğ
ini kabul etmektedir.70
Kiracının Finansal kira sözleşmesindeki haklarını bu şekillde izah ettikten
sonra, şimdi, kiracının bu sözleşmeden kaynaklanan borçlarına
geçebilir ve bunları başlıklar halinde şu şekilde sıralayabiliriz.
1- Finansal Kiralama Bedelini Ödeme Borcu
Finansal kiralama bedeli Finansal kiralama sözleşmesinin esaslı unsurları
ndan biridir. Kira bedeli, FKK’un 6. maddesinde sözleşmenin bir
unsuru olarak düzenlenmiş, kanunun 4. maddesinde de Finansal kiralama
sözleşmesi, “kiralananın zilyetliğinin bir kira bedeli karşılığında kiracı
ya devredilmesi” şeklinde tanımlanmiştır. Kiralama bedelini Finansal kiralama
sözleşmesinin esaslı bir unsuru olarak düzenleyen kanun koyucu,
bununla birlikte, gerek miktarın belirlenmesinde, gerekse ödeme zaman
ve şeklinin tespitinde tarafarı serbest bırakmiştır.
Finansal kiralama bedelinin ilk taksiti, kira konusu malın kiracıya
teslimi esnasında ödenir. Satıcının malı geç teslim etmesi halinde, kiracı-
nın kiralayana olan kira bedeli borcu da gecikmiş olarak muacceliyet kazanı
r.71
116 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(67) Kuntalp sh.85-86
(68) “Kiracı, sözleşme süresince Finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, sözleşmenin amacına uygun
olarak her türlü faydayı elde etmek hakkına sahiptir.”(FKK m. 13/I)
(69) Yavuz (sh. ) kiracının kiralananı kullanma ve ondan yaralanma hakkının hasılat kirasında olduğu gibi
bir borç olduğu görüşündedir. Böylece kiracının, bu borcuna aykırı hareket etmesi sonucu kiralayan
FKK m. 23/f.son’daki hakkına dayanarak sözleşmeyi feshedebilecektir.
(70) Kuntalp sh.87
(71) Kocaağa sh.123
Kiralama bedelini ödemede temerrüde düşen kiracıya karşı kiralayanı
n sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır. Bu husus FKK m. 23/I’de
şu şekilde ifade edilmiştir. “Kiralayan, Finansal kiralama bedelini ödemede
temerrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de ödenmemesi
halinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin
kiracıya geçeceği kararlaştırılmiş ise, bu süre altmiş günden az olamaz.”
Kiralayan, temerrüde düşen kiracıya bir ihtarname göndererek, ifa
için m. 23/I uyarınca 30 günlük süre vermelidir.72 Bu sürenin semeresiz
geçmesi halinde başvurulacak hukuki yaptırımların da ihtarda açıkça belirtilmesi
gerekmektedir. Verilen sürenin ödemesiz geçmesi halinde kiralayan,
FKK m. 23/I ve m. 26’nın atfı dolayısıyla BK m. 106 vd.’ındaki üçlü
seçim hakkına sahip bulunmaktadır. Kiralayanın başvurabileceği hukuki
yollar kısaca şöyledir:
a) Aynen ifa ve gecikme tazminatı talebi: Kiralayan aynen ifa ile birlikte
gecikme tazminatını isteyebilir. Bu durumda sözleşme ilişkisi devam
etmekte olup, kiralayan kendi karşı edimini ifaya devam eder. Kiralayan
verilen süreden sonra da bu talepte bulunabilir.
b) Aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazmini talebi: Kiralayan
aynen ifa ile birlikte gecikme tazminatı talep hakkından vazgeçip, sözleşmenin
ifa edilmemesinden doğan müspet zararının tazminini isteyebilir.
Bu zarar kiralayanın malvarlığının mevcut durumu ile sözleşmenin ifa
edilmesi halinde içinde bulunacağı durum arasındaki farktan ibarettir.
Kiralayanın müsbet zararının tazmini talep etmesi halinde, kira sözleşmesi
devam etmekte, ancak sözleşmenin ihtiva ettiği asli edim yerine tazminat
geçmektedir.73
c) Sözleşmenin feshi ile menŞ zararın tazmini talebi: Kiralayan, yine
aynen ifa ile gecikme tazminatı talebinden vazgeçip, sözleşmeden dönerek
(sözleşmeyi feshederek)74 menŞ zararının tazminini isteyebilir. MenŞ
zarar, kiralayanın Finansal kira sözleşmesinin ifa edileceğine güvenerek
yaptığı masraşardan oluşmaktadır.
Finansal kiralama bedelinin ödeme yeri ve biçimi konusunda ise,
FKK’unda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığını ve bu konularda tarafarı
n serbest bırakıldığını yukarıda ifade etmiştik. Ancak tarafar bu
konularda sözleşme ile herhangi bir hüküm öngörmedikleri takdirde,
FKK m. 26’nın genel atfı dolayısıyla Borçlar Kanununun genel hükümleri
ve sözleşmenin mahiyetine uygun düştüğü ölçüde özel hükümleri uygulanacaktı
r. Buna göre Finansal kiralama bedeli kural olarak kiralaya-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 117
___________________________________________________
(72) Kiracıya alım hakkının tanındığı sözleşmelerde bu süre 60 günden az olamaz.
(73) Oğuzman/Öz sh.388-389
(74) BK m. 106-108 hükümlerinde “sözleşmeden dönme” düzenlenmiş olmasına rağmen sürekli borç ilişkilerinde
borçlunun temerrüdü halinde, sözleşmeden dönmenin değil, sözleşmenin feshinin sözkonu olacağı
kabul edilmektedir. (Oğuzman/Öz sh.402) Zira dönme, henüz ifa edilmemiş edimleri sona erdirip,
ifa edilmiş edimlerin iadesine yol açarken; fesih, geçmişe dokunmayıp, daima ileriye etkili sonuçlar do-
ğurur.
nın ikametgahında ödenir. (BK m. 73/I) Kiralayan kabul etmedikçe bir ticari
senetle (bono, poliçe, çek) ödemede bulunmak geçerli değildir.75 Aynı
şekillde posta havalesi ancak ikametgahta ödemeli olarak yapılırsa geçerli
olur ve bu durumda havale ücreti kiradan indirilemez. Kiralayanın kira
parasını almada temerrüde düşmesi halinde, kiracı BK m. 91 uyarınca
sulh hakimine bir tevdi mahalli tayin ettirebilir. Bunu yapmaksızın,
kira parasını kiralayan adına bir bankaya ve notere tevdi eden kiracı borcundan
kurtulmuş olmaz. Kiralayanın ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin,
herhangi bir ayın bedeli için makbuz vermesi halinde, BK m. 88 uyarınca
önceki aylara ait bedellerinin de alınmiş olduğu kabul edilmektedir,76
ancak kiralayanın bu karinenin aksini ispatlaması mümkündür.77
2-) Kiralananı Özenle Kullanma Borcu
FKK m. 13/II, “kiracı, Finansal kiralama konusu malı sözleşmede öngörülen
şart ve hükümlere göre itinayla kullanmak zorundadır” demek
suretiyle mülkiyetin kiralayan için teminat oluşturduğunu göz önüne
alarak, kiracının malı, sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre itinayla
kullanmak zorunda olduğunu hükme bağlamiştır. Kiracının bu
borcunun kapsamının tespitinde, Borçlar kanununun adi kiraya ve hası
lat kirasına ilişkin hükümlerinden yaralanılabilir.78 Buna göre kiracı,
kiralananı kullanırken tam bir özenle hareket etmek ve kira konusu
maldan tahsis amacına uygun olarak yaralanmak zorundadır. (BK m.
276, 278) Kiracı, alışılmiş kullanma dışında malın özünü etkileyen, ona
zarar veren, değerini azaltan veya varlığını tehlikeye sokan hareketlerde
bulunamayacağı gibi; malda kira süresinden sonra da etkisi kalacak şekillde
değişiklikler yapamaz. Kiracı, malın tahsis amacını değiştiren ve
normal ömründen önce yıpranması sonucunu doğuran davranışlardan
da kaçınmak zorundadır.79
3-) Kiralananın Her Türlü Bakımını Yapma ve
Onu Koruma Borcu
FKK m. 13/III uyarınca, “Sözleşmede aksine hüküm yoksa kiracı, malı
n her türlü bakımından ve korunmasından sorumlu olup, bakım ve onarı
m masraşarı kiracıya aittir.” Kiracının bu borcunun kapsamının belirlenmesinde
de Borçlar Kanununun adi kira ve hasılat kirasına ilişkin hükümlerinden
yararlanmak mümkün olmakla80 beraber; Finansal Kirala-
118 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(75) “Kiracının kira parasına karşılık verdiği emre muharrer senet ifa sayılmaz.” (YHGK 10.7.1971 t, 6-
1297/452)
(76) “BK m. 88 hükmünce kiralayan postaneden aldığı Ocak ayı kirasına ait postaneye vermiş olduğu makbuza
imza koyarken ihtirazi kayıt dermeyen etmemişse, evvelki kiraları da almış sayılır… (Y6HD
1.3.1963 t, 150/1043)
(77) Kocaağa sh.127-128
(78) Yavuz sh.389
(79) Kocaağa sh.128-129
(80) Yavuz sh.389
ma Kanununun bazı noktalarda Borçlar Kanunu hükümlerinden ayrıldı-
ğı görülmektedir.81 Gerçekten, adi kira ve hasılat kirasında, kiracı, ancak
alelade kullanım için gerekli olan ufak tefek bakım ve onarımları gerçekleştirmek
zorundadır. Bu sınırlar dışında kalan büyük bakım ve onarımlar
ise kiralayana ait bulunmaktadır.(BK m. 258/II; 279/II) FKK m. 13/III’te
ise alelade kullanımın gerektirdiği ufak tefek bakım ve onarım ile büyük
bakım ve onarım ayırımına yer verilmemiş; sözleşme süresince Finansal
kiralama konusu malın her türlü bakım ve onarımından kiracı sorumlu
tutulmuştur.82
“Malın, bakım ve onarımındaki eksiklikler nedeni ile, üçüncü kişilere
verdiği zararlardan kimin sorumlu olacağı konusunda FKK’da herhangi
bir hüküm yer almamaktadır. FFK m. 26 doğrultusunda akla BK m.
58’in83 uygulanabileceği gelmekte olup, bu hükme göre bir bina veya imal
olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından veya bakı-
mındaki eksiklikten dolayı – kendi bizzat kusurlu olmasa da – sorumludur.
Madde hükmünün lafzından hareket edildiğinde, Finansal kiralama
konusu malın maliki olan kiralayanın sözkonusu zararlardan sorumlu
olması gerektiği sonucuna varılacaktır. Ancak BK m. 58 hükmü,”nimet
karşılığı risk” esası üzerine kurulduğundan, öğretide bu madde anlamında
sorumlu malik araştırılırken, malik sözcüğünden her zaman ve mutlaka
eşya hukuku anlamında teknik bir ifadeyi anlamamak, malın ekonomik
tahsis amacına göre kimin Şili hakimiyeti altında bulunduğunu ve
malın bakımını kimin üstlenmesi gerektiğini araştırmak gerektiği vurgulanmaktadı
r. Bu görüş doğrultusunda Finansal kiralama ilişkisi incelendiğ
inde, kiralayanın, malı kiracının seçimi doğrultusunda satın aldığının,
maldan ekonomik yararlanma süresinin büyük bölümünde tamamen kiracı
nın yararlandığının ve malın onun Şili hakimiyeti altında olduğunun,
nihayet en önemlisi FKK m. 13/III uyarınca malın sözleşme süresince her
türlü bakım ve onarımından kiracının sorumlu olduğunun görüleceği ve
bu nedenle malın bakım ve onarımındaki eksiklikler nedeniyle oluşacak
zararlardan da kiracının sorumlu olması gerektiği sonucuna varılacağı
kanısındayız.”84
4-) Kiralananın Hasar ve Ziyaına Katlanma Yükümlülüğü
FKK m. 14 hükmüne göre; “Malın sözleşme süresi içinde hasar ve ziyaı
sorumluluğu kiracıya aittir. Bu sorumluluk ödenen sigorta miktarının
karşılanmayan kısmı ile sınırlıdır. Ancak bu farkı, kiracı Finansal kiralama
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 119
___________________________________________________
(81) Kocaağa sh.130
(82) Altop sh.198
(83) “Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki
kusurundan dolayı mesul olur.Bu cihetten dolayı kendisine karşı mes’ul olan şahıslar aleyhindeki
rücu hakkı mahfuzdur.”(BKm. 58)
(84) Altop sh.199-200
bedelleri ile ödemek zorundadır.” Maddeye göre, Finansal kiralama konusu
malın sözleşme süresi85 içerisinde hasar ve ziyaı sorumluluğu86 kiracı-
ya aittir.87 Bu özellik Finansal kiralama sözleşmesinin kendine özgü yapı-
sını ve dolayısıyla olağan kira sözleşmesinden farklılığını ortaya koymaktadı
r. Gerçekten üçlü taraf sistemine dayanan Şnasal kiralama ilişkisinde,
sözleşme konusu malı üçüncü kişi nezdinde arayan, bulan ve seçen
bizzat kiracıdır. Kiralama şirketi ise malın yalnız bedelini ödemekle, yani
malın Şnansmanını sağlamakla yetinmektedir. Mal kiracıya teslim edilmekle
beraber, malın mülkiyeti Finansal kiralama şirketinde kalmaktadır.
Finansal kiralamanın bu işleyiş biçimi, işleyiş sırasında ortaya çıkacak
riskleri paylaştırma biçimini de tayin etmektedir. Buna göre, malın seçimi
ve kullanılmasına ilişkin risklere kiracı; kiracının ödeme güçlüğü riskine
de kiralayan katlanmak durumundadır. Malın seçimi ve kullanılması
risklerinin kiracıya ait olmasının sonucu olarak, mal, (kiracının ve kiralayanı
n kusurunun olmadığı) herhangi bir nedenden dolayı tamamen
veya kısmen yok olur ya da kullanılamaz hale gelirse, kiracı kararlaştırı-
lan bedeli ödemekten kaçınamaz. Ancak kiracının kira bedellerini ödeme
borcu, ödenen sigorta tazminatı ile karşılanmayan kısım ile sınırlıdır. Finansal
kiralama işleminin niteliğinden kaynaklanan bu özelliğin FKK m.
14’te de aynen benimsendiğini görmekteyiz.88 Ancak bu kuralın uygulanabilmesi
için kiralananın sözleşme hükümlerine uygun olarak kiracıya
teslim edilmiş olması gerekmektedir. Aksi halde genel kural olan BK m.
117/II,c.1’deki kuralın (sözleşmenin kurulmasından sonra, fakat kiralananı
n kiracıya tesliminden önce, kiralanan malın ziya ve hasarından, kiralayanı
n sorumlu olacağı şeklindeki kuralın) uygulanması sözkonusu
olacaktır.89
FKK m. 14’te bir açıklık olmamakla beraber, sözleşmenin zayıf ve korunması
gereken tarafının kiracı olduğu göz önüne alındığında, sözkonusu
bu hükmün aksinin tarafarca kararlaştırılabileceğinin kabul edilmesi
yerinde olur.90
120 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(85) Sözleşme süresinin, Finansal kiralama konusu malın kiracıya teslim edildiği andan Başladığını kabul
ettiğimizden, kiracının, malın hasar ve ziyaından sorumluluğunun da bu andan itibaren söz konusu olduğ
u sonucuna varmaktayız. (Kocaağa sh.133)
(86) Burada, malın, kiracının veya kiralayanın kusurunun olmadığı hasar ve ziyaından sorumluluğu söz
konusu olup, kiracının kusuru sonucu Finansal kiralama konusu malın ziya ve hasarından FKK m.
13/II ve III’e aykırılık nedeniyle FKK m. 23, 25 ve BK m. 96 vd uyarınca kiracı sorumlu olurken; kiralayanı
n kusuru sonucu malın ziya ve hasarından ise FKK m. 13/I’e aykırılık nedeniyle FKK m. 23, 25
ve BK m. 96 vd. uyarınca kiralayan sorumlu olacaktır. (Kocaağa sh.133)
(87) Borçlar Hukukunda temel kural, karşılıklı sözleşmelerde hasara borçlunun (kiralayanın) katlanması-
dır. (BK m. 117/II) Örneğin, adi kirada kiralananın kaza sonucu yok olması durumunda, kiralayan, kiralananı
kullanmaya elverişli bir halde kiracının istifadesine sunma borcundan kurtulur, fakat artık kiracı
dan da kira parası isteyemez; böylece hasara kiralayan katlanmiş olur. FKK m. 14 hükmü ise, BK
m. 117/II uyarınca bu kuralın isitsnasını oluşturmaktadır. (Kocaağa sh.133)
(88) Kocaağa sh.133-134
(89) Yavuz sh.392
(90) Altop sh.202
5-) Kiralanana İlişkin Sigorta Primlerini Ödeme Borcu
FKK m. 17/II uyarınca; “Kiralayan şirket mülkiyeti kendisine ait olan
Finansal kiralama konusu malı sözleşme süresince sigorta ettirmek zorundadı
r. Sigorta primlerinin ödenmesi kiracıya aittir.” Gerek madde metninde
gerekse gerekçede bir açıklık bulunmamakla beraber, kanunun ifadesinden
sigorta primlerinin doğrudan sigorta şirketine ödenmesi gerektiği
anlaşılmaktadır. Kiracının primleri doğrudan sigorta şirketine ödemede
temerrüde düşmesi halinde, durum sigorta şirketi tarafından derhal kendisine
bildirilen kiralayan, primleri bizzat ödeyerek, sigortanın devamını
sağlayabilir.91 Bu durumda ödediği sigorta primlerini faiziyle birlikte kiracı
dan talep edebilecektir. Ancak, kiracının sigorta primlerini ödeme borcu,
malın kiralayan tarafından sigorta edilmiş olmasına bağlıdır. Kiralayan
malı sigorta ettirmemişse, kiracı malı bizzat sigorta ettirmek ve sigorta
primlerini ödemek zorunda değildir.92
6-) Kiralananın Zilyetliğini Bir Başkasına Devretmeme Borcu
FKK m. 15’e göre; “Kiracı, Finansal kiralama konusu maldaki zilyetli-
ğini bir başkasına devredemez”93 Böylece, kural olarak, Finansal kiralama
sözleşmesinin kiracıya tanıdığı kiralananı kullanma ve ondan yararlanma
hakkı, kanunen temliki yasaklanan alacak haklarından olma niteliğini
kazanmiştir. Kiracı, kiralanan üzerindeki kullanma ve yararlanma hakkı-
nı başkasına temlik edemeyeceği gibi, kiralanan üzerinde bir başkasının
zilyetliğini sağlayacak kira, ariyet gibi bir sözleşme de yapamaz.94 Kiracı-
nın üçüncü şahıslarla yaptığı bu tür sözleşmelerin, kiralayana karşı ileri
sürülmesi mümkün değildir. FKK m. 15’te öngörülen kural bu şekilldedir.
Ancak 06.03.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlülüğe
giren, 5582 sayılı “Konut Şnansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”’un 26. maddesi ile, FKK m. 15’e
bu fıkra eklenmiştir: Ancak, tüketicilerin konut edinmesine veya yatırımlara
Şnansman sağlayan Finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiracılık sıfatı
ve/veya sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini, kiralayandan
yazılı izin alınması kaydıyla devredebilir. İşbu devir nedeniyle Finansal
kiralama sözleşmesinde yapılan kiracı değişikliği, bu Kanunun 8.maddesi
çerçevesinde tescil edilir veya şerh olunur. (f.1) Konut Şnansmanı kapsamı
nda yapılan Finansal kiralama işlemlerinde kiracı, kiralayana bilgi
vermek, diğer Finansal kiralama işlemlerinde ise sözleşmede hüküm bulunmak
kaydıyla Finansal kiralama konusu malın zilyetliğini bir başkasına
devredebilir.” Maddede öncelikle, malın zilyetliğinin devri, kiracılık sıfatı-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 121
___________________________________________________
(91) Bak.Y.19.HD 1996/4608E, 1996/1356 K
(92) Kocaağa sh.135-136
(93) Adi kiraya ilişkin BK 259/I uyarınca kiracı, (sözleşmede aksi öngörülmüş olmadıkça) kiralayana zarar
verecek bir değişikliği gerektirmemek şartıyla, kiralananı tamamen veya kısmen başkasına kiraya verebileceğ
i gibi, kirayı bir üçüncü kişiye de devredebilir.
(94) Yavuz sh.389-390
nın devri ve sözleşmeden doğan haklar ile yükümlülüklerin devri ayırımı
yapılmiştir. İkinci ayırım ise konut edinmeye ilişkin Finansal kiralama,
yatırımlara Şnansman sağlayan Finansal kiralama ve diğer Finansal kiralama
ayırımıdır.
Kanun maddesine eklenen bu fıkra ile kiracı, malın zilyetliğ
ini, kiracılık sıfatını ya da sözleşmeden doğan hak ve/veya yükümlülüklerini
bir bütün olarak ya da bir veya birkaç tanesini maddede ayı-
rımı yapılan sözleşme türüne göre öngörülen şartlarla bir başkasına devredebilir.
Kiracının belirtilen şartlara riayet etmeksizin malı üçüncü kişiye devretmesi
halinde, kiralayan FKK m. 23/II uyarınca sözleşmeyi feshedip m.
25/I uyarınca da tazminat talep edebilir. Malın zilyetliğini devralan üçüncü
kişiye karşı da kiralayan, tecavüzün ref’i veya menkul davaları açarak
malın kendisine verilmesini ve uğradığı zararın tazminini isteyebilir.
7-) Kiralananı Sözleşme Sonunda Kiralayana İade Borcu
FFK m. 24’te “Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma
hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı, Finansal kiralama
konusu malı derhal geri vermekle mükelleftir.” şeklinde düzenlenen
kiracının bu borcu, Finansal kiralama sözleşmesinin sona ermesi üzerine
muaccel olacağından, konuyu sözleşmenin sona ermesine ilişkin bölümde
açıklamayı uygun bulduk.
C. TARAFARIN İŞASININ VEYA İCRA TAKİBİNE
UĞRAMASININ SONUÇLARI
Tarafarın işası veya icra takibine uğramalarının Finansal kiralamaya
konu mal üzerindeki etkisi FKK’nın 19 ve 20. maddelerinde düzenlenmiştir.
FKK m. 19’a göre; “Kiracının işası halinde, işas memuru, İcra ve İşas
Kanununun 221. maddesinin birinci fıkarası hükmüne göre büro teşkilinden
önce, Finansal kiralama konusu malların tefrikine karar verir. İşas memurunun
bu kararına karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir. Kiracı aleyhine
icra yoluyla takip yapılması halinde, icra memuru, Finansal kiralama konusu
malların takibin dışında tutulmasına karar verir. İcra memurunun kararı
na karşı yedi gün içinde itirz edilebilir. Bu itirazlar, tetkik merciince en geç
bir ay içinde karara bağlanır.” İcra ve işas memurunun, malların ayrılması
na veya takip dışı tutulmasına kendiliğinden karar verebilmesi için,
sözleşmenin, FKK m. 18/I uyarınca özel sicile veya tapuya kaydedilmiş
olması gerekmektedir. İşas veya icra memuru bunu özel sicile bakarak
yapacaktır. Eğer tescil veya şerh yapılmamışsa, ayırma veya takip dışında
tutma işlemini bizzat icra veya işas memurunun yapamayacağı kabul
edilmektedir.95
122 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(95) Altop sh.230
İcra ve işas memurunun, sözleşme konusu malın İİK 2212’e göre masadan
ayrılmasına veya takip dışında tutmasına karar vermemesi halinde,
FKK’da bir hüküm olmadığı için, kiralayanın, haciz halinde İİK m. 96-
99, işas halinde ise İİK m. 228 uyarınca istihkak iddiasında bulunabileceğ
i kabul edilmektedir.96
FKK m. 20’e göre; “Kiralayanın işası halinde, sözleşme kararlaştırılan
sürenin sonuna kadar işas masasına karşı geçerliliğini sürüdür. Kiralayan
aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde, Finansal kiralama konusu
mallar, sözleşme süresi içinde haczedilemez.” İşasın ilanından itibaren kiracı
kira bedellerini işas masasına öder. Bu halde işas masası, sözleşme
sonuna kadar sözleşmeyi ifa zorunda olup, bu konuda bir seçme hakkı
bulunmamaktadır. Zira, kiracının sözleşmeden doğan şahsi hakkı sicile
tescil edilerek veya tapuya şerh verilerek kuvvetlendirilmiştir ve herkese
karşı ileri sürülebilir. Sözleşme özel sicile tescil veya tapuya şerh edilmemişse,
bu takdirde FKK m. 26 uyarınca BK 254/I97 uygulama alanı bulur.
Buna göre kiracı sözleşmeye devam etmek istediğini işas idaresine bildirir
ve işas idaresi de masanın menfaatini gözeterek bir karar verir, sözleşmenin
devamına karar verilirse sözleşme tarafar arasında devam eder.
Kiralayan aleyhine takip icra takibi yapılması halinde de, Finansal kiralama
konusu malların sözleşme süresinde haczedilememesi için de sözleşmenin
özel sicile tescil veya tapuya şerh verdirilmiş olması gerekmektedir.
Aksı halde BK 254/I uyarınca kiracı, kiralayanın şahsi alacakları-
nın malları haczetmesine engel olamaz, sadece kiralayandan sözleşmenin
ifa edilmemesinden doğan zararlarının tazminini talep edebilir.
Ancak Finansal kiralama sözleşmelerinde kiralayanın şahsi alacaklı-
ları, Finansal kiralama bedellerini haczettirebilirler. Bu durumda alacaklı
tarafından kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen kiracı, Finansal kiralama
bedellerini artık kiralayana değil, icra dairesine ödemek zorundadı
r. (İİK m. 89/I)
YEDİNCİ BÖLÜM
FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ
Finansal Kiralama Kanunu, “Sözleşmenin Sona Ermesi” başlığını taşı
yan üçüncü bölümde sözleşmenin sona erme halleri ise sona ermenin
sonuçlarını düzenlemektedir. Sözleşmenin sona erme hallerini de, sözleşmeyi
kendiliğinden sona erdiren haller ve sözleşmenin feshi olarak ikiye
ayırmıştır. Ancak hemen belirtelim ki, bundan başka, diğer borç sözleş-
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 123
___________________________________________________
(96) Altop sh.231
(97) “Akdin kurulmasından sonra, kiralayan, kiralanan şeyi temlik eder veya icra takibi yahut işas dolayı
sıyla kiralanan elinden alınırsa, kiracı, devralan üçüncü kişi tarafından taahhüt edilmiş olmadıkça,
kendisini kiraya devama zorlayamaz; kiralayandan ancak akdin ifasını ya da tazminat isteyebilir.”
(BK m. 254/I)
melerinde olduğu gibi, tarafarın anlaşması ile sözleşmenin sona erdirilmesi
de her zaman mümkündür.
A. FİNANSAL KİRALAMA SÖZLEŞMESİNİN
KENDİLİĞİNDEN SONA ERMESİ
FKK m. 21 ve m. 22’de Finansal kiralama sözleşmesinin kendiliğinden
sona erme halleri; m. 24’te de kendiliğinden sona ermenin sonuçları
düzenlenmiştir. Gerçekten m. 21’de “Sözleşme, kararlaştırılan sürenin
dolmasıyla son bulur. Ancak tarafardan her biri sürenin bitiminden en az
üç ay önce bildirilmek kaydıyla, mevcut veya yeni şartlarla sözleşmenin
uzatılmasını talep edebilir. Sözleşmenin uzatılması tarafarın anlaşması-
na bağlıdır.” şeklindeki hükmüyle sözleşmenin “sürenin bitimi sebebiyle”
sona ermesini; m. 22’de “Sözleşme; şirketin sona ermesi, tüzelkişiliğinin
hitamı, kiracının işası veya aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz
kalması, kiracının ölümü veya Şil ehliyetini kaybetmesi veya işletmesini
tasŞye etmesi hallerinde, sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, sona
erer.” şeklindeki hükmüyle sözleşmenin “diğer sebeplerle” sona ermesini
düzenlemiş bulunmaktadır. Finansal Kiralama Kanununda öngörülen
kendiliğinden sona erme nedenleri, adi ve hasılat kiralarındaki sona erme
nedenlerine benziyor görünse de, Finansal Kiralama işleminin kendine
özgü yapısından kaynaklanan bazı farklılıklar mevcuttur. Ayrıca,
sözleşmeyi kendiliğinden sona erdiren sebepler sayılmakla birlikte ilgili
maddelerde bu hükümlerin aksinin kararlaştırılabileceği de öngörülmektedir.
Böylece tarafara, anlaşarak sözkonusu sona erme nedenlerini
bertaraf etme yetkisi bizzat kanun koyucu tarafından verilmiş bulunmaktadı
r. Bu nedenle, tarafar anlaşarak, bu sebeplerin sözleşmeyi sona
erdirmeyeceğini veya bu durumda tarafara bir fesih hakkının tanındığı
nı geçerli olarak kararlaştırabilirler.98
I- SÖZLEŞMENİN KENDİLİĞİNDEN SONA ERME NEDENLERİ
1-) Sözleşme Süresinin Sona Ermesi
FFK m. 21, Finansal kiralama sözleşmesinin, sürenin dolması ile sona
ereceğini hükme bağlanmiştir. Ancak maddenin 2 ve 3. cümlelerinde
tarafardan birinin, sürenin bitiminden en az üç ay önceden bildirmek
kobuluyla, mevcut veya yeni şartlarla sözleşmenin uzatılmasını talep
edebileceği ve bu durumda sözleşmenin uzatılmasının tarafarın anlaşması
na bağlı olduğu ifade edilmiştir. Sürenin bitiminden en az üç ay önceden
bildirimde bulunma zorunluluğu, uzatmanın tarafarın anlaşması
na bağlı bulunması karşısında hiçbir anlam ifade etmemektedir. Zira
sözleşmenin uzatılabilmesinin tek şartı, bu konuda taraf iradelerinin
uyuşması olup, böyle bir irade uyuşması ise hiçbir süreye bağlı değildir.
Sözleşme süresi sona erdikten sonra da tarafarın bu yolda anlaşması,
124 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(98) Başyiğit sh.462
sözleşmenin uzatılmasını sağlayabilir; üç aylık süreye uyulup uyulmadı-
ğı önem taşımaz.99
Adi kira sözleşmelerine ilişkin olarak BK’un 263. maddesinde “susma
ile yenileme” müessesesi düzenlenmişken, FKK’da bu yolda bir yenileme
tarzı öngörülmüş değildir. Zira, FKK m. 21 uyarınca sözleşmenin yenilenmesi
ancak tarafarın anlaşması ile olacaktır.
Yenileme sonucu kurulan sözleşmeyi de bir Finansal kiralama sözleşmesi
olarak kabul etmek gerekir.100 Ayrıca, Yönetmeliğin 21. maddesine
göre, sözleşmenin haklı nedenle sona ermesi ya da feshi halinde, sözleşmeye
konu malın asgari dört yıl süresini doldurması kaydıyla aynı kiracı
veya başka bir kiracı ile yeniden Finansal kiralama konusu yapılması halinde
asgari sürenin 4 yıldan az olabileceğini belirterek, buna bir alt sınır
getirmemiştir. Yani, sözleşmenin yenilenmesi yoluyla dört yıldan az bir
süre için Finansal kiralama sözleşmesi yapılabilecektir.
2-) Finansal Kiralama Şirketinin Sona Ermesi veya
Tüzel Kişiliğini Kaybetmesi
FKK m. 22’de yer alan bu neden, Borçlar Kanununun kira düzenlemesinde
bulunmamaktadır. Bu maddeye göre Finansal kiralama şirketinin
sona ermesi veya tüzel kişiliğini kaybetmesi halinde, aksi kararlaştı-
rılmadıkça, sözleşme kendiliğinden sona erer.
Madde, sözleşmenin sona erme nedeni olarak hem şirketin sona ermesini
hem de tüzel kişiliğini kaybetmesini saymaktadır. Ancak kiralayan
şirket kanun gereği daima Anonim Şirket şeklinde kurulmuş bir tüzel
kişi olacağına göre, şirketin sona ermesi ile tüzel kişiliğini kaybetmesi
arasında bir fark bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, kiralayan şirketin sona ermesi veya tüzel kişiliğini yitirmesinin
doğrudan sözleşmenin sona ermesi sonucunu doğurması, kiracı
bakımından tehlikeli olabilir. Zira kiracı, Finansal kiralama işleminin, işletmesi
için gerekli istikrar ve güveni daha iyi sağlayabileceğini düşünerek,
yatırım kararında adi kira yerine şartları daha ağır ve daha masraşı olan
Finansal kiralamayı seçmiştir. Bu bakımdan kiralayanın kendi iradesi ile
kendi yaşamına son vermesi durumunda, sözleşmesinin kanun gereği kendiliğ
inden sona ermesi, kiracının çıkarlarına aykırı düşer. Bu konuda akla
gelebilecek çözümler, sözleşmeye konacak bir hükümle, sona eren şirketin
tasŞyesini sözleşmenin sonuna kadar uzatmak ya da, Finansal kiralama konusu
malın, tasŞye sırasında FKK m. 18/II doğrultusunda ancak bir başka
kiralama şirketine satılarak, sözleşmenin onunla kiracı arasında kararlaştı
rılan sürenin sonuna kadar devamının sağlanması olabilir.101
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 125
___________________________________________________
(99) Kocaağa sh.148
(100) Altop sh.255
(101) Köteli sh.254
3-) Kiracının İşası veya Aleyhine Yapılan İcra Takibinin
Semeresiz Kalması
Borçlar Kanunu, kira sözleşmelerinin sona erme nedenlerinden biri
olarak yalnızca kiracının işasını ele alırken (BK m. 261); FKK m. 22, kiracı
nın işasının yanında ayrıca aleyhine yapılan icra takibinin semeresiz
kalması nedenine de yer vermektedir. FKK m. 22’ye göre, kiracının işası
halinde sözleşmede aksine bir düzenleme yoksa Finansal kiralama sözleşmesi
sona erer. Ancak, kuralın aksinin kararlaştırılması mümkün oldu-
ğundan, uygulamada sözleşmeye konan bir madde ile, kiracının işası veya
ekonomik durumunun kira bedellerinin ödenmesini tehlikeye düşürecek
ölçüde kötüleşmesi halinde kiralayana sözleşmeyi feshetme hakkı tanı
nmaktadır.102 Bu durumda sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, kiralayan
bir fesih hakkına sahip bulunmaktadır.
4-) Kiracının Ölümü, Şil Ehliyetini Kaybetmesi veya
İşletmesini TasŞye Etmesi
Borçlar Kanununun kira sözleşmesiyle ilgili düzenlemesinden farklı
olarak, FKK m. 22, kiracının ölümü yanında ayrıca onun Şil ehliyetini
kaybetmesi, veya işletmesini tasŞye etmesini de Finansal kiralama sözleşmesini
sona erdiren nedenler arasında saymaktadır. Bu düzenleme biçimi,
işlemin Şnansman özelliğinden ileri gelmektedir. Gerçekten işletmenin
sağlıklı çalışması, bireysel işletmelerde büyük oranda bunun sahibine
bağlı olup, sahibinin yeteneksizliği, işletmenin de başarısızlığına ve
dolayısıyla kiralama bedellerinin ödenmemesine yol açacaktır. Bundan
dolayı, Finansal kiralama şirketi, bireysel işletme sahibi ile Şnansman ilişkisine
girerken hem işletmenin yapısını hem de sahibinin kişiliğini göz
önüne almak ve değerlendirmesini buna göre yapmak durumundadır. Finansal
kiralama ilişkisinin kurulmasından sonra, değerlendirmede
önemli bir unsur olarak ele alınan kiracının işletmesi ile Şili ilgisinin kesilmesine
yol açacağından ölümünün, Şil ehliyetini kaybetmesinin veya
işletmesini tasŞye etmesinin, Finansal kiralama ilişkisinin de sona ermesine
yol açması gerektiği açıktır.103
Ancak sözleşmelere aksi düzenlemeleri içeren kayıtların konması
mümkündür. Bu nedenle m. 22’de sayılan sebeplerin gerçekleşmesi halinde
kira sözleşmesinin kendiliğinden sona ermeyeceği, ancak kiralayanı
n fesih hakkına sahip olduğu kararlaştırılabilir ve bu tür kayıtlar geçerli
olarak hüküm doğururlar.
126 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(102) Altop sh.256
(103) Kuntalp sh.92-93
II- KENDİLİĞİNDEN SONA ERMENİN SONUÇLARI
FKK m. 24, “sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma
hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı, Finansal kiralama
konusu malı derhal geri vermekle yükümlüdür.” demek suretiyle, Finansal
kiralama sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesinin hüküm ve sonuçları
nı kısmen eksik bir biçimde düzenlemiştir. Gerçekten söz konusu
madde, yalnızca malın geri verilmesi sorununa değinmekle yetinip, kiralama
bedelleri hakkında herhangi bir hüküm ihtiva etmemektedir. Oysa
Finansal kiralama sözleşmesinin, sürenin dolması dışındaki nedenlerle
sona ermesi halinde, henüz muaccel olmamış kiralama bedelleri ile daha
önce ödenmiş kiralama bedellerinin akibetleri sorusu ortaya çıkmaktadı
r.104 Kuşkusuz bu sorunun çözümü büyük ölçüde Finansal kiralama
sözleşmesinin hukuki niteliğine bağlıdır. Bu sözleşme bir kira sözleşmesi
olarak kabul edildiği takdirde, kiracı, malı geri verecek, kiralayan da
sona erme tarihine kadar aldığı kiralama bedellerini artık talep edemeyecektir.
105
Maddede görüldüğü üzere FKK, geri verme yükümlülüğünü kiracıya
tanınan satın alma hakkı ile sınırlandırmaktadır. Sözleşme ile kiracıya
satın alma hakkı tanınmiş ve o da bu hakkını kullanmiş ise, kiracının geri
verme yükümlülüğü söz konusu değildir. Ancak kiracının satın alma
hakkını kullanabilmesi, Finansal kiralama sözleşmesinin FKK m. 21 anlamı
nda sürenin dolması sebebiyle sona ermesine, başka bir deyişle sözleşmede
öngörülen şartları yerine getirmesine, özellikle tüm kira bedellerini
ödemiş olmasına bağlıdır.106
Finansal kiralama konusu malın sözleşme süresince kullanılması sonucu
meydana gelen normal yıpranma dışında, aynen teslim alındığı şekillde
iade edilmesi gerekir. Adi kirada malın ayıplı olarak geri verilmesi
halinde kiralayanın bunu kural olarak kabulden kaçınamayacağı, yalnızca
tazminat talebini saklı tutabileceği ileri sürülmektedir. Ancak malın
eski haline getirilmesi orantısız derecede aşırı masraf gerektiriyorsa, malı
n kiracıya bırakılarak kiracıdan tam tazminat istenebileceği de kabul
edilmektedir.107 Bu görüşlerin, Finansal kiralama işlemi için de geçerli olabilmesi
gerekmektedir. Bunun dışında, malın iade yükümlülüğünün kiracı
ya ait olmasından hareketle söz konusu geri verme işlemi ile ilgili tüm
masraşarın kiracıya ait olduğunun kabulü yerinde olacaktır.108
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 127
___________________________________________________
(104) Bu sorunun çözümü konusunda ileri sürülen görüşler hakkında bak.Kuntalp sh.96-97
(105) Başyiğit sh.468
(106) Kocaağa sh.154
(107) Altop sh.264
(108) Bu çerçevede özellikle motorlu taşıtlar açısında geçerli olmak üzere Finansal kiralama süresinin bitimine
rağmen kiracının malı iade etmemesi durumunda söz konusu kiralananın neden olacağı zararlardan
kiralayanın değil söz konusu yükümlülüğe aykırı hareket eden kiracının sorumlu tutulması
yerinde gözükmektedir.Bkz Y.19.H.D., E.1997/2002,K.1997/3776; Y.19.H.D.,E.1998/2577,
K.1998/3075
Kiracının, Finansal kiralama sözleşmesinin uzun süreceğini dikkate
alarak, kira konusu mala bir takım masraşar yapması ve onu ıslah etmesi
mümkündür. Böyle bir durumda sözleşme FKK m. 22’deki nedenlerden
dolayı süresinden önce sona ermişse, kiracı yapmış olduğu harcamaları
sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilir. Ancak, sözleşmenin
süresinden önce sona ermesine kiracı kendi kusuru ile sebebiyet vermişse,
bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talepte
bulunması iyiniyet kurallarına aykırı olacağından, bu talepte bulunamamalı
dır.109
“Finansal kiralama sözleşmesinin, FKK m. 22’deki nedenlerden biriyle
kendiliğinden sona ermesi halinde, tarafarın birbirlerinden tazminat
isteyip isteyemeyecekleri hususunda da FKK m. 24’te bir açıklık yoktur.
Ancak, FKK m. 22’de sayılan nedenlerden hiç biri sözleşmeye aykırılık
oluşturmadığından kural olarak tarafar birbirlerinden sözleşmenin erken
sona ermesi nedeniyle tazminat isteyemezler.”110
Kiracı tarafından Finansal kiralama konusu mal kendisine verilen kiralayan,
bu malı istediği gibi değerlendirebilir. Bir üçüncü kişiye satabileceğ
i gibi, üçüncü kişiyle ikinci el Finansal kiralama veya adi kira sözleşmesi
kurabilir ya da hurda olarak değerlendirebilir. Bu değerlendirme sonucu
elde edilen bedel ile daha önce kiracı tarafından ödenmiş kira bedellerinin
toplamının, sona eren Finansal kiralama sözleşmesi ile öngörülen
kira bedelleri toplamından fazla veya az olması durumunda, aradaki
lehte veya aleyhteki farkın kiracıdan istenip istenemeyeceği yahut ona
ödenip ödenmeyeceği konusunda FKK m. 24’te bir açıklık yoktur. Bu husus,
malın teminat fonksiyonu gözönüne alınarak açıklığa kavuşturulabilir.
Malın değerlendirilmesi sonucu elde edilen değer ile daha önce
ödenmiş kiralama bedelleri toplamı, kiralayan şirketin, sözleşme normal
şekillde sona erse idi elde edeceği miktardan fazla ise, bu fazlalığın kiracı
ya veya mirasçılara ödenmesi zorunluluğu teminat fonksiyonunun gereğ
idir.111 Aksine arada aleyhte bir farklılık olduğu takdirde, sözleşmenin
erken sona ermesi kiracının kusuruna dayanıyorsa, bu farkı kiracıdan
talep edecek; aksi halde kiralayan, artık kiracıdan veya mirasçılarından
bir talepte bulunamayacak, buna kendisi katlanacaktır.112
B. SÖZLEŞMENİN FESHİ
Finansal Kiralama sözleşmesinde, gerek kiracının gerekse kiralayanı
n borçlarından birini ihlal etmesi durumunda; diğer tarafın tek tarafı
olarak sözleşmeyi feshetme hakkı vardır. Gerçekten FKK m. 23/2’ye göre
128 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(109) Altop sh.264
(110) Kocaağa sh.156
(111) Altop, kiralayanın elde edeceği bedelin tamamen kendisine ait olacağı, kiracının bu bedelden pay talep
edemeyeceği görüşündedir.(sh.268)
(112) Kocaağa sh.156
“tarafardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hallerde, bu
aykırılık nedeniyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceğ
i durumlarda, sözleşme feshedilebilir.” şeklinde, tarafarın sözleşmeye
aykırı harekette bulunması temel fesih sebebi olarak öngörülmüştür.
Bunun dışında, “kiralananın kiracıya zamanında teslim edilmemesi” ve
“kiracının Finansal kiralama bedelini ödemede temerrüdü” halleri de
FKK’da birer fesih sebebi olarak öngörülmüştür.113
I- FESİH NEDENLERİ
1) Kiralananın Kiracıya Zamanında Teslim Edilmemesi
FKK m. 4 uyarınca kiralayan, Finansal kiralama sözleşmesinin kurulması
yla birlikte, kira konusu malı kiracıya sağlama borcu altına girmektedir.
Sözkonusu malın, kiralayan tarafından üretici veya satıcı ile zamanında
sözleşme yapılmamiş veya gerekli ödemenin zamanında yerine getirilmemiş
olması veya başka nedenlerden dolayı teslim edilmemesi halinde, FKK
m. 16 uyarınca kiracı, BK m. 106’daki seçimlik haklarını kullanabilir. Bu
seçimlik haklar yukarıda114 izah edildiği için burada tekrar üzerinde durmuyoruz.
Ancak bu haklardan birinin “sözleşmenin feshi ile menŞ zararı-
nın tazminini talep hakkı” olduğunu hatırlatmakla yetiniyoruz.
2-) Kiracının Finansal Kiralama Bedelini Ödemede Temerrüdü
FKK m. 23/I’e göre; Kiralayan, Finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde
düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de ödenmemesi halinde,
sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin
kiracıya geçeceği kararlaştırılmiş ise bu süre altmiş günden az olamaz.”
115 Kiralayan, kira bedelini vaktinde ödemeyen kiracıya göndereceği
temerrüt ihtarında otuz günlük süre vererek, süre sonunda da sözleşmeyi
feshedebileceğini bildirebilir. Fesih ihbarıyla birlikte, menŞ zararının
tazminini de talep edebilir. Maddede yalnızca sözleşmenin feshi öngörülmüş
olmakla beraber, kiralayanın FKK m. 26 delaletiyle BK m. 106 vd.
hükümleri uyarınca üçlü seçim hakkına sahip olduğu da kabul edilmektedir.
Ancak bunlar yukarıda anlatıldığı için burada tekrar üzerinde durmuyoruz.
116
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 129
___________________________________________________
(113) Kanunda öngörülen bu fesih nedenleri dışında, tarafarın kusuru olmaksızın işlem temelinin çökmesi” de Finansal
kiralama sözleşmesinin fesih nedeni olarak kabul edilmektedir. Ancak biz yalnızca kanunda öngörülen
fesih nedenleri üzerinden duracağımızdan, işlem temelinin çökmesi hususunda bak. Altop s.273 vd.
(114) Bak.yukarıda “Kiralananı Kiracıya Zamanında ve Gereği Gibi Teslim Etme Borcu”
(115) Maddenin lafzından hareket edildiğinde, kiralayanın ancak kira bedelini ödemeyen kiracıyı genel hükümler
çerçevesinde temerrüde düşürdükten sonra, kendisine süre vererek fesih hakkını kullanabileceği anlaşılmaktadı
r. Halbuki ana kuraldan bu şekillde ayrılmak için bir gerekçe bulunmamaktadır. Gerçi Finansal kiralama
bedellerinin muacceliyet tarihleri genellikle takvim günü olarak belirlendiğinde, BK 101/II uyarınca kiracı, o
günün gelmesiyle birlikte kiralayanın ihtarına gerek olmaksızın temerrüde düşer. Ancak bunun aksine uygulamaları
n varlığı da dikkate alındığında, sözkonusu maddenin adi kiraya ilişkin BK m. 260 ve hasılat kirası
na ilişkin BK m. 288 hükümleri doğrultusunda yorumlanması gerekir.(Altop sh.269; Yavuz sh.390)
(116) Bak.yukarıda “Finansal Kiralama Bedelini Ödeme Borcu”
Kiralayanın kiracıya tanıdığı otuz veya altmiş günlük süreler içerisinde
kira borcunun ödenmiş olması, kiralayanın, kiracının temerrüdü nedeniyle
sözleşmeyi feshetme imkanını ortadan kaldırmaktadır.Böylece
sözleşme süresi zarfında, kiracının sözleşme ihlali sayısı ne olursa olsun,
sözleşmenin bu nedenle kiralayan tarafından feshi de kural olarak mümkün
görülmemektedir. Ancak, kiracının sözleşme süresince kira bedelini
ödeme sürekli temerrüdü halinde, kiralayanın, artık sözleşme ile bağlı
kalmasının kendisinden beklenemeyeceğini belirterek FKK m. 23/II uyarı
nca sözleşmeyi feshedebileceği düşünülebilir.117
3) Tarafardan Birinin Sözleşmeye Aykırı Harekette Bulunması
Finansal kiralama sözleşmesinde gerek kiracının gerekse kiralayanı
n, borçlarından birini ihlal etmesi yani sözleşmeye aykırı davranması
halinde, diğer tarafın tek tarafı, kanundan kaynaklanan bozucu yenilik
doğuran hakkını kullanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vardır. Gerçekten
FKK m. 23/II’ye göre; “tarafardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğ
u hallerde, bu aykırılık nedeniyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin
beklenemeyeceği durumlarda, sözleşme feshedilebilir.” Madde
metninden de açıkça anlaşıldığı gibi, sözleşmeye aykırılık fesih için zorunlu
olmakla beraber yeterli değildir. Bu aykırılığın, ayrıca diğer tarafın
sözleşme ilişkisine devam etmesinin beklenemeyeceği bir durum yaratması
gerekmektedir.Çekilmezlik halinin ortaya çıkıp çıkmadığını hakim
MK m. 2 çerçevesinde, her bir somut olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak
takdir eder.118
II- FESHİN SONUÇLARI
FKK m. 25/I, Finansal kiralama sözleşmesinin kiralayan tarafından
feshinin sonuçlarını düzenlemektedir. Sözleşmenin kiralayan tarafından
feshi halinde, kiracı malı iade ile birlikte vadesi gelmemiş Finansal kiralama
bedellerini ödemek yükümlülüğü altında olup, ayrıca kiralayanın bunu
aşan zararını da ödemek zorundadır. Kiracının, tüm kira bedellerini
ödemesi, onun kusurlu olup olmamasına bağlı değildir. Ancak, kiralayanı
n bunu aşan zararlarının karşılanması için kiracının, sözleşmenin feshinde
kusurlu olması lazımdır.119
FKK m. 25/II ise, sözleşmenin kiracı tarafından feshedilmesinin sonuçları
nı düzenlemektedir. Sözkonusu hükme göre fesih halinde, kiracı,
malı geri vermekle beraber, uğradığı zararın tazminini kiralayandan talep
edebilir. Hüküm kiracının malı satın alma hakkının sözkonusu olduğu
hallere değinmeyerek, yalnızca malın geri verilmesinden söz etmekte
olup, bu haliyle yetersizdir. Ancak malı satın alma hakkının kiracıya tanı
nmaması onun için çok ağır bir sonuç olduğundan, kiralamaya konu
malı burada da satın alma hakkının tanınması gerekmektedir.
130 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(117) Kocaağa sh.160
(118) Kocaağa sh.160-161
(119) Altop sh.285
KAYNAKÇA
• Altop Atilla, Özellikle Taşınır Yatırım Mallarına İlişkin Finansal Kiralama (Leasing)
Sözleşmesi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara
1990.
• Kocaağa Köksal, Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi,
Yetkin Yayınları, Ankara 1999.
• Köteli M.Argun, Karşılaştırmalı
Hukuk ve Türk Hukukunda Finansal Kiralama
(Leasing Sözleşmeleri), Kazancı Kitap Ticaret A.Ş., İstanbul 1991.
• Kuntalp Erden, Finansal Kiralama Kanununa Göre Finansal Kiralama (Leasing)
Tanımı ve Hükümleri, Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, Ankara 1988.
• Yavuz Cevdet, Türk Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, Yenilenmiş 4. Baskı, Beta
Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul 1996
• Başyiğit Özgür, Finansal Kiralama Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Hukuki Sonuçları,
• Reisoğlu Safa, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 13. Bası, Beta Basım Yayım
Dağıtım A.Ş. İstanbul 1999
• Oğuzman M.Kemal/Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Şliz Kitabevi,
İstanbul 1995
Finansal Kiralama Sözleşmesi • Yusuf Özyay 131