Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Yargıtay İlamına Uymakla Usuli Kazanılmış Hak - Rücuen Tazminat Davası - Bilirkişi İncelemesi İle Kusur Oranının Belirlenmesi Gerektiği
Ekleyen: Başak | Tarih: 3-02-2010 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2412 | Not:
Başak

Avukat


Profil >
Dava: Taraflar arasındaki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.10.2006 gün ve 2004/199 E. 2006/187 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 20.09.2007 gün ve 6681-10404 sayılı ilamı ile;

(...Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen bu ilk karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; <...Davalılar, okulda yönetici ve nöbetçi konumunda bulunan kişilerdir. Şu haliyle davalıların okuldaki öğrenimin ve ara dinlenmelerinin düzenli geçmesini sağlamakla yükümlü kişilerdir. Bu sonucun sağlanmadığı, zararlı eylemin meydana gelmesi ile anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalılar özensiz davranışlarından sorumludurlar, ...Şu durumda mahkemenin davalıların somut olaydaki konum ve durumlarını, sorumluluk ölçülerini belirleyerek takdir edilecek miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken davayı tümden reddetmiş olması yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir...> denilerek karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve mahallinde keşif yapılmıştır. Bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporunda; <...davacı kurum tarafından dava konusu olay nedeniyle davalılar hakkında yapılmış bir disiplin soruşturmasının olmadığı, dosya içinde mevcut evraktan davalıların görevlerini gereği gibi ifa ettiklerinin tespit edildiği ve davalılara kusur isnadının mümkün olmadığı...> belirtilmiştir. Mahkemece bu bilirkişi raporu hükme esas alınarak>... davalıların olayda kusurlarının yada ihmallerinin bulunmadığının anlaşıldığı...> gerekçesi ile yine davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece verilen ilk karar, zarar kapsamının ve davalıların sorumluluk ölçülerinin belirlenmesine yönelik olarak bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda ise bozma ilamında belirtilen yönler gözetilmeksizin somut olaya ve oluşa uygun düşmeyecek nedenlerle davalılara kusur isnadının mümkün olmadığı biçiminde bir belirleme yapılmıştır. Oysa ki bozma kararına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar ve mahkemece de bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İBK)

O halde mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, temyiz eden davacı taraf yararına kazanılmış hak olduğu gözetilerek, bozma kararına belirtilen yönde inceleme ve araştırma yapılıp denetime olanak sağlayacak biçimde rapor alınarak kusur oranları ve zarar kapsamının belirlenmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekir. Ancak mahkemece bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş ve bozma ilamına uyulduktan sonra yine aynı sonucu içeren davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Şu durumda mahkemece bozmaya uyulmakla doğan kazanılmış hak ilkesi göz ardı edilerek uyulan bozma kararının gereği yerine getirilmeden ve yerinde bulunmayan gerekçeyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalıların kusurunun varlığı konusunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 11.06.2003 gün ve 2021-7553 sayılı ilamına uyulmakla davacı yararına usulü kazanılmış hak gerçekleşmiş olması karşısında bilirkişi raporunda kusurun olmadığının belirlenmesinin somut olay açısından sonuca etkili bulunmamasına göre, mahkemece Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44. maddeleri de göz önüne alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın tazminat miktarının belirlenmesi ve gerekirse tazminatın kaldırılabileceği yönünde hüküm kurulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire Bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.07.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Forum