Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Hizmet Birleştirmesi • Değişik Sosyal Güvenlik Kurumlarında Yapılan Çalışmaların Birleştirilmesi • Yaşlılık Aylığı Tahsis İstemi Hakkında
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 26-09-2009 | Kategori: İçtihat | Okunma : 1571 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ
E: 2007/6252 K: 2008/2392 T: 25.02.2008
Hizmet Birleştirmesi • Değişik Sosyal Güvenlik Kurumlarında Yapılan Çalışmaların Birleştirilmesi • Yaşlılık Aylığı Tahsis İstemi Hakkında
Karar Verilmesinin Koşulları
(2926 SK m. 2, 3, 6, 9, 38)
Özet: Davacı, 2926 Sayılı Yasa kapsamı ndaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti
ile bu sürelerin SSK'ya tabi hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemıştir.
Mahkemece, ilamında yazılı olduğu gibi, davanın kabulüne karar verilmıştir.
Davacının 2926 Sayılı Yasa kapsamında 1995-2005 tarihleri arası dönemde 1998 yılı
hariç, tarım ürünü elde ederek Çaykur'a sattığı teslim edilen ürün bedellerinden prime
esss tevkifat yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin, sadece tevkifat bulunan ayları sigortalı
lığa sayması isabetsizdir. Zira tarımsal faaliyet bir yıl içinde süreklilik gösterdi-
ğinden, ilk tevkifatı takip eden aybaşından başlamak üzere tevkifat bulunan yılların yıllar
itibariyle davanın kabulü ile sigortalılığa karar verilmelidir. Bu tespit yapılırken, yukarı
da bahsedilen ve tespite konu olacak süre ile çakışan zorunlu SSK kapsamındaki sürelerin
dışlanması gereği gözden uzak tutulmamalıdır.
Davacının yaşlılık aylığı tahsis istemi yönünde de bir değerlendirme yapılması gereği
açık olup, bu değerlendirme yapılırken, diğer tahsis şartlarının varlığı yanında, prim borcunun
da bulunmaması gerekeceğinden, prim borcunun varlığı halinde ise, ödeme için
davacı tarafa süre verilmesi ve ödeme halinde ise, ödeme tarihini izleyen aybaşından itibaren
tahsise karar verilmesi gerekeceği hususu da ayrıca gözetilmelidir.
Davacı, 2926 Sayılı kanun kapsamındaki tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile bu sürelerin SSK’ya tabi hizmetleriyle birleştirilmesine karar
verilmesini istemıştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermıştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Bağ-Kur avukatı tarafından temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik
Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan
sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 15.11.1982-01.02.1998 tarihleri arasında 2451 gün SSK sigortalı
lığının bulunduğunu, ayrıca, 1995 yılından itibaren de Çay-Kur'a
teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifatlar yapıldığı, ancak, davalı Bağ-
Kur'un tescil yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyanla, tevkifat suretiyle
kesilen primlerin karşılığı kadar zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı
sayılmasını, ayrıca, tespit edilecek tarım sigortalılığı ile SSK sigortalılığın
birleştirilerek tahsise hak kazandığının tespitini istemış; mahkemece,
SSK yönünden davanın husumetten reddine karar verilirken, davalı Bağ-
Kur yönünden ise, çakışan zorunlu SSK kapsamındaki çalışmalar gözetilerek
ancak sadece ürün teslimi nedeniyle yapılan tevkifatların bulundu-
ğu yıl ve aylar itibarıyla tarım sigortalılığın tespitine karar verilirken, tahsis
istemi konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
Dava konusu somut olayda; ÇayKur'un 22.09.2006 tarihli yazısı ve
eki kesinti listesine göre, davacının Fındıklı Çay Fabrikasına teslim ettiği
çay ürününden dolayı ilk defa 1995/5.ayında olmak üzere dava tarihine
kadar olan dönemde 1996-1997-1999-2000-2001-2002-2003-2004 ve
2005 yıllarının değişik aylarında prim tevkifatı yapıldığı; keza SSK şahsi
dosyasına göre de davacının, tarım sigortalılığı ile çakışacak şekilde .
02.01.1997-01.07.1997, 01.12.1997-01.02.1998 tarihleri arası olmak
üzere 15.11.1982 01.02.1998 tarihleri arasında toplam 2451 gün SSK sigortalı
lığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 2926 Sayılı Kanunun 2,6,9 ve 36 maddeleridir.
2926 Sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca "...Diğer sosyal güvenlik
kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle
bağlı olmayan tarımsal faaliyette bulunan kimseler...Tarım Bağ-Kur sigortalı
sı sayılırlar." Öte yandan, sigortalılığın sona ermesini düzenleyen
Yasanın 6. maddesinde ise, bu gibilerin diğer sosyal güvenlik kuruluşları
kapsamına tabi bir işte çalışmaları halinde çalışmaya başladıkları tarihten
itibaren sigortalılıklarının sona ereceği öngörülmüştür. Ancak,
anılan yasanın 5. maddesinde yerini bulduğu üzere, sigortalılığın zorunlu
oluşu ve kapsama dahil bulunmak koşuluyla sigortalı olmak hak ve
yükümünden vazgeçilemeyeceği gibi, kaçmılamayacağı olgusu, yasanın
9. maddesinde yer alan Kurumun resen tescil yükümü ile birlikte gözetildiğ
inde, davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmalarının bitiminde
tekrar 2926 Sayılı Yasa çerçevesinde tarımsal faaliyetlerine yeniden
başlayarak devam etmesi halinde, davalı Bağ-Kur'un bu sonradan
gerçekleşen tarımsal faaliyete değer vermesi zorunludur. Keza, aynı yasa-
nın 36. maddesi ile de, "Kurumun prim alacakları, Bakanlar Kurulu Kararı
ile; ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebileceği" öngörülmüştür.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; davacının 2926 Sayılı Yasa kapsamı
nda 1995-2005 tarihleri arası dönemde (1998 yılı hariç) tarım ürünü
elde ederek ÇayKur'a sattığı ve teslim edilen ürün bedellerinden prime
esas tevkifat yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin, sadece tevkifat bulunan
ayları sigortalılığa sayması isabetsizdir. Zira tarımsal faaliyet bir yıl
içinde süreklilik arzeden nitelik gösterdiğinden, ilk tevkifatı takip eden
aybaşından başlamak üzere tevkifat bulunan yılların yıllar itibarıyla davanı
n kabulü ile sigortalılığa karar verilmelidir. Bu tespit yapılırken, yukarı
da bahsedilen ve tespite konu olacak süre ile çakışan zorunlu SSK
kapsamındaki sürelerin dışlanması gereği gözden uzak tutulmamalıdır.
Bununla birlikte, davacının yaşlılık aylığı tahsis istemi yönünden de
bir değerlendirme yapılması gereği açık olup; bu değerlendirme yapılırken,
diğer tahsis şartlarının varlığı yanında, prim borcunun da bulunmaması
gerekeceğinden, prim borcunun varlığı halinde ise, ödeme için davacı
tarafa süre verilmesi ve ödeme halinde ödeme tarihini takip eden aybaşı
ndan itibaren tahsise karar verilmesi gerekeceği hususu da ayrıca
gözetilmelidir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma
ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma
nedenidir.
O halde, davacı ile davalı Bağ-Kur vekilinin bu yönleri amaçlayan
temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine,
25.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Forum