Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Üye iş yerinin sorumluluğu (Çalıntı kredi kartı)
Ekleyen: Kaval | Tarih: 3-10-2005 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2764 | Not:
Kaval




Profil >
YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2003/11-240 K. 2003/265 T. 4.11.2003
765/m.61,71,72,74,80, 504, 522
ÖZET : Olayda kullanılan ve elde yalnızca slipleri bulunan "4... 4221 0390 4510" ve "4... 4809 1050 1465" numaralı kredi kartlarının sahte olup olmadıkları hususu Bankalararası Kart Merkezinden sorularak saptanmalıdır. Yine, savunmanın araştırılması için sanık Muzaffer vekilince bildirilen dosyalar ilgili mahkemeden getirtilerek incelenmeli ve dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunup bulunmadığı saptanarak, davaların birleştirilmesinin gerekip gerekmediği belirlenmelidir.
DAVA : Dolandırıcılık suçundan sanıklar Uğur, Muzaffer ve Fırat'ın ayrı ayrı TCY.nın 504/3, 80, 522, 504/3, 61, 522, 71,72 ve 74. maddeleri uyarınca sonuç olarak 2 yıl 22 ay 20 gün ağır hapis ve 10.491.666.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesince 08.04.2002 gün ve 333-96 sayı ile verilen kararın sanık Uğur vekili, sanık Muzaffer vekili ile sanık Fırat tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 25.12.2002 gün ve 10428-10395 sayı ile;
"... yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine. Ancak;
Dolandırıcılık suçunda unsur olan hile ve desisenin, gerçek kişiye yönelmesi ve hataya düşürülerek kendi veya bir başkasının mal varlığı aleyhine, sanık veya bir başkasının lehine bir işlemde bulunmaya yöneltilmesi ve bu işlem sonucunda sanığın kendine veya başkalarının yararına haksız bir menfaat sağlanması gerekir. Somut olayda; sanıkların aralarında anlaşarak, sanık Uğur'un işyerindeki Yaşarbank ve İş Bankası'na ait P.O.S cihazlarından, sanık Muzaffer'nın tanıdığı olan sanık Fırat tarafından temin edilen yabancı bankalara ait sahte kredi kartlarının geçirilmesi suretiyle alışveriş yapılmadığı halde yapılmış gibi gerçeğe aykırı bir biçimde sanık Fırat'ın borçlu, sanık Uğur'u alacaklı olarak gösterip sanık Uğur'un Yaşarbank'daki hesabına geçen 2.300.000.000 lirayı aldığı İş Bankasından da 5.690.000.000 lirayı almaya teşebbüs ettiği anlaşılıp kabul edilmesine göre, işyeri sahibi Uğur'un da diğer sanıklarla birlikte bu suçu işlemesi nedeniyle kendisine yönelen bir hile desiseden söz edilemeyeceği, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde TCK.nun 525/b-2, 80. maddelerinde öngörülen bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmeden, bankaları dolandırmak hususunda anlaştıklarından bahisle, aynı Kanunun 504/3. maddesinde yer alan banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 01.04.2003 gün ve 32-103 sayı ile; "olayımızda kullanılan kredi kartları yabancı bankalara ait sahte kredi kartlarıdır. Yurt dışındaki bankadan diğer kuruluşlar tarafından çıkarılan kredi kartları ile ülkemizde yapılan mal ve işlem alımlarında üye-işyeri, anlaşmalı olduğu bankaya veya kuruluşa başvurarak harcama bedelini tahsil etmekte, bu banka veya kuruluşta, kredi kartını çıkaran yurt dışındaki banka ya da kuruluştan bu bedeli geri almaktadır. Başka bir ifade ile, yurt dışındaki yabancı banka tarafından verilen kredi kartı ile Türkiye'de yapılan mal ve hizmet alımının bedelini uluslararası düzeyde akd edilen sözleşmeler ve üye işyeri sözleşmeleri gereğince, üye işyerine ödeyen Türk bankaları bu işlemlerde aracılık yapmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.5.2001 gün ve 6-106/111 sayılı kararında belirtildiği üzere çıkardıkları kredi kartlarının sahteleri imal edilerek dolandırıcılık suçunda kullanılan yabancı ülke bankaları bu eylemden zarar gördüklerinden dolandırıcılık suçunun mağdurlarıdır. Sanıklardan Uğur'un sorumlu müdür olduğu Uğur Tekstil Ltd. Şti.'ne sözleşme gereği ödeme yapan Yaşarbank ve İş Bankalarının olaydaki konumu, çıkardığı kredi kartlarının sahteleri ile gerçekleştirilen dolandırıcılık suçuna konu olan işlemlerde aracılık yapmaktan ibarettir. Sanıkların amacı yabancı bankayı dolandırmaktır. Sanıklar gerçek bir mal alım satımı yapmış gibi sahte kartları P.O.S makinasından geçirip düzenledikleri slipleri aracı bankalara ibraz etmişler, Yaşarbank'dan para alınmıştır, İş Bankası'ndan ise şüphe edilip paranın bloke edilmesi nedeniyle alamamışlardır. Sanıkların sahte kart düzenleyip bu kartlar ile slip düzenlemek suretiyle hile ve desise kullandıkları açıktır. Bu slipleri aracı bankalara ibraz ettikleri açıktır. Dolandırıcılık suçlarında hile ve desise'nin gerçek kişiye karşı yöneltilmesi gerektiği hususu doğrudur. Ancak tüzel kişileri gerçek kişiler temsil eder. Bu nedenle sanıkların mağdur bankaları dolandırmak için aracı banka çalışanlarına hile ve desise'yi yönelttikleri açıktır. Bu durumda sanıkların dolandırıcılık suçunu bankayı vasıta olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirdikleri anlaşıldığından" gerekçesi ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "düzelterek onama" istekli 09.07.2003 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanıkların bankayı aracı kılarak dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına karar verilen somut olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıkların eylemlerinin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Osmaniye Emniyet Müdürlüğünce 17.06.2000 tarihinde Mersin Emniyet Müdürlüğüne gönderilen faks yazısı ile; Kadirli İlçe Emniyet Müdürlüğüne başvuran İbrahim adlı kişinin 13.06.2000 günü işyerine gelip kredi kartı ile 3.5 milyar liralık alışveriş yapmak isteyen kişilerin durumlarından şüphelendiğini, pos cihazının alışverişe onay vermesine rağmen akşam kayıt işlemlerinde cihazın bu alışverişi ( 0 ) meblağlı olarak gördüğünü, alışverişe konu altınları vermeyip ertesi günü almak üzere gelmeleri konusunda bu kişilerle anlaştığını, banka kartlarının sahte olabileceğini bildirdiği, adı geçenin dükkanında alınan tertibat sonucunda Fırat, Nebil, Tarık ve Erhan adlı kişilerin yakalanarak gözaltına alındıkları, yapılan üst aramalarında Fırat'ın üzerinde kardeşi olduğunu belirttiği Nihat adına düzenlenmiş ancak kendi fotoğrafı yapıştırılmış nüfus cüzdanı ile M. Nihat adına düzenlenmiş toplam 31 adet banka kartı elde edildiği, ayrıca evinde yapılan aramada da değişik kredi kartları ile değişik tarihlerde yapılmış toplam 28 milyar 1.5 milyon liralık alışverişlere ait 49 adet slip elde edildiği, bu kişilerle yapılan mülakatta bu kartları, İngiltere'de oturmakta olan Nihat'ın 2 ay kadar önce ülkeye getirdiği, çeşitli yerlerde birlikte alışverişlerde kullandıkları, Bankalararası Kart Merkezi ile yapılan yazışmada ele geçen kartların tamamının sahte ve yabancı ülke bankalarına ait olduklarının bildirildiği, ekli listede yer alan 49 adet slip örneğine göre Mersin ilinde alışveriş yapılan işyerleri ile ilgili araştırma yapılarak işyeri sahiplerinin bilinçli alışveriş yaptırıp yaptırmadıklarının soruşturulması hususu duyurulmuş olup, bu listeye göre 23.04.2000 tarihinde iki değişik kredi kartı ile yapılan 23 adet alışverişin Uğurteks Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.den yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, bu listede yer alan alışverişlerin yapıldığı kredi kartları, yakalanan 31 adet kredi kartı arasında bulunmamaktadır, yalnızca slipleri elde edilmiştir. Yerel Mahkemece olayda kullanılan kredi kartlarının sahte olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan, Sanık Muzaffer vekilince sanığın, yine kredi kartları ile ilgili olarak Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/394 ve 488 esas sayılı dosyalarında da yargılanmakta olduğu bildirilerek davaların birleştirilmesi talep edilmiş, Yerel Mahkemece de dosyaların incelenmek için getirtilmesi hususunda ara kararı verilmiştir. Müzekkere yazılmasına karşılık dosyaların gönderilmediği, takip eden iki oturumda da dosyaların beklenmesi ve tekit müzekkeresi yazılması konusunda ara kararı verilmişse de bu ara kararından vazgeçilmediği gibi, dosyalar da getirtilip incelenmemiştir.
Bu tespitlere göre, öncelikle olayda kullanılan ve elde yalnızca slipleri bulunan "4... 4221 0390 4510" ve "4... 4809 1050 1465" numaralı kredi kartlarının sahte olup olmadıkları hususu Bankalararası Kart Merkezinden sorularak saptanmalıdır. Yine, savunmanın araştırılması için sanık Muzaffer vekilince bildirilen dosyalar ilgili mahkemeden getirtilerek incelenmeli ve dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunup bulunmadığı saptanarak, davaların birleştirilmesinin gerekip gerekmediği belirlenmelidir. Soruşturma açıklanan şekilde genişletilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan iki nedenle Yerel Mahkemece noksan soruşturmaya dayalı olarak sanıkların dolandırıcılık suçundan cezalandırılmalarına ilişkin karar verilmesi yasaya aykırı olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yerel Mahkeme direnme hükmünün, açıklanan şekilde noksan soruşturma ile karar verilmesi nedeniyle BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 04.11.2003 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.