Davacı, özelleştirme tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalının temyizine gelince:
A) Davacı açmış olduğu dava ile hizmet akdinin davalılardan Türkiye Zirai Donatım Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından iş aktinin süresi dolması nedeniyle feshedildiğini, bu kurumun özelleştirme kapsamında yer alması nedeniyle 4046 sayılı Özelleştirme Yasasının 21. maddesi gereğince kendisine ödenmesi gereken iş kaybı tazminatının davalılar tarafından ödenmediğini belirterek bu tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar savunmalarında; iş akdinin feshinin özelleştirme nedeniyle yapılmayıp süre dolması nedeniyle feshedildiğini, dolayısı ile Özelleştirme Yasasının 21. maddesi gereğince davacının talepte bulunamayacağını belirtmişlerdir.
4046 sayılı Özelleştirme Yasasının 21. maddesinde, iş Kaybı Tazminatına hak kazananların bu tazminat ve diğer hizmetlerden yararlanabilmesi için hizmet akitlerinin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde iş ve işçi Bulma Kurumuna başvurmalarının zorunlu olduğu belirtildiği gibi, bu kurumun en geç 30 gün içinde gerekli incelemeyi yaparak iş kaybı tazminatına hak kazanıldığını tesbit etmesi halinde gerekli ödemeyi yapacağı öngörülmektedir. Ancak bu maddede hizmet akitlerinin sona erme tarihi itibarıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri gereğince hizmet ve prim ödeme sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananların bu tazminattan yararlanamayacakları belirtilmektedir. Bu hükme rağmen mahkemece bu yönde gerekli araştırma yapılmamıştır. Yine dosyadaki belgelerden davacının hizmet akdinin süresinin dolması nedeniyle işverence yenilenmediği görülmektedir.
Özelleştirme nedeniyle bir fesih olgusunun bulunduğu bu yazıdan anlaşılmamakta, ancak işverence düzenlenen işten ayrılma bildirgesinde başlık olarak "Özelleştirme Nedeniyle işten Ayrılma..." sözleri kullanılmasına karşılık bildirgenin içerisine akdin süre dolması nedeniyle fesih yapıldığı belirtilmektedir. Mahkeme bu çelişki üzerinde durmamıştır. Özelleştirme Yasasının 21. maddesinde öngörülen koşulların davacı yönünden oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve işten ayrılmanın gerekçesi üzerinde mutabakat sağlanmadan davalılardan iş ve işçi bulma kurumu yönünden davanın kabulü hatalı ise de ilgili kurumun vekilleri tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla kararın bu davalı yönünden bozulması yönüne gidilememiştir.
B) Özelleştirme Yasasının yukarıda belirtilen 21, maddesinde iş kaybı tazminatından yararlanılabilmesi bakımından hizmet akdinin sona erdiği tarihten 30 gün içinde iş ve işçi Bulma Kurumuna başvurulması ve kurumun gerekli incelemeyi yaparak bu hususta gerekli kararı vermesi öngörülmektedir. Yasanın bu hükmünden anlaşılacağı üzere iş kaybı tazminatından işveren değil iş ve işçi Bulma Kurumu sorumludur. Çünkü hizmet akdinin sona ermesi ile işverenle işçi arasındaki hukuki ilişki sona erip, iş kaybı tazminatı yönünden iş ve işçi Bulma Kurumu ile davacı arasında bu yasa yönünden hukuki ilişki kurulmuştur.
Zirai Donatım Kurumunun bu yöne ilişkin itirazları gözönünde tutulmadan tazminat isteğinden bu kurumunda sorumlu tutulması hatalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 2.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.