Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi - Kefalet Akdi
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 2-10-2005 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 3252 | Not:
KREDİ KARTI ÜYELİK SÖZLEŞMESİ-KEFALET AKDİ
KAYIT NO : 59160
**************
Esas Yılı : 1999
Esas No : 7123
Karar Yılı : 2000
Karar No : 796
Karar Tarihi : 10.02.2000
Daire No : 19
Daire : HD
**************
ÖZET: Borçlar Kanununun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali, aynı Yasanın 11. maddesi gereğince akdin geçersizliği sonucunu doğurur. Somut olayda, gerek
kredi kartı üyelik sözleşmesinde ve gerekse kefalet akdinde, kefilin ödemesi gereken belirlenebilir bir miktarın gösterilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönler gözetilmeden, davacı bankanın cevabi yazısı yeterli görülerek davalı kefilin sorumluluğunu gerektirecek şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
**************
(818 s. K. M. 484, 11)
KARAR: Davacı banka vekili, müvekkili ile dava dışı T. arasında akdedilen
kredi kartı üyelik sözleşmesini davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi kartının kullanılmasından doğan borcun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor çerçevesinde 30.000.000 TL asıl 23.887.500 TL işlemiş faiz ve fer`ileri olmak üzere toplam 53.887.500 TL üzerinden itirazın iptaline ve asıl alacak olan 30.000.000 TL`ye takip tarihinden itibaren % 56 temerrüt faizi yürütülmek suretiyle takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Kefilin sorumluluğu, kefalet akdinde ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş bulunması ya da 12.04.1944 tarih ve 14-13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kefalet senedinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasının mümkün olması koşuluna bağlıdır. Borçlar Kanununun 484. maddesinde öngörülen koşullara uyulmaması hali, aynı Yasanın 11. maddesi gereğince akdin geçersizliği sonucunu doğurur. Somut olayda, gerek
kredi kartı üyelik sözleşmesinde ve gerekse kefalet akdinde, kefilin ödemesi gereken belirlenebilir bir miktarın gösterilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yönler gözetilmeden, davacı bankanın cevabi yazısı yeterli görülerek davalı kefilin sorumluluğunu gerektirecek şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 10.02.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.