Yaşlilik Ayliğinin Geç Ödenmesi • Geç Ödemeden Dolayi Yaşlilik Ayliğinda Faiz Uygulanmasi
(506/60, 3395)
Özet: Davacı davalı Kurumdan faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacının yaşlılık aylığı tahsisi talebi reddedildikten sonra açılan davayı kazanıp, Kuruma ihtarname çekip; faiz hakkı saklı kalarak maaşlarını alacağını söylemesine karşın, Kurumca faiz ödemesi yapılmaması nedeniyle dava açılmıştır. Yapılacak iş faiz alacağı hesabını belirlenen faiz oranlarına göre hesaplayıp hükme bağlamaktan ibarettir.(*)
Davacı davalı Kurumdan faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
1Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine
2Dava, davacının yaşlılık aylıklarının geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davacının 09.05.2003 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddedildiği, açılan dava sonucunda mahkemece davacının 01.06.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay'ca onanmak suretiyle kesinleştiği, davacının davalı Kuruma çektiği 19.07.2005 tarihli ihtarname ile birikmiş yaşlılık aylıklarını faiziyle birlikte ödenmesini faiz ödenmemesi ha
(*) (Gönderen: Eyüp KOÇHAN (İstanbul 8. İş Mahkemesi Yazı işleri Müdürü)
linde faiz hakkını saklı tuttuğunu bildirdiği ve ihtarnamenin davalı Kuruma 27.07.2005 tarihinde tebliğ olunup davacı ihtarname çektikten sonra birikmiş aylıklarını aldığı, davalı kurumca birikmiş aylık alacağının ödenmesine rağmen faiz alacağının ödenmediği ve bu davanın açıldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, birikmiş faiz alacağının hesabında uygulanacak yasal faiz oranının belirlenmesi noktasındadır.
19.12.1984 gününde yürürlüğe giren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun, Murabaha Nizamnamesini yürürlükten kaldırarak bu tarihe kadar % 5 olan kanuni faiz oranını % 30 olarak belirlenmiş, ancak Bakanlar Kuruluna bu oranı % 80'ine kadar artırma ve eksiltme yetkisi verilmiş, Bakanlar Kurulunca bu yetkiye dayanılarak 1.1.998 tarihinde kanuni faiz oranı % 50'ye çıkartılmış, Anayasa Mahkemesi 15.12.1998 tarihli karan ile 3095 sayılı Yasa'nın 1 ve 2. maddelerini iptal etmiş, karar 26.11.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 6 ay sonra 26.5.2006 tarihinde yürürlüğe girmeden önce 15.12.1999 tarihli 4489 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesi değiştirilerek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranını yasal faiz oranı olarak belirlemiştir. Ancak 1.4.2003 tarihinde itibaren uygulanan 2003 yılı Bütçe Kanununda ilgili Kanunda düzenleme yapılıncaya kadar Genel Bütçeye dâhil daireler ile Katma Bütçeli idarelerin ilama bağlı kararlan için 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesindeki kanuni faiz oranı 1.4.2003 tarihinden itibaren aylık % 2,5 olarak, 2004 yılı Bütçe Kanununda % 1.25, 2005 yılı Bütçe Kanunu ile 1.1.2005 tarihinden itibaren aylık % 1 olarak belirlenmiş, ancak Anayasa Mahkemesince 2003 ve 2004 yılı Bütçe Kanunlarındaki bu hükümler Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, 2005 yılı Bütçe Kanunu ile ilgili iptal başvurusu hakkında henüz karar verilmemiştir. 5335 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa'nın
1. maddesi ile değiştirilmiş yasal faiz oranı 1.5.2005 tarihinden itibaren%12 olarak belirlenmiş, bu oran Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.1.2006 tarihinden itibaren % 9'a yükseltilmiştir. Gerek 12. Hukuk Dairesinin oturmuş içtihatlarında gerekse Hukuk Genel Kurulu'nun 1.12.2004 tarihli 2004/12–667 Esas 2004/628 Kararında Bütçe Kanunundaki aylık faiz oranının sadece genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlanmış borçlarıyla sınırlı bir düzenleme getirdiği, bu nitelikte olmayan borçların kapsam dışı tutulduğu bildirilmiştir.
T.C. Merkez Bankası Başkanlığınca iskonto oranı 17.5.2002 tarihinde % 55, 14.6.2003 tarihinde % 50, 8.10.2003 tarihinde % 43, 15.6.2004 tarihinde % 38, 13.1.2005 tarihinde % 32 olarak tespit edilmiştir.
Bu tespitler karşısında yasal faiz oranlarının 19.12.1984 tarihine kadar % 5, 20.12.1984 31.12.1997 arasında % 30, 1.1.998 – 14.12.1999 arasında % 50. 15.12.1999 – 16.5.2002 arasında 60, 17.5.2002 – 13.6.2003 arasında % 55, 14.6.2003 – 7.10.2003 arasında % 50 8.10.2003 – 14.6.2004 arasında % 43, 15.6.2004 – 12.1.2005 arasında % 38, 13.1.2005 30.4.2005 arasında % 32, 1.5.2005 31.12.2005 arasında % 12, 1.1.2006 tarihinden itibaren % 9 olarak uygulanması gerekir.
İhtilaf konusu uyuşmazlıkta mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda birikmiş faiz hesabı yapılırken 08.10.2003–31.12.2003 tarihleri arasında % 43, olduğu halde % 50 oranında, 15.6.2004–30.6.2004 tarihleri arasında % 38 olduğu halde % 43 oranında hesaplama yapılarak faiz alacağının fazla hesaplandığı görülmektedir.
Yapılacak iş; faiz alacağı hesabını yukarıda açıklanan oranlar ve esaslar dâhilinde yeniden yaptırmak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir. .
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmesi ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.