YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2006/21–197 K: 2006/215 T: 19.04.2006
Vergi Kaydinin Silinmiş Olmasi Durumunda Oda Ve Sicil Kaydinin Önemi • İki Karinenin Çatişmasi • Mahkemece Araştirma Yapilmasi Koşulu
Özet: Vergi kaydının silinmiş olması bir kimsenin BağKur sigortalısı olmadığının karinesi ise de Oda ve sicil kaydının devam etmiş olması o kimsenin zorunlu BağKur sigortalısı olduğunun karinesidir. Bu durumda, davacının kendi adına bağımsız çalışmasının olup olmadığının emniyet, belediye ve zabıta gibi yerlerden araştırıldıktan sonra gerekirse tanık da dinlenerek hüküm kurulmalıdır.(*)
Taraflar arasındaki "Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.10.2003 gün ve 2003/989646 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 15.6.2004 gün ve 52115840 sayılı ilamı ile, (...Dava 16.10.1997 tarihinden itibaren zorunlu BağKur sigortalısı bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacının 16.10.1997 tarihinden itibaren gelir vergisi mükellefi olmadığı, anılan tarihte vergi kaydının silindiği dosyada bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan; vergi kaydının silinmesi, bir kimsenin BağKur sigortalısı olmadığının karinesi ise de; vergi kaydının silindiği tarihten sonra Oda ve sicil kaydının devam etmiş olması da; o kimsenin zorunlu BağKur üyesi bulunduğunun karinesidir. Bu durumda; özellikle karinelerin aksinin kanıtlanması yönünde, davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 Sayılı Yasanın 24. maddesinin öngördüğü koşullardan birisi olan kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasında yasal zorunluluk olduğu açıktır.
Yapılacak iş; davacının kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması bulunup bulunmadığı konusunda yapılan işin niteliğine göre Emniyet, Belediye ve Zabıtadan işyeriyle ilgili ruhsat, işyeri izin belgesi, tutanak gibi belgelerin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, gerekirse tanık dinlemek suretiyle tarafların göstereceği delilleri de toplayarak, dosyada mevcut delil
(*) Gönderen: Ali GÜNEREN (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Başkanı)
lerle birlikte değerlendirmek ve varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.04.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.