Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Vergi Kaydinin Silinmiş Olmasi Durumunda Oda Ve Sicil Kaydinin Önemi • İki Karinenin Çatişmasi • Mahkemece Araştirma Yapilmasi Koşulu
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 15-02-2007 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2167 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

E: 2006/21–197 K: 2006/215 T: 19.04.2006

Vergi Kaydinin Silinmiş Olmasi Durumunda Oda Ve Sicil Kaydinin Önemi • İki Karinenin Çatişmasi • Mahkemece Araştirma Yapilmasi Koşulu

Özet: Vergi kaydının silinmiş olması bir kimsenin Bağ­Kur sigortalısı olmadığının ka­rinesi ise de Oda ve sicil kaydının devam et­miş olması o kimsenin zorunlu Bağ­Kur sigor­talısı olduğunun karinesidir. Bu durumda, davacının kendi adına bağımsız çalışmasının olup olmadığının emniyet, belediye ve zabıta gibi yerlerden araştırıldıktan sonra gerekirse tanık da dinlenerek hüküm kurulmalıdır.(*)

Taraflar arasındaki "Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama so­nunda; Mersin İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.10.2003 gün ve 2003/989­646 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 15.6.2004 gün ve 5211­5840 sayılı ilamı ile, (...Dava 16.10.1997 tarihin­den itibaren zorunlu Bağ­Kur sigortalısı bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davacının 16.10.1997 tarihinden itibaren gelir vergisi mükellefi olma­dığı, anılan tarihte vergi kaydının silindiği dosyada bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan; vergi kaydının silinmesi, bir kimsenin Bağ­Kur sigortalısı olmadığının karinesi ise de; vergi kaydının silindiği ta­rihten sonra Oda ve sicil kaydının devam etmiş olması da; o kimsenin zo­runlu Bağ­Kur üyesi bulunduğunun karinesidir. Bu durumda; özellikle ka­rinelerin aksinin kanıtlanması yönünde, davanın yasal dayanağını oluştu­ran 1479 Sayılı Yasanın 24. maddesinin öngördüğü koşullardan birisi olan kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun dava konusu olay­da gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasında yasal zorunluluk oldu­ğu açıktır.

Yapılacak iş; davacının kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması bulunup bulunmadığı konusunda yapılan işin niteliğine göre Emniyet, Be­lediye ve Zabıtadan işyeriyle ilgili ruhsat, işyeri izin belgesi, tutanak gibi belgelerin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, gerekirse tanık dinlemek su­retiyle tarafların göstereceği delilleri de toplayarak, dosyada mevcut delil­

(*) Gönderen: Ali GÜNEREN (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Başkanı)

lerle birlikte değerlendirmek ve varılacak sonuca göre karar vermekten iba­rettir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ek­sik inceleme ile araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edil­meli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki ka­rarda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra ge­reği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu ne­denle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme ka­rarının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.04.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.



Forum