Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Karşılıksız Çek Keşide Etmek - Direnme Hükmünden Sonra Yeni Düzenlemeler Getirilmesi - Sanığın Lehine Olanın Uygulanması Zorunluluğu
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 16-03-2007 | Kategori: İçtihat | Okunma : 5493 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
    

 

YARGITAYCEZA GENEL KURULU

E. 2003/10-138 K. 2003/136 T. 29.4.2003

• SUÇ FAİLİNİN LEHİNDE OLAN HÜKÜM ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek - Direnme Hükmünden Sonra Yeni Düzenlemeler Getirilmesi - Sanığın Lehine Olanın Uygulanması Zorunluluğu )

• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Direnme Hükmünden Sonra Suç Failleri Yararına Yeni Düzenlemeler Getirilmesi - Sanığın Hukuki Durumunun Yeniden Değerlendirilmesi Zorunluluğu )

• SUÇ FAİLLERİ YARARINA YENİ DÜZENLEMELER GETİRİLMESİ ( Direnme Hükmünden Sonra - Sanığın Lehine Olanın Uygulanması Zorunluluğu )

3167-1/m. 16

765/m. 2/2

ÖZET : Direnme hükmünden sonra, 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi değiştirilerek cezai yaptırım, geçici 2. maddesiyle de çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmın yüzde on tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte 3 ay içerisinde ödenmesi halinde açılmış bulunan davaların düşürülmesi bakımlarından suç failleri yararına yeni düzenlemeler getirilmiş olması karşısında, TCY.sının 2/2. maddesi hükmü de nazara alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

DAVA : Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Amil G.'ün 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklanmasına ilişkin İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 8.2.2000 gün ve 1172-49 sayılı hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 10.Ceza Dairesince 19.11.2001 gün ve 17685-23764 sayı ile;

"Muhatap bankaca 3167 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen zorunlu ihtaratın yapıldığı bildirilmiş ise de; dosyada mevcut ihtarname ve tebligat evrakını alan Osman Nuri G.'ün 5584 sayılı Posta Kanununun 17. maddesinde belirtilen iadeli taahhütlü mektup almaya yetkili olup olmadığı araştırılarak yetkili olmadığının anlaşılması durumunda anılan maddede belirtilen kuralın, keşidecinin iyi niyetini göstermesi imkanını sağlamak amacına yönelik olduğu da gözönüne alınarak, çek örneğinin bankaya gönderilmesi ve 7. maddeye göre zorunlu ihtaratın usulüne uygun biçimde yapılmasının sağlanması; bu ihtarat üzerine Kanunda yazılı 7 iş günü içinde düzeltme hakkının da kullanılıp kullanılmadığı araştırılıp, belgeleri getirtilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

Bozma gereğini yerine getiren Yerel Mahkemece bu kez 12.2.2002 gün 47-125 sayı ile, sanığın 3167 sayılı Yasanın 16/1 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 7.300.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 1 yıl süre ile çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklanmasına karar verilmiştir.

Sanık tarafından temyiz olunan bu hüküm de dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 18.6.2002 gün ve 24814-21695 sayı ile; aynı hukuki ilişki nedeniyle sanık tarafından müştekiye verilen ve tek suç oluşturan dava konusu 6 adet çekten en son ibraz edilen 3335674 seri nolu çekin ibraz tarihinin suç tarihi olması ve bu tarih itibariyle 4616 sayılı Yasanın uygulanmasının mümkün olmaması karşısında tebliğnamedeki düşünceye katılınmayarak,

"17 Ekim 2001 tarih 24556 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4709 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değiştirilen Anayasa'nın 38. maddesinin son fıkrası karşısında yasal düzenlemenin ne olacağının belirlenmesi açısından acilen uyum yasası çıkartılması zorunluluğu da nazara alınarak sonucun beklenilmesi ve buna göre yeniden takdir ve değerlendirme yapılarak uygulama yapılmasında zorunluluk bulunduğu" gerekçesiyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.

Yerel Mahkeme 28.11.2002 gün ve 683-1085 sayı ile;

"CYUY'nın 322. maddesindeki bozma gerekçelerinin olayda gerçekleşmediği, Anayasa Mahkemesinin 21.11.2002 gün ve 408-191 sayılı kararı karşısında Yargıtay 10. Ceza Dairesinin bozma kararının yasal dayanağının da ortadan kalktığı" gerekçesi ile ilk hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C. Başsavcılığının "bozma" istekli 10.4.2003 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Yerel Mahkemece, sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmasına ilişkin önceki hükümde direnilmiş ise de;

Direnme hükmünden sonra, 8 Mart 2003 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 14. maddesi ile 3167 sayılı Kanunun 16. maddesi değiştirilerek cezai yaptırım, geçici 2. maddesiyle de çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmın yüzde on tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte 3 ay içerisinde ödenmesi halinde açılmış bulunan davaların düşürülmesi bakımlarından suç failleri yararına yeni düzenlemeler getirilmiş olması karşısında, TCY.sının 2/2. maddesi hükmü de nazara alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan, direnme hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin, öncelikle bu nedenden dolayı bozulması gerekmektedir.

SONUÇ : Yerel Mahkeme direnme hükmünün, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 29.4.2003 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.

Forum