Firar suçu - Birliği izinsiz olarak terk etme - Dehalet kastı
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 17-02-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 6441 | Not:
T.C. Askeri Yarg
ıtay
Daireler Kurulu
Esas: 2004/171
Karar: 2004/152
Karar Tarihi: 19.11.2004
(1632 S. K. m. 66)
Daire ile Ba
şsavcılık arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın konusu, işlendiği iddia olunan firar eylemlerinin tek bir firar suçunu mu ? yoksa iki ayrı firar suçunu mu ? oluşturduğu noktasındadır.
Daire; sanığın sübutunda tereddüt bulunmayan firar eylemlerinin tek bir kasıt altında işlendiğini, babasının nezaretinde birliğine getirilen sanığın dehalet kastıyla hareket etmediğini, bunun sonucu olarak da atılı eylemlerin tek bir firar suçunu oluşturduğu sonucuna vararak, müteaddit (2 ayrı) kez firar suçlarıyla ilgili mahk
ûmiyet hükümlerinin bozulmalarına karar vermiş iken,
Başsavcılık, sanığın eylemlerinin 2 ayrı firar suçunu oluşturduğunu ileri sürerek, aksi doğrultudaki Daire kararlarına karşı itirazda bulunmuştur.
Konya-Astsubay Orduevi Müdürlüğü emrinde asker olan ve rahatsızlığı nedeniyle Ankara Etimesgut Hava Hastanesi Baştabipliği Plastik Cerrahi Bölümüne sevk edilen sanık P.Er M.M.A.'nın, yapılan tetkik ve muayenelerinin ardından 18.9.2003 günü birliğine sevk edildiği, bir günlük yol süresi sonunda 19.9.2003 günü saat 24.00'e kadar birliğine katılması gereken sanığın; firar ederek Karabük'e gittiği, 1.10.2003 günü saat 16.00 sıralarında babası ile birlikte gelerek kıt'asına teslim olduğu, babasının astsubay orduevinden ayrılmasından 1 saat sonra birliğini izinsiz olarak terk ettiği, bir süre firarda kalan sanığın; 9.11.2003 günü Karabük'te emniyet kuvvetleri tarafından yakalanarak ele geçtiği, 12.11.2003 günü mevcutlu olarak birliğine teslim edildiği sabit olup, esasen bu konuda Daire ile Başsavcılık arasında herhangi bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Sanık, gerek 14.11.2003 günkü tutuklama ve gerekse 22.12.2003 tarihli duruşmada tespit edilen sorgularında; hastaneden ayrıldıktan sonra birliğine katılmadığını öğrenen babasının kendisini birliğine teslim etmeye karar verdiğini, bu amaçla 1.10.2003 tarihinde babası ile birlikte Karabük'ten Konya'ya gelerek kıt'asına katıldığını, babasının birlikten ayrıldığını öğrenir öğrenmez firar ederek Karabük'e gittiğini, bir müddet İzmit'te kalmasının ardından Karabük'e dönerek arkadaşının yanına yerleştiğini beyan etmiştir.
Olayın dosyaya yansıyan seyir ve işleniş biçiminden de anlaşılacağı üzere; Etimesgut Hava Hastanesinde yapılan muayenesi sonucunda birliğine sevk edilen ve ailevi sorunlarının bulunduğunu ileri sürerek kıt'asına katılmayan sanıkta 1.10.2003 tarihi itibariyle birliğine katılma yönünde kendiliğinden oluşmuş bir irade bulunmamaktadır. Sanık babası M.A.'nın telkin ve ısrarlarına karşı koyamayarak onun refakatinde Konya'daki birliğe katılmıştır. Kıt'asına katılma ve askerlik hizmetine devam etme yönünde serbest bir irade taşımayan sanık; hizmet gereği bulunması gereken mahalli terk etmek için babasının birlikten ayrılmasını beklemiş, babasının gittiğini öğrenir öğrenmezde üst ve amirlerine haber vermeden birliğini terk etmiştir.
Birliğinden yeniden firar ettiğini babasının öğrenmesini istemeyen sanık firarının ardından ailesinin ikametgâhına da dönmeyerek arkadaşlarının evinde kalmaya başlamıştır. Bu yönüyle ailenin büyüğü durumundaki baba M.A.'nın nüfuz ve otoritesinden kaynaklanan telkin ve tavsiyelerine karşı gelmek istemeyen sanıkta birliğine katılmaya ilişkin açık bir irade bulunmadığı, dolayısıyla da babasının çaba ve zorlamaları sonucunda kıt'asına dönen sanığın dehalet kastıyla hareket etmediği sonucuna varılmıştır.
Bu sebeplerden dolayı; birliğine dönme ve askerlik hizmetine başlama konusunda niyet ve irade taşımayan sanığın 20.9.2003-9.11.2003 tarihleri arasındaki eylemlerinin yakalanmakla son bulan tek bir firar suçunu oluşturduğu sonucuna varan Dairenin konuyla ilgili kabul ve değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, eylemlerin iki ayrı firar olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin Başsavcılık itirazının reddine karar verilmiştir.