BORÇLU DA İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN ACİZ VESİKASI DÜZENLENMESİNİ TALEP EDEBİLİR
Av.Talih Uyar
Borçlu, mallarının haczedilmesinden sonra, haciz tutanağında mallarına takdir edilen kıymetlere dayanarak İİK. 105 uyarınca ve hacizli mallarının paraya çevrilip satış bedellerinin alacaklıya (veya alacaklılara) ödenmesinden sonra, İİK. 143 uyarınca icra memurundan “aciz vesikası” düzenlenmesini talep edip, İİK. 143/4 uyarınca aciz belgesine bağlanmış borcu için işleyen faizlerin durmasını sağlayabilir mi?
Bilindiği gibi, “aciz vesikası” İcra ve İflas Kanunumuzda iflas yoluyla takipte İİK. 251’de ve haciz yoluyla takipte İİK. 105 ve 143’de düzenlenmiştir…
Konumuzla doğrudan doğruya ilgili olan İİK. 105/II’de geçici aciz vesikası ve İİK. 105/I’de ve İİK. 143’de de kesin aciz vesikası ayrı ayrı düzenlenmiştir:
a)Geçici aciz vesikası: Haciz sırasında borçlunun haczi kabil malları bulunmakla birlikte bunların takdir edilen kıymetlerinin takip konusu alacağı karşılayamayacağı anlaşılırsa, bu durumu belirleyen haciz tutanağı geçici aciz vesikası niteliğindedir (İİK. 105/II). Burada, aciz vesikası haciz aşamasında verildiğinden ve haczedilen malların alacağı gerçekten karşılayıp karşılayamayacağı ancak satış sonucunda anlaşılacağından, aciz vesikası geçici niteliktedir.
Geçici aciz vesikasının tek sonucu, alacaklının iptal davası açabilmesine imkan tanımasıdır (İİK. 105/II, 277/1).
Görüldüğü gibi geçici aciz vesikası sorulan probleme çözüm getirmemektedir. Çünkü, borçlunun borcunu karşılayacak düzeyde olmasa bile bir miktar haczi kabil malının bulunması ve bunların haciz tutanağına geçirilmesi, faizlerin işlemesini durdurmamaktadır…
b)Kesin aciz vesikası: Kesin aciz vesikası iki şekilde sözkonusu olur:
aa-Birinci olarak icra takibi sonunda borçlunun haczedilen tüm malları satılıp bedeli alacaklılara paylaştırıldıktan sonra, alacağını tamamen alamamış olan alacaklılara kesin aciz vesikası verilir (İİK. 143/I).
bb-İkinci olarak, haciz sırasında borçlunun haczi kabil hiçbir malı bulunamazsa, bu durumu tesbit eden haciz tutanağı da 143. madde anlamında kesin aciz belgesi yerine geçer (İİK. 105/I).
Yukarıdaki durumların ilkinde; icra memuru -Adalet Bakanlığınca bastırılıp icra dairelerine gönderilmiş olan- “Örnek No: 65” BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ BELGESİ’ni doldurup, altını mühürleyip imzalayarak ilgililere verir. Buna karşın, ikinci durumda ise ayrıca “BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ BELGESİ” adı altında bir belge düzenlemez (Bu konuya ilişkin Ad. Bak. Huk. İş. Genel Md. 2.9.1950 T. ve 58/77 sayılı mütalâası ilişikte sunulmuştur (EK-1). Düzenlenen h a c i z t u t a n a ğ ı, bizatihi kesin aciz vesikası sonuçlarını -örneğin; alacağa haciz tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren faiz yürütülmemesini- doğurur…
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi; borçlu hakkında düzenlenen haciz tutanağında “borçlunun haczi kabil hiçbir malının bulunmadığı” icra memuru tarafından belirtilirse, bu durumu belgeleyen haciz tutanağı kesin aciz belgesi sayılacak ve borçlu hakkında o takipte faizlerin işlemesi duracaktır… Tekrar hatırlatmakta yarar gördüğümüz için vurgulayalım ki; haciz tutanağının bu sonucu doğurabilmesi yani kesin aciz vesikası sayılabilmesi için “borçlunun haczi kabil hiçbir malının bulunmadığı” hususunun haciz tutanağında belirtilmesi zorunludur. “Borçlunun, borcunun çok azını (kısmen) karşılayacak bir kısım mallarının bulunduğu”nun haciz tutanağında belirtilmesi halinde düzenlenen “haciz tutanağı kesin aciz vesikası sonuçlarını doğurmaz ve yukarıda değindiğimiz geçici aciz vesikası sayılır ve faizlerin işlemesini durdurmaz.
Borçlunun haczedilen mallarının paraya çevrilmesi sonucunda, satış bedeli alacaklılar arasında paylaştırıldıktan sonra, icra memurunun re’sen yani alacaklıların talebine gerek olmadan (bknz: BELGESAY, M. R. İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 1948, s:357 – ÜSTÜNDAĞ, S. İcara Hukukunun Esasları, 2004, s:302 – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004, s:635 – GÜRDOĞAN, B. İcra – İflas Takiplerinde Borçlunun Tamamen veya Kısmen Haczini Tesbit Eden Vesikalar “BATİDER, 1963, C:II, S:1, s:19” – ANSAY, S. Ş. Hukuk, İcra ve İflas Usulleri, 1960, s:172 – POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukuku Esasları, 1982, s:31 – DELİDUMAN, S. İcra ve İflas Hukukumuzda Borç Ödemeden Aciz Belgesi, 1995, s:31 –ÖZTEK, S. İcra ve İflas Hukukunda Borç Ödemeden Aciz Vesikası, 1994, s:53 – ETİLİ, T. Yasalar ve İçtihatlar ve Doktrin ile Birlikte Aciz Vesikasının İcra İflas Hukukundaki Yeri Hakkında Bir Araştırma “Ad. D. 1984/3, s:597” – UYAR, T. İcra Hukukunda İhale ve İhalenin Bozulması, 2002, C:2, s:2337 – YILDIRIM, K. İcra Hukuku Ders Notları, 2002, s:151 – MUŞUL, T. İcra Hukuku, 2001, s:810 – BERKİN, N. Tatbikatçılara İcra Hukuku Rehberi, 1980, s:368) bu belgeyi düzenlemek zorundadır. Bu belgeyi zamanında düzenlemeyen icra memuru -daha doğrusu; İİK. 5 uyarınca devlet- doğan zarardan sorumlu olur (BELGESAY, M. R. age. s:357).
İİK. 143’deki şartlar oluşmasına -yani; borçlunun hacizli mallarının satılıp alacaklılara ödenmesine ve geriye alacağını tamamen alamamış alacaklılar kalmasına- rağmen, icra memurunun k e n d i l i ğ i n d e n aciz vesikası düzenleyip ilgililere vermemesi -“bir hakkın yerine getirilmemesi” (İİK. 16/II) sayıldığından- hem alacaklının ve hem de borçlunun icra mahkemesine “süresiz şikayetine” neden olur.
Ayrıca, konumuz bakımından önemli olan şu hususlara da değinelim ki; 4949 sayılı Kanun ile 17.7.2003 tarihinde İcra ve İflas Kanununun 143. maddesinin ilk fıkrasında değişiklik yapılmadan ö n c e bu fıkra;
“Alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine bir aciz vesikası verilir…” ş e k l i n d e iken, 4949 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten s o n r a; “alacaklı alacağının tamamını alamamış ve aciz vesikası düzenlenmesi için gerekli şartlar yerine gelmişse; icra dairesi kalan miktar için hemen bir aciz vesikası düzenleyip alacaklıya ve bir suretini de borçluya verir, …” ş e k l i n i almıştır.
Yapılan bu değişiklikle, icra memurunun düzenleyeceği aciz vesikasını hem a l a c a k l ı y a ve hem de b o r ç l u y a vereceği açıkça öngörülmüştür.
Nihayet yine bu konuyla ilgili olarak şu hususu da vurgulayalım ki; kural olarak hacizli malların satılmasını talep hakkı -kesin haciz sahibi- alacaklıya ait ise de, alacaklının satış talebinde bulunmaması halinde borçlu da hacizli malların satılmasını isteyebilir (İİK. 113/I) (Aynı görüşte: KURU, B. İcara ve İflas Hukuku, 1988, C:2, s:1174 – UYAR, T. İhale ve İhalenin Bozulması, 2002, C:1, s:6 – BERKİN, N. age. s:302 – PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZKAN, M. S./ÖZEKES, M. İcra ve İflas Hukuku, 2004, s:188). Yargıtay da -fotokopisini ilişikte sunduğumuz (EK-2) 12.5.1999 T. 5590/6173 ve 25.9.1990 T. 6496/8997 sayılı içtihatlarında- “borçlunun da hacizli malların satışını isteyebileceğini” açıkça belirtmiştir.
Aciz vesikası; maddi hukuk bakımından hem a l a c a k l ı ve hem de b o r ç l u lehine sonuçlar doğuran bir “belge” olduğundan, a l a c a k l ı “alacağının zamanaşımına uğramaması için” bu belgenin düzenlenip kendisine verilmesini icra memurundan talep etmekte ne kadar hukuki yarar sahibi ise, b o r ç l u da “borcuna işleyen faizlerin bir an önce durmasını” istemekte o kadar hukuki yarar sahibidir. İİK. 85/VI uyarınca “borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle yükümlü” olan icra memurunun, esasen re’sen düzenlemek zorunda olduğu bu belgeyi, alacaklının satış talebi üzerine borçlunun mallarını paraya çevirip, satış bedelini alacaklılara paylaştırdıktan sonra düzenleyip İİK. 143/I, c:1 uyarınca hem alacaklıya hem de borçluya vermesi ne kadar kanuna uygun ise, borçlunun satış talebi üzerine, borçlunun mallarını satıp satış bedelini alacaklılara paylaştırdıktan sonra da düzenleyip yine alacaklı ve borçluya vermesi, aynı şekilde kanunun açık buyruğuna uygun bir davranıştır.
Buraya kadar ayrıntılı olarak arz ve izah ettiğimiz nedenlerle b o r ç l u gerek “haciz tutanağında haczi kabil hiçbir malına rastlanmadığı”nın belirtilmesi durumunda bu haciz tutanağına dayanarak ve gerekse kendisinin / veya alacaklının satış talebinin yerine getirilerek hacizli mallarının paraya çevrilip, satış bedelinin alacaklılar arasında paylaştırılmasından sonra, icra memurunun “BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ BELGESİ” başlıklı basılı (matbu) örnek no:65 belgesini düzenlemesini sağlayarak, alacaklıya olan borcunun işlemekte olan faizlerini durdurabilir.
Bu makale Sayın Av.Talih Uyar’ın izniyle Hukuki.Net'te yayınlanmaktadır. Eserin her türlü hakkı Yazar’ın kendisine aittir. İzinsiz başka yerde yayınlanamaz. Bu makale; http://www.talihuyar.com/index/redirect.asp?id=28&type=dw linkinden alınmıştır.