Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
İcra Hukukunda Genel Haciz Yolu İle İlamsız Takiplerde İtiraz Sebepleri (İİK. mad. 63)
Ekleyen: Kaval | Tarih: 14-04-2006 | Kategori: Makale | Okunma : 8771 | Not:
Kaval




Profil >

GENEL HACİZ YOLU İLE İLAMSIZ TAKİPLERDE

İTİRAZ SEBEPLERİ

(İİK. mad. 63)*

Av. Talih Uyar

Ö

deme emrine itirazda bulunan borçlu, itirazında sebep bildirmek zorunda değildir.[1] Başka bir deyişle, borçlu itirazı sırasında ya «itiraz sebeplerini bildirir» ya da «iti­raz sebeplerini bildirmez».

I-Borçlu, itirazında sebep bildirmişse, örneğin; «borcu ödediğini», «zama­naşımına uğradığını», «icra dairesinin yetkisiz olduğunu», «imzanın kendisine ait olma­dığını» bildirerek itirazda b u l u n m u ş s a veya “hiç borcum yoktur”, “borca itiraz ediyorum” ş e k l i n d e  i t i r a z d a  b u -    l u n m u ş s a;  alacaklının icra mahkemesine başvurması halinde, “itirazın kaldırılması duruşmasında” s a d e c e senet metninden anlaşılan -zamanaşımı”, “alacağın gününün (vadesinin) gelmediği”, “senedin rakamında sahtelik yapılmış olduğu” gibi- itiraz sebeplerini ileri sürebilir.[2] Bunun dı-şında, örneğin; -senet metninden anlaşılan bir itiraz olmadığı için- “yetki iti-razında” bulunamaz. Borcu “ödediğini”, “takas ettiğini” ileri süremez. Aşağıda ayrıca belirttiğimiz gibi “imza inkarında” da bulunamaz.[3]

Yüksek mahkeme bu konuyla ilgili olarak.;

       -“ ‘Zamanaşımı itirazı’nın, ‘senet metninden anlaşılan’ itirazlardan olduğunu, bu nedenle, daha önce bildirilmemiş dahi olsa, ilk kez icra mahkemesinde (tetkik merciinde) ‘itirazın kaldırılması’ duruşmasında ileri sürebileceğini”[4]

       -“Takip dayanağı senedin ‘teminat senedi’ olduğuna dair icra daire-sinde yapmış olduğu itiraz sırasında herhangi bir beyanda bulunmamış olan borçlunun, icra mahkemesinde bu hususu ileri süremeyeceğini”[5]

       -“Diğer itirazlarla birlikte bildirilmeyip yargılama aşamasında ileri sürülen itirazların -alacaklı tarafından kabul edilmiş olmadıkça- icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğini”[6]

       -“İtirazla birlikte ileri sürülmeyen zamanaşımı itirazının temyiz aşa-masında dinlenmeyeceğini”[7]

       -“İcra dairesinin yapmış olduğu itirazında tebligatla ilgili herhangi bir itiraz ileri sürmemiş olan borçlunun, icra mahkemesindeki duruşma-da ‘vekile tebligat yapılması gerektiği’ hususunu ileri süremeyeceğini”[8]

       -“İcra dairesine yaptığı itirazında ‘yıllık (aylık) kira miktarı’na iti-raz etmemiş olan borçlunun yargılama aşamasında bu konuda itirazda bulunamayacağını”[9]

       -“İtirazı sırasında KDV.’ne ilişkin herhangi bir itirazda bulunmayan borçlunun, daha sonra böyle bir itirazda bulunamayacağını”[10]

       -“ ‘İmza itirazı’nın ayrıca ve açıkça yapılması gerektiğini, aksi tak-dirde geçersiz olacağını”[11]

       -“ ‘Faize faiz yürütüldüğü’ hususunun itiraz konusu yapılabileceği-ni”[12]

       -“ ‘Kira tesbit kararı kesinleşmeden ilamsız (49 örnek ödeme emri gönderilerek) takip yapılamayacağı’ hususunun, ‘şikayet’ değil, ‘itiraz’ konusu olabileceğini”[13]

       -“Yetki itirazının, ‘senet metninden anlaşılan’ bir itiraz sebebi olma-dığını”[14]

       -“Kollektif şirket hakkındaki takibin semeresiz kalması üzerine taki-bin yöneltildiği (TK. mad. 179) ortakların kesinleşen takipteki borca ve miktarına itiraz edemeyeceklerini sadece ‘borçlu şirketin aczinin tahak-kuk etmediğini’ (yani; BK. 179’daki koşulların gerçekleşmediğini) ileri sürebileceklerini”[15]

       -“Borçlu mirasbırakanın (murisin) sağlığında sadece ‘imza inkarı’ nda bulunduğu takipte, takibin yöneltildiği mirasçıların ‘zamanaşımı iti-razı’nda bulunamayacaklarını, ‘senedin teminat senedi olduğunu’ ileri süremeyeceklerini”[16]

       -“Mirasbırakanın borcundan dolayı, mirasçıların tümü hakkında ta-kip yapılmadan sadece birisi hakkında takip yapılabileceğini”[17]

       -“ ‘Borcu olmadığını’ bildirerek itiraz eden borçlunun, ‘alacaklının dayanak belgeden dolayı talepte bulunamayacağını’ da ileri sürmüş sayı-lacağını”[18]

       -“ ‘Takip dayanağı senedi vekaleten düzenlediğini’ bildiren borçlu-nun daha sonra bu itiraz sebebini değiştirerek ‘ticari temsilci olarak se-nedi düzenlediğini’ ileri süremeyeceğini”[19]

       -“Takibin kesinleşmesinden önceki nedenlerle, takibin kesinleşme-sinden sonra itiraz edilemeyeceğini”[20]

       -“Borçlunun ‘senedin vadesinin gelmediğini’ bildirerek itirazda bu-lunması üzerine, alacaklının o takibi terk edip, senedin vadesi geldikten sonra yeni bir takip yapabileceğini, bu durumda ‘mükerrer takip’ten bahsedilemeyeceğini”[21]

       -“ ‘Ayrıca ve açıkça’ yapılmayan imza itirazının geçersiz olacağını, itirazında ‘alacaklıyı tanımadığını, ne kendisine ve ne de başkasına böyle bir senet vermediğini, senedin sahte olduğunu’ bildiren borçlunun ‘imza inkarı’nda bulunmuş sayılmayacağını”[22]

       -“ ‘Borcum yoktur’ şeklinde itirazda bulunan borçlunun, daha sonra ancak ‘senet metninden anlaşılan’ itiraz sebeplerini ileri sürebileceğini (‘imza itirazı’nın senet metininden anlaşılan itiraz sebeplerinden olmadı-ğını)”[23]

b e l i r t m i ş t i r .

Bu konu ile ilgili olarak şu hususu da belirtelim ki, «borçlunun itira-zında bildirdiği sebeplerle bağlı olması», alacaklının icra mahkemesinden  «itirazın kaldırılması»nı isteme­si halinde sözkonusu olur. Eğer alacaklı, mahkemeye başvurarak, «itirazın iptali»ni is­terse, borçlu, itirazında bildir-miş olduğu sebeplerle bağlı olmaksızın, tüm savunmalarını -cevap dilekçe-sinde- ileri sürebilir.[24] [25]

Borçlunun -«itiraz sebepleri ile bağlı olması» (ve itiraz sebeplerini değiştirememesi) itiraz süresinden sonrası içindir. Çünkü borçlu, «itiraz sü-resi içinde» itiraz sebeplerini değiştirebilir ve genişletebilir.[26] Fakat borçlu, itiraz sebeplerini bildirirken, «yetki itirazı»nda bulunmamışsa, artık süresi içinde de olsa, yetki itirazında bu­lunamaz[27] (İlK. mad. 50/II).

II-Borçlu,   «senet   metninden   anlaşılan   itiraz   sebepleri»ni   ileri   sürerken, HUMK.'nun 202'nin öngördüğü «savunmanın genişletilmesi» ya-sağına uymak zorunda olduğundan, senet metninden anlaşılan tüm itiraz sebeplerini «hep birlikte» ileri sür­mek zorundadır. Örneğin; borçlu icra mahkemesinde «senetteki koşulun gerçekleşme­diği» yolunda itirazda bulu-nursa, bundan sonra -alacaklının izni olmadan-[28] «alacağın  vâdesinin gelmediği» ya da «zamanaşımına uğradığı» yolunda, senet metninden anla-şılan başka itiraz sebeplerini ileri süremez.[29]

İİK. mad. 62/IV'deki «senet metni»ndcn maksat; sadece «senedin düzenlendiği sı­radaki metni» değildir. «Senedin üstüne, (metnin) altına veya arkasına sonradan yazıl­mış olan yazılar»da senet metni'ne dahildir...[30]

III-Borçlunun itirazı ya i m z a' ya ya b o r ç' a   ya da y e t k i' ye yönelik olur.

a)İmzaya itiraz (imza inkârı) : Borçlu «takip konusu -hususi (âdi)- senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını» ileri sürüyorsa, bunu «ayrıca ve açıkça» bildir­mek zorundadır.[31] Aksi takdirde, icra takibi yönün-den, takip konusu hususi (âdi) senet  altındaki imzayı kabul etmiş sayılır (İİK. mad. 62/V; 60/3).*

Borçlu, «senet altındaki imza bana ait değildir», «senet altındaki imzayı inkâr ediyo­rum», «imzayı kabul etmiyorum» şeklinde hiçbir kuşkuya neden olmayacak biçimde «imza inkârında» bulunabilirse de, «senet sahte-dir»,[32] [33] «senet bana ait değildir»[34] şeklindeki itirazların da «imza inkârını» içerdiği kabul edilmelidir.[35]

Yüksek mahkeme;

-“ ‘Senette imzası bulunanların şirketi temsilen senet  düzenlemeye yetkili olduklarının, ancak senetteki imzaların kendilerine ait olmadığı’ nın ileri sürülmesinin ‘imza inkarı’ sayılacağını”[36]

            -“ ‘Takip dayanağı senetteki imzalar müvekkilim şirkete ait değildir yani, senetteki imzaları inkar etmekteyiz’ şeklindeki itirazın ‘imza inkarı’ sa-yılacağını”[37]

            -“Borçlu kooperatif vekilinin; ‘senetteki imza müvekkilime ait değil-dir, ticaret sicil memurluğundaki dosyada kooperatifin temsil şekli ve imza sirküleri vardır, yetkili temsilci de belirtilmiştir’ şeklindeki itirazın ‘imza iti-razı’ sayılacağını”[38]

            -“ ‘Senetteki imzanın, şirketi ilzama yetkili kişi tarafından atılmadı-ğının’ ileri sürülmesinin ‘imza inkarı’ sayılacağını”[39]

            -“ ‘Senetteki imzaların, şirketi temsil edenlere ait olmadığının, imza-ların sahte olarak atıldığının’ ileri sürülmesinin ‘imza inkarı’ sayılacağı-nı”[40]

            -“Borçlunun ‘senet altındaki imzanın kendisine, mirasbırakanına, vekiline, temsilcisine ait olmadığını’ ileri sürmesinin ‘imza inkarı’ sayılaca-ğını”[41]

            -“Borçlunun ‘borcum yoktur, senet imza etmedim’ şeklindeki itirazı-nın ‘imza inkarı’ sayılacağını”[42]

b e l i r t m i ş k e n; borçlunun “senette imzası bulunmaması nedeniyle senetten sorumlu olmayacağını” bildirmesi “imza itirazı” olarak kabul edil-memiştir...[43]

İmza inkarı”, “senet metninden anlaşılan” bir itiraz sebebi olmadı-ğından,[44] itiraz sırasında -ayrıca ve açıkça bildirilmemişse- icra mahkeme-sindeki duruşmada, borçlu tarafından ileri  sürülemez.[45]

İtirazı sırasında «imza»ya itiraz etmemiş olan borçlunun daha sonra bunu ileri süre­memesi, icra takibini aksatmak amacı ile yapılmakta olan imza inkârlarını önlemek amacı ile kabul edilmiştir.[46] Böylece, alacaklı, borçlunun imzasını inkâr edip etmeye­ceğini daha başlangıçta öğrenebilecek ve bundan sonra tutumunu saptayacaktır. Yani, itirazın giderilmesi için mah-kemeye mi (İİK. mad. 67) yoksa icra mahkemesine mi (İİK. mad. 68, 68/a) başvuracağına ilişkin kararını verecektir.[47]

Borçlunun «imza inkârı»nda bulunmaması sonucunda o takip yönün-den, takip daya­nağı hususi (âdi) senet altındaki imzanın kendisine ait sayıl-ması, İİK. mad. 72 uyarınca açacağı «menfi (olumsuz) tespit» ya da “geri alma” (istirdat) davasında aleyhine kanıt olmaz, yani borçlu bu davalarda “imzanın kendisine ait olmadığını” ileri sürerek, bu konuda inceleme yapıl-masını isteyebilir.

Borçlu adına vekilinin (avukatının) imza itirazında bulunabilmesi için, vekilin veka­letnamesinde «özel yetki» bulunması gerekir mi? Doktrin-de[48] «ancak özel yetkili veki­lin imza inkârında bulunabileceği» kabul edil-mesine rağmen, yüksek mahkeme[49] , «borç­lu adına vekilin -özel yetkisi olmasa bile- imza inkârında bulunabileceğini» belirt­miştir...

b) Borca itiraz : «İmzaya itiraz» dışındaki diğer tüm itirazlar, borca itiraz saydır. Örneğin; b o r c u n «ödendiği»ne, «zamanaşımına uğradığı» na[50], «vâdesi gelmediği»ne,[51] «bağlı olduğu koşulun henüz gerçekleşmediği-ne” veya «senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğuna[52], “alacaklının takip dayanağı belgeden dolayı talepte bulunamayacağı”na[53] “takibin mükerrer olduğu»na[54], “borçtan sorumlu olmadığı”na[55] «kendisinin borçlu sıfatını taşımadığı»na ilişkin itirazlar, bor­ca itiraz sayılır. Keza, borçlunun, «faiz oranına»[56] ilişkin itirazı 'borca itiraz 'sayıldığı gibi, “faizin ayrı takip konusu yapılamayacağını”[57] «'faize faiz yürütülemeyeceği' ilkesine aykırı olarak, faiz istemiş olduğunu» -örneğin; «alacaklının, vâde tarihin­den takip tarihine kadar hesaplayarak bulduğu faiz miktarını, ana paraya (asıl alacağa) ekledikten sonra, bunların tutarına, takip tarihinden itibaren yeniden temer-rüt faizi is­temiş olmasının yasaya aykırı olduğunu»[58]-  belirten borçlunun, bu tür itirazları da, b o r c a itiraz sayılır.

«Borcun aslı takip konusu yapılmadan sadece gecikme zammı için ayrı (müstakil) ta­kip yapılamayacağını»[59] belirten borçlu da borca itiraz et-miş sayılır.

«Takas ve mahsup itirazı»nı da borçlu, «borca itiraz» şeklinde icra dairesine -sü­reye bağlı olmadan, takibin her aşamasında[60]- bildirebilir.[61]

Kollektif şirket ortakları, şirket borçlarından dolayı ancak «ikinci derecede» -«şir­ket hakkındaki takibin semeresiz kalmış olması» veya «şir-ketin herhangi bir sebeple so­na ermiş olması» halinde (TK. mad. 179/1)-  sorumlu olduklarından[62], şirket borcun­dan dolayı hakkında takip yapılan or-taklar ancak «bu koşulların gerçekleşmediğini»[63] veya «borcun doğduğu tarihte şirketten çıkmış olduklarını»[64] borca itiraz şeklinde icra dairesine bil-direbilirler. Bunun dışında, kesinleşen şirket hakkında ta­kipte borca (ve mik-tarına) itirazda bulunamazlar[65] ...

Borçlunun sadece «itiraz ediyorum» demesi, «borca itiraz» sayılır. Çünkü, imza in­kârının -yukarıda açıkladığımız gibi- «ayrıca ve açıkça» yapılması zorunludur.

c) Yetki itirazı : Takibin yapıldığı icra dairesinin «yetkisiz olduğu-nu» bildirmek is­teyen borçlunun, bunu -diğer itiraz sebepleri gibi- icra dairesine, itiraz süresi içinde bildirmesi gerekir.[66]

Yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte -yani; borçlu aynı za-manda, borca veya imzaya da itiraz etmek istiyorsa, bu itirazla birlikte[67]- ya-pılması gerekir (IÎK. mad. 50/III). Borçlu, ödeme emrine b o r c  ya da i m - z a yönünden itiraz ederken yetki itirazında bulunmamışça, daha sonra -iti-raz süresi dolmadan da- artık ta­kibe yetki yönünden itiraz edemez.[68]

Borçlunun yaptığı y e t k i  i t i r a z ı 'nın da geçerli olabilmesi (ve takibi durdura­bilmesi) için -yasada açık bir hüküm bulunmamasına rağmen- «yetkili icra dairesinin neresi olduğu»nun, yetki itirazında açıkça belirtilme-si gerekir.[69] [70]

 

       

 



(*) Madde 63 – “İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişle-temez.”

[1] Bknz: 12. HD. 23.9.1988 T. 13145/10240

[2] Bknz: 12. HD. 25.10.1993 T. 11877/16152; 15.10.1993 T. 11555/15593; 5.3.1993 T. 866/4263 vb. – 20.10.1981 T. 6099/7684; 30.4.1980 T. 2572/3908

[3] 4949 sayılı Kanun ile -17.7.2003 tarihinde- İcra ve İflas Kanununda değişiklik yapılmadan önce; itirazında sebep bildirmiş olan borçlu “senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini” icra mahkemesinde ileri süremiyordu. Örneğin, “borçlu ödediğini” bildirerek, itirazda bulunan borçlu, icra mahkemesindeki duruşmada “borcun zamanaşımına uğradığını” ya da “senedin gününün (vadesinin) henüz gelmediğini” ileri süremiyordu Yargıtay “itirazında sebep bildirmiş olan borçlunun bu itiraz sebepleri ile bağlı olduğunu ve artık icra mahkeme-sinde, senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri süremeyeceğini” kabul ediyordu. Kanımızca, yüksek mahkemenin bu görüşü hatalı idi. “Senet metninden anlaşılan” -örneğin; “borcun zamanaşımına uğradığı”, “senedin vadesinin gelmediği”, “senette sahte-karlık yapılmış olduğu”na ilişkin- itirazların, itirazında sebep bildiren ve bildirmeyen tüm borçlular tarafından icra mahkemesinde ileri sürülebilmesi idi (Bknz: UYAR, T. İcra Hukukunda İtiraz, 1990, s:93). Maddenin ruhu bunu gerektirmekteydi. Çünkü, itirazında “sebep bildirmeyen” borçluyu “itiraz sebeplerinin bir kısmını bildiren” borçludan daha fazla korumanın mantıklı bir açıklaması yapılamazdı. Her ne kadar, İİK. mad. 62/V’de; “itirazında sebep bildirmeyen borçlu”dan bahsedilmişse de, yasa yapıcının bilinçli bir şekilde “itirazında sebep bildiren borçlu” ile “itirazında sebep bildirmeyen borçlu” arasında fark yaratmak istediği için böyle bir düzenleme getirdiği kabul edilemezdi. Aynı senette borçlu olan iki kişi hakkında takip yapıldığını ve bunlardan birisinin “borcu ödediği-ni, bu nedenle borçlu olmadığını” bildirerek, diğerinin de -hiç sebep bildirmeden- “borca itiraz ettiğini” varsayalım. Alacaklının, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvur-ması halinde, bu borçlulardan ilki, “ödeme itirazı”nı icra mahkemesinde belgelendiremediği takdirde, duruşma sırasında, senet metninden anlaşılan “senetteki koşulun gerçekleşmediği-ni” ya da “senedin zamanaşımına uğradığını” bu nedenle “senet tutarının esasen isteneme-yeceğini” ileri süremezken, icra dairesine “sebep bildirmeden” sadece “borca itiraz ettiğini” bildirmekle yetinmiş olan diğer borçlu, aynı hususu ileri sürebilecektir. Bu iki borçlu ara-sında yasa yapıcı niçin farklı bir düzenleme getirmiş olabilir? İtirazında “sebep bildiren” borçlu itiraz sebeplerinin hepsini birlikte bildirecek yerde, kendisince en önemli olanı bil-dirmekle yetinip, diğerini bildirmeye gerek görmemiş olabilir. Örneğin; “borcu ödediğini” bildiren borçlu ayrıca “borcun aslında zamanaşımına uğradığını”, “senetteki koşulun ger-çekleşmediğini” bildirmeyi gereksiz görerek, bildirmemiş olabilir. Bu düşünce ile hareket eden ve ileri sürdüğü itiraz sebeplerini icra mahkemesindeki duruşmada kanıtlayamayan –örneğin; alacaklıya takip konusu borcu ödediğini gösteren makbuzu kaybeden- borçlu, senet metninden anlaşılan diğer itiraz sebeplerini icra mahkemesindeki duruşmada ileri sürebil-meli idi.

Yargıtay’ın, 4949 sayılı Kanunun kabul edildiği tarihte yürürlükte olan İİK. mad. 62/IV ve 63. maddenin yorum şekli doktrin tarafından da eleştirildiğinden (KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, C:1, 1988, s:244 – KURU, B. İlamsız İcrada Zamanaşımının İleri Sürülmesi (BATIDER, 1986, C:XIII, S:3-4, s:94) – BERKİN, N. İcra Hukuku Rehberi, 1980, s:408) 17.7.2003 tarihinde kabul edilen 4949 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sırasında 62. maddenin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılarak, “itirazın kaldırılması duruşmasında, itiraz eden borçlunun, itirazı sırasında sebep bildirmiş olup olmadığına bakılmaksızın, ala-caklının dayandığı senet metininden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebileceği” hükmüne yer verilmiştir (Bknz: Yuk. 4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi).       

[4] Bknz: 12. HD. 8.5.2003 T. 7921/10410; 4.6.1992 T. 767/7855; 12.5.1992 T. 1991-13176/6453 vb.

[5] Bknz: 12. HD. 16.1.2003 T. 2002-27046/164; 28.12.1999 T. 17269/17567

[6] Bknz: 12. HD. 12.4.1999 T. 4306/4593; 15.4.1998 T. 3546/4193

[7] Bknz: 12. HD. 15.3.1999 T. 2628/3189

[8] Bknz: 12. HD. 29.6.1998 T. 7374/7854

[9] Bknz: 12. HD. 10.4.1997 T. 3851/4432; 26.9.1996 T. 10319/11187; 10.7.1995 T. 13293/13863

[10] Bknz: 12. HD. 22.9.1994 T. 9714/10892

[11] Bknz: 12. HD. 28.3.1994 T. 3441/4061; 6.11.1993 T. 10822/17457; 8.3.1991 T. 1990-10142/2945 

[12] Bknz: 12. HD. 18.6.1993 T. 7330/11091

[13] Bknz: 12. HD. 12.5.1992 T. 1991-12376/6490

[14] Bknz: 12. HD. 3.5.1991 T. 1990-12803/5484; 19.6.1979 T. 5483/5620

[15] Bknz: 12. HD. 15.11.1988 T. 558/13600

[16] Bknz: 12. HD. 27.10.1988 T. 10999/12248

[17] Bknz: 12. HD. 26.12.1984 T. 14428/13579

[18] Bknz: 12. HD. 24.9.1984 T. 6689/9474

[19] Bknz: 12. HD. 1.12.1983 T. 8568/9772

[20] Bknz: 12. HD. 20.10.1983 T. 6213/7804

[21] Bknz: 12. HD. 9.5.1983 T. 2306/3592

[22] Bknz: 12. HD. 1.4.1982 T. 2587/2953 

[23] Bknz: 12. HD. 20.10.1981 T. 6099/7684; 30.4.1980 T. 2572/3908

[24] KURU, B. age. s:245 – ÇAĞA, T. Ödeme Emrine İtirazın İptali Davasına Dair (BATIDER, 1976, C:VIII, S:3, s:29) – UYAR, T. İcra Hukukunda İtiraz, 2. Bası, 1990, s:225

[25] Bknz: 15. HD. 29.5.1989 T. 2024/2561

[26] Bknz: İsv. Fed. Mah. 20.9.1906 tarihli kararı (Naklen: KURU, B. age. s:248, dipn. 33) – İİD. 31.3.1967 T. 2925/3019

[27] KURU, B. age. s:248

[28] Bknz: HGK. 12.4.1967 T. İc. İf. – 1246/199; İİD. 7.10.1965 T. 10701/10831

[29] KURU, B. İcra Hukuku, 1965, s:148, dipn. 76

[30] KURU, B. age. s:241, dipn. 16

[31] Bknz: 12. HD. 28.3.1994 T. 3441/4061; 6.11.1993 T. 10822/17457 – 22.9.1989 T. 2187/10982 – 1.4.1982 T. 2587/2953

(*) Madde 62/V – “Borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa, bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmelidir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılır.”

Madde 60/3 – “Takibin dayandığı senet altındaki imza kendisine ait değilse yine bu yedi gün içinde bu cihetin ayrıca ve açıkça bildirilmesi; aksi halde icra takibinde senedin kendisinden sâdır sayılacağı”

[32] KURU, B.  age. s:238 – POSTACIOĞLU, İ. İcra Hukukunun Esasları Esasları, 1982, s:169

[33] Karş: 12. HD. 1.4.1982 T. 2587/2953

[34] POSTACIOĞLU, İ. age. s:169

[35] Aksi görüş: BERKİN, N. Yargıtay İİD.’nin Son İçtihatları (İHFM. 1975/1-2, s:196)

[36] Bknz: 12. HD. 5.4.1988 T. 1987-5643/4287

[37] Bknz: 12. HD. 13.10.1987 T. 1986-13872/10125

[38] Bknz: 12. HD. 1.4.1986 T. 1985-6274/87; 23.12.1985 T. 6170/11612

[39] Bknz: 12. HD. 4.7.1985 T. 559/6768

[40] Bknz: 12. HD. 6.12.1985 T. 1984-8250/1250

[41] Bknz: 12. HD. 20.10.1981 T. 6086/7677

[42] Bknz: 12. HD. 27.1.1981 T. 8861/649

[43] Bknz: 12. HD. 14.4.1988 T. 7308/4962; 24.2.1981 T. 8449/1789

[44] Bknz: 12. HD. 20.10.1981 T. 6099/7684; 30.4.1980 T. 2572/3908

[45] Bknz: 12. HD. 14.5.1987 T. 10225/6511 – 3.12.1979 T. 9076/9280 – 12.10.1976 T. 8136/10043

[46] POSTACIOĞLU, İ. 538 sayılı Kanunun , İcra ve İflas Kanununa Getirdiği Yenilikler, 1965, s:15

[47] KURU, B. İcra ve İflas Kanunu Değişiklik Tasarısı Hakkında Seminer, s:7

[48] KURU, B. age. s:249 – BERKİN, N. age. s:414 – POSTACIOĞLU, İ. age. s:158

[49] Bknz: 12. HD. 28.9.1987 T. 7648/9440 – 28.2.1986 T. 8620/2313 – 19.12.1985 T. 5791/11311

[50] Ayrıntılı bilgi için bknz: KURU, B. agm. s:91 vd.

[51] Bknz: 12. HD. 9.5.1983 T. 2306/3592

[52] Bknz: 12. HD. 24.1.1985 T. 11106/482

[53] Bknz: 12. HD. 24.9.1984 T. 6689/9474

[54] Bknz: 12. HD. 9.3.2004 T. 2805/5436; 4.3.2003 T. 1727/4086; 22.2.2001 T. 2779/3399

[55] Bknz: 12. HD. 28.6.1994 T. 8517/8766 – 14.4.1988 T. 7308/4962; 24.2.1981 T. 8449/1789

[56] Bknz: 12. HD. 4.12.1989 T. 5909/14922 – 28.12.1989 T. 7205/16192; 14.4.1989 T. 4729/13921 – 18.9.1984 T. 9609/9208

[57] Bknz: 12. HD. 21.11.1989 T. 5105/14298

[58] Bknz: 12. HD. 28.12.1989 T. 7205/16192; 14.4.1989 T. 4729/13921 – 18.6.1993 T. 7330/11091

[59] Bknz: 12. HD. 20.2.1990 T. 9883/1451

[60] Bknz: UYAR, T. s:96

[61] Bknz: 12. HD. 30.1.2004 T. 24834/1969; 13.11.2003 T. 19470/22453

[62] Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. Kolektif ve Komandit Şirketlerde, Şirketten ve Ortaktan Alacaklı Olan Üçüncü Şahısların Şirket ve Ortağı Takip Hakkının Kapsamı (İBD. 1979/1-2-3, s:74 vd.) – UYAR, T. İcra Hukukunda Haciz, 2. Bası, 1990, s:401 vd.

[63] Bknz: 12. HD. 21.3.1989 T. 2307/3865 – 15.11.1988 T. 558/13600

[64] Bknz: 12. HD. 17.11.1987 T. 14872/11775 – 26.9.1989 T. 6793/11231

[65] Bknz: 12. HD. 15.11.1988 T. 558/13600; 12.4.1989 T. 3928/5161 – 12.4.1988 T. 7403/5376

[66] Bknz: 12. HD. 24.4.2001 T. 6149/6919; 26.10.1999 T. 11985/12975

[67] Bknz: 12. HD. 19.2.1991 T. 8305/2022; 17.2.1986 T. 8106/1701 (Yuk. § 1, İçt. No:23)

[68] KURU, B. İlamsız İcrada İcra Dairesinin Yetkisine İtiraz (İBD. 1986/7-8-9, s:425, dipn. 4) – KURU, B. age. s:180, dipn. 17a

[69] KURU, B. agm. s:425 – KURU, B. age. s:180 – POSTACIOĞLU, İ. age. s:110

[70] Bknz: 12. HD. 8.10.1997 T. 8909/10371; 21.9.1989 T. 1797/10899 (Yuk. § 1, İçt. No:11)



Bu makale Sayın Av.Talih Uyar’ın izniyle Hukuki.Net'te yayınlanmaktadır. Eserin her türlü hakkı Yazar’ın kendisine aittir. İzinsiz başka yerde yayınlanamaz.  Bu makale;

http://www.talihuyar.com/index/redirect.asp?id=25&type=dw linkinden alınmıştır.

Forum