EŞLERİN TASARRUF YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI
(TMK.md.199)
Restriction of the Disposition Power of Spouses
Ayşen ŞAHİNCİ∗
ÖZET
Bu çalışmada evlilik birliğinin korunması ilkesi gereğince, eşlerin
yapacağı bazı hukuki işlemlerin ancak diğer eşin rızasıyla geçerli
olabileceğinin öngörüldüğü Türk Medeni Kanunu’nun 199. maddesi
incelenecektir. Hükmün amacı ailenin ekonomik varlığının eşlerden biri
tarafından tüketilmesinin önüne geçmek, evlilik birliğinin geleceğini
garanti altına almak ve ailenin huzurunu korumaktır. İşte bu hususların
tehlikeye düştüğü durumlarda hakim, diğer eşin talebi üzerine, belli
malvarlığı değerleriyle ilgili olarak eşin tasarruf yetkisinin
sınırlandırılmasına karar verebilecektir.
Ayrıca kanunkoyucu hakime, bu kararın uygulanması açısından daha
etkili sonuçlara ulaşmak amacıyla gerekli önlemleri alma yetkisi
∗ Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Mezunu, Ankara Barosu Stajyer Avukatı
(aysem_shnc@hotmail.com).
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
310
tanımıştır. Eğer kısıtlama eşin herhangi bir taşınmazı üzerindeki tasarruf
yetkisine yönelik ise hakim bu durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine de
karar verebilecektir.
Anahtar Sözcükler: Tasarruf yetkisi, Tasarruf yetkisinin
sınırlandırılması, Ailenin ekonomik varlığının korunması, Evlilik
birliğinden doğan mali yükümlülük, Evlilik birliğinin korunması
ABSTRACT
In this study, Article 199 of Turkish Civil Code, which includes a
provision about some
legal acts of spouses that can be valid with the
consent of the other spouse, will be examined. The general aim of this
article is to prevent spouses from consuming the financial resources of
family, guarantee the future of the marital relationship and to protect the
peace in the family. When a danger related to these subjects appears,
upon the demand of a spouse, the judge may decide to restrict the
disposition power of the other related to specific assets.
Additionally, the legislature authorized judges to take any measures
necessary for more effective results in the enforcement of this decree.
Where the restriction is imposed on the disposition power over any
immovable (real) property possessed by the spouse, the judge may decide
that an annotation will be put in the land registry.
Keywords: Disposition power, Restriction of disposition power,
Protection of economical property of family, Financial responsibility
related to marriage, Protection of conjugal community
GİRİŞ
4721 sayılı Yeni Medeni
Kanun evlilik birliğinin korunmasına
yönelik yeni düzenlemeler getirmiştir. Eski Medeni
Kanun eşlerin bazı
hukuki işlemlerinin hakim onayına bağlanması çözümünü benimserken
Yeni Medeni
Kanun bu çözümü yerinde görmemiş; fakat evlilik birliğinin
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
311
korunması ilkesini tam olarak hayata geçirebilmek amacıyla eşlerin
yapacakları bazı hukuki işlemlerin geçerliliğini diğer eşin rızasına
bağlamıştır. Bu çalışma ile söz konusu düzenlemeler kapsamında yer alan
bazı önlemlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Anılan kapsamda ilk olarak,
serbestlik ilkesinin yer aldığı Türk Medeni Kanunu’nun 193. maddesi ve
daha sonra da bu kuralın istisnalarından biri olan “tasarruf yetkisinin
sınırlandırılması” kenar başlığını taşıyan 199.maddesi incelenmiştir.
I. HUKUKİ İŞLEM SERBESTÎSİ
Yeni Türk Medeni Kanunu’nun 193.maddesine göre, kanunda aksine
hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri, diğer eş ve üçüncü kişilerle her
türlü hukuki işlemi yapabilir.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere eşler arasında kabul edilen
eşitlik prensibi uyarınca, kadının bazı hukuki işlemleri için hakimden izin
almasına gerek görülmediği gibi eşler arasında cebri icra yasağı ve
istisnalarını muhafaza etmeye de gerek görülmemiştir. Eşler de
birbirlerine karşı borçlarını ifa etmeli, aksi halde sonuçlarına
katlanmalıdır. Yani kural olarak eşlerden her biri diğeri ile her türlü
hukuki işlemi yapabileceği gibi, üçüncü kişilerle de her türlü hukuki
işlemi yapabilir. Buna göre bir eş herhangi bir yetkili makamın onayını
almadan ve diğer eşin rızası olmadan kural olarak her türlü hukuki işlemi
yapabilir, bu konularda hakim kararına gerek yoktur. Türk Medeni
Kanunu eşlerin gerek birbirleri ile gerekse üçüncü kişilerle olan hukuki
işlemlerinde sözleşme özgürlüğü ilkesini kabul etmiştir.
II. DİĞER EŞİN RIZASINA BAĞLANAN HUKUKİ İŞLEMLER
2002 yılında kabul edilen Yeni Türk Medeni Kanunu’nun
193.maddesinde öngörülen eşlerin sözleşme özgürlüğüne kanunun çeşitli
maddeleriyle bazı istisnalar getirilmiştir. İşte bu maddelerle eşlerin bazı
hukuki işlemlerinde birlikte karar verme ilkesi benimsenmiştir. Bu
istisnalardan birisini de Medeni Kanunun 199. maddesinde belirtilen
“tasarruf yetkisinin sınırlandırılması” kenar başlığını taşıyan hüküm
oluşturmaktadır. Bu istisna hükme göre:
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
312
“Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden
doğan mali bir yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde,
eşlerden birinin istemi üzerine hakim, belirleyeceği malvarlığı
değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine
karar verebilir.
Hakim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hakim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini
kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerh edilmesine karar verir”.
Bu maddede eşlerden birinin hukuki işlemlerine yönelik, diğer eşin
talebi üzerine mahkeme kararıyla getirilen sınırlama söz konusudur. Yani
bu sınırlamanın işlerlik kazanabilmesi için diğer eşin talebi üzerine
verilen bir yargı kararının mevcut olması gerekmektedir.
A )DÜZENLEMENİN AMACI
Bu madde Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi ile birlikte
evlilikte bir krizin doğması durumunda aileyi korumaya yöneliktir.
Maddenin koruyucu bir fonksiyonu vardır1.
Yeni Medeni
Kanun’da evlilik birliğinin korunması bakımından
benimsenen sisteme göre, aile konutu gibi aile için büyük önem arz eden
bazı malvarlığı değerleriyle ilgili tasarruf işlemleri doğrudan diğer eşin
rızasına bağlanmıştır. Bunun yanında eşlerin Medeni Kanunun 199.
maddesinde, aile konutu dışındaki bazı malvarlığı değerleriyle ilgili
yapacakları tasarruf işlemlerinin gerekli koşulların oluşması şartıyla
hakim kararı ile diğer eşin rızasına bağlanabileceği öngörülmüştür.
Düzenlemenin birinci fıkrasında hükmün konuluş amacı
açıklanmaktadır. Buna göre eşlerden birinin tasarruf işlemlerinin diğer
eşin rızasına bağlanmasının amacı “Ailenin ekonomik varlığının
korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğünün
yerine getirilmesi” nin sağlanmasıdır.
1 ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, Ankara 2006, sh.226.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
313
Maddenin konuluş amaçlarından birincisi ailenin ekonomik
varlığının korunmasıdır. Ailenin ekonomik varlığı, eşlerden birinin
hesapsız harcamaları, gelişigüzel tasarrufları nedeniyle tehlikeye girebilir.
Mal ve gelirlerini yersiz yatırım araçlarına özgüleyen, kazanç elde
edilmesi mümkün olmayan yatırımlara girişen bir eşin tutum ve davranışı
aileyi gelecekte yoksul hale getirebilir. Mülkiyet ve hak sahibi olan eşin
bu tür yersiz girişimleri diğer eşin ve çocukların ekonomik ve mali
geleceğini tehlikeye atabilir. Yasa ailenin ekonomik geleceğini
güvenceye almak ve kurtarmak amacıyla hak sahibi olan eşin tasarruf
işlemlerinin geçerliliğinin diğer eşin rızasına bağlanabilmesine olanak
tanımıştır2.
Aşağıdaki şu hallerde ailenin ekonomik varlığının tehlikeye düşeceği
kabul edilmelidir3:
- Ani ve açıklanamayan bir nedenle eşin malvarlığında azalma
- Evlilik birliği devam ederken, eşlerden birinin üçüncü kişiyle
ilişki kurması ve malvarlığının o tarafa gideceği tehlikesinin ortaya
çıkması
- Eşin taşınmazının veya yazlık evinin satış ilanı
- Eşin almış olduğu ödünç parayı alacaklılarına ödemek için
teminat olarak kıymetli evrakını rehnetmesi
- Eşin üçüncü bir şahsa taşınmazını düşük bir bedelle satacağı
hususunda söz vermesi
Maddenin konuluş amaçlarından ikincisini ‘Evlilik birliğinden
doğan mali bir yükümlülüğünün yerine getirilmesi’ oluşturmaktadır.
Özellikle eşler arasında uyuşmazlıkların çıktığı dönemlerde eşler diğer
eşe zarar vermek,
nafaka veya tazminat yükümlülüğünü yerine
getirmemek amacıyla muvazaalı işlemler yapabilirler, bazı hukuki
işlemlere girişebilirler, devir ve temliklerde bulunabilirler. İşte kanun
2 KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Kanunu’ muzun Aile-Miras-Eşya Hukukuna Getirdiği
Yenilikler, Ankara, 2004, sh. 67.
3 ÖZTAN, sh. 227.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
314
koyucu bu gibi durumlarda diğer eşin karşı karşıya kaldığı tehlikenin
bertaraf edilebilmesi için 199. madde ile eşlerin malları üzerindeki
tasarruf yetkilerinin diğer eşin rızasına bağlanabileceğini kabul etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 199. maddesi, evliliğin genel hükümleri
arasında yer aldığından eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun
uygulanabilecektir. Buna göre, bu hüküm eşler arasında yasal mal rejimi
olarak ‘edinilmiş mallara katılma rejimi’ nin benimsendiği durumlarda da
uygulama bulmaktadır.
Eşin yeterli teminat vermesi halinde, 199. maddede öngörülen
tasarruf yetkisinin sınırlanması durumu söz konusu olmaz4. Zira madde
ailenin ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğinden veya evlilik
birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmeyeceğinden
korkulduğu için düzenlenmiştir.
Medeni Kanunun 199. maddesi evlilik birliğinin korunmasıyla ilgili
genel bir hüküm niteliğindedir. Yasada eşlerin ekonomik geleceği ve mali
yükümlülükleriyle ilgili özel bir hükmün bulunduğu hallerde 199.
maddeye gerek kalmayacaktır. Örneğin Medeni Kanunun 194. maddesi
ile, aile konutu ile ilgili olarak özel bir hüküm getirilmiştir. Bu hükme
göre eşler aile konutu ile ilgili devir ve konut üzerindeki hak sınırlayıcı
öteki işlemleri diğer eşin rızası olmaksızın yapamaz. Yani, Medeni
Kanunun 194. maddesi, aile konutu için öngörülmüş özel bir güvence
hükmüdür; aile konutu ile ilgili işlemlerde açıkça diğer eşin rızası aranır.
Oysa Medeni Kanunun 199. maddesi, genel bir tasarruf yetkisi
sınırlaması niteliğindedir. Bu hüküm kapsamındaki taşınmazlar aile
konutu dışındaki taşınmazlardır. Eğer bir taşınmaz aile konutu olarak
özgülenmiş ve kullanılıyor ise bu durumda 194. madde uygulama alanı
bulacaktır.
B) DÜZENLEMENİN UYGULANMA KOŞULLARI
Medeni Kanunun 199. maddesi gerek eşlerin birlikte yaşantısının
devam ettiği süre içinde gerekse eşlerin ayrı yaşadıkları dönemde
4ÖZTAN, sh. 226 ( ayrıca bakınız dpn. 397’de anılan yazarlar).
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
315
uygulanabilen bir hükümdür. Bunun dışında bu madde ile getirilen tedbir
hükümleri özellikle ayrılık ve
boşanma davalarında uygulanabilir, yani
ortak yaşamın devam etmesi zorunlu değildir. Özellikle
boşanma davası
açılması durumunda Medeni Kanunun 169. maddesinde belirtilen geçici
önlemleri alma yetkisi kapsamında 199. maddesi de uygulama alanı
bulur5.
1)MAL VEYA HAK SAHİBİ EŞİN VARLIĞI
Medeni Kanunun 199. maddesi öncelikle eşlerden birinin bir mal
veya hak sahibi olmasını zorunlu kılar. Ailenin ekonomik geleceği
kapsamında güvence altına alınması gereken bir mal veya hak mevcut
değilse, yapılacak bir tasarruf söz konusu olamayacağından bunun
sınırlandırılması sorunu da gündeme gelmeyecektir.
2)MAL VEYA HAK SAHİBİ EŞİN TASARRUFLARDA
BULUNMA TEHLİKESİNİN MEVCUT OLMASI
Medeni Kanunun 199. maddesi tasarruf tehlikesine karşı güvence
oluşturmaktadır. Mal veya hak sahibi olan eş işlem yapmasını diğer eşin
rızasına bağlı tutan bir yargı kararı mevcut değilken malvarlığı üzerinde,
genel bir hüküm olan Medeni Kanunun 193. maddesi ile edinilmiş
mallara katılma rejiminde de 223. maddesinin 1. fıkrası gereğince dilediği
gibi tasarrufta bulunabilir. Yapılmış olan tasarruf işlemleri Medeni
Kanunun 199. maddesinden etkilenmezler. Ancak yapılmış olan tasarruf
işlemi muvazaanın koşullarını içermekte ise muvazaaya ilişkin içtihatlar
ve Borçlar Kanununun 18. maddesinden hareketle ya da koşulları mevcut
ise İcra İflas Kanununun 227 vd. hükümlerine göre iptal edilebilir. Bu
açıklamalara göre Medeni Kanunun 199. maddesi tasarruf tehlikesine
karşı uygulanabilen bir hüküm getirmiş bulunmaktadır.Örneğin; Koca B,
karısı A’ dan ayrı yaşamaya karar vermiş ve yakın bir tarihte
boşanacağını düşünerek kıymetli bir tarlasını yakın bir arkadaşı C’ ye
5 KILIÇOĞLU, sh. 68 (ayrıca bakınız dpn. 36’da anılan yazarlar) ; AYAN, Serkan:
Evlilik Birliğinin Korunması(Türkiye Barolar Birliği Yayınları), Ankara, 2004,sh. 258;
GÜMÜŞ, Mustafa Alper; Türk Medeni Kanunu’nun Getirdiği Yeni Şerhler, Ankara,
2003, sh. 71.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
316
satma girişiminde ya da satış vaadinde bulunmuştur ya da B bankadaki
vadeli hesabını vadesi yakın olduğu halde bozarak parasını kaçırıp
gizlemeyi planlamıştır. A mahkemeye başvurarak arsa ile ilgili satışın ya
da bankadaki vadeli hesabın bozulup paranın çekilmesinin rızası
koşuluna bağlanmasını talep edebilir. Tasarruf yetkisinin diğer eşin
rızasına bağlı tutulduğu malvarlığı değerleri her türlü malvarlığı değeri
olabilir. Bunlar ev eşyası, otomobil, banka hesabı, aile konutu dışındaki
taşınmazlar, hisse senetleri yatırım fonları olabilir6.
3) AİLENİN EKONOMİK VARLIĞININ veya EŞİN EVLİLİK
BİRLİĞİNDEN DOĞAN MALİ BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ
YERİNE GETİRMESİNİN TEHLİKEDE OLMASI
Kanun hakimin tasarruf yetkisi kısıtlamasına karar verebilmesi için
iki seçimlik şart öngörmüştür7. Medeni Kanunun 199. maddesinin
uygulanabilmesi için bu iki seçimlik şarttan birinin ve diğer koşulların
gerçekleşmesi yeterlidir. Ailenin ekonomik varlığının veya eşin mali
yükümlülüğünü yerine getirmesinin tehlikede bulunmadığı hallerde 199.
maddedeki önleme gereksinim doğmayacaktır. Böyle bir tehlike yoksa
Medeni Kanunun 193. maddesi ile getirilen kuraldan sapmayı gerektiren
bir durumdan söz edilemez. O halde Medeni Kanunun 199. maddesi bir
kural hüküm değil, istisnadır. İstisnalar ancak sıkı koşullar içinde ve dar
yorumlanmalıdır. İstisnaların genişletilmesi kuralı istisna haline
dönüştürür8.
Kanunda öngörülen seçimlik şartlardan birincisi ailenin ekonomik
varlığının tehlikeye düşmesi durumudur. Öncelikle bu tehlikenin birtakım
istem dışı, dış faktörler aracılığıyla değil, eşlerin bilinçli davranışları
sonucu ortaya çıkması gerekir. Ailenin ekonomik varlığının tehlikeye
düşmesi durumuna örnek olarak; eşlerden birinin gelişigüzel, gereksiz,
yersiz harcamalarda bulunması veya tüm gelirini kumarda kaybetmeye
başlaması gösterilebilir. Aynı şekilde ev eşyalarının evden
6 KILIÇOĞLU, sh. 69.
7 PARLAK, Şafak: Eşlerin Hukuksal İşlemleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara, 2007, sh. 185.
8 KILIÇOĞLU, sh, 70.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
317
uzaklaştırılması, mevcut ticari işletmelerin gerekçesiz kapatılması, ticari
veya mesleki işletmelerin uygun karşılık alınmaksızın elden çıkarılmaya
başlanması, ailenin geleceği için yapılmış yatırımların hızlıca paraya
çevrilmesi, ani ve sebebi açıklanamayan malvarlığı azalmaları ailenin
ekonomik varlığının tehlikede olduğu durumlara örnek gösterilebilir9.
Uygulamada bu tür nedenlerle ailenin ekonomik varlığının korunması
için tedbir istemli açılan davaların çokluğu dikkat çekmektedir10.
Medeni Kanunun 199. maddesinin ikinci alternatif şartı, evlilik
birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumudur.
Eş, evlilik birliğinin kendisine yüklediği mali ödevleri yerine
getirmiyorsa ya da onun tutum ve davranışlarından bu yükümlülüğünü
yerine getirmekten kaçınacağı sonucuna ulaşılıyorsa, diğer eş hakimden
bu eşin bazı malvarlığı değerleri ile ilgili tasarrufların geçerliliğinin kendi
rızasına bağlanmasını talep edebilir. Evlilik birliğinden doğmayan mali
yükümlülüklerin yerine getirilmesinin söz konusu olduğu durumlarda bu
hüküm işlerlik kazanamaz.
Ailenin ekonomik varlığını tehlikeye sokan olaylar aynı zamanda
eşin mali yükümlülüğünü yerine getirmesini de tehlikeye sokar. Bu
nedenle ailenin ekonomik varlığının tehlikeye sokulduğunun kanıtlandığı
haller aynı zamanda eşin mali yükümlülüğünü yerine getirmemesi
tehlikesini de içerir. Ancak ailenin ekonomik varlığını tehlikeye
sokmayan bir olayın eşin mali yükümlülüğünü yerine getirmesini
tehlikeye sokması olanaklıdır. Bir eşin diğerine karşı mali
yükümlülüğünü yerine getirmesini tehlikeye sokan tasarrufları, evlilik
birliğinin devamı süresince mevcut mali yükümlülüklerle ilgi olabileceği
9 GÜMÜŞ, sh. 73; Ayan, sh. 259.
10 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 09.05.2005 T.,E. 4987 K. 7494:’… Olayları açıklamak
taraflara, hukuki değerlendirme taraflara aittir. Davacı dilekçesinde ayrı konut yanında
nafaka ve ayrıca ailenin ekonomik varlığının korunması için tedbir isteminde de
bulunmuştur. (TMK. md. 186,194,197, 199, 4787 S.K. md. 6)
Taraf delillerinin toplanması, delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi ve sonucuna
göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya
aykırı bulunmuştur…’(GENÇCAN, Ömer Uğur; 4721 s. Türk Medeni Kanunu,
Bilimsel Açıklama- İçtihat-İlgili Mevzuat,2007,sh. 1797).
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
318
gibi, evlilik birliğinin sona ermesi halinde mal rejimleri nedeniyle
doğacak mali yükümlülükleriyle de ilgili olabilir. Bu durum özellikle
edinilmiş mallara katılma rejiminde önem taşır. Diğer eşin katılma
alacağını ihlal etmek üzere gelişigüzel tasarruflarda bulunan eşin tasarruf
yetkisi bu nedenle diğer eşin rızasına bağlanabilir11. Aynı şekilde Medeni
Kanunun 197. maddesine göre ayrı yaşama hakkı bulunan ve hakim
tarafından kendisine parasal katkıda bulunulmasına karar verilen eş, diğer
eş bu yükümlülüğünü yerine getirmezse tasarruf yetkisinin kısıtlanması
yönünde istemde bulunabilir12.Yine
boşanma davası sonunda elde
edilebilecek tazminat ve yoksulluk nafakasının güvence altına alınmasını
sağlamak amacıyla da Medeni Kanunun 199. maddesi uygulanabilir13.
Çünkü madde gerekçesinde de belirtildiği gibi çoğu olaylarda ayrılık ve
boşanmaya kararlı olan koca, sırf kadına
nafaka veya tazminat ödememek
için mevcut mallarını başkalarına devretme yoluna gitmekte,
nafaka veya
tazminat hükmü alan kadın, kocadan icra yoluyla herhangi bir tahsilât
yapamamaktadır. Bu hüküm sayesinde hakim, eşlerin tasarruf yetkisinin
sınırlanmasına yönelik önlem niteliğinde olmak üzere, bu tür tasarrufların
diğer eşin rızasına bağlı olduğuna karar verebilecektir.
Doktrinde salt evlilik birliğinin giderlerine katılma yükümlülüğünün
ihlal edilmesi durumunda, ailenin ekonomik temellerinin tehlike altında
olması dışında, doğrudan Medeni Kanunun 199. maddesinin
uygulanamayacağı, öncelikle eşlerin evlilik birliğine yapacakları katkının
yine aynı kanunun 196. veya 197. maddelerine göre hakim tarafından
11 KILIÇOĞLU, sh. 70. .
12 AYAN, sh. 262; DURAL/OĞUZ/GÜMÜŞ,Türk Özel Hukuku C. III, Aile Hukuku,
İstanbul, 2005, sh. 278; GÜMÜŞ, sh. 74; PARLAK, sh. 189.
13 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 16.06.2004 T. , E. 6434 K. 7970 :’…1) Dosyadaki yazılara,
kararın dayandığı delillerle kanuni geciktirici sebeplere ve özellikle taşınmaz ve para
üzerinde Medeni Kanunu’ nun 197 ve 199. maddeleri dikkate alınarak ailenin birliğinin
devamı ve özellikle nafakaların tahsilini sağlamak üzere tedbir konulmuş olmasına ve
davacının mal ayrılığına geçilmesi yönünde bir isteğinin de bulunmamasına göre
tarafların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları
yersizdir…..’(GENÇCAN,sh. 1798).
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
319
belirlenmiş olması gerektiği savunulmaktadır14. Bu görüşe eşlerin evlilik
birliğine yapmaları gereken parasal katkı hakim tarafından
belirlenmemişse, bu yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda
Medeni Kanunun 199. maddesi uygulanmaz. Ama öğretide bu görüşün
aksi de savunulmaktadır. Kanımızca daha uygun olan söz konusu görüşe
göre ise15, 199. maddenin uygulanabilmesinin ön koşulu olarak eşlerin
evlilik birliğine yapacakları parasal katkının belirlenmiş olmasını
aramanın kanuna aykırı bir yorum olacağı, bunun evlilik birliğinin
korunmasına ilişkin hükümlerin gerektirdiği sürati engelleyeceği ileri
sürülmektedir.
Mahkemeden, mal veya hak sahibi eşin tasarruf özgürlüğünü
sınırlandırıp bu işlemlerin geçerliliğinin kendi rızasına bağlanmasını
isteyen eş, bunun koşullarını yani mal veya hak sahibi eşin ailenin
ekonomik varlığını veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerini
yerine getirmeme tehlikesini kanıtlamalıdır16. Ancak başvuruda bulunan
eşten yakın veya çok ciddi bir tehlikeyi kanıtlaması beklenmemelidir. Bu
konuda inandırıcı kanıtların getirilmesi yeterli sayılmalıdır17; hakim
muhtemel bir tehlikenin varlığına inanmalıdır18. Eşler arasında güven
14 DURAL/OĞUZ/GÜMÜŞ, sh. 278; GÜMÜŞ, sh. 74; AYAN, sh. 261; DOĞAN, sh.
102; ÖKTEM, Seda: Aile Birliğinde Eşlerin Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması, Türkiye
Barolar Birliği Dergisi,Yıl:19, Sayı: 67, 2006, sh. 323-324.
15 PARLAK, sh. 189.
16 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi , 27.04.2005 T. , E.5719 K. 6864, ‘….Toplanan delillerden;
kocanın (davalının) 6446 ada 1 parselin sahibi olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesi
yaptığı, buradan elde ettiği bağımsız bölümlerden bir tam bir yarım daire ile iki dükkanı
üzerinde bıraktığı, diğerlerini çocuklarına eşit şekilde verdiği anlaşılmaktadır. Bu
taşınmazlar dışında, Mersin Tapu Sicil Müdürlüğünün 27.05.2004 tarihli yazılarından
da anlaşıldığı gibi on altı parça hisseli taşınmazın bulunduğu da sabittir.
Davacıya 400000000 lira
nafaka takdiri yapılmıştır. Davacının aileyi ekonomik
çöküntüye sokacak davranışı ispat edilmemiştir. Evlilik birliği devam ettiğine göre
güvence altına alınması gereken hükmedilen
nafaka ve ileriki yıllardaki artış miktarı
olmalıdır. Mahkemece; gerektiğinde bilirkişiden de görüş alınarak tedbir konulan on
altı parça taşınmazın davalıya isabet edecek kısmı ile davalının diğer taşınmazların
değeri denetimine imkan verecek şekilde belirlenmesi ve tasarrufun bu ölçüde
sınırlanması gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar
verilmesi yerinde değildir’(GENÇCAN, sh. 1797).
17KILIÇOĞLU, sh. 70,(ayrıca bakınız dpn. 38’de anılan yazarlar).
18 ÖZTAN, sh. 226.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
320
unsurunun zedelendiği hallerde, malvarlığı değerlerinde tasarruf işlemleri
genellikle gizlice yapılır. Bu durumda başvuruda bulunan eşin güven
unsurunun zedelendiğini, diğer eşin kendisinden gizlice ve habersiz
işlemler yapmaya başladığını kanıtlaması ile yetinilebilir.
Bu iki seçimlik şartın uygulanabilmesi için herhangi bir zararın
doğmuş olması gerekmez. Önemli olan ailenin ekonomik varlığının ya da
eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğünü yerine
getirmesinin tehlikeye düşmüş olmasıdır. Eşlerin hukuki işlem
özgürlüğünün yasal bir istisnası olan Medeni Kanunun 199. maddesinin
ancak bir tehlike durumunda uygulanması gerekir. Mesela eşlerden
birinin yurt dışına kaçma hazırlıkları yapması durumunda, diğer eş,
kaçma hazırlıkları içinde olan eşin bazı malvarlığı değerleri ile ilgili
tasarruf işlemlerinin, kendi rızasına bağlanmasını isteyebilir. Çünkü bu
durumda kaçma hazırlıklarına başlayan eşin, evlilik birliğinden doğan
mali yükümlülüğünü yerine getirmeyeceği de anlaşılmaktadır19.
4)EŞLERDEN BİRİNİN HAKİMDEN ÖNLEM ALINMASINI
TALEP ETMESİ
Türk Medeni Kanunu’nun 199. maddesinin uygulanabilmesi yani
eşin belirli malvarlığı değerleri ile ilgili olarak tasarruf yetkisinin
sınırlandırılabilmesi, bu malvarlığı değerleriyle ilgili tasarruf işlemlerinin
geçerliliğinin diğer eşin rızasına bağlanabilmesi için eşlerden birinin
mutlaka hakimden bu yönde istemde bulunması gereklidir. Aksi takdirde
hakim re’sen bu hükmü uygulayamaz. Tasarruf yetkisinin
sınırlandırılması bu konuda açılmış bir dava ile olanaklıdır20.
Boşanma davası açıldığında gerekli önlemleri kendiliğinden alma
yetkisine sahip olan hakim, 199. maddenin açık düzenlemesi karşısında
19 AYAN, sh. 262.
20 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 27.01.2005 T. , E. 15883 K. 869 : ‘…..Davalı kadın
oturulan konutun aile konutu olduğuna dair şerh verilmesini ve davacının tasarruf
yetkisinin sınırlandırılmasını istemiştir. Bu konularda harcı verilerek açılmış bir dava
ve karşı dava bulunmamaktadır. Mahkemece bu hususlarda karar verilmesine yer
olmadığı şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve
yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…’(GENÇCAN,sh. 1797).
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
321
ancak eşlerden birinin talebiyle diğer eşin tasarruf yetkisini
sınırlayabilecektir. Bu sebeple, Medeni Kanunun 169. maddesi gereğince
boşanma davası sırasındaki önlemlerin re’ sen alınması kuralı eşlerin
tasarruf yetkilerinin sınırlanması önlemi için etkili olmaz21.
C. RIZANIN ALINMASININ GÜVENCESİ
( TMK. MD. 199 f. II-III )
Koruma talep eden eşin talebi üzerine hakimin yapacağı yargılama
sonrası vereceği karar ile diğer eşin sahibi olduğu belirli malvarlığı
değerleri üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlanır. Buna göre, hakimin
üzerindeki tasarruf yetkisini sınırladığı belirli malvarlığı değeri üzerinde
hak sahibi eşin tasarrufu ancak diğer eşin izni ile olanaklıdır22. İzin, bir
hukuksal işlemdeki değil, tasarruf yetkisindeki eksikliği giderici bir
tamamlayıcı olgudur. İzin verilmeden yapılan tasarruf işlemi geçersiz
olup, söz konusu geçersizlik kendine özgü, butlan benzeri fakat “askıda”
bir geçersizliktir23. Bu bağlamda, işlem, işlem tarafı eşi ve üçüncü kişiyi
bağlamaz. Söz konusu tasarruf işlemi, tasarruf yetkisine ilişkin eksikliği
giderici icazetin verilmesiyle işlem başından itibaren ve tam olarak
geçerli hale gelir. Fakat Borçlar Kanunun 38. maddesinin kıyasen
uygulanması sonucu verilecek uygun bir süre içerisinde, diğer eşten izin
alınamamışsa, süre dolduktan sonra verilecek olan izin, işlemdeki
eksikliği artık gidermez ve işlem, sürenin dolduğu tarihten itibaren ve ex
tunc ( geçmişe etkili olarak ) “ kesin” geçersiz hale gelir24.
Medeni Kanunun 199. maddesi, hakime eşin tasarruf yetkisini
sınırlandırmasına ek olarak bu konuda gerekli gördüğü hallerde çeşitli
21 AYAN, sh. 263; PARLAK, sh. 191, ÖKTEM, sh. 325.
22 GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Teoride ve Uygulamada Evliliğin Genel Hükümleri ve Mal
Rejimleri ( TMK. m. 185 – 281 ), İstanbul, 2008, sh. 194.
23 DURAL/ ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, sh. 281; GÜMÜŞ, Teoride ve Uygulamada Evliliğin Genel
Hükümleri ve Mal Rejimleri, sh. 195.
Askıda geçersizlik; kurucu unsurları ve geçerlilik gerekleri mevcut olan ve bu nedenle
de geçerli sayılan bir işlemin, hukuki sonuçlarını doğurması için tamamlayıcı bir dış
olgunun sonradan gerçekleşmesine bağlanmasıdır. Burada, eksik olan işlemin
tamamlanması aranır.
24 KILIÇOĞLU, sh. 34; GÜMÜŞ, sh. 95; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, sh. 281.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
322
önlemleri alma yetkisi de vermiştir. Burada
Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 101. maddesi ve devamı hükümlerinde yer alan ihtiyati
tedbirin özel bir uygulaması söz konusudur. Buna göre tasarruf yetkisinin
sınırlandırılmasına ilişkin talebin mahkemeye intikal etmesi üzerine,
davacının talebi yönünde hakim ikinci ve üçüncü fıkradaki önlemlere
karar verebilecektir. Yasa koyucu Medeni Kanunun 199. maddesinin
birinci fıkrası ile ana önlem olarak tasarruf yetkisi sınırlamasını kabul
etmiş, maddenin diğer fıkralarında ise bu ana önlemin istenilen sonuca
ulaşmasını sağlamak, daha da etkili hale getirmek için destekleyici
önlemlerin alınması hususunda hakime yetki vermiştir.
1)Genel Olarak Gerekli Önlemlerin Alınması
“Hakim, eşlerden birinin bir malvarlığı değeri üzerindeki tasarruf
yetkisini sınırlarsa, o taktirde gerekli tüm önlemleri alır”. (TMK. md.
199/ II)
Medeni
Kanun’un 199. maddesine göre, eşlerin her türlü malvarlığı
değeri üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandırılabilir. Maddenin uygulama
alanı geniş olduğu için, alınacak önlemin niteliği de üzerinde tasarruf
yetkisi sınırlanan malvarlığı değerinin türüne göre değişebilir. Bu
önlemler; üçüncü kişilerin hak sahibi eşe ödemede bulunmasına yasak
getirilmesi, taşınırların veya kıymetli evrakların mahkemeye veya bir
bankaya saklanmak üzere tevdi edilmesi, eşin borç altına girmesinin
yasaklanması25, bir ticari işletme üzerindeki tasarruf yetkisinin
sınırlandırılması durumunda ticaret sicil müdürlüğüne, bir motorlu araç
üzerindeki tasarruf işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlanması
durumunda ise, trafik sicil müdürlüğüne gerekli bildirimin yapılması gibi
alınan sınırlandırma kararının etkisini arttırıcı önlemler olabilir.
Doktrinde bir görüş26 bu önlemler arasında eşin başkasının borcu
için garanti vermesinin veya kefil olmasının yasaklanmasını da kabul
25 KILIÇOĞLU, sh. 71, (ayrıca bakınız dpn. 40’da anılan yazarlar).
26 KILIÇOĞLU, sh. 71; BARLAS, Nami : Yeni Türk Medeni Kanunu Hükümleri
Çerçevesinde Eşler Arası Hukuki İşlem Özgürlüğü ve Sınırları, Prof.Dr. Necip
Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, 2004, sh. 135.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
323
etmektedir. Bir diğer görüşe göre27 ise, Medeni Kanunun 199. maddesi
gereğince öngörülen tedbirlerin sadece ve doğrudan belirli malvarlığı
değerleriyle ilgili tasarruf işlemlerine ilişkin olması dolayısıyla hakim
eşin bir başkasının borcu için garanti vermesini veya kefil olmasını
sınırlayamaz; onu, bu sözleşmeleri yapmaktan men edemez. Kanımızca
Medeni Kanunun 199. maddesinin amacı, ailenin ekonomik varlığını
korumak veya eşin evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğünü
yerine getirmesini sağlamak olduğundan, eşin bir başkasının borcu için
garanti vermesinin veya kefil olmasının bu amacı tehlikeye
düşürebileceği durumlarda hakim, eşi bu yetkiden men edebilecek
önlemleri alabilmelidir.
2) Tapu Kütüğüne Şerh Verilmesi
Hakim eşlerden birinin taşınmazı üzerindeki tasarruf yetkisini
kaldırırsa, re’ sen durumun tapu kütüğüne şerh edilmesine karar verir
(TMK. md. 199/III).Görüldüğü gibi bu fıkra hükmü sadece taşınmazlarla
ilgili taşınmazlarla ilgili tasarruf işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı
tutulduğu durumlar için söz konusudur. Hakim böyle bir önlemin
alınmasını uygun gördüğünde tapu sicil müdürlüğüne gerekli bildirimi
yapar.
Taşınmaz dışındaki malvarlığı değerleri ile ilgili olan hukuki
işlemler için yasa koyucu bir önceki fıkrada ‘hakim gerekli önlemleri
alır’ ifadesiyle hakime çok genel bir yetki tanıdığı halde, hukuki işlemin
konusu taşınmaz olduğunda, üçüncü fıkrada özel bir önlem getirmiştir.
D. HÜKÜM VE SONUÇLARI
Yukarıda açıkladığımız koşulların mevcut olması halinde hakim eşin
kendi malvarlığı üzerinde diğer eşin rızası olmadıkça tasarrufta
bulunamayacağına karar verebilir. Ancak tasarruf yetkisinin kaldırılması
eşin tüm malvarlığı için öngörülemez. Zira yasa koyucu Medeni Kanunun
199. maddesinde , ‘belirleyeceği malvarlığı değerleri ile ilgili’ ifadesine
yer vererek hakime bu rıza koşulunun hangi malvarlığı değerleri ile ilgili
27 DURAL/OĞUZ/GÜMÜŞ, sh. 282; PARLAK, sh. 199 vd.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
324
olduğunu kararında belirtme görevi vermiştir. Nitekim Yargıtay
kararlarında da tasarruf yetkisi sınırlamasına konu olacak malvarlığı
değerlerinin hakim tarafından belirlenmesi ve bunun kararda da ayrı ayrı
gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır28. Yasaklama sadece belirli
malvarlığı değerlerine ilişkin olarak verilebilir. Hakim hangi mallar için
eşin tasarruf yetkisini sınırlayacağını her olayın özelliğine göre belirler.
Eşin tasarruf yetkisinin kaldırıldığı mallar üzerinde tasarrufta
bulunabilmesi ancak diğer eşin o işleme rızasını açıklamasıyla
mümkündür. Aksi takdirde bu işlem geçersiz sayılır.
Mahkeme kararıyla bir eşin yapacağı hukuki işlemin diğer eşin
rızasına bağlı tutulması eşin hukuki işlem ehliyetine getirilmiş olan bir
sınırlama değildir. Bu kararla eşin hukuki işlem ehliyeti sınırlandırılmış
olmaz, sadece karara konu olan işlemin yapılabilmesi diğer eşin rızası
koşuluna bağlanmaktadır. Örneğin; A’ nın X bankasındaki hesabıyla ilgili
yapacağı işlemlerin yasaklanmasına değil, bu işlemlerin ancak diğer eşin
rızasıyla mümkün olacağına karar verilebilecektir29. Maddede geçen
‘tasarruf’tan kasıt, tasarruf işlemleridir. Hakimin belirlediği malvarlığı
değerleri üzerindeki tasarruf yetkisi diğer eşin rızasına bağlanan eş, bu
rızayı almadan, bu mallar üzerinde hiçbir tasarruf işlemi yapamaz. Bu
nedenle Medeni Kanunun 199. maddesi bir fiil ehliyeti sınırlaması
niteliğinde olmaktan çok, bir tasarruf yetkisi sınırlaması niteliğindedir.
Dolayısıyla hakimin eşlerin borçlandırıcı işlemlerini diğer eşin rızasına
bağlaması mümkün değildir. Mesela; mülkiyetin devri, ipotek tesisi,
sınırlı ayni hakkın terkini, alacak hakkının devri veya bu haktan feragat
28 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 30.05.2005 T. , E.5879 K. 8355 : ‘ ..... O halde mahkemece
yapılacak iş, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali
yükümlülüğün yerine getirilmemesi ile ilgili değerleri, taşınmazların ada, parsel
numaralarını ve bulundukları yerleri davacıya açıklattırmak, bu surette Yargıtay
denetimine de imkan verecek şekilde diğer eşin rızasıyla yapılacak tasarruflarla ilgili
malvarlığı değerlerini belirlemek ve bunları infazda tereddüde yer vermeyecek şekilde,
kararda ve hüküm fıkrasında göstermek, davalı eşin taşınmaz veya taşınmazlar üzerinde
tasarruf yetkisini kaldırırsa, bu taşınmazlarda ada ve parsel numaralarını ayrı ayrı
göstererek kendiliğinden tapu kütüğüne şerhine karar vermekten ibarettir. Bu yön
gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde ve birlikte tasarruf koşuluna
bağlı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir…..’(GENÇCAN,sh. 1796).
29 KILIÇOĞLU, sh. 73.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
325
edilmesi, üçüncü kişi yararına sınırlı ayni hak kurulması gibi işlemler
birer tasarruf işlemi olması nedeniyle, hakim kararıyla diğer eşin rızasına
bağlanabilir30. Ayrıca teknik anlamda tasarruf işlemi olmasa da, eşlerden
birinin bankadaki hesabı üzerinde tek başına işlem yapmasının
yasaklanması da 199. madde kapsamında alınabilecek bir önlemdir31.
Mahkeme kararıyla diğer eşin rızasına bağlanan hukuki işlem, bu
rıza alınmadan yapılmış ise geçersizdir. Ancak yapılmış olan böyle bir
işleme sonradan rıza vermek de mümkündür. Fakat bu durumda, hukuki
güvenlik nedeniyle sonradan verilecek rıza için aranan süre uzun değil,
kısa olmalıdır. Rızaya muhtaç eşin yaptığı hukuki işlemin diğer tarafı ona
bir süre tanıyarak eşinin rızasını temin etmesini talep edebilir32.
Eşin tasarruf yetkisinin sınırlanması, belli mallar üzerinde cebri
icranın olmayacağı anlamına gelmez. Mesela; kıymetli evrak üzerinde
eşin tek başına tasarruf edemeyeceği öngörülse bile, eş, bunları teminat
olarak gösterip bankadan kredi almış ve krediyi ödememişse rehin paraya
çevrilir. Tabiî ki eş bu krediyi tasarruf yetkisi sınırlanmadan önce almış
olmalıdır33.
Medeni Kanunun 199. maddesinin birinci fıkrası ile aile konutuna
ilişkin 194. maddesi karşılaştırıldığında, aralarında bir paralellik olduğu
göze çarpmaktadır. Zira tasarruf yetkisi her iki maddede de hakimin değil
diğer eşin rızasına bağlanmaktadır. Fakat, 194. madde gereğince bu
durum kendiliğinden gerçekleşirken, 199. maddeye göre hakimin kararı
üzerine gerçekleşmektedir. Ayrıca Medeni Kanunun 199. maddesinin
birinci fıkrası, mahkeme kararıyla diğer eşin rızasına bağlanan hukuki
işlemlerde aranan rıza için, 194. maddesinin birinci fıkrasından farklı
olarak ‘ açık’ olma koşuluna yer vermemiştir. 194. madde diğer eşin
rızasının ‘açık ’olması koşulunu aradığı halde, 199/I hükmü bu koşula yer
vermemek suretiyle diğer eşin vereceği rızanın açık veya örtülü
30 AYAN, sh. 266; BARLAS, sh. 135.
31 AYAN, sh. 266, dpn. 239; GÜMÜŞ, sh. 81.
32 KILIÇOĞLU, sh. 73, (ayrıca bakınız dpn. 44’de anılan yazarlar).
33 ÖZTAN, sh. 227, (ayrıca bakınız dpn. 401’de anılan yazarlar).
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
326
olabilmesine olanak tanımıştır34. Ancak tapuda yapılacak tasarruf
işlemlerinde tapu memuru bu rızayı yazılı olarak almak zorundadır. Öte
yandan Medeni Kanunun 194. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
hükme benzer bir kural aynı kanunun 199. maddesinde öngörülmemesine
rağmen, rızayı sağlayamayan eşin de anılan hükmün kıyas yoluyla
uygulanması sonucu hakimin müdahalesini isteyebileceği kabul
edilmelidir35. Bir diğer ifade ile, rızasına başvurulan eş haklı bir neden
olmaksızın bu rızayı vermediği takdirde, aile konutuna ilişkin 194.
maddenin ikinci fıkrasında olduğu gibi, yargıca başvurmak olanaklıdır.
Mahkeme bu rızanın verilmemesinin haklı bir nedeni olmadığına karar
verirse, hak sahibi eşe bu işlemi yapma yetkisi verebilecektir.
Tasarruf yetkisine getirilen sınırlandırmanın süresiyle ilgili olarak
yasada bir hüküm mevcut değildir. Ancak yasada bu yönde bir hüküm
bulunmamasına rağmen hükmün konuluş amacından hareketle
sınırlandırmanın belirli süreyle sınırlı olması gerektiği savunulmaktadır.
Bunun sonucu olarak tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin kararın
hangi malvarlığı değeriyle ilgili ve hangi süreye ilişkin olduğu
belirtilmelidir. Yani “gerektirdiği ölçüde” sınırlama yapılmalıdır36. Öte
yandan bu madde, eşler arasındaki her aile uyuşmazlığında değil, ancak
bir eşin malvarlıksal yararlarının ağır ve ciddi biçimde tehdit altında
bulunduğu hallerde uygulanabilen bir maddedir37.
34 KILIÇOĞLU, sh. 72, (ayrıca bakınız dpn. 41’de anılan yazarlar); PARLAK, sh. 196;
BARLAS, sh. 134.
35 AYAN, sh. 267; GÜMÜŞ, sh. 71,dpn. 158, sh. 83; KILIÇOĞLU,sh. 74.
36 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 09.05.2006 T. ,E. 19253 K. 7175: ‘….Toplanan delillerden;
davalının 10 yıl önce karısını ve çocuklarını terk ederek Alaplı ilçesinde bir başka
borçlarını faizleri nedeniyle ödeyemez hale geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; davalı
adına kayıtlı, bir kısmı tam bir kısmı hisseli olan 47 parça taşınmaz üzerindeki
davalının tasarrufunun davacı eşin rızasına bağlı tutulmasına, bu suretle davalının bu
taşınmazlardaki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar vermiştir. Dava konusu
taşınmazlardaki davalı kocanın paylarının değerleri tespit edilerek ailenin ekonomik
varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine
getirilmesinin gerektirdiği ölçüde sınırlama yapılması gerekirken tüm taşınmazlardaki
tasarruf yetkisinin sınırlandırılması doğru görülmemiştir…’(GENÇCAN, sh. 1795).
37 KILIÇOĞLU, sh. 72.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
327
Maddenin üçüncü fıkrası ile taşınmazlarla ilgili olarak özel bir
önlem getirilmiştir. Buna göre hakim, eşlerden birinin taşınmazı üzerinde
tasarruf yetkisini kaldırırsa re’sen durumun tapu kütüğüne şerh
edilmesine karar verir. Bu hüküm sadece taşınmazlarla ilgilidir. Ama bu
hükümdeki taşınmazlardan kasıt aile konutu dışında kalan taşınmazlardır.
Çünkü bir taşınmaz aile konutu olarak kullanılıyor ise bu taşınmaz
Medeni Kanunun 199. maddesi kapsamında değil 194. maddesi dâhilinde
korunur. Medeni Kanunun 199. maddesinin üçüncü fıkrasında, aynı
kanunun 1009. hükmünde yer alan “kanunlarda açıkça öngörülen diğer
hakların şerhi” söz konusudur.
Medeni Kanunun 199. maddesi, hakime, alınabilecek ek önlemler
bakımından ikinci fıkranın aksine takdir yetkisi tanımamıştır. Çünkü
ikinci fıkra bir torba hüküm niteliğinde olup, bu hükümle, hakime
sınırlamaya tabi olan eşin bu sınırlamayı ihlal etmesini önleyici mahiyette
her türlü önlemi alma yetkisi verilmişken (örneğin; motorlu bir taşıt söz
konusu ise trafik siciline gerekli kaydın düşülmesi, taşınır malların tevdi
edilmesi..vs. ), üçüncü fıkrada hakime taşınmazlarla ilgili olarak sadece
tapu kütüğüne şerh düşülmesine karar verme görevi verilmiştir. Taşınmaz
üzerinde hak sahibi eşin tasarruf yetkisine ilişkin sınırlama hakimin kararı
ile şerhten önce doğar. Dolayısıyla tapu kütüğüne yapılacak şerh
bağımsız bir önlem olmayıp tasarruf yetkisi sınırlandırmasına bağlı bir ek
önlemdir. Taşınmaz üzerindeki yetki kısıtlaması hakim kararıyla
doğduğundan şerhin işlevi kurucu değil açıklayıcıdır38.
Madde gereğince verilen kararın iyiniyetli üçüncü kişilere etkisini
taşınırlar ve taşınmazlar açısından ayrı ayrı ele almak gerekir:
Taşınırlar bakımından, hakim tasarruf yetkisi sınırlaması kararı
vermekle birlikte, bu kararın etkisinin sağlanması bakımından gereken
bütün önlemleri de Medeni Kanunun 199. maddesinin ikinci fıkrasına
göre alabilir. Bu önlemlere örnek olarak, taşınır malın veya kıymetli
evrakın mahkemeye ya da bir bankaya tevdi edilmesi gibi önlemler
gösterilebilir. Fakat bu karar gereğince işlem yapılmadan önce, bir diğer
38 PARLAK, sh. 202; DURAL/OĞUZ/GÜMÜŞ, sh. 282.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
328
ifade ile taşınırlar hala tasarruf yetkisi sınırlanan eşin elindeyken, bu eş,
söz konusu taşınırları iyiniyetli üçüncü kişiye devrederse, bu kişinin
kazanımı korunmalıdır39. Zira Medeni Kanunun 98840. maddesinde
öngörülen emin sıfatıyla zilyetten41 iyiniyetle iktisaba ilişkin hükümler,
taşınır üzerinde tasarruf yetkisi sınırlanan eş emin sıfatıyla zilyet
olmamasına rağmen uygulama alanı bulur. Zira Medeni Kanunun 199.
maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, hakimin gerekli önlemleri
alabilmesine ilişkin kuralın amacı iyiniyetli üçüncü kişilerin ayni hak
kazanmalarını önlemektir. Bu bağlamda hakim, üçüncü kişilerin ayni hak
kazanmalarına engel olmaya ilişkin önlemlere karar vermemişse veya söz
konusu önlemler henüz fiilen uygulanmamışsa, malik eşten iyiniyetle
ayni hak kazanan kişilerin bu iktisabı korunur. Bu sonucun doğabilmesi
için, üçüncü kişinin iyiniyetli olması, bir diğer ifadeyle, söz konusu
önlemlerden haberinin olmaması veya olabilecek durumda bulunmaması
gerekmektedir.
Taşınmazlar bakımından ise, Medeni Kanunun 199. maddesinin son
fıkrasındaki şerh olanağı dikkate alınarak bir sonuca varılmalıdır.
Öncelikle şu hususu önemle vurgulamak gerekir ki, bu konuda doktrinde
görüş ayrılıkları mevcuttur. Şöyle ki, bir görüşe göre42; bir taşınmaz
hakkında tasarruf yetkisi sınırlanmasına karar verilmiş olmakla birlikte,
buna ilişkin şerh henüz tapu siciline işlenmemişse, bu sınırlamadan
haberi olmayan iyiniyetli kişilerin, tasarruf yetkisi sınırlanan eşten
gerçekleştirdikleri iktisap, Medeni Kanunun 1023. maddesine göre
korunmalıdır. Zira Medeni Kanunun 1023. maddesi, tapu sicilinde malik
olarak görünen kişinin tasarruf yetkisinin varlığına duyulan güveni de
39 AYAN, sh. 268; GÜMÜŞ, sh. 95.
40 Medeni Kanunun 988. maddesi şöyledir: “ Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey
üzerinde iyiniyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kimsenin edinimi, zilyedin bu
tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur.”
41 Emin sıfatıyla zilyet, malikin veya evvelki haklı zilyedin, zilyetliğini devam
ettireceğine inanarak eşyasını kendisine bıraktığı kişidir. Böyle bir kimse, müşterek
zilyet olabileceği gibi, başkası için zilyet de olabilir. Keza, müşterek zilyetler de
birbirlerine nisbetle birer emin sıfatıyla zilyettir.
42 AYAN, sh. 268-269; KILIÇOĞLU, sh. 34.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
329
korumaktadır. Görüldüğü üzere, bu sonucun hukuki dayanağı Medeni
Kanunun 1023. maddesidir. Zira bu hüküm şöyledir:
“ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir
başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur”.
Görüldüğü üzere, bir hukuki işlemin diğer eşin rızasına
bağlandığından haberdar olmayan üçüncü kişiler iyiniyetin korunmasına
ilişkin hükümlerden yararlanmaya devam ederler. Burada önemli olan
kendisiyle işlem yapılan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasıdır.
Yoksa işlemi yapan rızaya muhtaç eşin iyiniyetli olup olmaması önem
taşımaz43. Doktrindeki bir diğer görüşe göre ise44; Medeni Kanunun 199.
maddesi gereğince eşlerden birinin bir taşınmaz üzerinde tasarruf
yetkisinin sınırlandığı fakat buna ilişkin şerhin henüz tapu siciline
işlenmediği dönemde, bu durumdan haberi olmadan iyiniyetle ayni hak
kazanan kişilerin iktisabı korunmaz. Zira anılan maddenin amacı, evlilik
birliğini ve özel olarak diğer eşi korumaktır. Bu bağlamda, korunan eş ile
işlem tarafı olan kişi arasındaki menfaat çatışmasında, korunan eş lehine
bir çözüme ulaşılması gerekmektedir. Söz konusu görüşe göre, Medeni
Kanunun 3. maddesi birinci fıkrasının “ Kanunun iyiniyete hukuki bir
sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır” hükmü
karşısında iyiniyetin koruyucu fonksiyonu, ancak kanun koyucunun
iyiniyetin korunmasını açıkça kabul ettiği hallerde mümkündür. Bu
nedenle üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanan malvarlığı değerinin sahibi
olan eşin karşısındaki işlem tarafı olan kişinin iyiniyeti ancak, kanunun
iyiniyete iktisap sonucunu bağladığı hallerde sonuç doğurur. Bu
bağlamda, kanunkoyucu Medeni Kanunun 199. maddesinde izne yetkili
eşin izni olmadan yapılan işlemin tarafı olan kişinin iyiniyetini “özel
olarak” korumadığı için, işlem tarafı olan kişinin mevcut iyiniyeti var
olan tasarruf yetkisi eksikliğini kural olarak ortadan kaldırmaz ve
dolayısıyla geçerli bir iktisaptan bahsolunamaz. Fakat bu görüşe göre,
işlem tarafı kişilerle işlemde bulunan üçüncü kişilerin iyiniyetle iktisap
halleri saklıdır. Şöyle ki; tasarruf yetkisinin sınırlandırılması kararı ile
43 KILIÇOĞLU, sh. 74; AYAN, sh. 269.
44 GÜMÜŞ,sh. 97; ÖKTEM, sh. 335; DOĞAN, sh. 194.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
330
tapu kütüğündeki tapu kütüğüne verilecek şerh arasındaki zaman
diliminde, tasarruf yetkisi sınırlanan eş ile hukuki işlem yapan üçüncü
kişi adına tapu kütüğüne yapılacak tescil, hukuki işlemin geçersizliği
dolayısıyla yolsuz tescil olacaktır. İşte, adına yolsu tescil bulunan bu
kişiden, söz konusu yolsuz kayda iyiniyetle güvenerek ayni hak iktisap
eden üçüncü kişinin bu iktisabı Medeni Kanunun 1023. maddesi uyarınca
korunur
E. TASARRUF YETKİSİ SINIRLAMASININ KALDIRILMASI
‘ Durumun değişmesi’ kenar başlığını taşıyan Medeni Kanunun 200.
maddesine göre,
“Koşullar değiştiğinde, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine,
kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse önlemi
kaldırır.”
Bu hüküm Medeni Kanunun 199. maddesi ile birlikte
değerlendirildiğinde, evlilik birliğinde eşlerin tasarruf yetkilerinin
sınırlandırılması kararlarının durumun değişmesi karşısında yeniden
gözden geçirilip, bu sınırlandırmanın kaldırılması veya değiştirilmesinin
söz konusu olabileceği sonucuna ulaşılır.
Hakim tarafından evlilik birliğinin korunmasına yönelik olarak
alınan önlemler koşullar değiştiğinde yeniden gözden geçirilir. Durumun
değiştiği hususu eşlerden birinin istemi üzerine yargıç önüne getirilir.
Yasa koyucu durumun değişmesinin neleri kapsayacağını açıklamamış,
bu hususu mahkemenin takdirine bırakmıştır. Uyuşmazlığı çözümleyecek
hakim değişen durumu takdir ve tayin edecektir. Mahkemece göz önünde
tutulacak en önemli husus, durumun tespiti ve değişmesinin tasarruf
yetkisinin sınırlandırılmasının kaldırılmasını gerektirip gerektirmediğinin
tespiti ve takdiri olacaktır. Taraflarca durumun değiştiği kanıtlanabilirse
ve koşullar oluşmuşsa, evlilik birliğinin korunması kapsamında alınmış
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
331
olan eşin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması kararı değiştirilebilecek
veya tamamen kaldırılabilecektir45.
SONUÇ
Evlilik birliğinde, birliğin korunması amacıyla, eşlerden birinin
istemi üzerine mahkemece gerekli önlemler alınabilir. Bu kapsamda bazı
tasarrufların diğer eşin izniyle yapılabileceğine karar verilebilir. Eşin
mahkemeden eşinin tasarruf yetkisinin sınırlandırılması kararı talep
edebilmesi için ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik
birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gereği
bulunmalıdır.
Mahkemece başvuru olumlu bulunursa gerekli önlemler alınacak,
hâkimin belirleyeceği malvarlığı değerleri üzerindeki tasarruf
işlemlerinin geçerliliği başvuruda bulunan eşin rızasına bağlanabilecektir.
Bu malvarlığı değerleri eşlere ait taşınır, taşınmaz bütün mallar, sınırlı
ayni haklar, kıymetli evrak, bankadaki para veya üçüncü kişilerdeki
alacaklara ilişkin olabilir. Yasa koyucu Medeni Kanunun 1. fıkrasında,
ana önlem olarak tasarruf yetkisi sınırlamasını kabul ederken, maddenin
diğer fıkralarında da bu önlemin hedeflenen etkiyi sağlayabilmesi
amacıyla hakime gerekli önlemlerin alınması konusunda görev ve yetki
vermiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, eşlerden birinin
malvarlığı değerleri ile ilgili tasarruf yetkisinin sınırlanmasına karar
veren hakim buna ek olarak gerekli önlemleri de almalıdır. Bu önlemlere
örnek olarak eşin bankadaki hesabından diğer eşin rızası olmadan para
çekemeyeceğine ilişkin kayıt düşülmesi, taşınır malların belli bir yere
tevdi edilmesi gösterilebilir. Maddenin üçüncü fıkrasında ise
taşınmazlarla ilgili olarak özel bir önlem türü öngörülmüştür. Buna göre,
45 Yargıtay 2.
Hukuk Dairesi, 09.11.2005 T. , E. 11724 K. 15342: ‘….Davacı Kastamonu
Asliye
Hukuk Mahkemesinin 2003/146 esas ve 2003/787 sayılı kararı ile tasarruf
yetkisinin sınırlandığını, koşulları değişmesi nedeniyle bu sınırlandırmanın
kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi ve
sonucuna göre işin esası hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken
yazılı şekilde karar ittihazına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı
bulunmuştur…’ (GENÇCAN, sh. 1802).
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
332
hak sahibi olan eşin taşınmazı üzerinde tasarruflarda bulunma yetkisi
diğer eşin rızasına bağlandığında bu husus tapu kütüğüne şerh
ettirilebilecektir. Taşınmazı üzerindeki tasarruf yetkisi kaldırılan eş
hakkında alınan bu karar tapu dairesine bildirilecek, tapu kaydına şerh
düşülmesi sağlanacaktır. Bu hüküm sadece taşınmazlara ilişkindir. Ayrıca
buradaki şerh Medeni Kanunun 1010. maddesi bağlamında bir tasarruf
yetkisi sınırlaması şerhidir. Sınırlama hakimin kararı ile şerhten önce
doğar, Taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlaması şerhten önce
doğduğundan, şerhin işlevi kurucu değil açıklayıcıdır. Ayrıca şerhin,
taşınmazın haczedilerek icra yoluyla satılmasını önleyici etkisi yoktur.
Bir görüşe göre taşınmaz hakkında tasarruf yetkisi sınırlanmasına
karar verilmiş olmakla birlikte buna ilişkin şerh henüz tapu kütüğüne
işlenmemişse, bu sınırlamadan haberi olmayan iyiniyetli kişilerin,
tasarruf yetkisi sınırlanan eşten gerçekleştirdikleri iktisap Medeni
Kanun’
un 1023. maddesine göre korunmalıdır. Görüldüğü gibi şerhin bu
bağlamda, hak sahibi eşin üzerinde tasarruf işlemi yapması kısıtlanan
taşınmazı üzerinde iyiniyetli üçüncü kişilerin sicile güvenerek ayni hak
kazanmasını önleyici etkisi çok önemlidir. Bir diğer görüşe göre ise,
tasarruf yetkisi sınırlanan eş diğer eşin rızasını almadan işlem yaptığı için
bu hukuki işlem geçersizdir. İşlemin tarafı olan kişinin iyiniyetli olması
bu konuda önem taşımaz. Bu kişi adına yapılacak tescil yolsuz tescildir.
Ancak buna karşılık, taşınmazı işlemin tarafı olan bu kişiden(tapu
kütüğünde adına yolsuz tescil bulunan kişiden ) iktisap eden iyiniyetli
üçüncü kişinin iktisabı korunur.
Koşullar değiştiği takdirde, yine eşlerden birinin başvurusu ile de, bu
tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin karar değiştirilebilecek veya
tamamen kaldırılabilecektir. Çünkü hakimin eşlerden birinin belirli
mallar üzerinde tek başına tasarruf edemeyeceğini öngörmesi evlilik
birliğini korumak amacıyladır. Bu nedenle alınacak bu tedbirlerin
sürekliliği imkânsızdır. Madde, eşler arasında olağan olmayan bir
durumun ortaya çıkması halinde eşleri ve aile bireylerini korumak için
öngörülmüştür. Eşler arasındaki ilişkilerin düzelmesi veya evlilik
birliğinin sona ermesi halinde bu kuralın uygulanması da sona erer.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
333
Hakimin aldığı bu tedbirler belli bir süreye bağlanmışsa bu sürenin sona
ermesiyle tedbirler kendiliğinden ortadan kalkar. Eğer bu tedbirlerin
uygulanması konusunda bir süre öngörülmemişse, taraflardan birinin
talebi ile ve sebebin ortadan kalktığının veya şartların değiştiğinin ispatı
üzerine, hakim kararı ile gerekli değişiklikler yapılır veya sebep sona
ermişse alınan tedbirler tamamen kaldırılır.
Medeni Kanunun 199. maddesi özellikle eşinden mal kaçırmaya
niyetli olan eşin bu arzusunun önüne geçebilmek; ayrılığa veya
boşanmaya kararlı olan eşin sırf eşine
nafaka ya da tazminat ödememek
için mevcut mallarını başkalarına devretme planını engelleyebilmek ya da
gelişigüzel harcamaları yüzünden evlilik birliğinden doğan mali
yükümlülüğünü yerine getiremeyen eşin bu davranışları nedeniyle ailenin
ekonomik birliğini tehlikeye attığı durumlarda evlilik birliğini
koruyabilmek amacıyla getirilmiştir. İşte bu hükme göre, eşlerden birinin
savurgan davranışları ve ölçüsüz harcamaları ile ailenin ekonomik
varlığını tehlikeye soktuğu, eşine ve çocuklarına karşı mali
yükümlülüklerini yerine getirmeyi ihmal ettiği durumlarda diğer eş
mahkemeye başvurarak hakimin müdahalesini isteyebilecek ve belirli
malvarlığı değerleri ile ilgili tasarrufların kendi iznine bağlanmasına
karar verilmesini talep edebilecektir.
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
334
KAYNAKÇA
AYAN, Serkan: Evlilik Birliğinin Korunması (Türkiye Barolar Birliği
Yayınları) , Ankara, 2004.
BARLAS, Nami: Yeni Türk Medeni Kanunu Hükümleri Çerçevesinde
Eşler Arası Hukuki İşlem Özgürlüğü ve Sınırları, Prof. Dr.
Necip Kocayusufpaşaoğlu İçin Armağan, Ankara, 2004.
DEMİR, Sevgi: Aile Hukuku Alanında 4721 Sayılı Türk Medeni
Kanunu’nun Getirdiği Yenilikler, Ankara, 2004.
DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜŞ: Türk Özel Hukuku C. III Aile Hukuku ,
İstanbul, 2005.
GENÇCAN, Ömer Uğur: 4721 Sayılı Medeni Kanunu Bilimsel
Açıklama-İçtihat İlgili Mevzuat, Ankara, 2007.
GÜMÜŞ, Mustafa Alper: Türk Medeni Kanunu’nun Getirdiği Yeni
Şerhler, Ankara, 2003.
GÜMÜŞ, Mustafa Alper: Teoride ve Uygulamada Evliliğin Genel
Hükümleri ve Mal Rejimleri ( TMK. M. 185 – 281 ), İstanbul, 2008.
KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Kanunu’muzun Aile Miras Eşya
Hukukuna Getirdiği Yenilikler, Ankara, 2004.
ÖKTEM, Seda: Aile Birliğinde Eşlerin Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması,
Türkiye Barolar Birliği Dergisi Dergisi, Yıl: 19, Sayı:67, 2006.
ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, Ankara, 2006.
PARLAK, Şafak: Eşlerin Hukuksal İşlemleri , Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara, 2007.
AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334 Şahinci
335
ÇEVİRİ /Translation
Eşlerin Tasarruf Yetkisinin… AUHFD, 59 (2) 2010: 309-334
336