Üye iş yerinin sorumluluğu (Çalıntı kredi kartı)
Ekleyen: Kaval | Tarih: 3-10-2005 | Kategori: İçtihat | Okunma : 2944 | Not:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2003/3-702 K. 2003/705 T. 19.11.2003 1086/m.429 818/m.41 ÖZET :Dava gerekli ihtimamı göstermeyerek çalıntı kredi kartının kullanılmasına sebep olan mağazadan tazminat talebine ilişkindir. Yerel Mahkemenin önceki kararında, olayın gerçekleşme biçimi ve davacının kredi kartını muhafaza konusunda kusuru bulunup bulunmadığı yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve sadece çalınma olayından sonra davacının ilgili banka ile C.Savcılığına başvurmuş olmasına dayanılarak, olaydan sonraki süreç yönünden kusursuzluğu benimsendiği halde, direnme kararında, bozma gerekçesini karşılayacak şekilde, kartın çalındığı zaman ve yer itibariyle davacının muhafazada bir kusuru bulunmadığı açıklanmış ve böylece, önceki kararda yer verilmeyen yeni bir gerekçeye dayanılmıştır. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, bozmadan önce verilen kararda değerlendirilmeyen olgulara ve buna bağlı olarak da farklı bir gerekçeye dayalı, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir. DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 02.05.2001 gün ve 2001/397-2002/394 sayılı kararın incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin 08.10.2002 gün ve 2002/9483-11224 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, kendisine ait olan ( hamili bulunduğu ) kredi kartının çalındığını ve davalı işyerinden bu kartla yapılan alışveriş bedelini bankaya ödemek zorunda olduğunu bildirerek gerekli özeni göstermeyerek çalıntı kredi kartının haksız kullanımına neden olan davalıdan 278.000.000 TL. alışveriş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacının nüfus cüzdanındaki resmin değiştirilmesi ve imzasının taklit edilmesi suretiyle yapılan alışverişten dolayı elemanlarının kusurlu olmadıklarını bildirerek davanın reddini bildirmiştir. Mahkemece davacının kredi kartının çalınmasından sonra gerekli dikkat ve ihtimamı gösterdiği, bankayı bilgilendirdiği, davalı şirket yetkilisinin ise kartın kullanımı sırasında gerekli dikkat ve ihtimamda bulunmadığı kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kart hamili kredi kartını normal bir insandan beklenen dikkat ve özenle saklamak zorundadır. Kart hamilinin kredi kartının üçüncü kişinin eline geçmesinde kusuru, örneğin özen yükümlülüğünü ihlal ettiği hususu ispat olunduğu takdirde, meydana gelen zarardan kart hamili sorumludur. Bunun yanında üye işyerinin gerekli kontrolleri yapmaması gibi kusurlu bir davranışı sonucunda, kayıp bir kredi kartını kabul etmesi halinde üye işyeri sorumlu olacaktır. Davacının 18.10.2000 tarihinde işyerindeki dolabından çalınan visa kartı hakkında aynı gün ilgili bankaya bilgi verdiği, davaya konu slipin de aynı tarihi taşıdığı ve üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi raporu ile dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Üye işyeri sahibi kartı ibraz eden kişinin yetkili hamil olup olmadığını tesbit etmelidir. Üye işyeri görevlisi kredi kartı üzerinde yer alan imza ile müşterinin harcama belgesine attığı imzaların birbirine uygunluğunu değerlendirirken kendisinden beklenen özeni göstermemiştir. Sözkonusu imzalar çıplak gözle yapılan incelemeyle fark edilebilecek şekilde birbirinden farklıdır. Bu nedenle mahkemece, davalı tarafın davacının çalınan nüfus cüzdanıyla ( resim değiştirilmek suretiyle ) alışveriş yapıldığı iddiasına itibar edilmemesi oluşa uygundur. Ancak kredi kartını işyerindeki masasına ait rafa koyan mağdurun ( davacının ), kredi kartını muhafaza zorunluluğu konusunda makul bir insandan beklenen özeni gösterip göstermediği, zararın meydana gelmesinde müterafik kusuru olup-olmadığı hususu mahkemece değerlendirilmemiştir. Mağdurun müterafik kusurunun tesbiti halinde zararın tümünün tazmini değil de, bir kısmının tenkisi yoluna gidilebilecektir. Bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: KARAR : Dava, çalındığı ileri sürülen davacıya ait kredi kartı kullanılmak suretiyle, davalının işyerinden yapılan alışverişten dolayı davacının hesabına borç kaydedilen paranın tahsili için yapılan icra takibinde, borca itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece verilen; dava konusu alışverişe ilişkin slipteki imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi incelemesiyle saptandığı; davacının çalınan kredi kartıyla ilgili olarak, olaydan sonra ilgili bankaya çalıntı bildiriminde bulunmak ve C.Savcılığına bu konuda dilekçe vermek suretiyle, kredi kartının çalınmasını takiben, gerekli dikkat ve ihtimamı göstererek bilgilendirmeleri yaptığı; buna karşılık, davalı şirket yetkilisinin kredi kartının kullanımı sırasında kullanıcının kimliğini tespit etmemek suretiyle kusurlu davrandığı, bu kusuru nedeniyle davacıya karşı alışveriş bedelinden sorumlu bulunduğu gerekçesine dayalı, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 oranında icra inkar tazminatına dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur. Görüldüğü üzere bozma ilamı, davacının, kredi kartının muhafazası konusunda makul bir insandan beklenecek özeni gösterip göstermediği, zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun Yerel Mahkemece değerlendirilmemiş olduğu gerekçesine dayalıdır. Yerel Mahkeme, bu kez, kredi kartının çalınması olayının nerede ve ne şekilde gerçekleştiğini, davacının konumunun ne olduğunu açıklamak suretiyle, bu oluşa göre davacıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını gerekçe göstererek, önceki kararında direnmiştir. Yerel Mahkemenin önceki kararında, olayın gerçekleşme biçimi ve davacının kredi kartını muhafaza konusunda kusuru bulunup bulunmadığı yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve sadece çalınma olayından sonra davacının ilgili banka ile C.Savcılığına başvurmuş olmasına dayanılarak, olaydan sonraki süreç yönünden kusursuzluğu benimsendiği halde, direnme kararında, bozma gerekçesini karşılayacak şekilde, kartın çalındığı zaman ve yer itibariyle davacının muhafazada bir kusuru bulunmadığı açıklanmış ve böylece, önceki kararda yer verilmeyen yeni bir gerekçeye dayanılmıştır. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, bozmadan önce verilen kararda değerlendirilmeyen olgulara ve buna bağlı olarak da farklı bir gerekçeye dayalı, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir. SONUÇ : Açıklanan gerekçeyle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Üçüncü Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.11.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
|
|
|