İsim tashihi davası - Nüfus zabıta ve kooperatiften araştırma yapılması gereği - Şahit beyanlarına dayalı eksik soruşturmayla hüküm kurulması
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 26-09-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 6124 | Not:
T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/53
Karar: 2007/621
Karar Tarihi: 29.01.2007
(1086 S. K. m. 13) (4721 S. K. m. 702)
Dava: Davac
ı tarafından, davalı aleyhine 07.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.06.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK. nun 13. maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Böyle bir davayı tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1- Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2- Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3- Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4- İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Ayrıca, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı 07.03.2006 tarihli dilekçesiyle 1723 sayılı parselde kayıtlı 4. kat 18 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu tapuda Hacı Ahmet oğlu Arif Yavuz yazılı baba isminin nüfus kaydına uygun olarak Hacı Mehmet oğlu Arif Yavuz şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027 maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkin olup, bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dava konusu tapu kaydı tahsisen 09.09.1992 tarihinde Hacı Ahmet oğlu Arif Yavuz adına yazılmış olup dosyadaki Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen tahsise ilişkin belgelerde kooperatif karar defteri fotokopisinde nizalı bölüm tahsisen H.Ahmet oğlu Arif Yavuz adına olduğu yazılı olup, davayı aydınlatacak yeterli bir açıklık yoktur. Bu nedenle yukarıdaki ilkelere uygun olarak nüfustan, zabıtadan ve kooperatiften gerekli araştırma yapılıp, gerekirse keşfen yerinde inceleme yapılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, sadece şahit beyanlarına dayalı eksik soruşturmayla hüküm kurulması yeterli görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 29.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.