Boşanma davası - Müşterek hayatın temelden sarsılması - Nafaka istemi olmadan nafakaya hükmedilemeyeceği
Ekleyen: Av.dilek Kuzulu Yüksel | Tarih: 11-02-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 1748 | Not:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/2-442
Karar: 2002/479
Karar Tarihi: 05.06.2002
(4721 S. K. m. 166, 175)
Dava: Taraflar aras
ındaki <Boşanma -Nafaka> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.5.2001 gün ve 2000/829 E. 2001/578 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili ve Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 1.11.2001 gün ve 13558-15008 sayılı ilamı ile; ( ....1-a )Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere kanuna uygun sebeplere ve özellikle delilerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kocanın, çocukların nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
b )Kadının nafakasına ilişkin temyize gelince ;
Davacı dilekçesinde açıkça nafaka istemediğini açıklamıştır. Bu isteği dikkate almadan yazılı şekilde nafaka takdiri isabetsizdir.
2-Yapılan soruşturma, toplanan delilerle davalının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, evine bakmadığı, eşine ilgisiz kaldığı, kadının da davacıyı itip boğazını tırnakladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05.06.2002 gününde, yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.