Tacir sıfatına haiz bir güven kurumu olan Bankaların özen borcu
Ekleyen: Av.feyz Pazarbaşı | Tarih: 30-01-2007 | Kategori:
İçtihat | Okunma : 3230 | Not:
Av.feyz Pazarbaşı
Hakkımdaki açıklamalara www.pazarbasi.av.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Profil >
T.C. YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
2004/4651 2005/1349
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi
GÜNÜ :11.02.2004
SAYISI :2003/895-2004/51
DAVACI :Mustafa
DAVALI : T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü
Taraflar arasında görülen davada K Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 11.02.2004 tarih ve 2003/895-2004/51 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın D. Şubesine açtırdığı vadeli hesabında bulunan 7.484.263.368 TL sının K. Şubesinden çekilmiş olduğunu, davalı banka çalışanlarının kusuru sonucu müvekkilinin parasının başka bir şahsa ödenmek suretiyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek müvekkiline ait hesaptan çekilen 7.484.263.368 TL sının ve 5.000.000.000 TL manevi tazminatın faizleriyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mudilere verilen hesap cüzdanlarının arka yüzünde yer alan 10 ncu madde uyarınca kaybolduğu bankaya yazılı olarak bildirilmeyen defterlere istinaden yapılan yanlış ödemelerden dolayı müvekkili bankanın sorumlu olmayacağını, davacının hesap cüzdanını kaybettiğini şube'ye 22.10.2002 tarihinde bildirdiğini,oysa paranın 21.10.2002 tarihinde çekildiğini,davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait hesaptaki paranın davalı tarafından davacı dışında üçüncü bir şahsa ödendiği,olayda kusurun tamamının davalıda bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, yasal şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava,davacıya ait vadeli mevduat hesabındaki paranın davalı banka tarafından yanlış kişiye ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalı bankanın D. Şubesi nezdinde açılmış bulunan davacıya ait vadeli mevduat hesabında bulunan paranın, 21.10.2002 tarihinde kendisini Mustafa olarak tanıtan üçüncü bir kişiye ibraz ettiği kendisinin fotoğrafı bulunan davacıya ait nüfus cüzdanı ve hesap cüzdanı karşılığı K Şubesi tarafından D. Şubesi'nden provizyon alınarak ödendiği hususlarında taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmamaktadır.Davada çözüme kavuşturulması gereken yön, davacıya ait hesapta bulunan tüm paranın yanlış kişiye ödenmesi nedeniyle doğan zararda tarafların sorumluluklarına ilişkindir.K. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanık sıfatıyla yargılanan Fatma yaptığı savunmada, kocası Murat 'ın kendisini tehdit etmesi nedeniyle abisi Mustafa ya ait nüfus cüzdanı, kredi kartı ve banka hesap cüzdanını abisinin evinde kaldığı sırada ceketinin cebinden çalarak kocasının kendisine bırakmasını söylediği yere koyduğunu, bu belgelerin kocası tarafından alındığını açıklamıştır. Davacı 22.10.2002 tarihinde davalı bankanın D. Şubesi'ne gittiğinde nüfus cüzdanı ve hesap cüzdanının ceketinin iç cebinde olmadığını fark ettiğini teftiş soruşturması sırasında verdiği 27.11.2002 tarihli ifadesi ile 24.10.2002 tarihli hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadesinde belirtmiş olmasına göre, davacı bankaya nüfus ve hesap cüzdanını kaybettiğini önceden haber verememiştir. Bir güven kurumu olan banka akdi ilişki ve yapılan işin niteliği gereği mudiden aldığı parayı güvenle saklamak ve istenildiğinde yine mudiine iade etmekle yükümlüdür. Ancak mudi de,yine akdi ilişki ve özen borcunun gereği olarak kimliğine ilişkin belgeler ile banka hesabına ait bilgi ve belgeleri özenle saklamak ve kaybı halinde derhal bankayı bu hususta bilgilendirmekle yükümlüdür.
Somut olayda, davacı kimliğine ve davalı bankaya ait bilgi ve belgeleri saklamada, kontrolde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek bu belgelerin çalınmasına neden olmuş, bu durumdan zamanında haberdar olamadığından bankayı da bilgilendirmeyerek hesaptaki paranın çekilmesine neden olmuştur. Bu itibarla, BK.nun 98/2 nci maddesi yollaması ile aynı Yasanın 44 ncü maddesi hükmü uyarınca zararın oluşumunda davacının da kusuru bulunmaktadır. Ancak, tacir sıfatına haiz ve bir güven kurumu olan bankanın da mudilerinden topladığı para ve diğer menkul değerleri saklama, işletme, iade ve ödemede gerekli dikkat ve özeni göstermekle sorumludur. Bu olaya ilişkin olarak davalı banka bünyesinde yapılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda, D. Şubesinde görev yapan provizyonlu ödemelerden sorumlu yetkilinin davacının hesabıyla ilgili olarak K. Şubesinden gönderilen provizyonlu ödemelere mahsus haberleşme notundaki müşteri imzası ile Mustafa nın hesap kartonundaki imzanın birbirini tutmadığını fark ettiği, telefonla K. Şubesi'ni aradığı ancak hattın sürekli meşgul olması nedeniyle kimseyle görüşemediği daha fazla geç kalmamak için provizyon notunu K. Şubesi'ne faksladığı, faks yazısına imza tutmuyor şeklinde bir uyarıyı düşmediği, imzalar arasında açık şekilde farklılık olduğu belirtilmiş olmasına göre, davacıya ait hesaptaki tüm paranın başka şubeden, vadesi dolmadan çekilmek istendiği bu olayda davalı bankanın provizyon karşılığı ödeme kuralları konusunda gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılmış olmakla, oluşan zararda ağırlıklı olarak kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre,yeniden bilirkişi raporu alınarak olayda davacının kusuru ile davalı bankanın ağırlıklı kusuru irdelenerek tarafların müterafik kusur oranlarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı bankanın tamamen kusurlu görülmesi doğru olmadığından kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.