HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ
Yazan : Asistan Adnan GÜRİZ
1 . Thomas Hobbes'un hayatı ve şahsiyeti
A. Tesiri altında kaldığı fikir adamları
B. Eserleri
2 . Kısa olarak genel felsefesi
A. Sensüalizmi
B. Materyalizmi
3 .
Hukuk felsefesine taalluk eden düşünceleri
A. Tabiat hali
B. İçtimaî mukaveleyi tefsir tarzı.
C. Devlet telâkkisi
D.
Hukuk telâkkisi
E. Hobbes'un devlet sistemi ile totaliter devlet telâkkileri arasında
ki benzerlik.
4 . Hobbes'un fikirlerinin tenkidi
A. İçtimaî mukaveleyi tefsir şeklinin hataları
B. Hobbes'un devlet sistemi karşısında ferd hürriyetlerinin
durumu
5 . Netice. ,
/. THamas Hobbas'un ha&tiiı ve şahsiyeti.
Hobfoes 5 Nisan 1588 de Ingilterede Malmesbury'de doğmuştur.1
Babası Charlton ve Westbury de papazlık yapan fazla bilgili olmayan bir
insandı. Hobbes'un tercümeihalini yazan Aubrey'e göre Hobbes'un babası
sadece kilise dualarını okuyabilecek bir kültür seviyesine sahip bulunuyordu.
2 Hobbes'un doğumundan önce, İngiltere, dahili tehditler
yüzünden istikrarsız bir halde idi. Hobbes'un doğumuna takaddüm eden
1 Hobbes; Leviathan. Lindsay Introduction sh. VII 1943 London.
2) Hobbes, a. g. e. ıntroduction sh. VIII,
- ı ı ı MIIHI ıi' ' tn.»*wıw ı «ı » "t"» " »•' "'• »www»t«i'Mmı«pmwwWH«i HMH' "ti < 'H1 mm w*ıŞ'+iM""t .:»w t>.
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 299
günlerde ispanyanın büyük armadasının İngiliz sularına yaklaştığına dair
haberler geliyordu. Bu türlü istilâ haberlerinin doğurduğu korku Hobbes'un
vaktinden önce doğumuna sebeb olmuştur. Hobbes'un bütün hayatı
boyunca içte ve dışta kuvvetli devlet fikrinin müdafii olmasının sebeblerinden
birisi de Ingilterede hüküm süren istikrarsızlıktır.3
Erken inkişafı 15 yaşında iken Oxford'a girmesini mümkün kılmıştır.
Bununla beraber skolastik mantık ve felsefeden başka hiçbir şeyin
öğretilmediği Oxford üniversitesi onu memnun etmemiştir.4 Oxford'daki
tahsilden sonra hayatının sonuna kadar himayesinden faydalanacağı
Cavendish ailesinin yanına hoca olarak verilmiştir. Daha sonra II. Devonshire
Earl'ü olan talebesi ile birlikte 1610 yılında Avrupa seyahatine
çıkmıştır.5 Avrupaya olan bu seyahati ve daha sonraki müteaddit seyahatleri
o devrin en mümtaz fikir adamlarıyla tanışmasına ve konuşmasına
imkân hazırlamıştır1. Fransaya olan seyahatlerinden birinde Descartes
ve 1636 yılında İtalyaya yaptığı seyahatte Galile ile konuşmuştur.
Hobbes eserlerinin halk efkârında ve parlemantoda uyandırdığı
infialin tesirinden kaçjmak için Ingiltereden uzak bulunmayı tercih etmiştir.
Bununla beraber Oliiver Cromvvall'in 1651 yılında l'ngilterede
diktatörlük tesis etmesinden sonra İngilı'tereye dönmüştür. Hobbes XVII
inci asrın diğer büyük mütefekkirleri gibi ayni zamanda bir matemetikçi
idi. Leibniz, Descartes, Spinoza, ve Pascal gibi o da matematikle uğraşmış
ve çok sevdiği matemattik münakaşalarına hayatının sonuna kadar
devam etmiştir.6,7. Zamanında yaşayıp hayatını nakledenle* Hobbes'un
mukaddes kitabı, Homers Virgil, ve Xenephon'un eserlerini yanından
hiç uzaklaştırmadığını ifade etmektedirler. Latince ve Yunancaya
ve diğer Avrupa dillerine olan derin vukufu ona geniş kültür ufukları
açjmıştı. Bunlunla beraber Hobbes çok okumanın değil çok düşünmenin
İrriüdafaaslnı yapmıştır. Bizzat kendisi "eğer diğer insanlar kadar çok
okusaydım onlardan fazla birşey bilmeyecektim" demiştir.8. Hobbes
hayatının son yıllarını zaruret içinde geçirmiş ve ağır tenkitlerin muhia-
3) Burgess, Intoduction to the history of philosophy, second edition
1939 sh. 228.
4) Russel, Bertrand. History of Western Philosophy. London. 1948 sh. 568.
5) Russel. y.a.g.e. sh. 569.
6) Catlin, The story of the political philosophers, London, 1950 sh. 228.
7) Murray, The history of political science from Plato to the present
1929, sh. 217.
8) Murray y.a.g.e. sh. 205.
300 ADNAN GÜRİZ
tabı bir mütefekkir olarak 1679 .yılında hayata gözlerini yummuştur.
Öldüğü zaman şöhreti İngiltereden çok ingiltere dışındaki diğer Avrupa
m'elmleketlerine yayılmış bulunuyordu. Hobbes'a şiddetli tenkitler yapılmıştır.
Hattâ denilebilir ki en fazla tenkide uğrayan mütefekkirlerden
biridir. iBilhassa materyalizfrıi ona ağır hücumlar yapılmasına sebeb olmuştur.
Bununla beraber felsefesinin ye devlet nazariyesinin, bazı hataları
ihtiva etmekle beraber, mantıki vazıh ve kuvvetli olduğu şüphesizdir.
A. T e s i r i a l t ı n d a k a l d ı ğ ı f i k i r a d a m l a r ı:
Hobbes genel felsefe dürışüncesi bakımından Demokritos'un atomcu
materyalizminin tesiri altında kalmıştır9. Diğer taraftan Epikür
felsefesi de ona tesir etmiştir. Bununla beraber mevzu Hobbes'un siyasî
felsefesidir. Bu yüzden mevzuun incelenmesinde kısa ve lüzumlu addettiğimiz
ölçüde onun genel felsefesine temas etmeği münasip buluyoruz.
Devlet nazariyesi ve siyasi felsefe telakkisi bakımından
Hobbes Thucydides, Epikür, Bodin ve Machiavel'nin tesiri altındadır.
Bu tesirlerini 'mahiyeti hakkında bir fikir edinebilmek için izahat
vermek faydasız değildir.
Küçük yaşta bulunduğu sırada Thucydidesten yaptığı bir tercüme
ona bir insanın bir gurup insandan daha akıllı olduğu hususumda fikir
vermiş bulunuyordu10. Thucydides'in bu fikirlerinin tesiri altında
kalan Hobbes daha sonra monarşinin demokrasiye müreccah olduğunu
söyliyecektir. Hclbbes tabiat hali ve İçtimaî mukavele telâkkisinde Epikür'ün
fikirlerini benimsemiştir. Epikür müteaddit Yunan filzooflannın
iddiaları hilafına insanın sosyal bir varlık olmadığını ileriye sürmüştü.11
Epikür insanın iptidai halde bulunduğu sırada müşterek menfaat mefnumunu
idrak edecek bir seviyede buluntmadığını, herkesin kendi menfaatini
düşünmesi dolayısıyla insanların ilk zamanlarda devamlı bir
mücadele halinde bulunduklarını ifade etmişti. ,Fakat bu mücadelenin
ıztırabı ve müşterek menfaat mefhumu insanları birleştirmiş ve siyasî
celmiyetin teessüsüne yol agmıştır.12 13. Fakat Epikür insanın siyasî
cemiyette aradığı faydayı bulamaması halinde içtimaî mukaveleyi feshet-
9) Catlin. y. a g. e. sh. 232.
10) Murray y. a g. e. sh. 205.
11) Okandan, Devletin menşei, İstanbul 1945. sh. 71.
1 12) Okandan Devletin menşei, İstanbul 1945. sh. 72.
13) Honig. Bibliyografyada adı geçen konferans sh. 9.
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASİ FİKİRLERİ 301
me hakkını fertlere tanımıştır. Hobbes devletin emniyetine zarar vereceği
düşüncesiyle bunun şiddetle aleyhinde bulunmuştur. Şu halde Hobbes
Epikür'ün içtimaî mukavele anlayışından lüzumlu ve kendi doktrini için
faydalı gördüğü kısımları almıştır.
Hobbes devlet hakimiyetinin mutlak karakteri haiz olması fikrinde
kendinden önce yaşamış olan Bodin'in tesiri altındadır. Bodin 1576 tıda
neşrettiği "Cumhuriyetin 6 kitabı" adlı eserinde Fransanın yaşadığı zamandaki
durumunu nazara alarak krallık müessesesi etrafında bütün
kuvvetlerin toplanması icabettiğini belirtmiş 14, ve her devlette yüksek
ve taksim olunmaz bir kuvvetin mevcudiyeti lüzumuna temas etmiştir15.
Bu fikirler Hobbes'un sistemi içinde de önemli bir yer tutmuştur. Diğer
yandan Hobbes kuvvete dayanan bir devlet politikasının müdafaası hususunda
nazari sahada Machiavelli'nin fikirlerinden istifade etmiştir16.
Materyalist bir fikir adamı olmasına rağmen devamlı surette yanında bulundurduğu
kitabı mukaddesteki fikirler ve izah şekilleri de ona tesir etmiştir.
17
B. E s e r l e r i :
Hobbes bir şair olmamakla beraber şiirle uğraşmış ve bize hayatına
ait manzum bir biyografi bırakmıştır. 14 yaşında ikenı Euripides'in
'T'lhe Medea" isimli bir şiirini fazla zahmet çekmeksizin Yunancadan Latinceye
çevirmişti,18. 1628 yılında Thucydidesten yaptığı bir tercüme
nazarı dikkati çekmiştir. Thucydidesten bahsederken "o demokrasinin
aptalca bir şey olduğunu ve hükümdar idaresinin cumhuriyetten daha iyi
olduğunu söylemişti." diyor. Daha sonra neşrettiği "De Corpore" adlı
eserinde mekanik ve fizik kanunlar ve hareketin mahiyeti meselesi üzerinde
durmuştur19. Fizyolojik ve psikolojik insan hâdiselerini incelediği
eseri "De Homine" dir. Daha sonra 1647 yılında "De cive" adlı eserini
yazmıştır20. Hobbes bu kitapta devlet görüşünü, insan cemiyetini ve
cemiyetin muhtelif gurupları arasındaki münasebet meselelerini incelemiştir.
Bu kitap, sosyoloji ve sosyal psikoloji hakkındaki modern zaman
kitaplarının ilki sayılmaktadır.
Bununla beraber Leviathan onun muhteva, mantık ve fikir bakımın-
14) Abadan, Yavuz. Amme hukuku ve devlet nazariyeleri, 1952, sh. 114.
15) Vecchio Del,
Hukuk felsefesi dersleri, çev Suut Kemal 1940, sh. 52.
16) Murray Y. a. g. e. sh. 209.
17) Murray a. g. e. sh. 206.
18) Catlin a. g. e. P. 228.
19) Burgess a. g. e. sh. 228.
20) Russel a. g. e. sh. 569.
302 ADNAN GÜRİZ
dan en önemli ve kuvvetli eseridir. Kitaba isim veren Leviathan Tevradın
Bbok of Job yani Eyüp kısmının 3 üncü, 40 inci ve 41 inci bablarında
kendisinden bahsolunan bir deniz canavarıdır. Bu deniz canavarı kitabı
mukaddeste "iki çenesi arasına kimsenin giremiyeceği, ağzından
alevli meşaleler çıkan, yüreği taş gibi sert olan, kendisine karşı kılıç, mızrak
ve kargının işe yaramadığı, çok kudretli" bir mahluk olarak tasvir
edilmiştir. Kitabına Leviathan yani Dev, Ejderha ismini vermesi dahi
onun devleti ne büyük kuvvetlerle teçhiz etmek istediğinin açık ifadesidir.
Leviathan 4 ayrı bölüm ve 47 kısım "chapter" den ibarettir. I Bölümde
insan tabiatından bahsetmiş, genel felsefe konularını incelemiş,
din ve tabiat hakkındaki fikirlerini ortaya koymuştur22. II Bölümde bir
hristiyan devleti içinde kilisenin durumunun ne olması gerektiğini göstermiştir.
"Karanlık krallık" başlığını taşıyan 4 üncü bölümde Roma kilisesine
ve Aristo'nun "boş ve değersiz" olarak tavsif ettiği felsefesine hücumlar
vardir.23 24.
Onun mutlakiyeti müdafaa ettiği diğer eseri 1679 da basılan "Bahemoth"
adındaki kitabtır. 1662 yılında bastırdığı "Considerations on
the reputation, Ioyalty, manners and religion Of Mr. Thömas Hoblbes"
adlı kitapta şöhret, sadakat, usuller ve din hakkındaki düşüncelerini açıklamıştır.
Son eseri Hbmer'den yaptığı bir tercümedir.
2. Kısa Olarak Genel Felsefesi :
A. Sensüalizmi :
Hobbes genel felsefe anlayışı bakımından ampiristtir25. Ona göre
insan bilgisi ihsasların sonucu olarak meydana gelir. Maddede vukubulah
hareket duyu sinirleri vasıtasıyla dimağa nakledilmekte ve idrak husule
gelmektedir.26. Şu halde insan bilgisi insan aklına göre teşekkül
etmektedir. Yani insan idraki sübjektiftir ve idrak insana göre vukubuımaktadır27.
Bu şekilde Hobbes ilerde Kant'm hareket noktası olacak bir
prensibe temas etmiş bulunuyordu. Bu sensüalist başlangıçtan hareket
eden Hobbes külli ve umumiyi reddediyor. Çünkü: insan bilgisinin tek
22) Russel a. g. e. sh. 576.
23) Russel a. g. e. sh. 576.
24) Hobbes, Leviathan, Introduction sh. 39.
25) Russel, Bertrand. a. g. e. sh. 568.
26) Weber, Felsefe tarihi, çev: Vehbi Eralp sh. 194.
; 27) Weber, a. g. e. sh. 194.
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 303
sebebi harici alemdeki cisimler, onların hareketleri ve bu hareketini dimağda
husule getirdiği değişikliktir. ,0 halde külli ve umumi yoktur,
fakat cisimler vardır ve İtelemeler olmadan herhangi bir umumi mefhumu
tasavvur etmelinize imkân yoktur28. Bu şekilde Hobbes'un genel
felsefesine taallûk eden fikirler psikolojik determinizminin tesiri altında
kalmış bulunmaktadır.
B. Materyalizmi :
Siyasî felsefesi ile yakından alâkalı olma» itibariyle materyalizmıi
mevzuumuz bakımından önemlidir. Çünkü insan hakkındaki materyalist
görüşü siyasi felsefesinin temelini teşkil etmiştir. Hobbes'a göre felsefe
yapmak doğru düşünmektir. Düşünmek ya bir mefhumu bir başkasına
katmak yahut mefhumları ayırmak toplamak çıkarmaktır. O halde doğru
düşünmek birleştirilmesi lâzım olanı birleştirmek ayrılması lâzım olanı
ayırmaktır. Şu halde felsefenin birleşttirilebilen ve ayrılabilen yani
cisimlerden başka konusu yoktur. Tek mevcudiyet cisimdir ve harekettir.
29Bu bakımdan Hdbbes monist ve materyalisttir30. Allah, melekler,
ölülerin ruhları cisimleri yoktur, düşünülemezler şu halde bunlar felsefeye
ait mevzular değildirler31. Bu fikirlerinden dolayı Hobbes'u pozitivizmin
müjdecisi sayabiliriz.
insana ait irade hürriyetinden bahsedilemez. İnsanın hayvana nazaran
tek üstünlük sebebi konuşabilmesidirı. Kayıtsız hürriyet daha aşağı
varlıklarda olmadığı gibi insanda da yoktur. Eğer bir fiil meydana geliyorsa
bu o fiilin yapılması için kâfi sebeb bulunmasındandır. Eğer fiil
meydana gelmiyorsa bu yapılması için kâfi sebeb bulunmadığındandır32.
İnsan da hayvan gibi mukavemet edilmez insiyaklann tesiri altındadır.
İnsanı sürükleyen muhayyilenin göz önüne serdiği cazip şeyler
ihtittraslar ve heyecanlardır. Sevgi, nefret, korku ümit gibi. O halde
maddî oazibesi olmayan alhlâki prensiplerin insan üzerinde hiçbir tesiri
olamaz. İyi ve fena izafi fikirlerdir. Hoşa giden şey iyi hoşa gitmeyen
şeyde kötüdür. Herşeyde olduğu gibi alhlâk ta da en yüksek hâkim menfaattir33.
Merhamet kendimizin de ayni duruma düşmemiz ihtimalinden
doğar. Hürmet, din, korku sonucudur. Hayırhahhk başkasına daha
28) Russel a. g. e. sh. 571.
29) Burgess a. g. e. sh. 230.
30) Russel. a. g. e. sh. 571.
31) Weber. a. g. e. sh. 195.
32) Russel. a. g. e. sh. 574-575.
33) Weber. a. g. e. sh. 195.
304 ADNAN GÜRÎZ
"i
aşağı durumda görmenin neticesi olarak doğan bir ruhi haldir, iyilik
insana haz veren şey delmektir. O hal^e insan hodbin tabiatı icabı kendisine
haz veren şeyleri arar, kendisine ıztırap verecek şeylerden kaçar.
En büyük ıztırap ve kötülük ölümdür. Inisanın kendine haz veren şeyleri
araması ve kendisine elem veren şeylerden kaçması yegane ahlâktır34.
Bu karakterleri ile Hobbes materyalizimin, pozitivizmin ve kritisizmin
müjdecisidir. Gatlin'e göre Hobbes psikolojik müşahede yolunda
belki de ilk psikolojisttir35. Metodu matematik katiyete müteveccihtir.
Sosyolojisi psikolojisine ve psikolojisi fikiğine dayanır36.
3. H u k u k F e l s e f e s i n e t a a l l u k e d en
D ü ş ü n c e l e r i .
A. T a b i a t H a l i:
İnsan sosyal bir yaratık değil bilakis "hırs ve arzulanna tabi egoist
bir varlıktır.37 38. Bu şekilde menfaat insan hareketinin birinci saiki
olmaktadır. Daha sonra da çeşitli şekillerde ortaya çıkan fakat esas itibariyle
tek bir arzu şeklinde ımütalea edilebilecek olan kuvıret sevgisi
gelir39. Bu Hobbes'un monist ,ve materyalist felsefesinin sonucudur.
Ona göre insanlar tabiat halinde hür ve eşittirler40. Tabiat halinde
her insan ihtiraslarının esiri olarak kendisi için iyi ve faydalı olan şeyi
elde etmek için çalışacaktıır. Diğer insanlar da taibiatlan iktizası aynı
şeyi elde etmek için çalışacaklardır. Şu halde tabiat halinde bütün insanlar
kendi ihtiraslarına tabi olarak hareket e'debilirler ve bu bakımdan
hürdürler. Diğer taraftan tabiat halindeki insanlar arasında eşitlik vardır.
Gerçi insanlar arasında kuvvet farkları mevcuttur fakat bunlar o kadar
önemli bir karakter taşımazlar. Çünkü zayıf olan insanlar dahi kuvvetli
insanı hile ile veya birleşerek öldürmek imkânına sahiptirler41. Tabiat
halinde mülkiyet hakkı denilen bir ,hak mevcut değildir. Bu bak cemiyetle
birlikte ortaya çıkmıştır. Kendi ihtiraslarının ve insiyaklerinin
34) Arsal, Sadri Maksudi,
Hukuk Felsefesi tarihi, 1946 sh. 175.
35) Catlin. a. g. e. sh. 232.
36) Catlin. a. g. e. sh. 234.
37) Akbay. a. g. e. cilt I sh. 24.
38) Murray. a. g. e. sh. 208.'
39) Murray. a. g. e. sh. 207.
40) Murray. a. g. e. sh. 207.
41) Murray. a. g. e. sh. 207.
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 305
esiri olan insanlar ayni şeyi elde etmek için mücadele edeceklerdir. Muayyen
jbir şeyi ©İde etmiş olan insan diğerlerinin, o şeyi kendi elinden
almaşıma mani olmak için yani onuı ımuhafaza edebilmek için kezalik Imücadele
mecburiyetinde kalacaktır. İşte böylece tabiat halinde insan insanini
kurdu "homohomini lupus" olmaktadır. (Bu mücadelenin sebeb-
Jeri üçe irca olunabilir:
a. Rekabet ve menfaat duygusu
İb. İnsanlann birbirlerine ojan itimatsızlığı
ı c. Kuvvete sahip olma arzusu42.
insanları korkutacak, onları muayyen .hareketleri yapjmaktan inen
edecek bir kuvvetin bulunmadığı tabiat halinde "bellum omnium contra
omnes" herkesin herkesle mücadelesi vardır43. İnsanlann mücadele halinde
bulundukları böyle bir durumda doğruluk, yanlışlık haklılık haksızlık
olamaz. Hukuku tesis edecek bir umumi kuvvetin bulunmadığı yerde
hukuk da yoktur. Hukukun mevcut olmadığı bir yerde haksızlıktan bahsahma'maz.
O halde "cebir ve hile harp halinin en esaslı iki faziletidir."
Hobbes'a göre böyle bir tabiat halinde "sanayi ve ziraat yoktur,
deniz nakliyatı emin değildir, sanat ilim ve edebiyat yoktur, ve en kötü
olarak insan hayatı münzevi, fakir, pis ve kısadır.44 45. Fakat akıl
bu emniyetsiz ve insanın devamlı surette ölüm korkusu içinde bulunduğu
tabiat halinden kurtulmayı emreder. Şu halde sulhu temim etmek
bir tabiat kanunudur. Yani akjkn insanlalra ehıınettiği bir (esastır. İkinci
kanun da insanın her türlü vasıtalarla kendisini korumasıdır. İnsan
aklın emrettiği sulhu elde etmek için ne yapmalıdır? Hiobbes bu hususta
yaşadığı zamandaki milletler arası durumdan misaller veriyor. "İngilizler
sulhperver niyetlere sahiptirler onun için silahsızlanmayı istiyorlar, fakat
Almanların mütecaviz emellerinden dolayı endişe içindedirler. Almanlar
da sulhperver niyetlere sahiptirler, onlarda silahsızlanmak istiyorlar fakat
İngilizlerin mütecaviz emellerinden korkmaktadırlar." İşte tabiat halinden
sulh haline geçmek isteyen insan da buna benzer bir durumla karşılaşmıştır.
Bu bir fasit dairedir ve bu fasit daireden kurtulmanın tek bir
yolu vardır, her iki tarafı men edebilecek bir kuvvet ihdas etmek.
* Yaşadığı zamanda Britanya ve Fransada birlikte çalışmaya karşı
42) Murray. a. g. e. sh. 207.
43) Murray. a. g.-e. sh. 208.
44) Murray. a. g. e. sh. 208.
45) Burgess. a. g. e. sh. 233.
A. Huk. F. Der. 3Q
306 ADNAN GÜKtZ
bir nefret, guruplar, vilayetler ve sınıflar arasında gizli bir düşmanlık
vardı ki bu durum Hobbts'un insanı içtimaî bir mahluk âddetmeıruesinin
sebeblerindendir48. !
Yine Hobbes insanın Aristo'nun iddia ettiği gibi sosyal bir varlık
olmadığını ifade etmek için "eğer bir Rusu veya iptidai bir insanı tetkik
ederseniz görürsünüz ki onda medeni adam kisvesi altında tabii insanın
işaretleri vardır" demektedir49.
B. İ ç t i m a i M u k a v e l e y i T e f s i r T a r z ı:
Tabiat halinin emniyetsizliğinden ve kötülüklerinden kurtulmak isteyen
insanlar bir mukavele aktetmek zorundadırlar. Fakat bu mukavele
insanların içtimailik temayüllerinin bir sonucu değildir. Mukavelenin sebebi
sulhu temin etmenin onların menfaatine daha uygun olmasıdır50.
Hobbes'a göre mukavele demek iki veya daha fazla şahsın karşılıklı olarak
haklarından fedakârlıkta bulunlmaları demektir.51 52. İnsanlar mukavele
ile tabiat halinde herşev üzerinde sahip bulundukları haklardan
karşılıklı olarak fedakarlıkta bulunmalıdırlar. Bu mukavelenin formülünü
Hobbes şöyle ifade etmiştir, "kendi kendimi idare etmek için malik
bulunduğum hak ve iktidarı bu şahsa veya meclise, başkalarının da ayni
hak ve iktidarı bu şahsa veya meclise bırakmaları şartıyla devrediyorum.''
53 54 ıgu mukavelenin bir değer taşıyabilmesi için mukaveleyi imzalayan
tarafların vecibelerini ifa etmeleri lâzımdır. Halbuki insan karakter
itibariyle egoisttir. Kendi menfaatini sulh ve sükuna tercih edebilir.
O halde mukaveleye riayet etmeyenleri cezalandıracak bir üçüncü tarafa
ihtiyaç vardır. Bu üçüncü taraf mevcut olmadıkça mukavele hiç bir
mana ifade etmez55. Hobbes bu hususta daha sarih şekilde diyor ki
kılıçsız fakat kelemeyle yapılan mukaveleler insana emniyet sağlamaz"56.
Çünkü insan diğerlerine tanıdığı hürriyetten daha fazlasına sahip olmakla
memnun olan bir egoisttir57. Onun için tarafların mukaveleye riayet
etmelerini sağlayacak bir egemen kuvvete ihtiyaç vardır. Bu egemen kuvvetin
adı devlettir. Devlet mukavelede taraf değildir. Zaten taraf olmasına
48) Catlin. a. g. e. sh. 236.
49) Murray. a. g. e. sh. 208.
50) Akbay. a. g. e. sh. 25.
51) Akbay. a. g. e. sh. 25.
52) Akbay. a. g. e. sh. 25 ve m.
53) Murray. a. g. e. sh. 210.
54) Akbay. a. g. e. sh. 27.
55) Hobbes. a. g. e. sh. XVIII.
56) Hobbes. a. g. e. sh. XIX.
57) Hobbes, Leviathan, întroduction, sh. XIX.
HOKBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 307
imkân da yoktur. Çünkü egemlen ikuvvet fertlerin şahsî iktidarlarım terk
etmeleri neticesi doğmuştur. Şu halde Hobbes'un içtimaî mukavelesinin
en önemli iki karakteri devletin mukavele ile bağlı olmaması ve mukaveleyi
imzalayan fertlerin yalnız birbirlerine karşı değil üçüncü şahıs olan
devlet lehine taahhüde girişımâş olmalarıdır. Hobbes bunu bir hibe akdine
benzetir58. Böylece ferdin egoizmine karşı devlet en kuvvetli bir siyas
e t vasıtası haline gelmektedir59. Bu şekilde teşekkül eden devleti Hob*
bes: "muayyen kimseler tarafından karşılıklı anlaşmaya müsteniden sulhun
ve müşterek müdafaanın temini zımnında umumi iktidarı kendi arzusuna
göre kullanmak üzere her türlü hususatı ifa müsaadesine mazhar
kılınmış bir şahıs," olarak tarif etmiştir60. Böyle bir kuvvet ihdas olunduktan
sonra arzular tek bir arzu haline gelecek ve meydana gelen şahıs
veya meclis tarafından ne yapılırsa herkes bunu kabul edecektir61. Hobbes
içtimaî mukaveleyi tarihi bir hâdise olarak düşünmemiştir. Ona göre
içtimaî mukavele insanların niçin hürriyetlerini feda ettiklerini izah
eden bir efsanedir bir myth'dir62.
C. Devlet Telakkisi
Devletin teşekkülü ile birlikte fertler tabiat halindeyken sahip bulunduktan
bütün.haklan kaybetmişler ve devlet bu hakların sahibi haline
gelmiştir! "Devlet fani Allahtır" "Mortall God" ki biz Ebedi Allahm
"Immortal God" un himayesinde kendi sulh ve müdafaamızı ona borçluyuz63.
Devlet suçlulan tayin eder ve suç işleyen insanlan fcezalandmr,
ve ahlaklılık ancak bu sayede mümkün olur. Hobbes'e göre insan suç
işleyenlerin hukuk tarafından cezalandınlacağını bildiği takdirde ahlaki
şekilde hareket eder. Hükümet kötü hareketleri cezalandırmak suretiyle
ahlâklılığı mümkün kılar. 'Hükümet olmaksızın ahlâklılık aptalca bir cüretkârlıktır.
Hobbes siyaseti adil ve gayri adilin münsif ve gayri münsifin ilmi
olarak tarif etmiştir. Bu tarif isabetli bir1 karakter taşımakla beraber "Hiç
bir kanun adaletsiz olmaz" demek suretiyle bu husustaki bütün takdir
hakkını devlete bırakmıştır64 65 Ona göre tabiat kanunları ancak diev-
58) Akbay. a. g. e. sh. 28.
59) Homig.
Hukuk felsefesi. 1935. II bası. sh. 90.
60) Okandan. a. g. e. sh. 86.
61) Murray. a. g. e. sh. 209.
62) Russel. a. g. e. sh. 572.
63) Hobbes. a. g. e. intoduction. sh. XX. ?
64) Hobbes. a. g. e. intoduction. sh. XVII.
65) Honig. a. g. e. sh. 150 ve Crozat a. g. m. sh. 34.
308 ADNAN GÜRÎZ
*
let tarafından tefsir edildiği takdirde makul bir karakter taşır. Şu halde
fertler tabiat kanunlarını tefsir etmek hakkına sahip değildirler. Bu hak
devlete aittir. Pozitif hukuk ve tabii hukuk arasında bir zıddiyet olduğu
vakit devletin pozitif hukukuna riayet edilmelidir. Çünkü devletin varlığının
sebebi emniyeti sağlamak arzusudur bunu yapan da devlet kanunlarıdır66.
Hobbes devletin tabiat kanunlarına riayet etmesini istemiştir.
Fakat" bu hususta tebaya talepte bulunmak hakkı verilmemiştir. Hobbes
kuvvetlerin ayrılığı tezini tenkid ederek devlette tek ve yüksek bir otoritenin
mevcudiyeti lehinde bulunmuştur. Ona göre "eğer iki adam bir ata
binerse birisi öne geçmelidir67. Otoritenin bir şahsa veya meclise ait bulunması
keyfiyeti onun için o kadar önemli değildir. Bununla beraber
devlet şekli olarak monarşiyi diğer şekillerin üstünde görmüştür. Monarşi
lehindeki düşüncelerini şöyle ifade ediyor: Hükümdar bütün vatandaşların
tavsiyesinden faydalanabilir. Buna karşı meclis "asamble" sadece
kendi üyelerinin fikirlerinden istifade edebilir. Meclis üyeleri kendi şahsî
menfaatlerini umumi menfaate tercih edebilirler. Meclis üyelerinden bir
kısmının toplantıda hazır bulunmaması meclis ekseriyetinin değişik bir
istikamete sevkedilmesi sonucunu doğurabilir. Bu şekilde Hobbes üyelerinin
demokratik şekilde teşkil olunduğu ve seçimle meydana gelen Parlamentoları
değil fakat Venedikteki "Grand Council" ve İngilteredeki
Lordlar kamarası gibi üyeleri tayin edilmek suretiyle teşkil olunan meclisleri
nazara almıştır68. Hobbes'un devlet telâkkisi mutlakiyetçidir. Devletin
neleri yapması lâzım geldiği meselesi üzerinde dururken diyor1 ki :
1. Devlet hakimiyet hakkının neticesi olarak fikirleri ifade eden bütün
vasıtalar üzerinde bir sansür hakkına sahip olmalıdır69. Yazı ve sözle
hangi fikirlerin ifadesinin caiz olduğunu devlet tayin eder. İnsanlar fikirler
ile idare olunurlar'. Onları idare etmek için fikirlerini idare etmek
icabeder70. •
2. Tabiat halinde herkesin herkesle mücadelesi ve herkesin herşey
üzerinde haikkı bulunlduğundan mülkiyet hakkı mavzuubahis olamaz.
Mülkiyet hakkı devletle birlikte ortaya çıkmıştır. Bu sebebten devletin
mülkiyet hakkını istediği gibi kontrol etme hakkı mevcuttur71.
66) Hobbes. a. g. e. XVII.
67) Catlin. a. g. e. sh. 239.
68) Russel. a. g. e. sh. 574.
69) Russeî a. g. e. sh. 573.
70) Murray. a. g. e. sh. 211.
71) Russel. a. g. e. sh. 573.
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 309
3. Devlette esnaf teşekkülleri ve siyasi parti gibi ayırıcı mahiyette
teşekküller bulunmamalıdır72.
4. Hobbes devletin eğitim ve üniversite öğretimi üzerinde mutlak
bir kontrol hakkına sahip bulunmasını ileriye sürmüştür. Ona göre yaşadığı
zamandaki İngiliz üniversiteleri Greklerin, Latinl'erin zalimlerin
öldürülmesine taalluk eden ve bunlan metheden yazılarını memlekete
sokmak suretiyle hıyanette bulunmuşlardın. Bunlara mani olmak icab
eder73. Bütün öğretmenler devletin hadimidirler, ve ancak devlet tarafından
faydalı görülen şeyi öğretmelidirler74 75.
5. Devlet dış ticareti tanzim etmek hakkına sahip olmalıdır76.
6. Din devlet sayesinde ve devlet içinde mevcudiyet iktisap etmiştir76.
Onun için dini müesseselerin devletin pozitif kanunlarına tabi olması
icab eder. Hobbes bir kısım din adamlarının, Ve Puritanların vahyin
telkinlerinin devlet hukukundan üstün olduğu şeklindeki fikirlerini şiddetle
reddederek, bunun memleket içinde fesat ve nifak yolunu açmak
dernek olduğunu söylemiştir77. Papalığın devlete karşı üstünlük tesisi
ve kilise kanunlarının "canonlann" ıdevlet hukukuna nazaran üstün olduğu
şeklindeki fikirleri de tenkid etmiştir. Hobbes'e göre "İnsanlık papalığın1,
bu büyük dini hâkfımiyetin menşeinin ne olduğunu araştıracak
olursa kolaylıkla anlıyacaktır ki Papalık- Roma imparatorluğunun mezarda'taç
giydirilmiş ruhundan başka bir şey değildir78. Bütün bu fikirler
bize Hobbes'un devlet anlayışının ne kadar rniortarşik bir mahiyet
taşıdığı hususunda sağlam deliller vermektedir.
D. H u k u k T e l â k k i s i:
Hobbes'un hukuk telâkkisi devlete verdiği büyük değerin bir sonucu
olarak devlet hukukunun mutlak şekilde üstünlüğü ve meriyeti prensibine
dayanır. İnsan esas itibariyle psikolojik bir egoisttir. Kendi arzusunun
kuvvetine karşı koyan kuvvet hariç olmak üzere hiç bir sınır tanımaz79.
Şu halde insanlan suç işlemekten alıkoyacak, cemiyet insanı
72) Russel. a. g. e. sh. 575.
73) Catlin a. g. e. sh. 229.
74) Russel a. g. şı. sh. 575.
75) Russel. a. g. e. sh. 576.
76) Catlin. a. g. e. sh. 229.
77) Catlin. a. g. e. sh. 229.
78) Murray. a. g. e. sh. 213.
79) Burgess. a. g. e. sh. 235.
310 ADNAN GÜRİZ'
olarak yaşamalarını sağlayacak tek şey kanundur. Filhakika kanunun
müeyyidesi tahrik eden ihtirastan şiddetli olduğu takdirde insanlar kendilerini
tahrik eden arzuların tesirinden kurtulabilirler80. Bu sebebten pozitif
hukuk tabii hukukun üstündedir, iki hukuk arasında herhangi bir
zıddiyet belirdiği zaman insanlann pozitif hukuka itaat etmeleri lâzımdır.
Fertler sadece pozitif hukuk tarafından kendilerine tanınan hakların sahibidirler.
Bu haklar pozitif hukuk tarafından gösterilir. Devletten önce
hukuk mevcut olmadığından, devlet hukuku istediği şekilde tefsir etmek
hakkına sahiptir81. Bu şekilde hukukun devletten sonra tahassülü devlete
hukuku istediği gibi tefsir etmek hakkını vermektedir. Hobbes böylelikle
tabii hukukun mevcudiyetini inkâr etmemiş fakat fertlerin tabii hukuka
değil pozitif hukuka ita.at etmeleri lâzım geldiğini belirtmiştir. Şu
halde ihtilâl hakkı diye bir hak yoktur. Bu bizzat devletin teessüsünde!»
emniyet hedefinin inkârıdır. Hobbes'a göre tabiat kanunun fertlere tanıdığı
iki hak vardır.
1 — Nefsi müdafaa.
2 — Fertleri himaye edecek kadar kuvvetli olmayan bir devlete
itaat etmeme.
Bunlar aklın emirleri olarak siyasi cemiyette de mevcutturlar.* Ikino
•prensip çok önemlidir. Bu prensip Hobbes'un devleti emniyet arzusuna
istınad ettirmesinin neticesidir. Devletin mevcudiyetinin sebebi emniyeti
sağlaimaktır. Emniyeti sağlayamıyan, fertleri himaye eddmiyen bir devlete
karşı itaat borcu olamaz82. Hobbes bu çeşit bir tabiat kanununun
varlığını tayin etmekle ayni zamanda bir tezada düşmüştür ki buna tenkid
kısmında temas edeceğiz.
E. ]Hobbes'uiı devlet sistepni &e totaliter devlet jSİstetmleri arasmdaki
benzerlik :
Demokrasinin geçirdiği buhranın ve bu sisteme ait zaaflann neticesi
olarak yirminci asırda ortaya çıkan totaliteri devlet görüşleri ile Hobbes'un
devlet telâkkisi arasında yakın benzerlikler vardır.
Totaliter devletler hakimiyetlerini tesis edebilmek için kesif bir ideoloji
propagandasına girişmektedirler. Totaliter devletlerde de Hobbes'un
düşündüğü gibi öğretmenler ve öğretim müesseseleri deVlet tarafından
80) Catlin. a. g. e. sh. 233.
81) Catlin. a. g. e. sh. 239.
82) Russel. a. g. e. sh. 575.
W * «
»lII I'. . 1} t . \ f- T TTTTTFr III II •HHIIIMIMI I I .. • • ı«| ııı .1. — — » . ı j ı _ j _ _ _ _ - ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ _ _
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 311
lüzumlu görülen fikirleri yayarı unsurlar haline ge*irilmişlerdir. Araidaki
yakın benzerliği ifade edebilmek için Mussolininin "Faşizm diktatörlüğü"
adlı makalesinden bazı parçalar almayı muvafık görüyoruz. Mussohnı
diyor ki "faşizm nazarında devlet mutlaktır. Onun karşısında fertler ve
guruplar ancak nisbidirler. Fertler ve guruplar ancak devlet dahilinde
düşünülürler Devlet dahili ve harici emniyetin kefilidir." Bu fikirlerle
Hobbes' un. düşünceleri aratandaki yakın benzerlik açıktır. Mussolini de
Hobbes gibi devleti zayıflatan ayırıcı temayüllerin aleyhindedir. Diyor
ki "devlet fikri zayıflayıpta fertlerin yahut guruplann dağıtıcı ve merkezden
uzaklaştırıcı temayülleri galebe çaldığı zaman milletler inhitata doğru
giderler83. Bu şekilde Mussolini ve Hobbes ademi merkeziyet sistemine
hücum etmekte birleşmişlerdir.
MutesolTmiye göre "faşist devlette İJüzujmsiuz yahut mpzır hürriyetler
tahdit edilmiştir fakat esaslı hürriyetler muhafaza olunmuştur Bu sa-
Tıada hükülm veren yalnız devlettir8\ Hobbes'da benzer şekilde fertlerin
sadece kanunlar tarafından tanınan haklann sahibi olduklannı ifade etmişti.
Mussolini "faşist devlette din devlet tarafından himaye ve müdafaa
edilir" diyor. Bu sözler daha fa?İa Jtah/anın hususi durumunun icabıdır.
Yoksa zamanımızın totaliter devletleri dinin devlete karşı cephe alıp devlet
düzenini bozucu propagandalar yapmasına hiç bir şekilde cevaz vermemişlerdir.
(Bu zamanımız demokrasileri bakımından da böyledir.
Totaliter devlet sistemleri ile Hbbbes'un devlet nazariyesi arasında,
hazı aynlıklar da vardır, Hobbes daha çok monarşi taraftan olduğundan
siyasî parti gibi teşekküllerin ayına mahiyette bulmuş ve bif hükümdar /
etrafında birleşime tezini müdafaa etmiştir. Zamanıimızdaki devlet şekillerinin
her türlüsünde ise siyasî partinin mevcudiyeti bir zarurettir:'
4. H o b b e s ' u n . F i k i r l e r i n i n T e n k i d i :
A. İ ç t i m a î m u k a v e l e y i t e f s i r ş e k l i n i n hat
a l a r ı :
Hobbes, mutlakiyetçi devlet anlayışını tesis edebilmek için içtimaî
mukaveleden faydalanmıştır. Fakat onun siyasi felsefesi esas itibariyle
psikolojik determinizmine ve insan tabiatı hakkında ki görüşüne dayanır.
İnsan tabiat itibariyle hodbin, ihtiraslannını esiri bir mahluktur. Bu ka-
83) Mussolini, Faşizm diktatörlüğü. Fikir fareketleri, sayı: 31, 24 mayıs
1934, cilt II, sn. 66.
84) Mussolini: a. g. m. sh. 67.
312 ADNAN GÜRİZ
rakterde bulunan insanların jbir arada ve siyasî cdmiyet içinde yaşamaları
ancak devletin çok büyük kuvvetlerle1 teçhiz edilmesi halinde mümkü»
olabilir. Bunu yapabilmenin tek yolu içtimaî mukaveleyi fertlerin kendi
aralarında aktettiklerini ve bütün halklarından vazgeçtiklriini kabul etmektir.
Nizamı sağlamakla mükellef oları devldt hodbin karakterli insanlara
karsı hiçbir mükellefiyet yüklenmiş değildir. O halde devleti mukavelenin
taraflarından saymamak icab eder.
IHobbes ilk hatayı hareket melbdeinde yapmıştır. Egoizm insan karakterinin
tek hususiyeti değildir. Yeni sosyolojik ve psikolojik inceleme»
ler insanda diğergâjmliığıni da hodbinlik kadar tabii olduğunu ortaya
kbyjmuş/tur. İnsan fıtri olarak sosyal insiyaklar taşır. Bu da ilimi incelemelerin1
bir sonucudur. Şu halde iptidai devirlerde ye vahşi kavjimler
arasında Hobbes'un düşündüğü sekilide herkesin herkesle mücadelesi
"bellum ömnium contra omnes" hali olmamıştır85.
içtimaî mukavele gerçek manası ile devlete karşı fert hürriyetlerinin
tesis ve müdafaası için kullanılmıştır., Hobbes bu telâkkiyi tamamen
değiştirerek despotismi tesis için içtimaî mukaveleden faydalanmıştır.
Bu yüzden içtimaî mukavele onun devlet sisteminde bir esas değildir,.
" desp°^zmı~tesis edebilmek için bir vasıladır.
Hobbes tabiat halinin vahşi insanını uzun uzadıya tenkid etmiştir.
Fakat siyasîjcemiyetle birlikte bu vahşti insanın nasıl bir aziz haline geldiğini
izah edememiştin. Tabiat halinin azgın, muhteris egoist insanını
siyasi cemiyetin uysal varlığı haline getirmeğe her türlü86 cismani kuvvetlerle
teçhiz edilen Leviathanın dahi kâfi* gelmemesi icab eder. Hobbes'ta
bu hakikati idrak ettiği için yazife mefhumuna, ahde vefa esasına
müracaat etmek zorunda kalmıştır.
Külli ve umumi mefhumları reddeden Hobbes'un Leviathan'ı takviye
için vazife hissine başvurması onun sistemi içinde mantıki bir tenakuzdur87.
Hobbes aşırı serbestlik korkusu ile hürriyeti tamamen ortadan kaldırmak
yoluna sapmıştır. Bu itibarla onun sistemi sigorta ücreti sigorta
ettirilen eşyanın kıymetinden fazla olan bir sigorta mukavelesine benzetilebilir88.
85) Vecchio, Giorgio Del. Hukuk felsefesi
yetkin, İstanbul 1940, sh. 59.
86) Murray. a. g. e. sh. 214.
87) Murray. a. g. e. sh. 215.
88) Vecchio. a. g. e. 60.
fl.fl. F&.
dersleri, çev: Suut Kemal
HF
HOBBES, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 313
B. H o b b e s ' u n d e v l e t s i s t e m i k a r ş ı s ı n d a
f e r t h ü r r i y e t l e r i n i n d u r u m u:
Hobbes tâ çocukluğundan' başlayan ve bütün hayatı boyunca devam
eden anasşi korkusunun tesiri altında kalmıştır. Bu his onun eserlerinde
ve fikirlerinde daima kendisini göstermiştir. Murray bunu ifade
etmek için ihtilâlden nefret' Hobbesta bir iptilâ derecesini almıştı diyor89.
Devlet karşısında ferde hiçbir hak ve hürriyet tanımıyarak cemiyet
hayatının her sahasında sadece emniyeti sağlamak düşüncesiyle devlet
baskısını ezici şekilde tesise kalkışması fert hürriyetlerinin açık inkârından
başka bir şey değildir. Sisteminin bu karakteri taşıması kendisine
ağır 'hücumlar yapılmasına sıebet» ojhmuştuiıı. Dine olan hücumları da Ingilterede
ve Fransada muhafazakâr unsurları tahrik etmişti. Papaz Burnett
"IHâstory of my awn ti|me: Zalmanaımızin tarihi" adlı eserinde Leviathandan
bahsederken "çok garip başlığı olan günahkâr bir kitap" demiştir90.
Lock Hobbes'tan "haklı olarak takbih edilen bin isim" diye bahsetmiştir91.
Hobbes daima ve sadece emniyeti aramış ve bunu temin edebilmek
için bütün fert hürriyetlerini tereddütsüz feda etmiştir92. Ona göre
ölüm bir insan için en büyük kötülüktür ve en büyük kiorku sebebidir.
Röusseau'nun da ifade ettiği gibi "hürriyet dünyevi hiçbir kazançla
mukayese olunamaz93. Hobbes'un bu husustaki fikirlerinin isabetsiz
olduğu, inandıkları dava için insanların seve seve ölüme katlanmaları
ile sabittir. Diğer taraftan Bertrand Russel'ın dediği gibi ihtilâl korkusu
lüzumludur aksi halde hükümetlerin istibdada olan temayüllenne gem
vurulamaz94. Descartes Hobbes'u tenkid ederken diyor: ki "onun bütün
maksadı monarşinin lehinde yazmaktır. Fakat monarşinin müdafaası
onun yaptığından çok daha iyi ve sağlam şekilde ve faziletli kelimelerle
yapdabilir"95, ' , ,
Hobbes insanlara önemli bir tabii hak tanımıştır. Emniyeti tesis
ederniyen devlete itaat etmemek. Bu Hobbes'un felsefe ve mantık sisteminin
hatalanndandur ve bu şekilde nefret ettiği anarşiye bizzat kendisi
imkân hazırlamaktadır. Çünkü fert devletin emniyeti tesis edip etmediği
hususunda sübjektif takdire göre hüküm verecektir. Dolayısıyla emni-
89) Murray. a. g. e. sh. 218.
90) Catlin. a. g. e. sh. 243.
91) Catlin. a. g. e. sh. 242.
92) Vecchio. a. g. e sh. 60.
93) Murray. a. g. e. sh. 215.
94) Russel. a. g. e. sh. 578.
95) Catlin. a. g. e. sh. 243.
314 ADNAN GÜRİZ
yeti tesis edememektedir bahanesi ile fertler için devlete karşı isyan kapısı
açık kalmaktadır.
5. N E T İ CE
Hobbes zamanına göre ileri bir mütefekkirdir. Batıl itikatlardan tamamen
uzaktır, ister doğru ister yanlış olsun ahlâkı akılla anlaşılabilir,
sağlam, bir ahlâktır1. En büyük hatası aşın derecede basitleştirme yoluna
başvurmasıdır96. Sosyal meseleler karışık mahiyettedirler ve karşılıklı
tesirleri ihtiva ederler. Bu sebebten sosyal meseleleri Hobbes'un anladığı
kadar basit kalıplara irca etmeğe imkân yoktur.
Her insan az veya çok muhitinin eseridir, zamanının tesirlerini taşır.
Yaşadığı zamanda İngilterede görülen iç istikrarsızlıkları ve kıs|men
bunun neticesi olan dışarıdan gelen tehlikelere karşı emniyetsizlik Hobbes'un
bütün fert hürriyetlerini tereddütsüz ve bir kalemde inkâr etmesinin
sebeblerindendir.
Hobbes devlet selâhiyetlerinm artmasını devletin maddî kuvvetlerinin
çoğalmasını istemiştir. Devletler otorite bakımından bugün Hobbes'un
arzu ettiğinden de ileri bir seviyeye erişmişlerdir. Bu bakımdan
Hobbes'un devlet nüfuzunun artması şeklindeki düşüncesi gerçekleşmiştir.
Ve her geçen gün devlete yeni vazifeler ve selâhiyetler vermektedir.
(Hobbes felsefe tarihinin en açık, kuvvetli ve en mükemmel üsluba
sahip yazarlarındandır97. Catlin'e göre Eflâtundan sonra en kuvvetli
üsluba sahip olan filozoflardan birisi Hobbestur. Diğer taraftan Hobbes
dünyevi menfaatler peşinde koşan bir zaman adamı olarak ta tavsif
edilemez. 0 daima tek bir1 şeyin cemiyet içinde emniyeti sağlayacak otoritenin
taraftan olmuş ve hayatının sonuna kadar davasından vazgeçmemiştir.
Fikirlerindeki sebat, vuzuh ve mantıki mükemmeliyet onların tesir
etjme ilmlkânını arttmrmşta. Fakat tenlkitferijnm sert ve ikinci, felsefesinin
ayni şekilde sıkı ve desppt karekteri, pek çolk hüiculm'uirı muhatabı
olması sonucunu doğurmuştur. Monarşiyi müdafaa sadedinde ileriye
sürdüğü fikirler geri olduğu kadar gülünçtür. Fakat onun devlet kuvvetlerinin
artması, devlet yetkilerinin (çoğalması şeklindeki düşünceleri gerçekleşmiştir.
Din kanunlarının pozitif hukuka cephe almaması, devletin
96) Russel. a. g. e. sh. 578.
97) Catlin. a. g. e. sh. 228.
HOBBEŞ, ŞAHSİYETİ VE SİYASÎ FİKİRLERİ 315
üstünlük iddiasında bulunmaması şeklindeki makul ve haklı fikirleride
ayni şekilde gerçekleşfmiştir.
Hofobes'un eserleri kelime kelime değil fakat fikir ve ruh itibariyle
tefsir olunursa onun değerinin gösterilmek istenenden çok daha yüksek
olduğu ve bütün zorluklara ve taassuba rağmen inandığı fikirleri büyük
bir cesaretle müdafaa ettiği anlaşılır.
BİBLİYOGRAFYA
ABADAN, YAVUZ. Amme hukuku ve devlet nazariyeleri Ankara, 1952,
AKBAY, MUVAFFAK Umumî Âmme hukuk dersleri, (5jlt I, Ankara 1951.
ARSAL SADRİ MAKSUDİ Hukuk Felsefesi tarihi, İstanbul 1946.
BURGESS, JOSEPH B. Introduction to the History of philosophy. second edition,
1939.
CATLİN, GEORGE. The story of the political philosophers London, 1950.
CROZAT, CHARLES. XX. asırdan zamanımıza kadar İngiliz âmme hukukunda
egemenlik kavramı, İst. Hukuk Fa, mec. cilt XI, 1945, şayi 1-2.
HOBBES, THOMAŞ Leviathan, London 1943.
HONİG, RİGHARD. Tabii hukuk nazariyesinin devlet şekli üzerindeki tesiri.
Hukuk İl. yayma ku. konf. serisi No. 15. Ankara. 1947.
HONİG, RİCHARD Hukuk felsefesi, çev: Yavuz Abadan, II bası İstanbul 1935.
MURRAY, R, H. The history of political science from Plato to the present. second
edition, 1929.
MUSSOLİNİ. Faşizm diktatörlüğü, Fikir hareketleri, 24 mayıs 1934, cilt II.
sayı 31. • ,
OKANDAN, RECAİ GALİP. Devletin menşei, İstanbul 1945.
RUSSEL, BERTRAND. History of western philosophy, London 1948.
VECCHİO, GİORGİO DEL. Hukuk felsefesi dersleri, çev: Suut Kemal Yetkin,
İstanbul 1940.
WEBER, ALFRED. Felsefe tarihi, çev: Vehbi Eralp. İstanbul 1938.