Hukuki Net Hukuki NET | Forum | Mevzuat Anasayfa | Kaynaklar | Yazarlar | Dizin | Arama | Uyarlama | Giriş | Üye Ol
Kadastro Tespiti • Memleket Haritası • Amenejman Planı • Orman Toprağı*
Ekleyen: Av.tayfun Eyilik | Tarih: 20-07-2010 | Kategori: İçtihat | Okunma : 8435 | Not:
Av.tayfun Eyilik

Hakkımdaki bilgilere http://www.tayfuneyilik.av.tr sitesinden ulaşabilirsiniz


Profil >
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E: 2007/20-237 K: 2007/237 T: 02.05.2007
Kadastro Tespiti • Memleket Haritası • Amenejman Planı • Orman Toprağı*
 
Özet: Bozmaya uygun olarak yapılan  yargılama sonucunda: Bilirkişi raporunda
dava konusu yerin eğiminin % 4, % 8- 12 ve %26 oranlarında olduğunun belirtildiği, ancak
Şilen böyle bir eğimin bulunmadığı, bunun da taşınmazın taraçalı yapımda olması
ndan kaynaklandığı gerekçesiyle orman yönetiminin davası reddedilmişse de; gerek
memleket haritasının düzenlendiği 1959 yılında tarihi ve iskan alanı olarak kullanılan
alanlara sınır olmaması, gerekse de çekişmeli taşınmazın memleket haritasında yeşil ile
renklendirilen çalılıktan açılması, evlerin inşası sırasında eğilimin insan eliyle düzenleme
ihtimali bulunması, eğimin en yüksek %12 olarak saptandığının bildirilmesi nedeniyle,
bir bilirkişinin kılizimetre ile ölçerek bulduklarını bildirdikleri eğime değil taşınmazı
n memleket haritasında münhaniler geçirilmek suretiyle saptanan eğilimine değer
verilmelidir.
 
Tarafar arasındaki "Kadastro Tespitine İtiraz" davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Kozan Kadastro Mahkemesince davanın
reddine dair verilen 25.4.2006 gün ve 2005/364 E. 2006/56 K. sayılı kararı
n incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargı-
352 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
___________________________________________________
(*) Gönderen: Av. Talih UYAR
tay 20. H ukuk Dairesinin 5.10.2006 gün ve 2006/9110 E. 2006/12728 K. sayı
lı ilamı ile,
(...Hükmüne uyulan Yargıtay 20. H ukuk Dairesinin 15.09.2005 gün ve
2005/5526-10414 sayılı bozma kararında özetle: "Bozmaya uyularak, resmi
belgelerin incelenmesine dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen
ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli
parselin 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında kısmen
açık alan kısmen çalılık olarak nitelendirildiği, eğimin %12'nin altında
olduğunun bildirildiği, rapora ek olarak, çekişmeli parselin yer aldığı kadastro
paftası ve memleket haritası ölçeği denkleştirilip birbiri üzerine aplike
edilmek suretiyle parselin memleket haritası üzerinde konumunun gösterildiğ
i, taşınmaz başında yapılan keşfe katılan yerel bilirkişi ve tanıkları
n çekişmeli parselin davalının atalarından kaldığı ve 20 yıldan fazla zilyet
edildiğini bildirdikleri, uzman bilirkişi kurulunun raporlarına ekledikleri
memleket haritasında çekişmeli parseli işaretlendikleri yerde yükseklik
eğrileri (münhanileri) sık olduğu halde, eğimin ne şekillde %12'nin altında
olduğunun bilimsel olarak açıklattırılmadığı, bu hususta yine soyut olarak
görüş bildirdikleri, taşınmazın orman kadastrosu ile belirlenen orman sınır
hattına irtibatlı krokisinin çizilmediği, sadece orman kadastro haritasındaki
konumunun gösterildiği, Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığı ve uzman bilirkişi
kurulunca taşınmazın 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında
kısmen çalılık olarak nitelendirildiği bildirildiği halde, taşınmazın çalı-
lıktan ne zaman ve kimin tarafından temizlendiği, imar ihya görüp görmediğ
i, imar ihya görmüş ise bitiminden itibaren 20 yıldan fazla zilyet edilip
edilmediği hususlarında ziraat uzmanı bilirkişi görüşü alınmadığı, bu hususun
taraf tanıkları ve yerel bilirkişiden açıkça sorulmadığı, uzman bilirkişiler
tarafından taşınmazın en eski tarihli memleket haritasında kısmen
çalılık olduğunun bildirilmesi karşısında, bu yerin imar ihya edildiği ve kadim
tarım alanı olduğu yönündeki soyut ifadelere değer verilemeyeceği, Bu
nedenlerle, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri
arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi
ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli
memleket haritası hava fotoğrafı ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz
ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu
belgelerde ne şekillde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658
Sayılı Yasalar karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyedlikle ormandan
toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45.maddesinin
ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13
EK; 14.03.1989 gün ve 35/13 EK. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı
kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğ
e giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmiş olduğ
undan, bu yollarla ormandan yer kazanılmayacağı, öncesi orman olan
bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi salt orman
Yargıtay Kararları 353
toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü
ve çevresi incelenmeli; taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşları,
aşı yaşları, kapalılık, üzerinde ağaç bulunan taşınmaz bölümleri belirlenmeli,
eğim ölçer aletler ve memleket haritasındaki yükseklik çizgileri
yardımıyla taşınmaz üzerinde hangi yönde kaç münhani geçtiği, münhanilerin
sayısına göre eğimin ne olduğu açı hesabı yapmak suretiyle bilimsel
olarak belirlenmeli, kesinleşmemiş tahdit söz konusu ise, uzman bilirkişiler
eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu
gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya
yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş
tahdit söz konusu değil ise yukarıda değinilen diğer belgelerin uzman bilirkişiler
eliyle yerine uygulattırılıp; memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri
eşitlenip birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli ve kombu taşınmazları
n memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatı
nı duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki
renkleri ve işaretleri (bitki örtüsünün ne olduğunu bildiren sembolleri)
aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya
dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri
bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu,
taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde,
bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma kobullarının varlığı araştırılmalı, imar ihya
olgusu üzerinde durulmalı; bu cümleden yapılacak keşifte tarım uzman
bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın çalılık
olarak belirlenen bölümünün ne zaman imar ve ihya edildiği, zilyetlikle kazanı
labilecek kültür arazisi olup olmadığı hususlarını içeren rapor alınması,
varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, imar ihyanın ne
zaman Başladığı ne zaman tamamlandığı, zilyetliğin ne zaman Başladığı,
kaç yıl, ne şekillde devam ettiği sorularak, kesin tarih ve olgulara dayalı
açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle
kazanma kobullarının olubup oluşmadığı belirlenmeli, resmi belgeler karşı-
sında soyut beyanlara değer verilmemesi) gereğine değinilmiştir. Mahkemece,
bozma kararına uyulduktan sonra, davanın REDDİNE, çekişmeli A.
Köyü 107 ada 109 sayılı parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm
Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı
Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmiş, çekişmeli parsel orman sınırları
dışında bırakılmiştir.
6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi gereğince orman ve toprak muhafaza
karakteri taşımayan funda veya makilerle örtülü alanlar orman sayılmaz.
Yerleşik Yargıtay kararlarıyla, Bilimsel olarak eğimi %12'yi geçen yerlerin
toprak muhafaza karakteri taşıyacağı kabul edilmektedir. Muhafaza
karakteri taşıyan makilik ve fundalıklar 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi
354 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
gereğince orman sayılan yerlerdendir.
Bozmaya uyularak, resmi belge niteliğindeki eski tarihli memleket haritası,
amenajman planı ve hava fotoğraşarının uygulanmasına dayalı
araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişiler Haydar,
Turhan, Hüseyin ve Fen bilirkişi Selim tarafından düzenlenen müşterek raporda,
kılizimetre (eğim ölçer) yardımıyla yapılan ölçümde ev ve meyve
bahçelerinin bulunduğu taraça şeklindeki bölümde eğimin %4, buğday ekili
bölümde ise %8-12 olduğunu, kadastro paftası ile memleket haritası çakı
ştırdığında, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında belirlenen kot
farkına göre eğiminin %26 olduğu, ancak Şilen böyle bir eğimin olmadığı
bunun nedeninin de, taşınmazın taraçalı yapıda olmasından kaynaklandı-
ğı, taşınmazın eski tarihli harita ve belgelerde çalılık olarak nitelendiği ve
sonuç olarak orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş, mahkemece
bu bilirkişi kurulu raporuna değer verilerek, Orman Yönetiminin davası
reddedilmişse de; gerek memleket haritasının düzenlendiği 1959 yılında
tarihi ve iskan alanı olarak kullanılan alanlara sınır olmaması, çekişmeli
taşınmazın memleket haritasında yeşil ile renklendirilen çalılıktan açılması,
evlerin inşası sırasında eğimin insan eliyle düzlenme ihtimali bulunması,
muhafaza karakteri taşımadığını ispatlarcasına eğimin en yüksek %12
olarak saptandığının bildirilmesi nedeniyle, bilirkişilerin kılizimetre ile ölçerek
bulduklarını bildirdikleri eğime değil taşınmazın memleket haritasında
münhaniler geçirilmek suretiyle saptanan eğimine değer verilmelidir. Bu
nedenlerle Orman Yönetiminin ve Hazinenin davalarının kabulüne karar
verilmesi gerekirken, yerinde olmayan düşünce ile davaların, reddi yolunda
hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak
dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece
önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı Orman İşletme Müd. ve Müdahil Hazine vekilleri
H UKUK GENEL KURULU KARARI
H ukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafarın karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk
Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak
gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle
direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı Orman İdaresi ve Müdahil Hazine vekillerinin temyiz
itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında
gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının orman idaresine geri verilmesine, 02.05.2007 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Kadastro sırasında A. Köyü Bostanlı mevkii 107 ada 109 parsel sayılı 2641
metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kargir ev ve bahçesi niteliği ve kazandırıcı
zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Ali adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazı
n 6831 Sayılı Yasa'nın 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu
iddiasıyla dava açmiş, Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki
yerlerden olduğu, öncesi orman sayılan yerlerden iken orman niteliğini yitirdiği,
2/B madde gereğince Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmiştir.
Mahkemece davaların reddine, çekişmeli parselin tesbit gibi davalı adına tapuya
tesciline karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz
edilmiş, mahkemece verilen hükümler Hazine ve Orman İdaresi temyizi üzerine
Yüksek 20. Hukuk Dairesince 3 kez incelenmiş ve 2 kez soruşturmaya yönelik
olarak bozulan karar son kez "Bozmaya uyularak, resmi belge niteliğindeki eski
tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraşarının uygulanması-
na dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişiler Haydar,
Turhan, Hüseyin ve fen bilirkişi Selim tarafından düzenlenen müşterek raporda,
kılizimetre (eğim ölçer) yardımıyla yapılan ölçümde ev ve meyve bahçelerinin
bulunduğu taraça şeklindeki bölümde eğimin % 4, buğday ekili bölümde ise
% 8-12 olduğunu, kadastro paftası ile memleket haritası çakıştırıldığında, çekişmeli
taşınmazın memleket haritasında belirlenen kot farkına göre eğimin %26 olduğ
u, ancak Şilen böyle bir eğimin olmadığı bunun nedeninin de, taşınmazın taraçalı
yapıda olmasından kaynaklandığı taşınmazın eski tarihli harita ve belgelerde
çalılık olarak nitelendiği ve sonuç olarak orman sayılmayan yerlerden olduğu
bildirilmiş, mahkemece bu bilirkişi kurulu raporuna değer verilerek, Orman Yönetiminin
davası reddedilmişse de; gerek memleket haritasının düzenlendiği 1959
yılında iskan alan olarak kullanılan alanlara sınır olmaması, çekişmeli taşınmazı
n memleket haritasında yeşil ile renklendirilen çalılıktan açılması, evlerin inşası
sırasında eğimin insan eliyle düzlenme ihtimali bulunması, muhafaza karakteri
taşımadığını ispatlarcasına eğimin en yüksek %12 olarak saptandığının bildirilmesi
nedeniyle, bilirkişilerin kılizimetre ile ölçerek bulduklarını bildirdikleri eğime
değil taşınmazın memleket haritasında münhaniler geçirilmek suretiyle saptanan
eğimine değer verilmelidir. Bu nedenlerle Orman Yönetiminin ve Hazine'nin
davalarının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan düşünce ile
davaların, reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...." gerekçesiyle
bozulmuştur. Mahkemece " mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenilen
mahalli ve tespit bilirkişilerin olayları dayalı somut anlatımlarına göre davalı ve
murisinin dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 1955 yılında Başladığı,
bu tarihten beri kesintisiz olarak ekonomik amaca uygun olarak sürdürüldüğü,
dava konusu taşınmazın üzerinde çevre ormanlarda yetişen orman bitki örtüsünün
bulunmadığı, sadece taşınmazın doğu kısmında bulunan çalılık kısmı davalı
nın babasının 1960 ihtilalinden önce temizleyerek tarla haline getirdiğini beyan
etmişlerdir. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dava konusu parselin toprak yapı
sı, çevresi, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaç cinsi ve sayısı, kapalılık oranı,
hakim bitki örtüsü detaylı şekillde bilirkişilere incelettirilerek taşınmazın eği-
356 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009
mi münhaniler ve eğim ölçer aletler yardımıyla bilimsel yöntemler ile belirlenmiş
olup, ayrıca kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından eski tarihli memleket
haritası ve amenajman palanı uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli
taşınmazın memleket haritasına göre konumu saptanarak, memleket haritası
ve kadastro paftası ölçekleri 1/5000 olarak eşitlenip, birbiri üzerine aplike
edilmek suretiyle, taşınmazın bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek
biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren
kroki düzenlettirilmiş orman bütünlüğünü bozan orman içi açıklığı veya boşluğu
olup olmadığı hususunda orman bilirkişi kurulundan bilimsel veriler bulunan rapor
alınmiş, belirtilen raporda dava konusu parselin orman sayılmayan yerlerden
olduğu, ziraat bilirkişisinin raporuna göre; dava konusu taşınmazın tarım arazisi
niteliğinde ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu bildirildiği, mahalli ve
tespit bilirkişilerin beyanlarına göre de, dava konusu taşınmaz üzerinde davalı-
nın ve murisinin zilyetliğinin ekonomik amaca uygun olarak 50 yılı aşkın süredir
devam ettiği anlaşılmaktadır. Yargıtay bozma ilamında belirtilen salt eğimin
%12'den fazla olması taşınmazın tarım arazisi niteliğini etkilemeyeceği, eğimin
%12'den fazla olması toprak muhafaza karakteri taşıyan taşınmazlarda önem arz
etmekte olup, bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmaz
toprak muhafaza karakteri de taşımamaktadır. Ülkemizde eğimi %12'den fazla ve
evveliyatı itibariyle çalılık olan tapulu tarım arazileri de bulunmaktadır. Ayrıca ülkemizde
tarım arazisi olarak kullanılan toprakların %40'nın eğimi %12'nin üzerindedir.
Böylece davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17.
maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zaman aşımı ile mülk edinme kobullarının
gerçekleştiği anlaşıldığından mahkememizce verilen 25.4.2006 gün ve 2005/364
esas, 2006/56 sayılı kararında direnilmesine, dava konusu taşınmazın tespit gibi
davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna
varılmiş olup, aşağıda yazılı şekillde hüküm tesis edilmiştir..." gerekçesiyle
direnme kararı verilmiştir.
Yüksek Hukuk Genel Kurulu çoğunluğu Daire bozmasını benimsemiş ve eğimin
%12'yi geçmesi nedeniyle dava konusu yerin orman ve toprak muhafaza karakteri
taşıyan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman sayılan yerlerden olduğunu
kabul etmek suretiyle 6831 Sayılı Yasa'nın 1/J maddesinin uygulama yeri bulunmadığı
nı kabul etmiştir. Somut olayda ihtilaf dava konusu yerin orman ve toprak
muhafaza karakteri taşıyıp taşımadığına ilişkindir. Nizalı yerin öncesinin makilik
olduğu, zilyedin lehine 3402 Sayılı Yasa'nın 14, 17. maddelerindeki imar ihya ile
iktisap kobullarının süre ve taşınmazın niteliği itibariyle gerçekleştiği, taşınmazın
bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmadığı, uyuşmazlık
konusu değildir. Yüksek Dairece eğimin %12'yi geçmesi nedeniyle makilik alanın
orman sayılan yerlerden olduğu, dolayısıyla imar ihya ile iktisabının mümkün olmadığı
kabul edilmişse de sadece eğime değer verilmek suretiyle makilik alanın
orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığının kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
Yüksek Dairece benimsenen ölçüt sadece eğimdir. Oysaki bilindiği üzere 6831
Sayılı Yasa'nın 1. maddesinde ormanın tanımı yapılmış ve istisnaları gösterilirken
1/J bendinde funda ve makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşı
mayan yerlerin orman sayılmadığı belirtilmiştir. Bu durumda makilik ve fundalı
k bir alanın orman sayılan yerlerden olup olmadığını tespit etmek için yapılacak
iş orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyıp taşımadığını incelemektir. Mevzuatı
mızda 24.12.1965 günlü bakanlık oluru ile yürürlüğe giren Orman Genel mü-
Yargıtay Kararları 357
dürlüğünün 24.12.1965 günlü funda ve makilik sahaların tesbitine ait talimatnamenin
6. maddesinde açıklayıcı bir hüküm getirilmiş ve "Funda ve makilerle örtülü
bir sahada:
A) Hangi derecede olursa olsun toprak erozyonu varsa (tabaka, oluk, yarıntı),
toprağı uzvi kısmı kısmen veya tamamen yıkanmişsa;
B) Toprak aşınması müşahede edilmese dahi erozyon potansiyeli bakımından
tehlike ve zarar vuku melhuz ise;
C) Toprak sığ ve arazide kayma tehlikesi mevcutsa,
D) Arazi %12'den fazla meyli haizse bu kabil sahalar toprak muhafaza karakteri
taşır ve orman rejimi dışına çıkarılamaz." hükmü getirilmiştir. Görüldüğü
üzere yukarıdaki 4 halden biri dahi gerçekleşse o yer orman rejimi dışına çıkarı-
lamaz. Anılan hüküm daha ziyade kesinleşmiş orman kadastrosu içerisinde kalan
yerlerin orman dışına çıkarılıp çıkarılamayacağı, makilik alan olarak tefrik
edilip edilemeyeceği konularında uygulama alanı bulmuş ise de ülkemizin coğraŞ
şartları karşısında kadastro görmemiş bir yerin orman olmadığının tespit bakı-
mından yetersiz görülerek 25.7.1974 tarihinde yürürlüğe giren orman kadastrosu
yönetmeliğinin 132/a maddesiyle yürürlükten kaldırılmiştır. Artık %12'yi geçen
eğimin taşınmazın orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyıp taşımadığında
tek başına bir kriter olarak kabul edilmesi imkanı ortadan kalkmiştır. Kaldı ki
2004 yılında yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre orman kadastrosunun
uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 23/p maddesinde eğimle birlikte
diğer unsurlara da yer verilmiştir: "Orman ve toprak muhafaza karakteri; Üzerindeki
bitki formasyonuyla taşkınları, Şiddetli yağış sonrası oluşan zararlı akışları,
toprak erozyonu, toprağın strüktür ve tekstürünün bozulmasını önleyici, su
verimini artırıcı etkisi bulunan ve eğimi yüzde on iki (%12)'den fazla olan yerlerdir."
Bu hüküm karşısında sadece eğime istinaden taşınmazın orman ve toprak
muhafaza karakteri taşıdığını kabul etmek suretiyle uygulama yapmak mümkün
değildir. Sadece eğimi esas alarak uygulama yapmak hem yürürlükteki hukuka,
hem de ülke kobullarına ters düşmektedir. Dosyadaki birbirini istisnasız olarak
teyid eden bir çok ziraatçı ve ormancı bilirkişi raporlarında da orman kadastro yönetmeliğ
i 23/p maddesine göre, bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taşınmazı
n orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan, orman sayılmayan makilik
alanlardan iken yoğun para ve emek sarfıyla teraslanmak suretiyle tarım arazisi
haline dönüştürüldüğü açıktır. Hal böyle olunca davalı taraf yararına 3402 sayı-
lı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen iktisap kobullarının
gerçekleştiği kabul edilerek Hazine ve Orman İdaresinin davalarının reddine dair
kurulan direnme hükmünün yerinde olduğu gerekçesiyle sayın çoğunluk tarafından
benimsenen yüksek özel daire görüşüne katılamıyoruz. Yüksek H ukuk Genel
Kurulu Başkanlığı'na işbu muhalefet şerhini saygıyla sunarız.
Zeki Akar Lale Gürün Cemal Baş
H ukuk Genel Kurulu 16. H ukuk Daire 16. H ukuk Daire
Başkanı Başkanı Üyesi
358 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 83 • Sayı: 1 • Yıl 2009

Forum